Yazdır

Yalıları uzaktan sevmek

Tarih: 10 Şubat 2011 - 00:01

Son zamanlarda arka arkaya Boğaz'da satılık yalı haberleri yayınlanmaya başladı.

Fiyatları 3 milyon dolardan başlayıp 100 milyon avroya kadar çıkan 50 yalı olanca görkemleriyle gazete ve internet sayfalarında arzı endam ederek yeni sahiplerine müstesna saadetler vaat ediyordu.

 

Bunların bir kısmını hayal etmek zor değildi. Acaba evinin önünden balık tutmak, teknenle üç dakikada karşı yakaya geçmek, deniz kuşlarıyla ahbap olmak, neredeyse evin içinden geçen vapurların köpüğünde kaybolmak, her an değişen ışıkla yeniden çizilen eşşiz bir tablonun içinde olma duygusu için mi gözden çıkarılıyordu bu paralar? Yoksa 21'inci yüzyılın Türkiye'sinde başka anlamları da var mıydı yalı sahibi olmanın? Yalı pazarı nasıl işliyordu?

Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen beş ayrı emlakçiyle görüştüğümde aslında satılık yalı sayısının 50 olmadığını, bu haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirttiler. Onlara göre Paşalimanı'nda 1, Kuzguncuk'da 4, Vaniköy'de 2, Anadolu Hisarı'nda 4, Kanlıca'da 2, körfezde 2 (Anadolu Hisarı ile Kanlıca arası), Çubuklu'da 1 adet satılık yalı var. Avrupa yakasında da Bebek'de 1, yeniköy'de 2 yalı satılık. Referandumdan bu yana Anadolu yakasında satılan yalı sayısı ise altı.

Gerçek anlamda yalı sahibi müşterisi olan az sayıda uzman emlakçi var. Bunlar da asla alıcı ve satıcı ismi telaffuz etmiyor. Yalı alma potansiyeli olan sabit bir 80-100 kişiden söz ediliyor. Bunlar sadece yalı değil, sürekli lüks mülk alımı yapan insanlar. 20 milyon doların üstündeki tarihi vasfı olan yalıların bilinen alıcısı sayısı 5'i geçmiyor. Bu kişilerle güvene dayalı uzun süreli ilişki kuruluyor. Hiçbir satıcının kendisini deşifre etmediğini, bu işlerin tamamen özel ilişkilerle, el altından yürütüldüğünü, yalı satışları için belirli bir mevsim olmadığını ve her ne hikmetse piyasanın birden aktive olup aynı anda beş altı yalının birden satıldığını belirten emlakçiler, yalı alım-satımını bir sosyal etkinliğe benzetiyorlar.

Yalıların fiks bir fiyatı yok. Alıcı ve satıcının durumuna göre değişiyor. Önce mantık sınırları ötesinde bir fiyat konuyor. 30 milyon dolara satılabilecek mülke 45 milyon avro istenerek piyasa alıştırılıyor. 3-5 yıl sonra fiyat 40 milyon avro olarak telaffuz edilince mülk ucuzlamış göründüğü için ilgi çekiyor. Tabii bu işler hep el altından 40'a razı oldu diye haber yollanarak yürüyor. Yalı, her halûkârda değerinden pahalıya satıyor. Esas olan yalının satılık diye alenen adının çıkmaması. Niyetler, hep aracılar kanalıyla öğreniliyor. Yılları bulan uzun süreli bir çaba bu.

YALI PİYASASI

Yunanca "yalos" kelimesinden gelen yalılara eskiden sahilhane denirdi. 2 bin yıldır oturma amaçlı kullanılan boğazda Asya tipi yalılar 17'inci yüzyılda görülmeye başlandı. Klasik Türk mimarisinin en şaşaalı dönemi olan 18.yy da sultanlar, vezirler, paşalar, ulema ve sefarethane mensuplarının yaşadığı bu evlere deryahane de denirdi. 19 yy.dan itibaren mimari detaylarda Avrupa esintileri taşımaya başladı. 20.yy başında, vergi borcu için yıktırılan, yangınlarla tamamen yok olup yerine kömür, kum, odun depoları yapılan, onarımlara rağmen zamanın tahribatından kurtulamayan, tarihi sınıf tenzilleriyle özgünlüğünü yitiren yüzlerce yalının bugün tam bir envanteri yok. 1919, 1929, 1937, 1950, 1989 yıllarında önlerinden yol geçiriliyor ve çoğunun deniz üzeri olma özelliği kayboluyor. Denize girmiş, direklerin üstüne konmuş, odaların altında kayıkhaneleri olan, deniz sesine doymayan, sofalarında ve odalarında havuz da olan o eski yalıları göremesem de günümüzde yalı alıcılarının önem verdiği noktaları sıralayabilirim:

AH NEREDE O ESKİ YALI YAŞAMI

Abdülhak Şinasi Hisar'a göre "eski Boğaziçi yalıları güya hendesî bir hesap neticesi değil de bir kalbin temayülleri, bir hevesin alakaları, bir vücudun hastalıkları, bir ömrün tesadüfleri ve bir nasibin tecellileriyle hasıl olmuş hissini veren... hep canlı mahluklar gibi görünürdü."

Günümüzde yalılara bakarken bu duyguları yaşayan kaç insan çıkar acaba? Birkaç yalıya girip sahipleriyle konuşma imkanı buldum. Hepsi ömürlerinin aşağı yukarı 45-50 yılını geçirdikleri bu nadide evlerde geçirdikleri eski günleri özlüyordu. Bana aktardıklarını şöyle özetleyebilirim:

BİRİ MALINI, DİĞERİ PARASINI ALIYOR. BİZ İSE HAVAMIZI...

 

 

Vaniköy sahil şeridinde soğuk havaya rağmen boğazın keyfini çıkaran balıkçılar, seyyar satıcılar ve diğer park sakinlerinin hemen ilerideki yalılar hakkında ne düşündüğünü de merak ettim. Yalıda yaşamayı isteyen de vardı, istemeyen de...

Okul servisi çalıştıran İsa Kırca, Hikmet Çatanak ile olta malzemeleri satan Ekrem Avcı'nın ortak kanaatleri şöyle: "Onlar bizim kadar özgür değil. Tel örgüler, yüksek duvarlar arkasında yaşıyorlar, güvenlik ihtiyaçları bizden daha fazla. Biz şu anki durumumuzdan fazlasını istemiyoruz. Bu da bizi huzurlu kılıyor. Oysa onlar hep daha fazlasını isteyerek sıkıntı çekiyorlar. Biz bir iş kurup iflas etsek sıfırdan başlayabiliriz, onların başına gelse böyle bir şey ya intihar ederler, ya yurtdışına kaçarlar. Yalıda çalışan hizmetlilere az para verildiğini duyuyoruz. Onlara 3 bin veriyorlarsa, köpeklerine on bin lira harcıyorlardır. "

Nuriye Akman-zaman

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/yalilari-uzaktan-sevmek/301642