“Tüketiciler neden sigorta yaptırmalı” sorusuna cevap bulmak için, öncelikle sigortada mantığın ne olduğuna bakılması gerekiyor. Sigorta, tüketicilerin çoğu zaman güçlükle edindiği birikimlerini, hatta kimi zaman, kendi sağlığını güvence altına alabilmesi amacıyla yapılıyor. Bu açıdan bakıldığında aslında idealinin tüketicilerin sahip olduğu tüm değerleri sigorta ettirmesinden geçtiği sonucuna varılıyor…
Türkiye’de sigorta sektörünün öncüsü Anadolu Sigorta’nın Genel Müdürü Mustafa Su da “Her zaman inanarak söylediğim bir cümle var. Hiç kimse sigorta yaptırmayacak kadar zengin değildir” diyerek, tüketicilerin neden sigorta yaptırmaları gerektiğini açıklıyor.
“Öncelik konusuna gelindiğinde ise bu anlamda bir genelleme yapılamayabilir. Çünkü söz konusu öncelik olduğunda daha çok kişisel ihtiyaçları ve beklentileri dikkate almak gerekiyor. Bir tüketicinin en azından sağlık, konut, kasko gibi temel sigortalarını mutlaka yaptırması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bir kez daha, “olması gerekenin”, kişinin sigortalanabilecek tüm değerlerini güvence altına almak olduğunu vurgulamak gerekir” dedi
Kasko, trafik sigortasını tamamlıyor
Trafik sigortası ile kasko sigortası arasında farklar olduğunu ve bu temel farkın bu iki sigortanın doğasıyla ilgili olduğunu ifade eden Su, “Trafik sigortası trafiğe çıkan her aracın sahip olması gereken zorunlu bir sigorta. Bu bakımdan trafik sigortası yaptırmamak araç sahipleri için bir seçenek değil. Kasko sigortası ise isteğe bağlı olarak yapılıyor. Bir diğer fark ise; trafik sigortası aracın işletilmesi sonucu üçüncü kişilere verilen zararlar nedeniyle araç işletenine düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alır. Kasko sigortası ise sigorta yaptırılan aracın uğrayacağı zararların teminat altına alınması amacıyla yapılır. Bu bakımdan kasko sigortası, trafik sigortasını tamamlayan bir sigorta. Gerekliliği de özellikle bu noktadan geliyor” diye konuştu.
Sağlık sigortalarının
primleri yüksek değil
Su, tüketicileri sağlık sigortalarından tam anlamı ile yararlanabilmeleri için hastalık risklerini, hastalıklar ortaya çıkmadan teminat altına almaları konusunda da uyardı. Sağlık sigortaları ve bu alandaki yeni uygulamalara değinen Su “Sağlık sigortası poliçeleri; ayakta ve yatarak tedavi teminatlarını birlikte içeren sağlık sigortası poliçesi ve sadece yatarak tedavi teminatını içeren sağlık sigortası poliçesi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Her iki planda da yatışlı olarak yapılan tedaviler, sigorta şirketinin anlaşmalı sağlık kuruluşlarında poliçe şartları dahilinde ödeniyor. Tanı ve takip amaçlı yapılan tetkik giderleri ise; ayakta ve yatarak tedavi teminatlarını birlikte içeren sağlık sigortası poliçesi olan sigortalılara, belirli limit dahilinde ödeniyor. Sağlık sigortası primleri asla düşünüldüğü kadar yüksek olmayıp, sigortasız birinin, herhangi bir rahatsızlık durumunda, ödemek zorunda kalabileceği tutarla karşılaştırıldığında oldukça cüzi bir rakam olarak kalıyor. Bu çerçevede ödenen sigorta primini, karşıladığı teminat ve sağladığı güvencenin büyüklüğü ile kıyaslamak çok daha doğru bir tutum olacaktır” dedi.
Sağlık sigortalarının, sigortalıların poliçe başlangıç tarihinden sonra ortaya çıkan hastalıklarına ve meydana gelen kazalarına ait tedavi giderleri için güvence verdiğini belirten Su, “Gençlerin poliçe başlangıç tarihinden önce ortaya çıkmış hastalıkları, orta yaş ve üstündeki kişilere göre genelde daha az olur. Dolayısıyla gençlerin, orta yaş ve üstündeki kişilere kıyasla, poliçelerinden tam anlamıyla faydalanma imkanları daha geniş. Gençler için sağlık sigortası prim tutarları, yine bu sebepten dolayı, orta yaş ve üstündeki kişilere göre çok daha düşük” diye konuştu.
DASK'ın yanında
konut sigortası şart
Tüketicilerin “DASK yaptırırsam konut sigortasına ihtiyaç yoktur” tutumuna karşılık DASK ve konut sigortalarının birbirini tamamladıklarını ifade eden Su, “Konut sigortası yaptırmak için mutlaka o mülkün sahibi olmak gerekli değil. Eğer arzu edilirse söz konusu evde oturan kiracı da konut sigortası yaptırabilir. Kiracı isterse sadece evin içindeki eşyaları, isterse eşyalarla beraber binayı da sigortalatabilir. Bu durumda eşyalarla ilgili bir hasar meydana gelirse kiracı, binayla ilgili bir hasar meydana gelirse de bina sahibi lehtar olur. Konut sigortası özellikle teminatlar açısından karşılaştırıldığında DASK’ın sağladığı korumanın çok ötesinde bir güvence sağlar. Bu noktada unutulmaması gereken DASK’ın bir doğal afet sigortası olduğu ve teminat kapsamının da konut sigortasına göre daha az olduğudur” dedi. Su, DASK’ın yaptırılması gerektiğini ancak tamamlayıcı bir sigorta olarak konut sigortasının yaptırılmasının tam ve eksiksiz bir güvence için şart olduğuna da dikkat çekti.
Kurumsal müşteriler
teminatlara dikkat etmeli
Kurumsal müşterilere öncelikle, risklerini iyi tespit etmelerini ve bu doğrultuda ihtiyaçları olan branşlara yönelik sigorta poliçeleri yaptırmalarını önerdiklerini ifade eden Su, “Poliçe yaptırırken; içeriğine, özel şartlara, muafiyetlere ve teminatlara mutlaka dikkat edilmeli. Örneğin kurumsal müşteri endüstriyel bir tesise sahip ise yapılması gereken poliçeler içinde ilk olarak yangın sigortası, sonrasında yangın kâr kaybı, makineler için makine kırılması yer almalı. Gerektiği durumlarda makine kırılmasına bağlı kâr kaybı ve elektronik cihaz teminatları mutlaka bulunmalı. Endüstriyel tesiste üretilen ürünle alakalı, ürün sorumluluk sigortası da özellikle ihracat yapan firmalar için olmazsa olmaz bir poliçe. Ek olarak sigortalılar; emniyeti suiistimal, taşınan para, işveren sorumluluk, 3. şahıs mali mesuliyet, ferdi kaza gibi poliçeler ile meydana gelebilecek risklerden de korunabilirler. Ayrıca üretilen emtianın ya da hammaddenin veya sipariş verilen muhteviyatın, tesise ya da müşterilere ulaştırılması esnasında oluşabilecek riskler için de nakliyat sigortası şart. Son olarak kurumsal müşteriye ait araç parkı varsa kasko poliçeleri yaptırılmasının da gerekli olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Su, Anadolu Sigorta olarak farklı sigorta branşlarında, belli ciro büyüklüğüne ulaşmış, çalışan sayısı ve sabit varlığı ile yine belli bir ölçeğin üzerinde olan müşteriler için değişik bir müşteri yönetimi uygulandığını ve hizmet/ürün anlamında segment bazlı farklılaşmaya gittiğini belirterek kurumsal müşterilere bu anlayış ile özel hizmet verildiğini ifade etti.
Anadolu Sigorta’nın 2011 yılında da ürün çeşitliliği, hizmet kalitesi ve yenilikçi bakış açısı ile sektördeki öncü yerlerini koruyacağını belirten Su, “Şirketimiz sektöründe hak ettiği güçlü pozisyonunu alacak ve konumunu koruyacak. Şirketimiz bu yılın başında belirlenen makro hedeflere ulaştı, önceden planlanan büyüme stratejilerini başarı ile uyguladı” dedi.
Sigortaya talep artacak
Kriz sonrası toparlanmaya başlayan ekonomideki canlanma sonucunda, kısa vadede belirli sigorta türlerine yönelik talebin artacağına inandıklarını ifade den Su, “Bu durumun, özellikle araç satışlarının artması sonucunda, araç sigortalarında yaşanacağını düşünüyoruz. Uzun vadede ise ekonomideki gelişmeler ışığında, piyasalarda mevcut denge korunacak olursa, sigorta sektörünün bu durumdan olumlu yönde etkileneceğini söyleyebiliriz.
Pazarın büyümesine rağmen, aşırı rekabet sebebiyle toplam primin olumsuz etkilenmesi mutlaka söz konusu olacak. Bununla birlikte, gerek sigorta bilincinin artması, gerekse yeni düzenlemeler sonucunda, sektörde tahminler dahilinde bir hareket yaşanacağı, kasko ve trafik gibi temel sigortaların da yine toplam prim üretimindeki ağırlığının azalmayacağını öngörüyoruz.
Ülkemizdeki sigortacılık sektörü uluslararası benzerleri ile karşılaştırıldığında, henüz değerlendirilmemiş çok geniş bir potansiyele sahip olduğu rahatlıkla fark ediliyor. Ekonomide krize bağlı görülen daralma ve artan fiyat rekabeti nedeniyle geçen yıl reel olarak küçülen sektörde, 2010’un 2009’a göre daha iyi bir yıl olduğunu, ancak sektörde asıl büyümenin 2011’de başlayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
Tüketicileri Facebook ve twitter
üzerinden bilgilendiriyoruz
“Anadolu Sigorta olarak, tüketicilere ulaşmak adına bilinenin dışında yöntemler belirliyoruz” diyen Su, yöntemleri şöyle anlattı: “ Facebook ve twitter sayfalarımız sayesinde tüketicilerimizi sosyal paylaşım ortamları üzerinde bilgilendiriyor, tüketicilerimize yönelik anketler hazırlayıp ihtiyaçlarını belirliyoruz. Ayrıca tüketicilerimizin öneri ve taleplerini internet ortamından alarak, kendilerine en hızlı ve uygun bir şekilde geri dönüş yapıyoruz. Son olarak internette tüketici şikayetlerinin paylaşıldığı sitelerle yapmış olduğumuz anlaşmalarla bu sitelere gelen bilgileri de düzenli olarak takip ediyoruz. Anadolu Sigorta’nın marka bilinirliği, kendisinin yaptırdığı veya tarafsız kurumlarca yaptırılan pek çok araştırma ve anketle teyit edildi. Şirketimiz, iletişim politikası ve sosyal sorumluluk projelerine yaptığı yatırımlarıyla, bu imajı daha da pekiştirmek üzere çalışmalarını kesintisiz olarak sürdürüyor.”
KOBİ’ler arasında
daha yaygınlaşacağız
Kurumsal şirketler ile KOBİ’lerin sigortaya olan ilgisini değerlendiren Su, KOBİ sigortalarında henüz istenilen seviyelere ulaşılamadığını vurguladı. Son yıllarda KOBİ poliçelerindeki potansiyelin artışına paralel olarak ürünlerin de teminat bazında zenginleşmeye başladığını belirten Su, sözlerini şöyle sürdürdü: “KOBİ’lerin sigortaya olan ilgisi sevindirici olmakla beraber henüz arzu edilen seviyenin çok altında. Anadolu Sigorta olarak uzun süredir; akaryakıt servis istasyonları, eczaneler, turistik tesisler, marketler gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihtiyaçlarına yönelik özel paket poliçelerimiz bulunuyor. Şirketimizin KOBİ'lere yönelik olarak geliştirdiği KOBİ Paket Poliçesi ürünü ile hedef kitlemizde yer alan tüm işletmelerin bütün sigorta ihtiyaçlarını, tek bir teminat şemsiyesi altında toplayıp, sigortalılarımızın memnuniyetini en üst seviyeye yükseltmeyi amaçlıyor. Buna benzer ürünlerin yaygınlaşması ve iletişiminin etkin bir şekilde yapılması durumda, sigortalı olma oranının KOBİ’ler arasında daha da yaygınlaşacağını düşünüyoruz.”
En önemli satış
kanalı acentelerimiz
Sigortalılardan gelen dönüşleri öncelikli olarak dikkate aldıklarını ifade eden Su, “Müşterilerimizin talepleri, önerileri ve şikâyetleri hızlı bir şekilde değerlendirilip yine aynı hızla yanıtlanıyor. Gelen geri bildirimler doğrultusunda, doğru stratejiler belirlenerek ihtiyaca yönelik yeni ürünler ve kampanyalar uygulanıyor” diye konuştu. Müşterilerle doğrudan iletişim kuran, en önemli satış kanallarının acenteler olduğunu söyleyen Su şunları söyledi: “Acentelerimizle ilişkilerimizi de sürekli olarak canlı tutmaya gayret gösteriyoruz. Gerek genel müdürlük gerekse bölge müdürlüklerimiz kanalıyla, acentelerimiz periyodik olarak ziyaret ediliyor, istek, talep ve beklentileri alınıyor. Ziyaretlerinin ötesinde, her sene gerçekleştirilen bölgesel acenteler ve Acente Danışma Kurulu toplantılarımız ile de acentelerimizi bilgilendiriyor ve dinliyoruz. Ayrıca acentelerimiz, tüm bu etkinliklerden bağımsız olarak, arzu ettikleri zaman Anadolu Sigorta ile her türlü iletişimi de geçebilirler.” SİGORTALI