Sigorta sektörünün duayenlerinden Dubai Group Sigorta Genel Müdürü Çetin Alanya, Türkiye'de sigorta şirketleri arasında yaşananları bir oyuna benzeterek, oyunun adını da 'Pazar payı kapma' olarak koydu. Sigortalı Dergisi'ne yaptığı açıklamada Alanya, "Türkiye Sigorta sektörünü aşırı rekabet nedeniyle "kârsız" ve kötü bir imaj oluşturdu., Sektöre pazar payı dışında, kâra odaklanan yabancılar artık Türkiye'ye yatırım yapmaya gelmez" dedi.
Pazar payı oyunuyla kötü imaj yapan sektöre kârını düşünen yabancı gelmez
Yurtdışında Türk sigorta sektörüyle ilgili olarak, oynanan pazar payı kapma oyununun sonucu "aşırı rekabet nedeniyle karsız" şeklinde kötü bir imaj oluştuğunu belirten Dubai Group Sigorta Genel Müdürü Çetin Alanya, sektöre pazar payı dışında kâra odaklanan yabancıların gelmeyeceğini söyledi.
Türk sigorta sektörü ile biraz ucundan ilgili olanları çevirip "Sektörün en önemli sorunu nedir?" diye sorsak çoğunluğu, kuşkusuz "kıyasıya fiyat rekabeti" diyecektir. Son 4-5 yılda şiddeti giderek artan, bazı sektör yetkililerinin de "haksız rekabet" diye adlandırdıkları rekabet, şirketlerin kârlarını silip süpürdüğü gibi, sektördeki büyümenin de potansiyelin altında kalmasına yol açıyor. Geçen günlerde iş başı yapan Mustafa Su Başkanlığı'ndaki yeni Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) yönetimi de bu soruna neşter atmak için kolları sıvarken, konuyla ilgili tartışmalar da yoğunlaştı.
Türk sigorta sektörünün duayenlerinden Dubai Group Sigorta Genel Müdürü Çetin Alanya, sektördeki şirketler arasında fiyat rekabeti konusunda özelikle son 5 yıldır süren pazar payı yarışının, bu durumun teknik sigortacılığın önünü tıkadığını söylüyor.
Gelenler de pazar payına oynadı
SİGORTALI'nın sorularını yanıtlayan Alanya, sigorta şirketleri arasında yaşananları bir oyuna benzeterek, oyunun adını da "pazar payı kapma" olarak koyuyor. "Sigorta şirketleri, pazarda belli bir büyüklüğe ulaşmak ya da mevcut büyüklükte kalmak istiyor. Sermayedarlar da fırsat olursa şirketleri birilerine devretmeyi düşünüyor. Teknik sigortacılık yapalım dediğiniz zaman da işler yürümüyor" diyor Alanya. Yurtdışında da artık, Türk sigorta sektörüyle ilgili olarak "aşırı rekabet nedeniyle kârsız" şeklinde kötü bir imaj oluştuğunu belirten Alanya, bundan sonra sektöre pazar payı dışında sadece kâra odaklanan yabancıların gelmeyeceğini söylüyor. Son yıllarda Türkiye'ye gelen yabancı şirketlerin dünya politikalarının da pazar payına oynamak olduğunu ifade eden Alanya, "2006 yılından sonra Türkiye'ye giren yabancı şirketler, 'Türkiye piyasası çok kârlı; kârdan pay alalım' düşüncesiyle Türkiye'ye gelmedi. Bunlar, doymuş olan pazarlarda büyük olan ve büyüdükçe tatmin olan şirketler. Kendilerine burada da bir hayat alanı arıyorlardı" diyor. Bazı şirketlerin açıkça söylemese de asıl amaçlarının pazar payına oynamak olduğunu belirten Alanya, "Bazı şirketlerin büyüme hızına bakın; kimin pazar payına oynadıklarını göreceksiniz" diye konuşuyor.
Bu şirketlerden bazılarının Türkiye'de ana şirketi memnun eden sonuçlar da elde ettiğini ifade eden Alanya, "Bunlar öyle büyüyorlar ki Türkiye'de ürettikleri prim, uluslarası ölçekte toplam primlerin yüzde 5'ini alıyor. Bu da az buz bir şey değil. Ancak kâra olan etki ise bazen negatif oluyor" değerlendirmesinde bulunuyor.
Sektördeki büyük şirketlerden birisi pazar payına oynuyorsa, sektördeki diğer şirketlerin önünde iki seçeneğin olduğunu belirten Alanya, bu seçenekleri "küçülerek para kaybetmek" ya da "oyunu mevcut kurallarına göre oynayıp yola devam etmek" olduğunu söylüyor. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin de bunun dışına çıkamayacaklarını ifade eden Alanya, söz konusu şirketlerin teknik fiyatlama yapmaları durumunda poliçe satamayacaklarını ve şirketi kapatmak durumunda kalabileceklerini vurguluyor.
Terör riski 0'a verilmeye başlandı
Sadece trafik sigortalarında sektörde 2010 yılında 585 milyon TL zararın söz konusu olduğunu ifade eden Alanya, şunları söylüyor: "Bu zarar sürdürülebilir bir zarar değil. Sektörde bu branşta kâr eden yok. 'Kar ediyorum' diyene de iyice bakmak gerekli. Diğer branşların karının da bu zararı telafi etmesi mümkün değil" diye konuşuyor. Yangın branşında da reel bir küçülme yaşandığına dikkat çeken Alanya, şu görüşleri dile getiriyor: "Peki ne oluyor, Konut adedi mi azalıyor? Yoksa fabrikalar mı kapanıp üretim daralıyor? Hayır. Giderek daha düşük fiyatlara poliçe yazılıyor. Şimdi terör riskini de 0'a vermeye başladık." Alanya'ya göre sigorta sektöründeki kârsızlık son 3-4 yılın hadisesi. "3-4 yıl önce sektörde öz kaynak karlılığı daha kabul edilebilir seviyelerdeydi. Ancak, kaza tespit tutanağı gibi uygulamalara herhangi bir ön hazırlık olmaksızın giriş, her branştaki fiyat rekabeti, pazar payı yarışı gibi faktörler bu sorunu doğurdu."
Zarara bir süre daha katlanırlar
Alanya, "Peki, bu oyun daha ne kadar sürecek? kâr etmeyi düşünmeden salt pazar payına oynayan yabancı şirketlerin sermayedarları daha kaç yıl zarara katlanır?" sorumuzu ise şu şekilde yanıtlıyor: "Bir müddet daha devam edecek. Belli bir süre sonra bu yeni primler hazmedildikten sonra kara dönük stratejiler izleyebilirler. Ancak biri pazar payına oynamayı sürdürürse diğerlerinin teknik anlamda sigortacılık yapması bir sonuç vermez." "Pazar payına oynayan şirketlerin yurtdışında da rekabetten olumsuz etkilenmiyor mu?" sorumuzu ise Alanya, "Yurtdışında sigorta şirketlerin iş yaptığı baz geniş. Ekonomiler de büyük olduğu için bu şirketler, rekabetten Türkiye'de olduğu gibi olumsuz etkilenmiyor" şeklinde yanıtlıyor.
Türkiye'de TSRŞB'nin sigorta sektöründeki haksız rekabetle mücadele konusundaki çalışmalarını da olumlu karşıladığını belirten Alanya, Birlik içinde etkili bir mekanizma kurulması durumunda bu çalışmaların etkisinin olabileceğini kaydediyor.
Evdeki hesap çarşıya uymadı
Dubai Group Sigorta ile ilgili de bilgiler veren Alanya, Dubai Group Sigorta'nın küresel krizin çıktığı 2008 yılında Türkiye'de faaliyetine başladığını söylüyor. "Faiz gelirlerinin düşmesi, küresel kriz koşullarının ağırlaşması ve ek rezerv ihtiyacını artıran düzenlemeler gibi çok sayıdaki nedenlerden dolayı evdeki hesap çarşıya uymadı" diyor Alanya. Dubai Sigorta'nın ilk poliçelerini 2009 yılında kestiğini belirten Alanya, teknik anlamda sigortacılığa ise asıl 2010 yılında başladıklarını ve geçen yılı 128 milyon TL prim üretimi ile kapattıklarını söylüyor. Bu yılın nisan ayı sonuçlarının da olumlu olduğunu ifade eden Alanya, "2011 yılında kasko branşında küçük bir kâr edeceğiz gibi gözüküyor" diyor. 2011 yılında, Dubai Sigorta olarak büyüme hedeflerinin ise olmadığını belirten Alanya, 125-130 milyon TL prim büyüklüğüne ulaşmayı ve hayat dışı branşta yüzde 1'lik pazar payını korumayı hedeflediklerini kaydediyor. Alanya, 3 yılda yapılan sermaye ödemeleri ile Dubai Sigorta'nın ödenmiş sermayesinin 65 milyon TL'ye ulaştığını kaydediyor. Dubai Group Sigorta'nın Türkiye'de organik büyümeyi sürdüreceğini ifade eden Alanya, Türkiye'de yeni bir şirket satın almanın, Dubai Group'un gündeminde olmadığını söylüyor.
TSRŞB'nin 2011 yılı ilk 3 aylık verilerine göre, Dubai Group Sigorta, 2011 yılı ocak-mart döneminde 2010 yılının aynı dönemine göre yüzde 7,23 düşüşle 31 milyon TL prim üretimi gerçekleştirdi. Şirket hayat dışı branşta yüzde 0,83 pazar payıyla 23. sırada yer alıyor.
Müşteri 5-10 TL fark için kapı kapı dolaşıyor
Çetin Alanya, Dubai Group Sigorta olarak acentelik vermek istediklerinde acentelerin de ilk olarak fiyata odaklandıklarını söylüyor. "Piyasa o kadar duyarlı hale geldi ki, işsizliğin de artmasıyla müşteriler sözgelimi trafik sigortası poliçelerinde 5-10 TL fark için kapı kapı dolaşıyor. Acentelerin ise iş kaybına tahammülleri yok. Çünkü, acente müşteriyi kaybettiğinde sadece trafik poliçesini değil, konut vs. diğer sigortaları da kaybediyor. Portföy kaybettiğinizde bir daha geri gelmesi söz konusu değil" diyor Alanya.
Mutlu oldukça daha çok 'sigortalı' olacağız
Çetin Alanya, "sigortalı" olmanın uygarlığın ölçüsü olduğunu ancak, Türkiye'de maalesef en uygar düşünceli insanların bile sigortalarının eksik olduğuna dikkat çekiyor. Alanya'ya göre, sigorta bilinci yönünden geri kalmış bir kafa yapısı yanında Türkiye'nin gelir dağılımı açısından en dengesiz ülkelerden biri olması bunun da başlıca sebepleri. "Sigorta haftası gibi etkinlikler önemli. Ancak, gelir dağılımı düzeldikçe, insanlar mutlu oldukça sigortalılık oranı artacak" diyor Alanya. Türkiye'de nüfusun da çok genç olduğunu vurgulayan Alanya, bu bağlamda sigortalanabilir nüfusu da 25-30 milyon kişi olarak düşünmenin gerekli olduğunu söylüyor.