Yazdır

Facebook yerine fonunuzu takip edin

Tarih: 02 Aralık 2010 - 14:38

Akkaya, tüketici emeklilik şirketinin internet sitesinden yatırımını takip etmek yerine Facebook'ta daha fazla zaman geçiriyor dedi

Ergo Türkiye Genel Müdürü Recep Akkaya,  Müşteri fonlarına sahip çıkmalı. Ancak bunu yine bizim sağlamamız gerekiyor” diyor

Tasarrufların yeni adresi olarak gösterilen Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) yedinci yaşını kutluyor. Kısa zamandan büyük başarı göstererek büyüyen BES’te tüketicilere yeni fırsatlar sunan şirketler de rekabette bir adım öne çıkıyor. İşte bu isimlerden birisi de Ergo Emeklilik…
Ergo Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Recep Akkaya, “Ergo olarak fon üzerinde yüzde 1,85 masraf alıyoruz. Çünkü müşterinin birikimi kutsaldır ve oradan minimum masraf almalıyız” diyor. BES’in gelecek vaat ettiğini söyleyen Akkaya uyarıda da bulunuyor: “BES hızlı gelişen bir sistem, bu nedenle arabayı hızlı kullanırken daha dikkatli olmak zorundayız. BES şu anda 160 km hızla giden bir araba gibi, kaza yapmamak için sektör olarak daha dikkatli olmak zorundayız.” Ergo Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Recep Akkaya, BES’in dünden bugüne gelişimini ve tüketicilere sundukları avantajları Şemsiye ile  paylaştı.
Bireysel Emeklilik Sistemi hızla bir şekilde büyüyor. Bunun sebepleri nelerdir?
1984-85 yıllarında ülkemizde kâr paylı hayat sigortası ürünleri satılıyordu. O zamanki adı ise Emeklilik Sigortası idi ve o zamanlar enflasyon rakamları çok yüksekti. Bu nedenle ürün o dönemde kısa sürede çok rağbet görmeye başladı. Ancak sigorta sektörü buna hazır değildi, şirketlerin alt yapıları yeterli değildi. Bu neden iyi bir hizmet verilemedi, dağıtım kanalları kontrol edilemedi. Bir taraftan sektör büyürken, hazırlıklı olmaması nedeniyle sektörün doğru bilgileri şirket merkezinden alıcıya ulaşmadı. Yıllar geçti ve 90’lı yıllarda sigorta şirketleri müşterilerden gelen şikayetler nedeniyle bir sarsıntı yaşadı. Daha sonra hayat sigortacılığı alanına Hazine tarafından bir takım ince ayarlar yapıldı. Bu olaydan sonra görüldü ki, bir tarafta büyüyen bir birikimli hayat sigortacılığı alanı var. Diğer tarafta ise şikayet eden bir müşteri kitlesi var. Ancak bir yandan da bu alanda önemli bir ihtiyaç var. Bu alanda yıllarca çalışmalar yaptık ve bizim gibi ülkelerde gerekli araştırmalar yapıldı. Sistemi oluştururken en başta müşterinin kafasını karıştırmayacak sadelikte, manevra kabiliyeti sunacak birşeyler yapma fikri ortaya çıktı. Bunun adı da Bireysel Emeklilik Sistemi oldu. Daha önce müşteriye Birikimli Hayat Sigortası poliçesi içinde, ölüm teminatı, sağlık teminatı ve emeklilik ürünü birlikte sunuluyordu ve bu müşterinin tercihinde olan bir şey değildi. Tüketici bu ürünü birikim için alıyordu. Ancak paketin içindeki farklı ürünlere de ödeme yaptığı için emekli olduğunda ödediği paraya oranla daha düşük bir birikime sahip oluyordu. En büyük problemde burada çıkıyordu. Bu nedenle BES’in en büyük özelliği ise ödenen paranın tamamının yatırıma gitmesi. BES planının içine başka sigorta teminatları eklenemez. Daha önceki yıllarda gelen bu alandaki ihtiyaç ve sistemin bütün primleri yatırımda değerlendiriyor olması en büyük albeniyi yarattı. Tüketiciye de paranızı nasıl yöneteceğinize siz karar verirsiniz dendiği için ve şirketinizi değiştirme hakkına sahip olduğunuz için ve insanların güvence içgüdüsü olduğu için arz ve talep örtüştü. Bu nedenle de BES sağlıklı bir şekilde bu günlere geldi.

Bankaların sigorta ürünlerini satması çok tartışılıyor. Sizin bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Bankalar sigorta ürünleri satmalı. Ancak belli kriterlere uymak koşuluyla bunu yapmalılar. Bankacıların işi en başta bankacılık. Haliyle kendi mevzuatlarını, kendi müşteri ilişkilerini ve iletişimlerini çok iyi bilmek zorundalar. Çünkü hedeflerinde bu var. Sigortacılık ise finans sektörünün içinde başlı başına bir uzmanlık alanı ve sigortacılığın bankacılıktan teknik, yasal, mali gibi birçok açıdan bir sürü farklılıkları var. Sigortacı kolay olunmuyor. Müşteriye doğru ürün verebilmek için ürünü ve mevzuatı sigortacının çok iyi bilmesi gerekiyor ve bu bilgi birikimlerine sahip olduktan sonra sigorta ürününü müşteriye sunması gerekiyor. Silah kullanmasını bilmeyen birisinin eline silah veriliyor. Silah kullanmayan birisi ya kendini vurur ya karşısındakini vurur. Sigortacılık da buna benziyor. Eğer bir kişi sigortacılık konusunda bilgili değilse müşterisine doğru ürünü veremez. O zaman müşteri, şirket ve sigorta sektörü zarar görür. İnsanları askere alırken silah kullanmayı bilenleri seçerseniz, ordunuzdaki askerlerin sayısı az olur ve ordu zayıf olur. Sigorta sektöründe satış kanallarını sınırlı tutarsanız sektör gelişmez. Ama ehliyetli çok kişilere yetki verirseniz, pazar daha hızlı gelişir. Türkiye’de sigorta sektörü henüz çok yolun başında ve çok potansiyel var. Bu potansiyel de daha nice sigortacıları doyurur. Ehliyetli olmak koşuluyla olabildiğince sigorta dağıtım kanallarının sayısı artmalı. Dağıtım kanallarının çok olması pazarı geliştirir ve işi iyi yapan pazardan en yüksek kazancı elde eder. Bir sokakta bir nalbur dükkanı açan kişi gerekirse başkalarına sermaye desteği vererek orada diğer nalbur dükkanlarının açılmasına özendirir çünkü orada o piyasa canlanmalıdır. Bu durum sigorta sektörü için de geçerli. Çok sayıda ehliyetli sigortacı olursa, bu kişiler topluma daha çok bilgi verecektir. Dolayısıyla pazar büyüyecektir ve bu işi yapan kişiler kendi payına düşeni alacaktır.

BES’e tüketicilerin ilgisi önümüzdeki dönemde daha da artar mı?
Büyüme hız kesmeden devam edecek. Ülkemizin emeklilik sistemine, sosyal yapısına baktığımızda geleceği tahmin etmek çok zor değil. İnsanların bireysel güvence ihtiyacı daha da aratacak. Emeklilik maaşları şu anda az deniliyor ve bu gelecekte çok olmayacak. Emeklilik yaşı yüksek diyoruz ve gelecekte bu yaş daha da artacak. Sosyal dayanışma gelecekte azalacak ve insanlar bireysel olarak daha çok kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalacak. Bu üçlüyü yan yana koyduğumuz zaman hızla büyümekte olan bir BES görebiliyoruz çünkü bu ihtiyacı karşılasa karşılasa BES karşılar. Ama hızlı gelişen bir sistem, bu nedenle arabayı hızlı kullanırken daha dikkatli olmak zorundayız. BES şu anda 160 km hızla giden bir araba gibi, kaza yapmamak için sektör olarak daha dikkatli olmak zorundayız.


Ergo olarak tüketicilere ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?
Bireysel emeklilik planında uygulamalarımız farklı. BES’te müşteri, 2N 1K formülünden yolu çıkmalıyız. Yani müşteri; Neden alıyor? Nereden alıyor? Ve karar ver. Müşteri geleceği için birşey yapmak adına BES’i yatırım aracı olarak kullanıyor. Ülkemizde yatırım aracı olarak en avantajlı konumda BES var. Ergo olarak BES’te alınan masrafı yüzde 8 almıyoruz. Biz yüzde 5’den başlıyoruz ve prim ne kadar yüksek ise yüzde 0’a kadar düşürebiliyoruz. Sistem, şirketlere bir katılımcının yıllık fon giderleri için yüzde 3,65 masraf alınmasına izin veriyor. Yani kişinin sistemde biriken fonu 10 bin TL ise 365 milyon TL fon masrafı alınır. Ergo olarak fon üzerinde yüzde 1,85 masraf alıyoruz. Çünkü müşterinin birikimi kutsaldır ve oradan minimum masraf almalıyız. Müşterinin birikimi bize verdiği emanettir. Bu fonları en iyi şekilde yönetmek ve en iyi getiriyi sağlamak gibi bir görevimiz var. Bu nedenle müşterilerimiz fon getirilerinden en iyi şekilde yararlanır.

BES bu hızla büyürken hangi riskleri içinde barındırıyor?
Bu işi yapanlar eğitimli olmalı ve daha çok eğitilmeli. Bu eğitimli kişiler ve şirket yetkilileri müşteriyi daha çok bilinçlendirmeli. BES aracıları, şirket, sektör ve müşteri menfaatlerini birlikte düşünmeli. Mevcut katılımcılara baktığımızda rakamlar güzel görünüyor. Müşteri fon değiştirme hakkına sahip olmasına rağmen değişiklik yapan sayısı çok az. Satış aşamasında müşteri hangi fonları seçtiğini unutuyor. Müşterilere fonları hakkında kısa kısa anlaşılacak şekilde bilgi verilmeli ve tercih ona bırakılmalı. Müşteriler var olan hakkı vergi avantajını kullanmıyor. Sistemdeki katılımcıların sadece 3/1’i vergi avantajından faydalanıyor. Bunun sebebi ne olduğunu bilmemeleri, faydasını anlamamaları ve ihmalkar olmaları. Aslında BES’in en can alıcı noktası vergi avantajı. Ülkemizde enflasyon düşüyor ve paranın değeri de düşüyor bu noktada vergi avantajı aslında bulunmaz bir nimet. Günümüzde birikiminizi herhangi bir yatırımda değerlendirdiğinizde getirisi yüzde 8-9 civarında. Oysa BES’te yaptığınız yatırımın en başta yüzde 35’ine sahipsiniz. Vergi avantajını çok fazla anlatıyoruz ama tablo hala zayıf. Bu durumda önce kendimize bakmamız gerekiyor. Bu nedenle anlatım biçimimizi değiştirmemiz gerekiyor. Tüketici emeklilik şirketinin internet sitesinden yatırımını takip etmek yerine Facebook’ta daha fazla vakit geçiriyor. Müşteri fonlarına sahip çıkmalı. Ancak bunu yine bizim sağlamamız gerekiyor.
Ergo Emeklilik olarak 2010 yılını nasıl geçirdiniz? 2011’de hedefleriniz neler?
Ergo Emeklilik ve Hayat olarak olaya üç hedefi dikkate alarak bakıyorum. Bunlardan ilki; Türkiye’deki tüketici eğer şirketinden memnun değilse faturayı bütün sektöre kesiyor. Sektörün iyiliği için bir şeyler yaptım ve yapmalıyım. Eğer bu işi yapacaksak önce sektör için yapmalıyız. Sektörde bu işi kötü yapanlara da canımız pahasına izin vermemeliyiz. Sektörde ben yok biz varız. İkincisi ise, birey size hayatını ve geleceğini emanet ediyor. Bu nedenle bireye en doğu ürün ne ise onu vermek zorundayız. Biz Ergo olarak ilkelerimizde buna, “Müşteriyi anlamak” diyoruz. Üçüncüsü ise şirketin sorumluluğu size verilmiştir ve şirketinizin menfaatlerini düşünmek zorundasınız. Bütün bunları yerine getirdiğimizde görevimizi doğru şekilde yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. Bu üçlü sistemi dikkate alarak 2010 yılını iyi kapatıyoruz. BES fonlarımız çok hızlı gelişiyor. Pazara en son giren şirketlerden biri olarak ve henüz dağıtım kanallarımıza bile kendimizi tam olarak ulaşamamışken; fon büyüklüğümüz yüzde 211 büyüdü. 2009 sonunda 13 milyon TL olan fon büyüklüğümüz 2010 yılı sonunda 41 milyon TL’ye yükseldi. Bu kısa zamanda, “Ergo Emeklilik ve Hayat olarak pazara girdik” dememiz sonucunda çıkan rakamlardır. Önümüzdeki dönem hedeflerimizde, Ergo Emeklilik ve Hayat’ı tanıyan iş ortaklarımıza “Biz varız”ı anlatmak var. Ergo müşterilerine, Ergo Emeklilik ve Hayat’ı anlatacağız ve onları davet edeceğiz. 2011’in sonunda 110-125milyon civarı bir fon büyüklüğünü hedefliyoruz, yani yüzde 100’ün üzerinde bir büyüme hedefimiz var.
2011 yılında yeni fon yatırımlarınız olacak mı?
Müşterimiz için gereken fon çalışmaları yapmak zorundayız. Bizimde bu alanda çalışmalarımız var. Bu fonlar, varlığa dayalı, kıymetli maden fonu gibi fonlarda çalışmalarımız sürüyor.

Şemsiye

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/facebook-yerine-fonunuzu-takip-edin/309353