Yazdır
Yaklaşık 5 yıl önce İhlas Sigorta'yı satın alarak Türk sigortacılık sektörüne adım atan Almanya'nın 3. büyük sigorta şirketi HDI yeni satın alma fırsatlarını kolluyor. HDI Sigorta Genel Müdürü Enis Talaşman, grubun Türkiye'yi stratejik bir ülke olarak belirlediğine dikkat çekerek bugüne kadar yatırılan 125 milyon euro sermayeyi de bu bakışın ispatı olarak değerlendirdi. Grubun Türkiye'de hem organik hem satın almalar yoluyla büyümek istediğine işaret eden Enis Talaşman, Deniz Emeklilik'in satışıyla ilgilendiklerini vurgulayarak, 'Henüz açıklanmamış başka şirketlerle de görüşmelerimiz var. Türkiye'de bankası olup lokal kalan şirketler hala var' dedi. HDI Sigorta Genel Müdürü Enis Talaşman ile hem şirketin büyüme hedeflerini, hem yeni projelerini konuştuk.
- HDI Sigorta'nın sektördeki konumu nedir?
HDI Türkiye'ye 2006 yılında satın alma yoluyla girmiş. 2007-2008 biraz Türkiye'yi tanıma dönemi olmuş. İki yıllık periyod içerisinde her yıl sektörün iki katı büyüyerek pazar büyüklüğü içinde sektörün 15. şirketi haline geldik. Mevcut büyüme oranlarını dikkate aldığımızda en geç 2013 sonu itibarıyla sektörün ilk 10 şirketi arasına girmek temel hedefimiz. Bu organik anlamda büyüme ile ilgili yaptığımız planlar.
- Satın alma planlarınız da var mı?
Evet, satın alma ve benzeri yönde grubumuzun ciddi yönde iştahı var. Çünkü grubumuz Türkiye'yi stratejik bir ülke, en çok gelişmek istediği ülke olarak belirledi. Her eylemiyle bunu açıklıyor. Bunun en iyi göstergesi de yıl içerisinde iki defa sermaye artırımı yaparak 210 milyon TL'ye sermayemizi yükselttik. Son 13 ay içerisinde yaptığımız sermaye artırımı 140 milyon TL'ye ulaştı. Bu gerçekten Türkiye ve Türkiye'nin geleceğine yapılan bir yatırım. Grup büyüme planlarını sadece organik değil satın alma fırsatlarına da odakladı. Şu anda da satın alma süreci içerisinde görüştüğümüz şirketler var. Çünkü Türkiye mevcut ekonomik rasyolarıyla geleceği olan bir ülke. Sigortacılık sektörü de Türkiye'de gerçekten gelecek vaat ediyor. HDI de buna inanıyor.
5 YILDA 125 MİLYON EURO
- İlgilendiğiniz şirketler var mı?
Şu anda isim veremiyoruz.
- Peki hangi branşta, hayat ve emeklilik alanında da yatırım düşünülüyor mu?
Hem elementer hem hayat ve emeklilik benzeri her alanda satın alma, stratejik işbirliği, ortaklık bütün seçeneklere açığız. Türkiye'de sigortacılık sektörü açısından da hem karlı hem büyümeye açık potansiyel mevcut. Bankacılık uzantısı olan bir grupla işbirliği, satın alma, ortak şirket kurma gibi çok yönlü bakış açılarımız var.
- Deniz Emeklilik ile de ilgileniyor musunuz?
O sürecin içerisinde varız. Henüz açıklanmamış başka şirketlerle de görüşmelerimiz var. Türkiye'de bankası olup lokal kalan ve sigorta şirketini satmak isteyen gruplar var. Bunlarla da ilgileniyoruz.
- HDI bugüne kadar Türkiye'ye ne kadar yatırım yaptı?
HDI Türkiye'ye geldiği 2006 yılından bu yana yaklaşık 125 milyon euro civarında bir sermaye yatırdı.
İzmir'in yerel bir takımı ile görüşüyor
- Galatasaray Kulübü ile işbirliğinizi diğer kulüpler izleyecek mi?
Galatasaray Kulübü ile yaptığımız işbirliği sonucu Türkiye'de ilk defa farklı bir marka yarattık. Galatasaray HDI markasıyla yeni bir marka oluşturuldu. Bunu şirketimiz bünyesinde ama ayrı bir marka olarak konumlandırdık. Bu markanın ilk örnekleri ortaya çıktı. Ankara Hoşdere'de ilk acente açıldı. Bu markayı Bursaspor takip etti. Görüştüğümüz başka takımlar da var. Çok yakında İzmir'in güçlü bir yerel takımını devreye sokmak istiyoruz.
Sektör yüzde 12, biz yüzde 28 büyüdük
- HDI Sigorta olarak geçen yıl ne kadar prim üretimi gerçekleştirdiniz?
Bugün HDI'nin 800 bine yakın sigortalısı var. Geçen sene 220 milyon TL'yi aşan bir prim üretimi gerçekleştirdik. Yüzde 28 büyüdük. Hayat dışında sektörün yüzde 11.5-12 büyüdüğü bir ortamda biz yüzde 28 büyümeyi başardık.
- 2011 yılı büyüme beklentileriniz?
Aynen büyümeye devam. Hatta birazcık daha onun birkaç puan üzerine çıkmak istiyoruz. Bugün herkesin şikayet ettiği motor branşında bile kar etmeyi başarabilen ender şirketlerden birisiyiz. Onun için hem karlılık hem büyüme iki hedefi de bir arada gerçekleştireceğiz.
Fenerbahçe'ye niyet Galatasaray'a kısmet!
- Galatasaray HDI markasıyla kaç acente açmayı planlıyorsunuz?
Türkiye genelinde 40 acente açmayı planlıyoruz. Almanya, ABD, Kıbrıs'tan acentelik başvuruları var. Yurtdışından çok ilgi gördü. Almanya çok dikkat çekici. Almanya'da GS'lılık oranı yüzde 50'leri buluyor.
- Siz de Galatasaraylı mısınız?
Evet Galatasaraylıyım ama böyle sorunca üzülüyorum. Çünkü ben bu projeyi İsviçre Sigorta'dayken Fenerbahçe ile yapmak için çok uğraştım. Ama kulübün o günkü yapısı içerisinde projenin çok fazla önemine varamadılar. Dolayısıyla Fenerbahçe'ye kısmet olmadı, burada kısmet oldu. Ben şimdi hayallerimi gerçekleştiriyorum.
Şirketlerin çoğu 2010 yılında ciddi zarar yazdı
- Faizlerin düşmesi sigorta sektörünü nasıl etkiledi?
2006 yılından sonra ciddi bir şekilde yabancı sermaye girişi vardı. 2008 kriz etkilerini Türkiye'de hissettirmeye başladı. O dönem içerisinde fiyat rekabetini getirdi. Bu da sigortacılık sektöründe teknik zarar oluşturdu. Türkiye'de her sektörde olduğu gibi iş yapma şekilleri değişiyor. Sigorta sektörü artık mali kar üretemiyor. Faizlerin yüzde 7.5-8'lere düştüğü ortamda artık mali karın da kalmaması zararların daha da açığa çıkmasına sebebiyet verdi. Yabancıların gelmesi, global kriz, faizlerin düşmesi, bunun üzerine de Hazine'nin gerçekten AB uyum sürecinde yeni rezervler getirmesi sigorta sektörünü neredeyse serseme çevirdi. En büyükler de dahil olmak üzere tamamının zarar ettiği bir pozisyon çıktı. Sektörün yüzde 95'ini yaptığı faaliyet anlamında ciddi zararlar yazdı.
Yabancı bugünün fotoğrafına değil yarına bakıyor
- Peki zarar eden bir sektöre yabancı neden hala ilgi gösteriyor?
Bu perspektiften baktığınız zaman bir soru işareti var: Bir taraftan ciddi zarar üreten bir sektör. Bir taraftan bu sektörün içinde var olan şirketler ciddi şekilde değerleniyor. Yabancılar ciddi şekilde alım sürecinin içerisinde. Doğru sanki burada bir çelişki varmış gibi gözüküyor. Aslında burada hiçbir çelişki yok. Türkiye'ye baktığınız zaman dünyanın en fazla büyüyen ülkelerinden bir tanesi. Avrpua ekonomileri ciddi şekilde daralmanın içerisinde. Yurtdışında var olan oyuncular yeni pazarlar bulmak zorunda. Türkiye gerçekten bir çekim merkezi oldu. Yabancı alırken sadece bugünün fotoğrafına bakmıyor, geleceğine de yatırım yapıyor. İki -üç yıl sonrasına bakarsak gerçekten kar edecek bir sektör. Bu tablo içerisinde de oyun yeniden kuruluyor.
Ayfer Arslan/ Akşam