Yazdır

Çocuklardan öğreneceğimiz çok şey var!

Tarih: 22 Temmuz 2010 - 07:36

Sigorta deyince bir güvenlik duygusu içimi dolduruyorsa da 'sigorta şirketi' deyince insanın aklına nedense pek güzel şeyler gelmiyor.

Belki de bunun nedeni, sigorta şirketleriyle zor ve sıkıntılı zamanlarda yan yana yaşadığımızdan olabilir. Oysaki böylesine zamanlarda sigortacımız yanımızdaysa aklımıza iyi şeyler gelmesi gerekmez mi?Ülkemizde 60'a yakın sigorta şirketi hizmet veriyor. Bunların içinde milli sermaye ile kurulmuş en eski sigorta şirketlerinden birisi de Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi. Şirketin kuruluş tarihi 1936. Bakanlar Kurulu onayıyla kurulan Ankara Sigorta'nın o tarihteki yönetim kurulu başkanı dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar. Şirketin hissedarları ise Türkiye İş Bankası, Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi, Etibank, Adapazarı Türk Ticaret Bankası ve Muvaffak İşmen. Sigorta şirketinin genel merkezi Ankara'da olmasına rağmen işin operasyonel merkezi İstanbul olarak seçilmiş. 1990 yılına kadar kuruluştaki hisse yapısıyla devam eden şirket, bu tarihte ortaklık yapısında yapılan değişiklikle çoğunluk hisseleri Etibank'a devredilmiş. 1997 yılında Etibank'ın özelleştirmesi kapsamında da ana hisseler Polis Bakım ve Yardım Sandığı'nca satın alınmış. Ankara Sigorta 1936'dan bu yana 74 yıldır sigorta sektöründe hizmet sunarken 300'e yakın çalışan ve Türkiye genelinde 9 bölge müdürlüğüyle 800'ü aşkın acenteye sahip. Ankara Sigorta, hayat ve emeklilik dışında elementer poliçeler satan bir şirket. Sigorta şirketleri arasında da ilk 15'te yer alıyor; ancak kısa vadede hedefi sıralamada ilk ona girmek.Ülkemizde en zor iş hizmet satışıdır. Bir de buna ortaya elle tutulur gözle görülür somut bir karşılık koyamazsanız satmak daha da zorlaşır. Bu nedenle Ankara Sigorta da kendine koyduğu standartların çıtasını epey yukarıda tutmuş. Şirketin kalite politikasında müşterilere kusursuz memnuniyet sunmak ilk sırada yer alırken, hizmette sürat, üründe yenilikçi yaklaşım, saygın ve öncü sigorta şirketi olma vizyonu öncül hedef olarak seçilmiş. Ankara Sigorta teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeyi, toplum değer ve prensiplerine sahip çıkmayı ve eleştirilere açık olmayı kendine misyon olarak almış.74 yılda nereden nereye?Ankara Sigorta kuruluşunda 500 TL sermayeye sahipmiş. 2009'da ise sermayesini 170 milyon TL'ye çıkarmış. Şirket hisse senetlerinin çoğu Polis Bakım ve Yardım Sandığı'na ait. Uluslararası reasürans şirketleri ile köklü ilişkileri bulunan Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi, ulusal ve uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından yüksek finansal derecelendirmesine de sahip. Yangın, Nakliyat, Yat, Kasko, Trafik, Oto-Dışı Kaza, İnşaat Tüm Riskler, Montaj Tüm Riskler, Elektronik Cihaz, Makine Kırılması, Tarım, Sağlık ve Vize Sigortası teminatlarını veren Ankara Sigorta, mevcut kapasiteler dışında talep edilebilecek özel riskler için de dünyanın önde gelen reasürans brokerleri ile çalışarak Mesleki Sorumluluk, Ürün Sorumluluk, Havacılık ve Uzatılmış Garanti Sigortası gibi konularda da sigorta hizmetleri sunuyor.Ayrıca, Türkiye'nin önde gelen enerji tesisleri Botaş, Petkim ve TPAO için de yine risk bazında özel çalışmalar yapan Ankara Sigorta tesislerin yangın, mühendislik, nakliyat ve sorumluluk sigortaları kapsamındaki tüm risklerini de teminat altına almış. Ayrıca deprem kuşağında yer alan ülkemizde muhtemel bir afette de sigortalılara tam bir güvence sunuyor.Ankara Sigorta, müşterilerine ait tüm riskleri belirleyerek özel çözümler de üretiyor. Farklı sektörlerdeki riskleri göz önünde bulundurarak her bir işletmenin kendine özgü risklerini tespit eden şirket, risk önceliklerini sıralıyor ve ihtiyaçlar doğrultusunda 'müşteriye özel çözüm paketi' oluşturuyor. Sorumluluk sigortasını bir örnekle açıklarsak, örneğin bir hekim yanlış bir tedavi sonucunda hastasını kaybeder ya da sakat bırakırsa veya bir haberci yaptığı haberle yayın kuruluşunu sıkıntıya sokarsa Mesleki Sorumluluk Sigortası bu durumu tazmin ediyor.Sonuçlara matematik açıdan bakıyorAnkara Sigorta'nın Genel Müdürü Şaban Çağıran hedef odaklı bir yönetici. Düşünüyor, çalışıyor, hedefe kilitleniyor ve başarıyor. Peki, neden diye düşünüyorum. Öncelikle Şaban Çağıran'ın doğduğu yöreden söz etmem gerek. Fırat ile Göksu ırmağının birleştiği yörede Adıyaman Besni'nin bir köyünde doğar. Nehir, liseyi bitirip de üniversite için bölgeden uzaklaşana kadar yaşamının bir parçası olur. Suyu, özellikle de akan suyu çok sever. Hala yüzmeyi çok sevmesinin nedeni de bu. Liseyi Besni'de bitirir ve Mersin Eğitim Enstitüsü Sınıf Öğretmenliği'nde okumak için yöreden ayrılır. İlk öğretmenliğini Balıkesir'in bir köyünde yapar. Yaparken de bir başka kariyer yapması gerektiğini düşünür. Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü'ne girer ve mezun olur. Teftiş, çalışmayı istediği alandır. Çok planlı bir karaktere sahip olduğundan sıkı bir biçimde bankaların sınavlarına hazırlanır. Profesyonel iş hayatına Tütünbank'ta müfettiş olarak başlar. Çağıran, 15 yıl boyunca bankanın denetleyen tarafında olur. Oyakbank'ta organizasyon ve kalite müdürü olarak çalışır. Kriz pek çok başarılı bankacıyı sistem dışına çıkarırken o Türk Nippon Sigorta'da genel müdür yardımcısı ve genel müdür vekili olarak görev yapar. Şimdilerde de 2006 yılında Ankara Emeklilik AŞ'de genel müdür yardımcılığı ile başlayan kariyer sürecinde 2009'dan bu yana genel müdür olarak görev sürdürüyor.Ankara Sigorta Genel Müdürü Çağıran, pek tatile çıkamıyor ama ailesiyle sakin ortamlarda hep birlikte olmayı tercih ediyor. Kişisel gelişim kitaplarını okumayı da seven Çağıran, futbol oynuyor ve yürüyüş yapıyor. Çağıran'ın kendisine düstur edindiği bir de hedef tanımı var: "Kişinin mutlaka bir amacı olmalı. Amaç olunca geriye sadece o vizyon ve amaç uğrunda çalışmak kalıyor. Hedefe giderken doğru stratejiyi bulmak da çok önemli. Eğer beş yıl sonrasına ilişkin bir hedefiniz yoksa bugün günü dolu dolu yaşasanız da sonuç beş yıl sonra da yine aynı bugünkü gibi olacaktır. Ama bir hedefiniz olduğunda bugün yaptığınız her şey değişecektir. Bu nedenle önce hedefi belirleyip gerekli çabayı göstermek gerekir. Paulo Coelho'nun Beşinci Dağ kitabında da yazdığı gibi, çocuklardan öğreneceğimiz çok şey varsa da bana göre en önemli şey, önce ne istediğini belirleyecek ve elde edene kadar da ısrarınızı sürdüreceksiniz." diyor.Şaban Çağıran, yaşanan her anın risklerle dolu olduğunu söylüyor. 'Peki, neden insanlar mallarını sigortalar da kendilerini sigortalamazlar?' diye soruyorum, "Öncelikle bunun bilinç düzeyiyle ilgisi olduğunu söylemeliyim. Gelecek kaygısı olanlar kendilerini mal varlıklarıyla güvence altına aldıklarını düşünüyorlar. Namerde muhtaç olmama düşüncesi bizde yatırımların mala yapılmasına neden oluyor. Ayrıca sigorta priminin yatıyor olması için gelirin de belli bir seviyede olması gerekiyor. Kişi başı milli gelir 3.000 dolarken, İngiltere'de insanların yıllık sigorta primleri sadece bu kadar." diye cevap veriyor.Felaketler, sigorta bilincinin artmasına SEBEP oluyorSöyleşiyi yaptığımız günlerde Meksika Körfezi'ndeki petrol sızıntısı en üst düzeydeydi. Söyleşide foto muhabirimiz Mustafa Kirazlı ile birlikteyiz. Kirazlı, Meksika Körfezi'ndeki petrol sızıntısının sigorta şirketine yansımalarını soruyor. "Sigorta şirketi olmak, demek risk alıyor olmak demek. Sigortacılıkta risk daha en baştan yüzde 100 değilse alınır. Meksika Körfezi'nde petrol sızdıran kuyuların sahibi şirket BP'nin de buradaki risklerini karşılayacak sigortası olduğunu düşünüyorum. Sigorta piyasası düşündüğünüzden daha büyüktür. Biz de büyük risklerde riski tek başımıza almak yerine sigorta primini hiç bekletmeden yurtdışına reasürans şirketlerine devrederiz. Bu türden büyük sigorta primlerinin bir dünya havuzunda biriktirildiğini düşündüğünüzde en büyük risklerin bile karşılanacağını düşünebilirsiniz. Ayrıca bu türden felaketler sigortalanma bilincini artırıyor. Bugün DASK da bu türden bir felaket sonrasında üretilmiş bir sigorta biçimi olsa da şu anda zorunlu olmasına rağmen DASK'taki sigortalatma oranı yüzde 30. Oranın artabilmesi için daha fazla denetim şart." diye cevaplıyor.Şaban Çağıran mükemmeliyetçi bir kişilik. Söyleşi sonrasında düşünüyorum da hayatın kendisine sunduğu ile yetinmeyip hayattan kendi istediğini alma gayretini göstermesi ve bütün zorluklara rağmen beklentisini de en üstte tutması onu pek çoklarından farklı kılıyor. Sigorta deyince bir güvenlik duygusu içimi dolduruyorsa da 'sigorta şirketi' deyince insanın aklına nedense pek güzel şeyler gelmiyor. Belki de bunun nedeni, sigorta şirketleriyle zor ve sıkıntılı zamanlarda yan yana yaşadığımızdan olabilir. Oysaki böylesine zamanlarda sigortacımız yanımızdaysa aklımıza iyi şeyler gelmesi gerekmez mi? Ülkemizde 60'a yakın sigorta şirketi hizmet veriyor. Bunların içinde milli sermaye ile kurulmuş en eski sigorta şirketlerinden birisi de Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi. Şirketin kuruluş tarihi 1936. Bakanlar Kurulu onayıyla kurulan Ankara Sigorta'nın o tarihteki yönetim kurulu başkanı dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar. Şirketin hissedarları ise Türkiye İş Bankası, Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi, Etibank, Adapazarı Türk Ticaret Bankası ve Muvaffak İşmen. Sigorta şirketinin genel merkezi Ankara'da olmasına rağmen işin operasyonel merkezi İstanbul olarak seçilmiş. 1990 yılına kadar kuruluştaki hisse yapısıyla devam eden şirket, bu tarihte ortaklık yapısında yapılan değişiklikle çoğunluk hisseleri Etibank'a devredilmiş. 1997 yılında Etibank'ın özelleştirmesi kapsamında da ana hisseler Polis Bakım ve Yardım Sandığı'nca satın alınmış. Ankara Sigorta 1936'dan bu yana 74 yıldır sigorta sektöründe hizmet sunarken 300'e yakın çalışan ve Türkiye genelinde 9 bölge müdürlüğüyle 800'ü aşkın acenteye sahip. Ankara Sigorta, hayat ve emeklilik dışında elementer poliçeler satan bir şirket. Sigorta şirketleri arasında da ilk 15'te yer alıyor; ancak kısa vadede hedefi sıralamada ilk ona girmek. Ülkemizde en zor iş hizmet satışıdır. Bir de buna ortaya elle tutulur gözle görülür somut bir karşılık koyamazsanız satmak daha da zorlaşır. Bu nedenle Ankara Sigorta da kendine koyduğu standartların çıtasını epey yukarıda tutmuş. Şirketin kalite politikasında müşterilere kusursuz memnuniyet sunmak ilk sırada yer alırken, hizmette sürat, üründe yenilikçi yaklaşım, saygın ve öncü sigorta şirketi olma vizyonu öncül hedef olarak seçilmiş. Ankara Sigorta teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeyi, toplum değer ve prensiplerine sahip çıkmayı ve eleştirilere açık olmayı kendine misyon olarak almış. 74 yılda nereden nereye? Ankara Sigorta kuruluşunda 500 TL sermayeye sahipmiş. 2009'da ise sermayesini 170 milyon TL'ye çıkarmış. Şirket hisse senetlerinin çoğu Polis Bakım ve Yardım Sandığı'na ait. Uluslararası reasürans şirketleri ile köklü ilişkileri bulunan Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi, ulusal ve uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından yüksek finansal derecelendirmesine de sahip. Yangın, Nakliyat, Yat, Kasko, Trafik, Oto-Dışı Kaza, İnşaat Tüm Riskler, Montaj Tüm Riskler, Elektronik Cihaz, Makine Kırılması, Tarım, Sağlık ve Vize Sigortası teminatlarını veren Ankara Sigorta, mevcut kapasiteler dışında talep edilebilecek özel riskler için de dünyanın önde gelen reasürans brokerleri ile çalışarak Mesleki Sorumluluk, Ürün Sorumluluk, Havacılık ve Uzatılmış Garanti Sigortası gibi konularda da sigorta hizmetleri sunuyor. Ayrıca, Türkiye'nin önde gelen enerji tesisleri Botaş, Petkim ve TPAO için de yine risk bazında özel çalışmalar yapan Ankara Sigorta tesislerin yangın, mühendislik, nakliyat ve sorumluluk sigortaları kapsamındaki tüm risklerini de teminat altına almış. Ayrıca deprem kuşağında yer alan ülkemizde muhtemel bir afette de sigortalılara tam bir güvence sunuyor. Ankara Sigorta, müşterilerine ait tüm riskleri belirleyerek özel çözümler de üretiyor. Farklı sektörlerdeki riskleri göz önünde bulundurarak her bir işletmenin kendine özgü risklerini tespit eden şirket, risk önceliklerini sıralıyor ve ihtiyaçlar doğrultusunda 'müşteriye özel çözüm paketi' oluşturuyor. Sorumluluk sigortasını bir örnekle açıklarsak, örneğin bir hekim yanlış bir tedavi sonucunda hastasını kaybeder ya da sakat bırakırsa veya bir haberci yaptığı haberle yayın kuruluşunu sıkıntıya sokarsa Mesleki Sorumluluk Sigortası bu durumu tazmin ediyor. Sonuçlara matematik açıdan bakıyor Ankara Sigorta'nın Genel Müdürü Şaban Çağıran hedef odaklı bir yönetici. Düşünüyor, çalışıyor, hedefe kilitleniyor ve başarıyor. Peki, neden diye düşünüyorum. Öncelikle Şaban Çağıran'ın doğduğu yöreden söz etmem gerek. Fırat ile Göksu ırmağının birleştiği yörede Adıyaman Besni'nin bir köyünde doğar. Nehir, liseyi bitirip de üniversite için bölgeden uzaklaşana kadar yaşamının bir parçası olur. Suyu, özellikle de akan suyu çok sever. Hala yüzmeyi çok sevmesinin nedeni de bu. Liseyi Besni'de bitirir ve Mersin Eğitim Enstitüsü Sınıf Öğretmenliği'nde okumak için yöreden ayrılır. İlk öğretmenliğini Balıkesir'in bir köyünde yapar. Yaparken de bir başka kariyer yapması gerektiğini düşünür. Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü'ne girer ve mezun olur. Teftiş, çalışmayı istediği alandır. Çok planlı bir karaktere sahip olduğundan sıkı bir biçimde bankaların sınavlarına hazırlanır. Profesyonel iş hayatına Tütünbank'ta müfettiş olarak başlar. Çağıran, 15 yıl boyunca bankanın denetleyen tarafında olur. Oyakbank'ta organizasyon ve kalite müdürü olarak çalışır. Kriz pek çok başarılı bankacıyı sistem dışına çıkarırken o Türk Nippon Sigorta'da genel müdür yardımcısı ve genel müdür vekili olarak görev yapar. Şimdilerde de 2006 yılında Ankara Emeklilik AŞ'de genel müdür yardımcılığı ile başlayan kariyer sürecinde 2009'dan bu yana genel müdür olarak görev sürdürüyor. Ankara Sigorta Genel Müdürü Çağıran, pek tatile çıkamıyor ama ailesiyle sakin ortamlarda hep birlikte olmayı tercih ediyor. Kişisel gelişim kitaplarını okumayı da seven Çağıran, futbol oynuyor ve yürüyüş yapıyor. Çağıran'ın kendisine düstur edindiği bir de hedef tanımı var: "Kişinin mutlaka bir amacı olmalı. Amaç olunca geriye sadece o vizyon ve amaç uğrunda çalışmak kalıyor. Hedefe giderken doğru stratejiyi bulmak da çok önemli. Eğer beş yıl sonrasına ilişkin bir hedefiniz yoksa bugün günü dolu dolu yaşasanız da sonuç beş yıl sonra da yine aynı bugünkü gibi olacaktır. Ama bir hedefiniz olduğunda bugün yaptığınız her şey değişecektir. Bu nedenle önce hedefi belirleyip gerekli çabayı göstermek gerekir. Paulo Coelho'nun Beşinci Dağ kitabında da yazdığı gibi, çocuklardan öğreneceğimiz çok şey varsa da bana göre en önemli şey, önce ne istediğini belirleyecek ve elde edene kadar da ısrarınızı sürdüreceksiniz." diyor. Şaban Çağıran, yaşanan her anın risklerle dolu olduğunu söylüyor. 'Peki, neden insanlar mallarını sigortalar da kendilerini sigortalamazlar?' diye soruyorum, "Öncelikle bunun bilinç düzeyiyle ilgisi olduğunu söylemeliyim. Gelecek kaygısı olanlar kendilerini mal varlıklarıyla güvence altına aldıklarını düşünüyorlar. Namerde muhtaç olmama düşüncesi bizde yatırımların mala yapılmasına neden oluyor. Ayrıca sigorta priminin yatıyor olması için gelirin de belli bir seviyede olması gerekiyor. Kişi başı milli gelir 3.000 dolarken, İngiltere'de insanların yıllık sigorta primleri sadece bu kadar." diye cevap veriyor. Felaketler, sigorta bilincinin artmasına SEBEP oluyor Söyleşiyi yaptığımız günlerde Meksika Körfezi'ndeki petrol sızıntısı en üst düzeydeydi. Söyleşide foto muhabirimiz Mustafa Kirazlı ile birlikteyiz. Kirazlı, Meksika Körfezi'ndeki petrol sızıntısının sigorta şirketine yansımalarını soruyor. "Sigorta şirketi olmak, demek risk alıyor olmak demek. Sigortacılıkta risk daha en baştan yüzde 100 değilse alınır. Meksika Körfezi'nde petrol sızdıran kuyuların sahibi şirket BP'nin de buradaki risklerini karşılayacak sigortası olduğunu düşünüyorum. Sigorta piyasası düşündüğünüzden daha büyüktür. Biz de büyük risklerde riski tek başımıza almak yerine sigorta primini hiç bekletmeden yurtdışına reasürans şirketlerine devrederiz. Bu türden büyük sigorta primlerinin bir dünya havuzunda biriktirildiğini düşündüğünüzde en büyük risklerin bile karşılanacağını düşünebilirsiniz. Ayrıca bu türden felaketler sigortalanma bilincini artırıyor. Bugün DASK da bu türden bir felaket sonrasında üretilmiş bir sigorta biçimi olsa da şu anda zorunlu olmasına rağmen DASK'taki sigortalatma oranı yüzde 30. Oranın artabilmesi için daha fazla denetim şart." diye cevaplıyor. Şaban Çağıran mükemmeliyetçi bir kişilik. Söyleşi sonrasında düşünüyorum da hayatın kendisine sunduğu ile yetinmeyip hayattan kendi istediğini alma gayretini göstermesi ve bütün zorluklara rağmen beklentisini de en üstte tutması onu pek çoklarından farklı kılıyor. Şirkete en önce girer, en son çıkarım Ankara Sigorta Genel Müdürü Çağıran, "Şirkete önce ben girer, en son ben çıkarım." diyerek, çalışmaktan yorulmadığını söylüyor. Yaşam sevincini öğrenmekten ve öğretmekten alan Çağıran'ın kariyerinin en başında "bir yıl İngiltere'ye gidip dil öğrenseydim" dediği tek bir keşkesi var. Oysa 12 Eylül öncesinde hiç ders görmeden kendi gayretiyle üniversiteye girmeye hak kazanan Genel Müdür Çağıran, profesyonel kulvara da lise eğitiminin yetersizliği nedeniyle epey geriden giriş yapmıştı. Bütün bu olumsuzluklara rağmen iki fakülte bitiren Şaban Çağıran iyi bir zaman yöneticisi. "Şeffaf, adil, katılımcı ve iletişime açık bir kişiliğe sahibim." diyen genel müdür kendini 'tatlı sert' olarak da tanımlıyor. ZAMAN
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/cocuklardan-ogrenecegimiz-cok-sey-var/281669