Yazdır

SBS 1.'si Sinem’in bilinmeyen yönü

Tarih: 08 Temmuz 2011 - 14:34

Bu yılın SBS birincisi Sinem Sınmaz sadece testen değil, yatırımdan da anlıyor

2011 yılı SBS birincisi Sinem Sınmaz’ın sermaye piyasaları konusunda da oldukça ilgili olduğu ortaya çıktı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından Nisan ayında ilki düzenlenen Kompozisyon Yarışması’nda İzmir Mehmet Seniye Özbey İlköğretim Okulu’nu "Paralan-ırız" ya da "Para-lanırız" başlıklı kompozisyonla temsil eden Sinem Sınmaz, dereceye girmişti.
Sinem Sınmaz’ın başarısı yalnızca sınavla sınırlı değil, sermaye piyasalarını yorumlaması açısından da tescilli. SBS birincisi Sinem’in, piyasalara ve risk –getiri ilişkisine hakim olduğunu gözler önüne seren kompozisyonun tamamı aşağıda; 

"PARALAN-IRIZ" YA DA "PARA-LANIRIZ"
Geçen gün aklıma gelen bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Haberleri izlerken sermaye piyasası ile ilgili birkaç habere denk geldim. Ve aklıma şu soru takıldı: "Eğer ailem parasını borsa, gayrimenkul ya da altından birine yatıracak olsaydı ben hangisini tavsiye ederdim?"
Öncelikle aklıma riski bölmek için her birine az miktarlarda yatırmalarını tavsiye edebileceğim geldi. Ancak biraz düşününce, para kazanmak için risk almak gereklidir diye düşündüm. Hiçbir şey risk almadan elde edilemez öyle değil mi?
Sonra her bir seçeneği aklımdan tarttım ve şu sonuçları elde ettim:
Altın: Her zaman değerli ve risksiz bir gün fiyatları düşse de öbür gün yükselecektir. Ancak çok büyük miktarlarda yatırım yapılmadıkça çok para kazandırmıyor.
Borsa: Gerçekten riskli ayrıca çok uğraş gerektiriyor. Borsa endekslerini takip etmek hisse senetlerinin fiyatlarındaki dalgalanmaları kestirebilmek vs. ancak yatırımlarınızın büyük hüsranlarla sonuçlanacağı gibi eğer gerekli noktada durmayı bilebilir veya yeterince takip edebilirseniz büyük paralarda kazanabilirsiniz. Diğer bir taraftan da borsa hem yatırımcısına hem yatırım yapıldığı şirketlere hem de ülkemize kazanç sağlıyor, bununla birlikte şirketlerinde büyümesi sonucu yatırımcılar da kazanıyor.
Gayrimenkul: Türkiye'nin artan nüfusuna ve şehirlerdeki yapılanmaya bakarak çok mantıklı bir yatırım aracı olabileceği söylenebilir. Günümüzde herkes en azından bir evi ya da bir arazisi olsun istemektedir. Bu da gayrimenkule olan talebin bir göstergesidir. Tabiki bu yatırımı yapanlarında piyasayı takip etmeleri ve bu konuda az çok bilgili olmaları gerekmektedir.
Ancak bu bir bakımdan ülkenin toprağını kendi içinde satmaktır ki ülkeye hiçbir kazanç sağlamamaktadır. Artıca fazla durağandır. Bu yatırımda yatırımını küçük parçalara ayırmak gibi bir şansın yoktur.
Bu bilgileri kafamda iyice bir tarttıktan sonra fikrim şekillenmeye başladı. Sanırım ben borsaya yatırım yapmalarını tavsiye ederdim. Evet altın risksiz ve her zaman değerli bir yatırım aracı olabilir ama bence yatırım yapmaya değecek kadar para kazandırmıyor. Gayrimenkul ise uzun vadeden yatırımcıya kazanç sağlayabilir ancak belirttiğim gibi çok durağan ve ülkeye bir katkı sağlamıyor. Bu da bizi son şıkka yani borsaya getiriyor. Küçük paralarla oynanabileceği gibi aynı zamanda ülkemiz içinde yararlı. Halkımızın, milletimizin yaptığı yatırımlarla hem şirketlerimiz dolayısıyla ülkemiz gelişiyor, hem de şirketler geliştikçe yatırımcılar kazanç ağlıyor. Ayrıca aklı hala gayrimenkuldeki gelişmelere takılanlar için bir önerimde borsada gayrimenkulü geliştirecek şirketlere yatırım yapmaları olabilir.
Evet, sanırım benim fikrim bu yönde olurdu. Peki siz para-lanmak için hangisini seçerdiniz?

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/sbs-1si-sinemin-bilinmeyen-yonu/319230