Sompo Japan Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş, Japon sermayedarın sigorta pazarına 350 milyon doların üzerinde yatırım yaptığını belirterek, “Büyümek için, hayat şirketi de dahil satışa çıkan olursa ilgisiz kalmayız” dedi.
GEÇEN yıl Hüsnü Özyeğin’den Fiba Sigorta’yı satın alan, bu yılın başında da ismini Sompo Japan Sigorta olarak değiştiren Sompo Japon Insurance, Türk sigorta pazarında yeni fırsat arayışında.
Sompo Japan Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş, sermayedarın bugüne kadar sigorta pazarına 350 milyon doların üzerinde yatırım yaptığını belirterek, “Satışa çıkan şirket olursa, pazarda büyümek için fırsatlara ilgisiz kalmayız, buna hayat şirketi de dahil” dedi.
Japonların Türk sigorta pazarına yatırım yapma nedenini değerlendiren Recai Dalaş, gelişmiş ülke ekonomilerinde ciddi büyüme sorunu olduğunu belirterek, “Nüfus artmıyor, yaşlanıyor. Bireysel harcamalarda azalma var. Bu da sigorta sektörünü olumsuz etkiliyor. Bu tür ülkelerin dev şirketleri büyüyebilmek için gelecekte zenginleşeceği düşünülen, bugün için sigortalanma oranı düşük olan ülkelere yatırım yapmaya yöneliyorlar. Türkiye’de bu ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor” dedi.
Sompo Japan’ın Türkiye ilgisinin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Dalaş, şunları söyledi:
“Fiba Holding’in şirketi satma kararı aynı döneme denk gelince, bir imkan doğdu ve Japonlar, bu vesile ile şirketimizi tanıdı. İlk fark ettikleri şirketin özsermaye karlılığının sürekli olarak sektör ortalamalarının üzerinde olduğu idi. Şirketin, bu farkı yaratmasını sağlayan yeteneklerini tanımaları, satın alma isteklerini pekiştirdi. Şu anda da kararlarından son derece memnunlar. Çünkü satın alma sonrasında da şirket, alışılmış performansını gösteriyor. Daha önceki bazı satış işlemlerinde durumun bu olmadığını biliyoruz. Şirketlerin performansında satış sonrasında ciddi düşüşler olabiliyor” dedi.
Recai Dalaş, Japon sermayedardan; reasürans, eğitim, teknoloji, ürün geliştirme gibi konularda destek alacaklarını ve bunları kullanarak, Türkiye’deki Japon ve Uzakdoğu kökenli müşterilerin tek adresi olacaklarına da söyledi. Dalaş, “Ancak Türkiye olarak bizim de vereceklerimiz var. Kesin olarak söyleyebilirim ki, birçok alanda Türk sigortacılığının, dünyanın en ileri ülkelerinden hiç bir eksiği yok, fazlası var. Ancak sektör bu gerçeği yeterince etkin anlatamıyor” dedi.
Uygulama yanlış
Recai Dalaş, sigorta bilincinin yetersizliği nedeniyle sigortacılığın yeterince büyüyemediğinden de şikayet ederek, şunları söyledi: “Kişi başı ulusal gelirimiz 10 bin dolarlar seviyesine geldi ancak bu rakamın çoğu tüketime gidiyor. Sigortalanabilir varlığa dönüşen tutar yeterli değil. Kişi başı milli gelir 20 binlere geldiğinde sigortalanabilir varlık toplamında patlama yaşanacak. Diğer bir deyişle gelir ve tasarruf artışı ilişkisi; aritmetik değil, geometrik olacak. Bunu yabancılar da biliyorlar ve bu yüzden Türkiye’ye yatırım yapıyorlar. Yapmaya da devam edecekler.”
Recai Dalaş, Hazine’nin sektöre yönelik uygulamalarına da değinerek, Hazine’nin trafik sigortasında ‘eşik fiyat’ tespitinin fiyatları aşağı çektiğini vurguladı. Eşik fiyat tespitinin, şirketlerde, yüksek fiyat belirlemeleri halinde piyasa fiyatlarının yukarısında kalma endişesi yarattığını belirten Dalaş, “Çünkü şirketler, belirledikleri fiyatın en çok yüzde 10 altına inilebiliyor iken yüzde 500 üstüne çıkabilmekteler. Bu da şirketleri, ‘piyasanın üstünde kalmayayım, altında kalırsam nasılsa yukarı çıkma imkanı var’ düşüncesine itmekte ve fiyatlar alt seviyede belirlenmekte. Hazine’de, ‘şirketler halinden memnun olmalı’ diye düşünerek, eşik fiyatları cüzi bir oranda artırmayı yeterli görmekte. Ben bunu doğru bulmuyorum. Bence Hazine, bu uygulamadan vazgeçmeli ve şirketleri kaderleri ile baş başa bırakmalı” dedi.
Yönetimler kâr etme konusunda beceriksiz
SOMPO Japan Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş, sigorta sektörünün önemli sorunlarından bir tanesinin kar etme beceriksizliği olduğunu, bunun da sorumlularının şirket yönetimleri ve sermayedarlar olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Ülkemize gelen yabancı sermaye beklediğinden çok daha yüksek kaliteye sahip bir sektör buldu. Bu nedenle iş yapma kalitesini artırma konusunda önemli bir alan bulamadı. Ülkenin geleceğini de parlak gördüklerinden, rekabeti tırmandırdılar. Buna şirket yönetimlerinin de kar etme konusundaki beceri eksikliği eklenince, bugünkü tablo ortaya çıktı. Sektörde konsolidasyon yaşanmadan, önemli bir değişim beklenmemeli.”
Yazdır