TFF’nin Şampiyonlar Ligi’nden men ettiği ana kadar ne yaptığına anlam veremediğim F.Bahçe yönetimi, 55 günlük ağır baskının da etkisiyle çağlamaya başladı.. Özellikle Ali Koç’un nemli gözlerle yaptığı basın açıklaması son 2 ayda ruhumu rahatlatan ilk hareket oldu diyebilirim.. Çünkü F.Bahçe süreci çok ama çok kötü yönetti, daha doğrusu yönetemedi.. Ancak Koç’un çizdiği “başkanlığa layık” profilin dışında birtakım stratejik hataların da yapıldığını düşünüyorum.. Şöyle ki:
1. Faturayı çıkardıkları Mehmet Ali Aydınlar’ın şirketi Acıbadem’i Kadın Voleybol Takımı’nın sponsorluğundan azlettiler.. Olabilir.. Maliyeti ne kadar? Yıllık 10 milyon dolar..
2. Şampiyonlar Ligi’ne gidilemediği için doğacak gelir kaybı asgari 25 milyon Euro..
3. Şimdi de Bank Asya’da oynamanın maliyetini buna ekleyin.. Digitürk’ten gelmesi muhtemel 50 milyon lira, kaybolan reklam, sponsor gelirleri ve hasılatlar.. Kabaca 100 milyon lirayı tutacaktır..
Yani şu anda çoğu banka kredisi olmak üzere toplam 300 milyon dolar borcu bulunan F.Bahçe Kulübü, bir sezon için 200 milyon liralık toplam bir gelir kaybıyla karşı karşıya.. “Fakir ama gururlu delikanlı” ruh halini kabul edebileceğimiz bir dönem olduğunu sanmıyorum.. 2 Temmuz-25 Ağustos arasında “aşırı mantıklı” davranıp, sağdan sağdan Avrupa’ya gitmeyi planlayan F.Bahçe yönetimi şimdi de “aşırı duygusal” tepkiler vermeye başladı..
Mesela ilk aşamada Niang, Gökhan Gönül, Lugano ve Santos gönderilmek üzere.. Onların bonservis ücretlerinden gelecek 20 milyon Euro civarı bir para, bazı delikleri kapamaya yetebilir.. O da “şimdilik” kaydıyla.. Ali Koç satır arasında mesajı verdi:
“Süper Lig’de kalsak bile bazı futbolcu arkadaşlarımızla yollarımızı ayırmak zorunda kalabiliriz..”
Yani mali sorunlar nedeniyle kadrosunu daraltıyor F.Bahçe yönetimi..
NİHAT ÖZDEMİR PARA VERMEMEK İÇİN Mİ GİTTİ?
İşte tam bu noktada kafama takılan bazı sorular var:
- Madem ekonomik darboğaz var.. O koltuklarda oturan Ali Koç, Murat Özaydınlı, Serhat Çeçen, Ali Yıldırım, Abdullah Kiğilı, Mithat Yenigün gibi önemli işadamları ortak bir havuz oluşturup neden kulübe para yardımında bulunmuyor? Aralarında F.Bahçe’ye yönetici olduktan sonra işadamlığında sınıf atlamış isimler yok mu? Sırfbunun karşılığında bile 5’er milyon dolar hibe edilse veya borç verilse olmaz mı?
- Nihat Özdemir öyle bir dönemde istifa etti ki, insanın aklına kötü kötü şeyler geliyor.. Sayın Özdemir, bu kasa kolaylığını en kolay yapabilecek işadamlarından biriydi.. Neden kulüp iflasa sürüklenirken bırakıp gitti? Yoksa para mı vermek istemedi?
- Son 13 yıldır F.Bahçe’nin temel problemi kendisini eleştirmemesi, eleştireni de düşman görmesiydi.. F.Bahçe dış unsurlara kızsın ama kendi icraatlarını da gözden geçirsin.. Yönetim, kahrolmuş taraftarın duygusal tepkisini normal karşılasın, ancak icraatlarını rasyonel bir biçimde yapsın.. Çünkü taraftar kartıyla kulübe yardım edecek çok taraftar bulunur.. Ancak o kaynağı doğru kullanamayan yönetime F.Bahçe’nin artık tahammülü olmaz, olamaz..
***
Aykut Kocaman’a 2 eleştirim var
Kocaman, bu süreçte G.Saray’ın etkili olduğunu, onların TFF’deki kolunun da Arıboğan olduğunu ima edip bence yanlış yaptı..
Aykut Kocaman, futbol dünyasında en fazla sevdiğim, en çok saydığım, en dürüst F.Bahçeliler’in başında gelir. Ali Şen tarafından İstanbulspor’a sürgüne gönderildiği dönemden itibaren aramızda başlayan ağabey-kardeş ilişkisi, geçen sezon gerçek anlamda bir yakınlaşmaya dönüştü.. Dolayısıyla ben onun sözlerine değer veririm..
Dünkü basın toplantısında yaptığı tespitlerin çoğunu doğru buluyorum.. Aykut Kocaman’ın, teknik kadrosunun ve futbolcuların şike konusunda en ufak dahli bulunmadı.. Bunu görmek için kâhin olmaya da gerek yok, elden ele dolaşan tapeler ve soruşturmanın seyri zaten bunu söylüyor.. Krizin en “masum” ve “mağdur” kişisi olan Aykut Kocaman’ın federasyonu, G.Saray’ı, medyayı, diğer unsurları eleştirirken “coşkulu” bir ruh halinin olmasını normal karşılayabilirim.. Ancak 2 noktada kendisine eleştirim var:
1. Futbol takımı masum kalmış, dış unsurlar manipülatif davranmış olabilir.. Ama ortada kabak gibi duran bir gerçek var.. Aziz Yıldırım’ın yönetiminde geçen sezon ligin manipüle edildiğine dair büyük emareler, konuşmalar, bilgiler, hatta belgeler olduğu söyleniyor.. Krize sebep olan her unsur dile getirilirken, hiç yönetimsel özeleştiri yapılmaması ve Aziz Yıldırım’ın bu konuşmanın dışında bırakılması o haklı isyanın inandırıcılığı konusunda akıllarda soru işareti yaratmıyor mu? Yani Aziz Bey’i suçlayan savcı ve emniyet pis bir komplonun parçası mı? Tutuklanan herkes bu komplonun mağduru mu? Yoksa ortada F.Bahçe’yi çamurun içine sokan birtakım tuhaf ilişkiler var mı? Bunu kesinlikle sorgulamak gerek..
2. Aykut Kocaman, basın toplantısında bu süreçte G.Saray’ın etkili olduğunu ima etti ve onların federasyondaki kolu olarak Lütfi Arıboğan’ı işaret etti.. G.Saray bölümünü hiç bilemem.. Ancak Lütfi Arıboğan konusunda olağanüstü bir hata yaptığına eminim.. Arıboğan’ın avukatı değilim, o mutlaka kendini savunur.. Sadece tarihe not düşmek adına söylüyorum, Aykut Hoca burada çok ayıp etti..
3. İdari bir soruşturmayla ilgili teknik açıklama yapılması “Bu kulübün yönetimi yok” tezimi kuvvetlendirmiyor mu?
***
Siyaset-Aydınlar’a kızanlar Yıldırım’a niye kızmıyor?
F.Bahçe’nin DNA’sına işlemiş bir şehir efsanesi var..
“Siyaset F.Bahçe’yi bölmek/parçalamak istedi.. Görevlendirilmiş adam Mehmet Ali Aydınlar da hain bir komplo ile bunu gerçekleştirdi..”
Bu mesajı kulaklara üfleyenler bazı yöneticiler.. Oysa ne kadar tehlikeli bir silahla oynadıklarının farkında değiller.. Bana göre tam tersi:
“Ben çok büyüğüm. Kimse dokunamaz” diye her türlü acayipliğe tevessül edenler, oynadıkları Rus Ruleti’ni çelik çomak, ellerindeki silahı da su tabancası sandılar. Ama geniş çaplı mafya soruşturması vesilesiyle başlayan süreçte silah patladı, F.Bahçe yaralandı ama ölmedi.
Siyasetin bu noktada bir dahli varsa, tam tersine F.Bahçe’nin küme düşürülmemesi yönünde olmuştur..
Aynı şekilde Mehmet Aydınlar da F.Bahçe’nin küme düşmemesi için yıllarca tırnağıyla kazıyarak oluşturduğu itibarını zedelemeyi göze aldı.. Bin bir türlü tiyatro ile F.Bahçe’yi kümede tutma senaryoları oluşturdu..
Allah’ı var, F.Bahçe’nin küme düşmesi halinde futbol endüstrisinin paramparça olacağını bilen öteki kulüpler de, yanlarına Digitürk’ü ve mangırları alarak bu senaryoya çanak tuttu..
Bu atmosferi koklayan F.Bahçe ise hep daha fazlasını istedi.. Yaptıkları en büyük hata UEFA riskini gözardı edip, Avrupa Devler Ligi’nde ısrar etmeleri oldu.. Aydınlar’a baskı uyguladılar bu konuda..
Daha 15 Temmuz tarihinde “çat” diye küme düşürülebilecek takım, Futbol Federasyonu’nun “geçen sezonu dondurma ve bu sezon Avrupa’ya hiçbir takımı göndermeme” projesine şiddetle karşı çıktı.. “Hakkımız” dedi, “Mahkemeye gideriz” dedi.. Yine Rus ruleti oynadı yani..
Günün sonunda silah bir kez daha ateş aldı.. Avrupa’ya gidemeyen sarı-lacivertli kulüp ikinci yarayı aldı, şimdi de “Bank Asya 1. Lig” demeye başladı..
Sürecin en mağdur insanları taraftarlar, en masumları ise 18’de 17 yapan futbol takımı.. En suçluları ise gereksiz yere ligi manipüle etmeye çalışan yöneticiler ile kulübün çok değerli parasını yüzde 80 totoculara kaptıran başkan Aziz Yıldırım..
Suçlular mağdurları arkasına, masumları da yanlarına alarak sosyal bir travma yaratıyorlar.. Ama zararı hepsinin ortak paydası olan F.Bahçe görüyor..
Bu tabloda “AKP-Aydınlar işbirliği bizi yerlebir etti” mesajını kendi taraftarına zerk eden zihniyet, anlıyoruz ki yine ve yeniden Rus ruleti oynuyor.. Elindekinin su tabancası değil altıpatlar olduğunu yine ve yeniden anlayamıyor.. Silah yine patlarsa, hesabı kim verecek, öyle birini de ortalıkta göremiyorum..
***
İstifa et artık Aziz Bey
Bu süreçte sustum, “Dışarda iken muhalif olduğun adama, içerdeyken dokunmak yakışmaz” diyerek yazı bile kaleme almadım.. Ama artık yeter..
Aziz Bey istifa etmek için ne bekliyor?
Darağacında bile F.Bahçeli olduğunu söyleyen Aziz Bey, F.Bahçe’nin artık darağacına geldiğini neden görmek istemiyor?
Aziz Bey, 1 ay önce istifa etse, seçim yapılıp aynı yönetimden bir başkan çıksa, F.Bahçe süreçten kendini ayırsa ve hakkını daha makul biçimde savunsa şimdi bu noktada olur muydu?
İstifa etmemek Aziz Bey’e ne kazandırdı?
F.Bahçe’ye ne kazandırdı?
Bu krizde kaybetmekten artık usanmadı mı F.Bahçe Cumhuriyeti.. İbrahim Seten/Vatan