Yazdır

'Mesleki sorumsuzluk' teminat altında

Tarih: 22 Temmuz 2010 - 10:59

Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer'in Şemsiye Dergisi'nde yayınlanan yazısı...

Sigorta sektörü tüm iyi niyeti ile küresel tüm uygulamaları faaliyet alanı içine almaya çalışıyor. Acımasız fiyat rekabeti, artan hasar maliyetleri ve genel giderler dışında yoğun çabasını; var olmaya, istikrarlı büyümeye, yeni ürünleri sunmaya ve nihayetinde büyüyemese bile küçülmemek üzere her türlü çabayı göstermeye odaklıyor. Yakın geçmişte çok uzak duran sorumluluk sigortaları ve finansal riskler konusunda başlatılan girişimler ile sektör yeni ürünler ile toplumun tüm kesimlerini tanıştırdı. Sonuç olarak tam da beklendiği gibi; •İlgili herkes inanılmaz sevinç ve mutluluk ile en iyi ürünü araştırdı, •Meslek örgütleri, Mesleki Sorumluluk Sigortaları’nın ülkemize getirilmesinden dolayı sigorta şirketlerini övgü ve takdirle destekledi, •Aracılar hemen ihtisaslaşarak büyük pazar olan Mesleki Sorumluluk Poliçeleri’nin satış ve pazarlamasını çok hızlı bir şekilde tamamladı, •Sigorta sektörünün yeni ürünü pazar payını artırarak inanılmaz gelişme gösterdi, •...v.s Maalesef tabii ki bunların hiç birisi gerçekleşmedi. Gerçekleşen çok enteresan bir gelişme; sigorta sektörü Mesleki Sorumluluk Poliçeleri’ni pazara sunmadan önce bu kapsama giren meslekler ile ilgili neredeyse hiç sorun yok iken, tazminat taleplerinde patlama yaşandı (Tazminat talebi sorumsuzluğun kanıtlandığı halleri kapsıyor ). Hem de ne patlama. Sigortalı konumunda olan Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler 3568 sayılı yasa ve yönetmeliklerinin disiplin yönünden ceza şartı olan hususları ifa ettiklerini bilmelerine rağmen, bırakın mesleki yönden ceza almayı, kendileri ile ilgili olmayan hususları da “Nasıl olsa sigorta şirketi ödeyecek” diyerek tüm sorunları üstlenme yarışına girdiler. Örnekleri yazmakla bitmeyecek kadar çok. Birkaçını paylaşalım istedik. Sorumsuzluk bile değil, adını siz koyun. Serbest muhasebecimiz oldukça sevilen meslek mensubu olduğu için ( J ) 200'e yakın mükellefe hizmet veriyor. Tek başına yetişemediği için 2 personel çalıştırarak tüm mükelleflerinin iş ve işlemlerini yetiştireceğini düşünmüş olacak ki personelin yeterli olacağına karar vermiş. Bu yapıda devam ederken, 1 personelinin askere gitmesi gerektiğinden yeni bir personel almayarak tüm işleri kendisi ve sekreteri ile yürütmeyi planladığını anlıyoruz. Serbest muhasebecilerin gerçekleştirdikleri iş ve işlemler çok yoğun olduğundan tabii ki bir çok hatalı faaliyetleri de zamanla ortaya çıkacağından çok zaman kaybetmeden bir mükellefinin sorun olan dosyasını zarar talebi şeklinde sunmuş. Serbest muhasebecimizin açıklaması ve zarar talebine yönelik beyanı da aşağıdaki gibi: •200 mükellefe hizmet veriyorum. • 2 personel ile zaten yetişemiyordum. •En iyi personelim de askere gidince yerine adam bulamadım. •Birkaç mükellefimizin 15 ay boyunca KDV beyanlarını veremedim. •Gece gündüz ofisten çıkmadan çalışmaktayız ancak bu hata tamamen bana ait olacağından 15 aylık verilmeyen KDV beyanı için vergi dairesince çıkarılan vergiler, cezalar ve faizlerinin sigorta poliçem kapsamında karşılanmasını rica ediyorum. Bu dosyanın ekspertizi için acaba ne yapmalıyız? Ayrıca, profesyonel hizmet veren muhasebecimizin mükellefine vergi dairesi tarafından ihbar gönderilmesini takiben ceza kesinleştiğinden ilk yaptığı şey, her sorumlu sigortalı gibi davranarak Sorumluluk Poliçesi’ni yaptırdığını da incelemelerden anlıyoruz. Vahim bile değil. Tanımlanamaz bu durum için bizdeki hasar dosyasının tanımlanan adı Mesleki Sorumluluk. İnceleme konusu Mesleki sorumsuzluk, poliçe açısından incelenebilir bir durum ancak hasarın varlığı kesinleştikten sonra poliçe tanzimi yaptırıp tazminat talebinde bulunmayı bir yerlere koyamadık ( Zararın varlığı kesinleşince sigorta yaptırmak ...? Daha çok oto kaza branşında yaşanırdı.). Mesleki Sorumluluk poliçesi ile yeni tanışmış olduk ancak sigortalıların bir bölümü hala tanıdık. A 4 kağıttan KDV beyanı nasıl oluşturulur? Mükellef seyyar satıcı, arabasıyla kasaba kasaba gezerek satış yapıyor. Muhasebecimiz sorun çözme konusunda özverili ve yetenekli. Mükellef sürekli seyyar olduğu için bir türlü aldığı ve kestiği faturaları her ay muhasebecisine ulaştıramıyor. Durum çok zor... Bu sorunu muhasebe bilgisi ve tecrübesine dayanarak mükellefin muhasebecisi hemen hallediyor. • Mükellefimiz seyyar satıcı her ay sonu bir kahvede oturup aldığı faturaları A4 kağıda liste yapıyor, satış faturası ( yok ama olunca onu da yapıyor zaten hiç kimseye fiş veya fatura vermiyor) için ayrı bir A4 kağıda liste yapıyor, yaptığı listeleri ay sonunda kahveye en yakın postahaneden muhasebeciye gönderiyor. Nasıl ama, teknoloji, bilgi, kağıt , kalem hepsi olunca fikir üretmekte çok kolay. Bu arada her nasılsa vergi dairesi inceleme yapınca mükellefe ihbar gidiyor. Mükellefimiz ihbarı bu sefer posta yolu ile değil de olayı ciddiye alarak tüm imkanlarını kullanıp faks cihazı denilen bir aletle muhasebecisine fakslıyor. Aynı faks cihazı muhasebecide de olduğundan gelen faks üzerine sorun çözme uzmanı muhasebecisi hemen bir sigorta şirketine gidip geri dönük 5 yılı da kapsayan Mesleki Sorumluluk sigortasını yaptırıyor. E daha ne olsun. Herkes üstüne düşeni yapmış. Biz de eksper olarak dosyası inceliyoruz. Neyse ki bizim okuma yazmamız da var. Ayrıca faks denilen cihazların ne işe yaradığını da anlıyoruz (Büyük şans)... Sigortalı olarak talepte bulunan serbest muhasebecinin beyan yazısı aşağıdaki gibi: •Mükellefim sürekli seyahatte olduğu için belgeleri iletemiyor. •Alış ve satış faturalarını büyük zahmetlerle listeleyip bana gönderiyor. •Bütün suç bana ait. •Vergiler, cezalar ve faizleri ile birlikte ödenmesini rica ederim. “Dosyayı hemen inceleyip zararınız karşılansın ve hatta moralinizde bozulmuştur. Biz sigorta şirketine söyleyelim sizi 15 gün tatile de göndersinler” diyemiyoruz tabii ki. Şöyle ki; 1) Hadiseyi meslek mensubunun uymak ve uygulamak zorunda olduğu 3568 sayılı kanun çerçevesinde incelediğimizde; 3568 sayılı kanun gereği meslek mensubu beyannameleri ve bildirimler hazırlama aşamasında ticari vesikaları baz/esas almak zorunda. Söz konusu hadisede sigortalı meslek mensubu ticari vesika olmaksızın defterlere kayıt yapmış ve kendi beyanına göre resmi kurumlara farkında olmaksızın yanıltıcı bilgi vermiştir. Meslek mensubunun bu davranışı 3568 sayılı kanun hükümlerine göre disiplin suçudur ve cezası meslekten alı koymadır. Meslekten çıkarma cezası Madde 9 - Meslekten çıkarma cezası aşağıdaki hallerde uygulanır: c) Meslek mensuplarının kasten vergi zıyaına sebebiyet verdiklerinin mahkeme kararı ile kesinleşmesi, (Sigortalı tarafından mükellef kişiye dava açılmış olup, dava sonucunda meslek mensubunun aleyhine bir sonuç çıkması durumunda meslek mensubunun meslekten ihraç edilmesi söz konusudur.) 3568 sayılı kanun açısından yapılacak diğer bir değerlendirme ise; sigortalı meslek mensubunun sözleşme yapılmaksızın iş kabul etmesi ve mükellef adına altı ay veya daha fazla beyanname göndermesi/imzalamasıdır, Ayrıca meslek mensubunun 2005 yılı mükellef listesinde mükellefin adı da yer almakta olup, meslek mensubu tarafından mükellefe ait defterin sadece bir dönemlik tutulmadığının göstergesidir. Meslek mensubunun sözleşmesiz iş kabullenmesi 3568 sayılı kanun gereği disiplin suçudur ve cezası kınamadır. Kınama cezası Madde 6 - Kınama cezası, aşağıdaki durumlarda uygulanır: d) Meslek mensuplarınca, Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte öngörülen yazılı hizmet sözleşmesi yapmadan iş kabul edilmesi, 2) Sigortalınız tarafından sigorta poliçesinin satın alındığı esnada, meydana gelen hatadan haberdardır. Mükellefin gönderdiği dilekçe (08.11.2008) ile vergi denetmenine verilen ifade (27.07.2008) tarihleri poliçe vadesinden öncedir. Poliçenin düzenlendiği, Amir / hüküm kanun olan Türk Ticaret Kanunu maddelerine göre söz konusu durumun incelenmesinde; Madde 1279 - Mukavelenin yapıldığı sırada sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimse, rizikonun gerçekleşmiş olduğunu yahut sigortacı rizikonun gerçekleşmesi imkanı kalmadığını bilmekte iseler sigorta mukavelesi hükümsüzdür; şu kadar ki; birinci halde sigortacı sigorta primini isteyebilir. Madde 1290 - Sigorta ettiren kimse, sigortacının mukavele yapılırken hakiki vaziyetleri bildiği takdirde mukaveleyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını mucip olacak bütün hususları sigortacıya bildirmeye mecburdur. Sigorta ettiren kimse sorulduğu halde susmuş veya noksan yahut hakikate muhalif beyanlarda bulunmuş ise hakikate vakıf olmayan sigortacı mukaveleden cayabilir; şu kadar ki; sigortacı hakikate öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde cayma hakkını kullanmamış ise bu hak düşer. Sigorta ettiren kimsenin kötü niyeti anlaşıldığı takdirde sigortacı prime hak kazanır. Sigorta mukavelesinin yapılması sırasında sigorta ettirene doldurması teklif olunan listede yazılı sorular dışında hiçbir mesuliyet teveccüh etmez. Açıklamalara göre tazminat ödenmeyeceği kesin. Ancak nasıl bir cesaret, nasıl bir anlayış ki suç sayılan durumu sadece sigortadan para alacağız diyerek beyan etmek aynı zamanda üstlenerek zarar talebinde bulunmak? Sonuç olarak sigorta sektörü doğru sigortalının gerçek zararını tam karşılamak için iyi niyet çerçevesinde küresel uygulamaları ülkemize kazandırmaya çalışmaktadır. Maalesef hala sigortacılık hizmetinden faydalanma yöntemini kavrayamayanlar var. Şanslı eksper, şansız sigortalı! Sanayii içinde iyi bilinen atölyelerden birisinde ekspertiz yapmaya gidiyoruz. Atölye yetkilileri ile selamlaşıp ekspertize başlayacağız. Atölyenin içinde bakacağımız aracı ararken önümüzde duran ateş kırmızısı Coupe, spor ve yılın yeni çıkan en iyi arabalarından birisini ağır hasarlı vaziyette görünce ilgilenmemek mümkün olmadı. Daha yenisini dergilerde gördüğümüz aracın pert olmuş durumunu incelerken aynı zamanda eksper gözüyle değerlendirmesini da yapıp, yazık olmuş araca diyerek hasarına bakacağımız aracın tespit çalışmalarına başlıyoruz. İki hafta sonra aynı atölye de bir başka araç için tekrar ekspertize gittiğimizde spor aracımız aynı durumda hala bekliyor. Dayanamayıp atölye yetkilisine soruyoruz. •“Çok da güzel araçmış, daha 2.000 km’de yazık olmuş. Ne için hala bekliyor?” diyoruz. • “Araç sahibi aracı bırakıp gitti. Henüz bize de haber vermedi. Bu arabaların Türkiye’de parçası da yok… İnşallah satılır…” şeklinde açıklama yapılıyor. Aradan birkaç hafta geçtikten sonra ekspertiz sırasında biz yeni bir hasar görevlendirmesi geliyor. Elimizde bilgi olarak plakası var ve yine aynı atölye ye gidiyoruz. Gidiyoruz ancak ekspertiz yapacağımız araba 1 aydır atölyede yatan ateş kırmızısı Coupe spor araç olduğunu görünce hem şaşkın hem de bakalım ne hikayeler çıkacak diye meraklanıyoruz. Atölye yetkilisi elinde evraklar ve poliçe ile yanımız doğru gelirken müthiş tebessüm içinde ama bir şey anlamak mümkün değil. Poliçeyi alıp şöyle bir inceliyoruz ve atölye yetkilisi ile göz göze gelip hiç konuşmadan uzun uzun gülüyoruz. Atölye yetkilisinin ilk söylediği söz ... •”Abi valla benim hiçbir alakam yok. Ne haberim var ne de bilgim” diyerek tebessüme devam ediyor. “Aracımız tabii ki pert olacak, rakam ciddi, ancak aracın poliçesi 15 günlük. Biz bu arabayı tesadüfen 40 gündür 3 kere inceleyip, ne de güzel araçmış yazık olmuş” diyerek sohbetini yapıyoruz. Bu arada araç sahibi de yeni alıp sigortasız kaza yaptığı aracına poliçe düzenletmekle meşgulmüş. Elbette ki tazminat ödenmiyor. Sigortalının şanssızlığı , bizim aynı atölyeye 40 gün içinde 3 kez gidip başka araçlara bakarken kendisine ait aracı da incelememiz. Bazen organize işler tesadüfler ile de ortaya da çıkabiliyor...
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/mesleki-sorumsuzluk-teminat-altinda/281693