Yavuz Donat Sabah gazatesindeki köşesine Ali Şen ile yaptığı söyleşiyi taşıdı. İşte Donat'ın yazısı:
Bayram... Bu bir fırsat... Birkaç günlüğüne de olsa kendimizi Ankara'nın dışına atmak istedik... Denize... Sabah yola çıktık... Ver elini Bodrum... Tabii yol boyunca dura dura... Nabız yoklaya yoklaya. Afyon'da durduk... Kiminle konuştuysak "Fenerbahçe" diyor. Sonra Denizli'de uzunca kaldık... Milletin derdi yine Fenerbahçe. Aydın'da öyle, Muğla'da öyle. Sanırsınız ki insanlar Fenerbahçe ile yatıp, Fenerbahçe ile kalkıyorlar.
***
Nihayet Bodrum'dayız... 35 yıldır geldiğimiz Gündoğan'da. Kime selam versek hemen Fenerbahçe'yi soruyor. Biz de "işin kolayını" bulup, topu Ali Şen'e atmak istedik. "Ona sorun" dedik. Ve gördük ki Ali Şen'in "hali duman." Taraftar arıyor... Gazeteciler arıyor... TV'ler arıyor... Sporcular arıyor... Siyasetçiler arıyor... Yurt dışından arayan arayana. "Efsane Başkan bize yol göster" diye afiş yazıp, Ali Baba Çiftliği'nin kapısına bırakan bile var. Ali Şen ise "Kapanmış... Kapı açmıyor... Konuşmuyor... Yayına çıkma tekliflerini geri çeviriyor... Sanki dilini yutmuş."
***
İşte bu ortamda telefonumuz çaldı. Arayan SABAH'ın Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak'tı: - Komşu sayılırsınız, mutlaka buluşmuşsunuzdur... Ali Şen ne diyor? Hiç sorma... Ali Şen'i arayan arayana... Bir saat içinde belki 20 kişi arıyor... Arayanları bir söylesem şaşırır kalırsın. - Senden ricam... Yorgunsun biliyorum... Ama... Ali Şen'le uzun bir bayram sohbeti... Her şeyi anlatsın... Şu dönemde Ali Şen medyaya kapalı... Ama sana hayır diyemez.
***
Ve Ali Şen'le oturduk. Neler mi konuştuk? Neler konuşmadık ki... Bugün yazmaya başlıyoruz... Sohbet oldukça uzun...
FENERBAHÇE TARAFTARINA
Eskiden Ali Şen'le sağa sola giderdik. Sabah yürüyüşü yapardık. Yalıkavak'ta, Gümüşlük'te, Gündoğan'da dolaşırdık. Şimdi Ali Şen sokağa çıkamıyor... Çıkınca, taraftarlar etrafını sarıyorlar. "Ne olacak halimiz" diye. Zira taraftar "inanılmaz ölçüde öfkeli."
SAKIN HA!..
Ali Şen "eski başkanınız olarak size sesleniyorum" diyor ve taraftara şu mesajı gönderiyor:
Asla fevri hareket etmeyin.
Yönetim Kurulu'nun ve Ali Koç'un görevlerini en iyi şekilde yapacaklarına güvenin.
Her zamankinden fazla kulüp ürünlerinden alın... Taraftar kart sahibi olun.
Stadyumları tıklım tıklım doldurun.
Futbolcuların, Hoca'nın ve yönetimin yanında olun.
UEFA'ya karşı protesto mu?.. Sakın ha... Neİsviçre'de UEFA'nın merkezinde ne de Türkiye'de, UEFA'ya karşı sakın gösteri yapmayın.
Aksi halde bugüne kadar başımıza gelmeyen olaylar gerçekleşir ve UEFA Disiplin Kurulu'na sevkediliriz ki... İşte o zaman işimiz çok daha kötü olur... İçinden hiç çıkılamaz.
Kriz iyi yönetilemedi
Meşhur sözdür: Yığınakta yapılan hata savaşın sonuna kadar devam eder. Ali Şen'e göre de "baştan hata yapıldı." Sorduk... Hata neydi?.. Ne yapmak gerekiyordu da yapılmadı? Ali Şen "kriz iyi yönetilemedi" diye konuya girdi:
Başkan Aziz Yıldırım ile 2. Asbaşkan (İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu) ve kulübün Mali İşler Müdürü (Tamer Yelkovan) tutuklandıktan hemen sonra, Fener yönetimi strateji belirlemeliydi.
Kulübün akil adamları, tecrübeli insanlar, eski başkanlar derhal toplantıya çağrılmalıydı. Ali Şen "Fener yönetimi bir şeyi göremedi" diyerek konuşmasını sürdürdü:- Şunu anlamalıydılar... Türk emniyeti çok derin bir çalışma yapmış... Savcılığın ve emniyetin birlikte yürüttüğü operasyon, bugüne kadar görülmemiş bir şey... Çok önemli... Bunu göz ardı etmek en büyük hata. Ali Şen konuştuğu konuya hakim... Masası dosya dolu... Şen'i dinlemeye devam edelim:
Suçlanan Fenerbahçe... Ve suçlama da çok büyük.
Şampiyonluğun
şikeyle alındığı, anlaşmalı maçlar oynandığı, sporla bağdaşmayan iş ve ilişkiler olduğu iddiaları var. Ve soruşturma 2011 Nisan'ın da çıkan yasaya göre yapılıyor... Fener yönetimi bu yasayı ya okumadı ya da anlamadı.
Fener yönetimi derhal bir kriz masası oluşturmalı... Hemen... Gecikmeden.
ERDOĞAN'I DAVET ETTİK
SÖZ bir ara Başbakan'dan açılınca, Ali Şen "Makarayı geri sardı" ve başladı anlatmaya:
- Ben Fenerbahçe Başkanı iken, Şadan Kalkavan'la birlikte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan'a gittim... Ve bir ricada bulundum.
- Ne istediniz?
- Dedim ki... Taraftar sizi Fenerbahçe yönetiminde görmek arzusunda.
- Tayyip Bey'in tepkisi ne oldu?
- Teşekkür etti... Bana ve taraftara.
- Sonuç?
- Öyle sanıyorum ki dönemin Başbakanı sayın Necmettin Erbakan durumu öğrendi...
Ve Tayyip Bey'in Fenerbahçe yöneticiliğini engelledi.
- Neden acaba?
- Allah bilir.
BAŞBAKAN'DAN NE BEKLİYORUZ?
Uzun sohbette Ali Şen Başbakan'ın kulağını çok çınlattı... Örneğin:
Başbakan'a tepki yanlıştır... Samandıra tesisleri yapıldıysa, Başbakan'ın yardımıyla yapıldı.
Başbakan, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ile bir araya gelmeli... Fenerbahçe'den de Ali Koç ve arkadaşlarıyla... Ve tabii Şenes Erzik'le.
Başbakan herkesi uyarmalı... Demeli ki: Ne yapılıyorsa, UEFA yönetmeliklerine göre yapılıyor.
Fenerbahçe olayı bir toplumsal olay... Halka iyi anlatılmazsa durum daha da kötüleşir. Ali Şen, Başbakan'la ilgili "bir şey daha" söyledi: - Yürürlükteki yasaya göre, futbolla-sporla ilgili "ihtisas mahkemesi" kurulması gerekiyor... Bu mahkeme bir an önce kurulmalı... Ve şike iddiasıyla yargılananlar, bu mahkemenin önüne çıkarılmalılar.
Panik ve mesajlar
ALİ ŞEN'E "siz ne yaptınız" diye sorduk:
- Futbolda tsunami gibi bir olay patlayınca, Aziz Yıldırım tutuklanınca, ortalık toz duman olunca, eski bir başkan olarak siz ne yaptınız?Ali Şen "seyirci kalamazdım" yanıtını verdi ve ekledi:
- Derhal Başkan Vekili Nihat Özdemir'i aradım...
Sonra da Divan Kurulu Başkanı, deneyimli bir arkadaşımız olan Yüksel Günay'ı. - Ne dediniz?
- Dedim ki: Geçmiş olsun... Bu fırtınalı dönemde kulübüm için ne yapabilirim?.. Unutmayın, size bir telefon mesafesindeyim.
PANİK
Ali Şen "bekledim" dedi:
- Bekledim ki, akil adamları toplasınlar... Ama gördüm ki panikteler... Gazeteler, TV'ler her gün haber ve programlar yayınladı... Panik tırmandı... Seyirci kalamazdım.
- Yani?
- Bak sana göstereyim... Kendin oku... 1 Ağustos günü saat 13.40'ta Nihat Özdemir'e şu mesajı yolladım.
MESAJ
Ali Şen'den Nihat Özdemir'e mesaj:
Nihat!.. Yönetim Kurulu olarak, umarım Fenerbahçe için çok ciddi çalışmaların içindesinizdir.
Hiçbirimizden tavsiye, akıl, yardım talep etmediğinize göre herhalde işler rayında gidiyor.
Ve biz Fenerbahçeliler de rahat rahat uyumaktayız.
Tüm sorumluluk siz, görevde olan Yönetim Kurulu'nun omuzlarındadır.
Bu mesajımı Başkan Vekili olarak tüm Yönetim Kurulu üyelerine aktarmanızı rica ederim... Sevgilerimle.
DİKKAT!.. MESAJ-2
Ali Şen'in "1 Ağustos-Saat 13.40 mesajına" Nihat Özdemir'den ne yanıt geldi?
Biz bunu sorunca Ali Şen başını iki yana salladı ve acı acı gülümsedi... Bir süre sustu... Sonra "hiç" dedi:
- Hiçbir yanıt vermedi... Mesajıma geri dönüş olmadı.
- Sonra... Siz başka bir girişimde bulunmadınız mı?
- Nasıl bulunmam... İçim kan ağlıyor...
4 Ağustos'ta, saat 14.55'te bir mesaj daha gönderdim.
Ali Şen'den Nihat Özdemir'e ikinci mesaj:
1 Ağustos-13.40'taki mesajımda kulüp Yönetim Kurulu olarak çalışmalarınıza dair dikkatinizi çekmiştim.
Hiçbir cevap vermediniz.
Umarım ki kulübümüzün en ciddi sorunu konusundaki çalışmalarınız devam etmektedir.
TFF'nin vereceği karar UEFA'nın yetkili mercilerinde ve yeni seçilen UEFA disiplin kurulunda görüşülürken çok ciddi çalışmalar gerekmektedir.
Siz de mutlaka üstün tecrübenizle çalışmaktasınız.
Yine de dikkatinizi çekmek istedim...
Sevgiyle.
SIFIRA SIFIR
Ali Şen'in ikinci mesajından sonra ne oldu?
Eski Başkan Ali Şen dedi ki:
- Sessizlik... Sıfır... Yine hiçbir cevap yok.
Bayram... Bu bir fırsat... Birkaç günlüğüne de olsa kendimizi Ankara'nın dışına atmak istedik... Denize... Sabah yola çıktık... Ver elini Bodrum... Tabii yol boyunca dura dura... Nabız yoklaya yoklaya. Afyon'da durduk... Kiminle konuştuysak "Fenerbahçe" diyor. Sonra Denizli'de uzunca kaldık... Milletin derdi yine Fenerbahçe. Aydın'da öyle, Muğla'da öyle. Sanırsınız ki insanlar Fenerbahçe ile yatıp, Fenerbahçe ile kalkıyorlar.
***
Nihayet Bodrum'dayız... 35 yıldır geldiğimiz Gündoğan'da. Kime selam versek hemen Fenerbahçe'yi soruyor. Biz de "işin kolayını" bulup, topu Ali Şen'e atmak istedik. "Ona sorun" dedik. Ve gördük ki Ali Şen'in "hali duman." Taraftar arıyor... Gazeteciler arıyor... TV'ler arıyor... Sporcular arıyor... Siyasetçiler arıyor... Yurt dışından arayan arayana. "Efsane Başkan bize yol göster" diye afiş yazıp, Ali Baba Çiftliği'nin kapısına bırakan bile var. Ali Şen ise "Kapanmış... Kapı açmıyor... Konuşmuyor... Yayına çıkma tekliflerini geri çeviriyor... Sanki dilini yutmuş."
***
İşte bu ortamda telefonumuz çaldı. Arayan SABAH'ın Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak'tı: - Komşu sayılırsınız, mutlaka buluşmuşsunuzdur... Ali Şen ne diyor? Hiç sorma... Ali Şen'i arayan arayana... Bir saat içinde belki 20 kişi arıyor... Arayanları bir söylesem şaşırır kalırsın. - Senden ricam... Yorgunsun biliyorum... Ama... Ali Şen'le uzun bir bayram sohbeti... Her şeyi anlatsın... Şu dönemde Ali Şen medyaya kapalı... Ama sana hayır diyemez.
***
Ve Ali Şen'le oturduk. Neler mi konuştuk? Neler konuşmadık ki... Bugün yazmaya başlıyoruz... Sohbet oldukça uzun... Yarın devam edeceğiz.