Bank Asya kuruluşundan bu yana en hareketli yıllarını yaşıyor. 2010 yılının ilk günlerinde Genel Müdür Ünal Kabaca, genel müdürlük koltuğunu Bank Asya Yönetim Kurulu Üyesi Cemil Özdemir'e bıraktı. Murat Ulus’tan sonra bankanın ikinci genel müdürü olan Ünal Kabaca, neredeyse bankanın kurulduğu ilk günden bu yana bankayı yönetiyordu. Cemil Özdemir’in atanması bankada büyük bir şaşkınlık yarattı. O dönemlerde Kabaca ve ekibinin kredi musluklarını çok fazla açması ve daha agresif bir politika izlemesi nedeniyle görevden alındığı konuşuluyordu. Finans çevrelerinde konuşulanlara göre Özdemir, Kabaca’nın aksine muslukları sıkarak kredi politikasında sert frene basmış.
Bilançolarında da bunu görmek mümkün, bankanın 2009 yılı sonunda 301 milyon olan karı 2010 yılı sonunda 260 milyon liraya geriledi. Bankanın piyasa değeri de 3.1 milyar liradan 2.6 milyar liraya geriledi. Bankanın aktif büyüme hızı 43’ten yüzde 25’e gerilerken, kredi büyüme hızı yüzde 36 ile yerinde saydı. Banka mevduatında ise yüzde 56’dan yüzde 22’ye gerilemiş.
Bu arada, bilanço rakamlarının etkisiyle yabancı takasında da düşüş başladığı biliniyor.
KESER’İN AYRILMASI BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA
Kulislerde konuşulanlara göre, Cemil Özdemir’in gitmesini perde arkasındaki en önemli gelişme bankanın büyüme rakamları ve rakiplerinin Bank Asya’yı yakalayacak konuma gelmesi.
Bir diğer önemli neden olarak da, Ayhan Keser’in bankadan gönderilmesiymiş. Keser, bankanın kurumsal hafızası olarak gösteriliyordu. Ayrıca bankada ikinci adam olarak bilinen Ünsal Sözbir de Ünal Kabaca’dan hemen sonra bankadan ayrılmıştı. Kabaca’dan sonra Sözbir’in genel müdür olması bekleniyordu. Ünsal Sözbir iyi bir yönetici olarak biliniyordu, ama ‘Abi’ değildi. Keser, bankada herkesin ‘Abi’si olarak tanınıyordu. Keser’in ayrılmasıyla özellikle banka çalışanları arasında büyük şok yaşandığı biliniyor.
Kısa sürede üst üste gelen bu gelişmelerin Cemir Özdemir’in sonunu hazırladığı konuşuluyor.
BDDK İLE İLİŞKİLER GÜÇLENDİRİLECEK
Bu arada, Bank Asya ile BDDK arasında bazı sıkıntılar yaşandığı uzun süredir konuşuluyor. Bankanın öne çıkan bir hakim ortağı olmadığı için BDDK’nın tepkilerine neden olduğu söyleniyor. BDDK’nın, “Bankayla ilgili ben hangi ortağı muhatap alacağım, bu sorunu giderin” diye banka yönetimini uyardığı kulislerde uzun süredir konuşuluyordu.
İşte bu noktada Ankara ile ilişkileri çok güçlü olan Abdullah Çelik’in isminin ön plana çıktığı kulislerde kulaktan kulağa fısıldanıyor. Çelik’in hem Ankara ile olan ilişkileri daha sağlıklı bir çizgiye oturtacağı hem de bankanın krediler ve kar rakamlarında yaşanan düşüşün önüne geçeceği beklentisi ön plana çıkıyor. Çelik’in BDDK kökenli olmasının da yeni görevine atanmasında etkili olduğu belirtiliyor.
FİNANSGUNDEM.COM
Yazdır