Yazdır

‘Sigortamız yok depreme hazır değiliz’

Tarih: 11 Ekim 2010 - 16:43

Prof. Dr.Mikdat Kadıoğlu, “Depremin sıfırıncı saniyesine hazır değiliz' derken gerekçelerini şöyle sıralıyor;

Prof. Dr.Mikdat Kadıoğlu, “Depremin sıfırıncı saniyesine hazır değiliz; çünkü binalarımız depreme dayanıklı değil, eşyalarımızı sabitlemiş değiliz, deprem sigortamızı yaptırmış değiliz, aile afet planlarımızı bulunmuyor” dedi. İTÜ Afet Yönetim, Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr.Mikdat Kadıoğlu önümüzdeki dönemde meteorolojik afet sayısının küresel ısınmaya bağlı olarak artacağına dikkat çekiyor. Kadıoğlu, depremkonusunda topluma afet bilincinin kazandırılması için seferberlik ilan edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Depremin sıfırıncı saniyesine hazır değiliz çünkü binalarımız sağlamdeğil, eşyalarımızı sabitlemiş değiliz, deprem sigortamızı yaptırmış değiliz, aile afet planlarımızı yok” diyor. Kadıoğlu, küresel ısınmaya bağlımeteorolojik afetlerin tarıma olan etkileri, deprem bilinci ve sigorta çözümleri hakkında ŞEMSİYE’ye önemli açıklamalarda bulundu. Ülkemiz depreme ne kadar hazır? Neler yapılmalı? Deprem konusunda bilinçlendirme çalışmalarına bireylerden başlamamız gerekiyor. Devletin, belediyelerin depreme hazır olması çok büyük şeyler ifade etmiyor. Deprem gerçekleştikten hemen sonraki saatler çok önemli. Özellikle ilk dakikalarda devlet yanımızda olmayacak, biz yalnız başımıza olacağız. Bu nedenle halkı kendi bilgisi ve hazırlığı koruyacak. Kamyon almakla, birkaç tane kırmızı tulumlu ekip oluşturmakla depreme hazır olunmaz. Depremin sıfırıncı saniyesine hazır değiliz; çünkü binalarımız sağlam değil, eşyalarımızı sabitlemiş değiliz, deprem sigortamızı yaptırmış değiliz, aile afet planlarımız yok. Depremin üçüncü saniyesinde nasıl davranacağımızı bilmiyoruz, ya koşuşturuyoruz ya da olduğumuz yerde donup kalıyoruz. Depremin üçüncü dakikasında çıkacak olan yangınları söndürmek için bilgili değiliz, karşılaştığımız yaralılara nasıl müdahale edeceğimizi bilmiyoruz. Depremin otuzuncu dakikasında komşularımızı kurtarmamız gerekiyor. İlkyardım bilgimiz ve ilk yardım çantamız yok. Özellikle İstanbul’da deprem sonrasında 1 milyondan fazla insan yardıma ihtiyaç duyacak. Bu sayıda insana yardım edebilmek için 20 milyonluk bir arama kurtarma ekibine ihtiyaç var. Depremde erken uyarı mümkün mü? Toplu davranış biçimi olarak depreme hazırlanmalı. Deprem olmadan birkaç dakika önce insanları uyarmak mümkün değil. Ancak ihtimaller üzerinde uyarılar söz konusu. Bu da 30 yıl içinde İstanbul’da deprem olacak gibi bir ihtimal. 30 yıl muallak bir süre olduğu için toplum buna çok inanmak istemiyor. Ancak saniyelik uyarı söz konusu. Fay hattı kırıldığı zaman ilk önce ‘B dalgası’ dediğimiz bir dalga geliyor. Daha sonrasında ise ‘S dalgası’ dediğimiz dalga geliyor ve bu dalga sarsıntıyı meydana getiren dalgadır, fay hattının uzunluğuna göre geliş süresi değişir. Bu iki dalga arasında ortalama 8 saniyelik bir süre bulunuyor. Bu süre içinde eğer bir uyarı yapılırsa, elektrik ve doğalgaz gibi yangına sebebiyet verecek şeylere karşı önlemler alınabilir. Ancak bu 8 saniyelik sürede evden dışarı kaçmaya çalışmak çok tehlikeli olur. İnsanlar merdivenlere, balkonlara, asansörlere koşacaktır. Bu noktalar da depremden en hızlı ve en fazla zararı gören yerlerdir. Bireylerin depreme hazır olması için nelerin yapılması gerekiyor? İnsanları erken uyarı değil, erken alınan önlemler korur. Topluma özellikle devletin çıkıp, “Ben senin baban değilim, herşeyi benden bekleme ve önlemini al. Deprem sonrası zararını karşılamak için git sigortanı yaptır” demesi gerekiyor. Deprem konusunda halkı bilinçlendirmek için sigortacıların neler yapması gerekiyor? Sigortacıların önyargıların üzerine gidecek ve bunları değiştirecek eğitim kampanyaları düzenlemesi gerekiyor. Ancak bunları çok profesyonel bir çalışma olarak yapmak gerekiyor. Bez afişlerle, broşürlerle, kitapçıklarla deprem bilinci verilemez. Yapılacak bilinçlendirme çalışmalarının direkt değil indirekt bir şekilde yapılması gerekiyor. Uzman kişilerin yaptığı çalışmalarla mesajlar bireylerin beynindeki ön yargıları yıkması gerekiyor. Bütün bunlar için de bir seferberlik yapılmalı. Nasıl ülkemiz bir okuma yazma seferberliği yaptı; işte aynı şekilde deprem bilinci için de bir seferberlik yapılması gerekiyor. Seferberlik ilan edilerek, herkesi depremden sonraki ilk 72 saate hazır hale getirmek gerekiyor. Ancak eğitimlerin ‘mış’ gibi yapılarak verilmemesi gerekiyor. Ben Başbakan olsam 12 Kasım’ı Türkiye’de afet günü ilan ederim. Gerekirse şarkıcı, türkücü kim varsa toplayacaksın, televizyonları kullanacaksın, okullardaki eğitim programlarına afet yönetimini ekleyeceksin ve ne yapman gerekiyorsa onu yapacaksın. Ancak bunların hepsini kuru kuruya değil, uygulamalı, el becerisine dayanan, yaşayarak öğreten bir halde yapacaksın. Ülkemizin kriz yönetiminden risk yönetimine geçmesi gerekiyor. Afet öncesinde eğer bir risk masası yoksa, kriz masaları keriz masasında öteye gidemez. DASK’ı yeterli buluyor musunuz? DASK, insanların tekrar ev sahibi olabilmesi için deprem sonrası parasını veriyor. İnşaat bedeli üzerinden evi sigortalaması da, bu noktada bir rant dönmediğinin göstergesi. Afetten sonra zaten en önemli şeylerden biri de barınmadır. Bu nedenle bina yıkıldıktan sonra yerine koymak önemli. Siz binanızı ya da evinizi yerine koyun zaten hava parası geri gelecektir. İnsanların DASK’a inanmaması, afet ve sigorta bilinçlerinin yeterli olmamasından kaynaklanıyor. Gülseli ÖZDEMİR / ŞEMSİYE
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/sigortamiz-yok-depreme-hazir-degiliz/294225