Yaklaşık üç yılı geride bırakan küresel finans krizi, tüm dünyada finans sektörü yanında reel sektörü etkilemeyi sürdürüyor. Kriz, özellikle yurtdışına ihracat yapan şirketleri derinden sarsarken kriz nedeniyle pek çok şirket pazar kaybı, alacağını tahsil edememe, iflas vs gibi risklerle karşı karşıya kaldı. Kriz, söz konusu risklere karşı şirketleri güvence altına alan ‘kredi sigortası’nın önemini de artırdı. Kredi sigortası yaptıran birçok şirket, sigorta şirketlerinden aldıkları yüksek hasar ödemeleri neticesinde nakit akışlarını güvence altına alarak kendilerini iflas riskinden korudu. Tüm dünyada sigorta şirketlerinin kredi sigortası kapsamında ödediği hasarlar da 2008 yılına göre yaklaşık iki kat artarak 2009′da 2.4 milyar ABD Doları’na ulaştı. Ödenen hasarlarda da en büyük paya sahip 6 ülke İtalya, Almanya, ABD, Fransa, İngiltere ve İspanya olarak sıralanıyor. Söz konusu ülkelerin, Türkiye ihracatı içinde en büyük pazarlar arasında yer aldığı göz önüne alındığında, Türkiye’deki ihracatçıların da bu pazarlara daha emniyetli bir şekilde ulaşabilmeleri için kredi sigortalarının önemi bir kat daha arttı. Kredi sigortası, uluslararası piyasalarda rekabet edebilmek ve büyümelerini güvenli bir şekilde sürdürebilmek için şirketler açısından stratejik önem taşıyor. Firmaların ticari risklerini (alıcı iflas ve ödememe risklerini) bertaraf edecek bir araç olarak çok önemli bir rol arzeden sigorta, ihracatçıların sadece ticari risklerini değil aynı zamanda politik risklerini de teminat altına alıyor. Kredi sigortaları, şirketlere rekabette avantajlı bir durum da yaratıyor. Sigortalı olmayan rakipler peşin ödeme şekli ile çalışmak zorunda kalırken kredi sigortası bulunan satıcı, teminatlı bir şekilde açık hesap ve vadeli satış gerçekleştirebiliyor. 2008 ve 2009 yıllarında, yüksek hasarlar sebebiyle pazar paylarında kayıplar yaşayan şirketler olduğunu, bu durumun aynı zamanda ‘itibar’ kaybına da yol açtığını ifade eden Atradius Türkiye Ülke Yöneticisi Selda Eke, güçlü kurumsal yönetim uygulamalarını hedefleyen şirketlerin, sağlam risk yönetim politikalarını da benimsemelerinin gerektiğine dikkat çekiyor. Referans’ın sorularını yanıtlayan Eke, Türk İhracatçılarının sadece Türkiye’deki rakipleriyle değil aynı zamanda uluslararası piyasada faaliyet gösteren rakipleriyle rekabet edebilmeleri için kredi sigortalarını kullanmalarının gerekliliğine inandıklarını söylüyor. Alp Süer / Referans