Türkiye ekonomisinin 2001’de yaşadığı tarihi krizin aktörlerinden birisiydi İhlas Finans. 200 binin üzerinde katılımcının 1 milyar doları aşan alacakları, kurumun kapısındaydı. Şirketin ana hissedarı İhlas Holding, bazı varlıklarını elden çıkardı, bir miktar ödeme yapabildi. Ancak, 10 Şubat 2001’de faaliyeti durdurulmuş olmasına rağmen diğer bankalar gibi TMSF bünyesine alınmadı, tasfiye sürecine sokuldu.
Geçmiş zaman diliminde, mudilere ödemeler yapıldı, ancak, halen 60 binin üzerinde mevduat sahibinin tutarı tam olarak bilinmese de 80 milyon dolar civarında olduğu söylenen bir alacağı henüz ödenmemişti.
Finans ve borsa çevrelerinde dolaşan söylentilere göre, İhlas Finans’a Körfez ülkelerinden bir kuruluş talipti. 2007’de, kurumun faaliyete geçirilmesi için danışman kuruluş seçen İhlas Finans’a, BDDK’dan sert bir yanıt gelmişti. BDDK, kurumun tekrar faaliyete geçmesinin söz konusu olmadığını açıklamıştı.
4 yıl öncesi bu sert açıklamanın ardından, yeniden gündeme gelen bu seçeneğin BDDK yönetiminden onay görüp görmeyeceği henüz bilinmiyor. Edindiğimiz bilgiye göre BDDK yönetimi önceliği, mevduat sahiplerinin haklarının tamamen ödenmesine veriyor. Ardından, hisse devri, faaliyet izni konusu gündeme alınabilecek.
Fakat, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin imzalı, 4 yıl önceki açıklama ortada iken, yeni iznin nasıl verileceği soru işareti. Hükümetin bu seçeneğe sıcak bakmasının yeterli olmadığını aktaran bir bankacı, “Tevfik Bey, bugüne kadar sektöre zarar verecek konularda hep kararlı durdu. İhlas Finans’ta da öyle, hükümete yakın bir grubun bankası için istediği mevduat izninde de öyle oldu. Banka sahibi olunacak koşullar belli, BDDK’nın yumuşamasını beklemiyorum. Ama gelecek yıl Tevfik Bey başkanlıktan ayrıldıktan sonra ne olur, bilemem” değerlendirmesini yapıyor.
Yazdır