Yazdır
ELİF BATU YENER / Finansgundem.com
Doğalgazdaki fiyaskodan sonra elektrik dağıtımda da baş gösteren kaosta nefesler tutuldu. Gelinen noktada en büyük merak konusu ise Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından verilecek ek sürenin, firmaların finansman sıkıntısına deva olup olmayacağı… Başta Mehmet Emin Karamehmet olmak üzere enerjide büyük oynamak isteyenlerin finansman arayışında yaşadıkları sıkıntıda ilk akla gelen ise ekonomi yönetiminin kredi büyüme hızını yüzde 25 ile sınırlamış olması. Ama uzmanlara göre gelinen noktayı sadece tek bir nedene bağlamak pek doğru bir yaklaşım değil. “Bankalar isteseydi kredi verirdi” diyen uzmanlar, bir kamu bankasının Başkent Doğalgaz’da önce finansör olmayı kabul ettiğine, ancak ardından vazgeçtiğine dikkat çekiyor. Peki perde arkasında ne yaşanıyor?
Faiz artışı beklentisi mi?
Aslında bankaların bir süre önce ekonomi yönetimine “Kredi sınırlamasında enerjiyi muaf tutalım” talebini ilettiği dikkate alınırsa hükümetin kredilerde frene basılmasındaki ısrarının, enerji ihalelerini bu noktaya getirmesinde hiç etkisi olmadığı söylenemez. Uzmanlara göre ise bu ancak bir “etken” olabilir; tek başına bir “neden” değil. Firmaların finansmanı yurtdışından da bulabileceğine dikkat çeken uzmanlara göre, bir başka ihtimal (ya da etken) de firmaların finansman bulmasında sıkıntıya neden oluyor: Faizlerde artış olacağı beklentisi… Yani faizlerin artacağı beklentisinde olan bankalar bu fiyatlamalarla kredi vermeye yanaşmıyor. Uzmanlara göre bankaların bu tavrında marjların düşük olması da etkili.
Risk algısı arttı mı?
Projelerin verimliliği ve detayları konusunda risk algısının artmış olma ihtimalini de es geçmeyen uzmanlar, bu noktada satıcı tarafın da isteksiz hale gelmiş olabileceğini ifade ediyorlar. Yani satıcı taraf bu ihalelerde alıcı taliplerinin değişmesini de istiyor olabilir. Ama uzmanlar bir kez daha altını çiziyor ve “Kredilerde frene basılması yönündeki ısrarlar bu yaşananların tek başına açıklaması olamaz. Bankalar isteseydi bir şekilde verirdi” diyorlar.