Yazdır

'İhtiyaç tek parti iktidarıdır'

Tarih: 26 Nisan 2011 - 08:12

İstikrar için tek parti iktidarının gerekliliğine inanan Yılmaz, ‘sosyal demokrat, milliyetçi, liberal farketmez’ dedi

Merkez Bankası’ndaki ‘başkanlık’ görevi sonrası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başdanışmanlığına getirilen Durmuş Yılmaz, Aksiyon dergisine verdiği röportajda ırgatlıktan bürokranin zirvesine uzanan başarı öyküsünün detaylarını paylaştı, ekonomi ve siyasete ilişkin görüşlerini açıkladı.
Durmuş Yılmaz, “Bundan sonra hangi renkteki iktidar gelirse gelsin, sosyal demokrat, liberal veya milliyetçi farketmez ama ne olursa olsun tek parti iktidarı olsun” dedi.
‘Başbakan müdahale etmedi’
“Türkiye’de bundan sonra tek parti iktidarı devam eder ve iktidar da mali disiplinden kopmazsa, ülkenin önü açıktır” diyen Yılmaz şunları söyledi: “Temel konu, tek parti iktidarıdır. Koalisyonda belki bunlar yapılabilir ama biz henüz bunu beceremiyoruz, belki ileride öğreniriz.”
Merkez Bankası’ndaki yönetimi döneminde hükümetle son derece uyumlu çalıştıktıklarını ifade eden Yılmaz, “Bazıları bizi hükümetle kavgalı gösterirken, bazı yazarlar da ‘hükümet söylüyor, biz yapıyoruz’ yorumları yaptı. İkisi de doğru değil. Görev yaptığım 5 sene boyunca Başbakan Erdoğan, bir kez bile beni arayıp müdahale etmedi. Böyle yazanlar hükümetin de günahını alıyor. Para politikalarında ülke menfaati neyi gerektiriyorsa onu yaptık. Siyasiler de emir vermeye yeltenmedi” dedi.
Hayatı boyunca hiç kol saati almamış
Durmuş Yılmaz, hayatı boyunca hiç kol saati satın almamış. Hâlen kullandığı saatini ise 1999’da mesai arkadaşları hediye etmiş. Bu tavrının ilginç bir hikâyesi var.
Yılmaz ortaokul döneminde başarılı bir öğrencidir. Karnesine hiç zayıf getirmemiştir. Sınıfındaki bir arkadaşının her yıl 5-6 zayıfı gelmektedir. Arkadaşının babası, ‘Bu sene zayıfları üçe indir, sana bir kol saati alacağım’ der. Nitekim çocuk sene sonunda zayıfları üçe indirince saati koluna takar.
Bu manzaraya şahit olan Yılmaz, hemen annesine gider ve “Benim hiç zayıfım gelmiyor ama sen bana saat almıyorsun” diye sitem eder. Annesi dayanamaz ve bir hesap yapar. Ellerinde kalan un miktarına bakar, aylardan mayıstır ve ağustostaki hasat mevsimine kadar yeteceğine kanaat getirerek ambarın dibinden iki teneke buğdayı ve bir karakeçiyi satmak için ayırır.
Ancak kısa süre sonra dolu yağmaya başlar. Köyde görülmemiş bir afet olur. Ekinler dağılır. Bunun üzerine hemen bir haberci çıkararak annesinin arkasından gönderirler ve götürdüklerini satmadan geri gelmesini isterler. Annesi buğday ve karakeçiyle geri gelir. Durmuş Yılmaz, “O olaydan öyle utandım ve etkilendim ki ondan sonra maaşım da olsa, maddi durumum iyi de olsa kendime bir saat satın alamadım” diyor.
‘Beni o ilk fotoğraf motive etti’
Merkez Bankası başkanlığını geçen hafta Erdem Başçı’ya devreden Durmuş Yılmaz, ilk dönemlerinde eşinin başörtüsü ve evinin önündeki ayakkabıları sebebiyle gündeme geldi. Basında yer alan fotoğrafların kendisinde strese yol açtığını ancak, ‘Bu görüntüler çıktı artık kendimize çekidüzen verelim’ diye hiç düşünmediğini vurgulayan Yılmaz, “Yaşadığım stres şuydu: Eğer ben başarısız olursam, bunu benim temsil ettiğim değerlere bağlayacaklardı. Durmuş Yılmaz başarısız oldu denmeyecek, bu zihniyet başarısız oldu diyeceklerdi. Görev sürem boyunca değerlerime laf gelecek mi diye büyük bir stres yaşadım ve bu durum beni başarılı olmak için motive etti” diyor. Milliyet

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/ihtiyac-tek-parti-iktidaridir/313379