Şalale Kadak/ Sabah Hüsnü Özyeğin, 7 yaşındayken dedesinin işyerinde çalışıyormuş ve dedesi de ona haftada 20 lira veriyormuş. Özyeğin çok sonra öğrenmiş ki, evden çıkıp, bir şeyler öğrenmesini isteyen annesiymiş, o 20 liraları dedeye veren kişi. Özyeğin o akşam birbirinden ilginç ve duymadığımız anekdotlar anlattı. Yapı Kredi Bankası'nın genel müdürlüğünü yaparken, bir gün patronu Mehmet Emin Karamehmet'in karşısına çıkmış. Gerisini dilerseniz Özyeğin'in ağzından dinleyelim: "O zaman 29 yaşındaydım. 'Patron bana hisse ver' dedim. Mehmet Bey, 'Hayır' dedi. Aradan zaman geçti, yine çıktım karşısına ve 'Bana hisse ver. Ne kadar az olursa olsun lütfen ver. Yarısını öderim. Yarısını maaşımdan kesersiniz' dedim. Mehmet Bey bana döndü ve 'Yok yok! Sana verirsem diğer bankalarımın genel müdürleri de ister' dedi. Ben de 'Ee, o zaman onlara da verin. Çünkü bu zaten dünyada iyi bir uygulama ' dedim ama kabul ettiremedim. Ve sonra 1987'de ayrıldım ve Ankara'da banka lisansı satın alacağım sırada Mehmet Bey beni aradı ve yüzde 50 ortak olmak istedi. Ben de ona 'senin zaten üç tane bankan var, bırak bu da bana kalsın' dedim. Şimdi diyorum ki iyi ki bana hisse isterken hayır demiş patronum. Beni banka sahibi yaptı, ona minnettarım." Özyeğin: Patron, miktarı önemli değil bana hisse ver Karamehmet: Hayır!.. TÜRKİYE'NİN EN ZENGİNİNİ YARATAN 'HAYIR' Önceki akşam hem Türkiye'den hem de dünyanın dört bir yanından girişimciler İstanbul'da bir araya geldi. Size bir çırpıda birbirinden ilginç birkaç isim sayabilirim. Örneğin, merkezi Dubai'de olan ve Türkiye'de Acıbadem Hastaneleri gibi bir çok şirkete yatırım yapmış olan Abraj Capital'in kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Arif Naqvi. Dünyanın en popüler iş sosyal ağlarından biri olarak gösterilen Linkedin'in kurucusu Reid Hoffman, Türkiye'den hakikaten sıfırdan büyük bir başarı öyküsüne imza atan Hüsnü Özyeğin, girişimciliği nedeniyle değil bir sosyal sorumluluk projesi olarak girişimciliğe büyük destek veren Koç Holding Kurumsal İletişim ve Bilgi Grubu Başkanı Ali Koç ve de Akbank'ın direksiyonundaki Suzan Sabancı Dinçer…. Endeavor Etkin Girişimciliği Destekleme Derneği 35'inci toplantısını İstanbul'da dün ve bugün gerçekleştiriyor ve her ülkenin girişimcileri arasında en gelecek vaat edenler bu toplantılarda seçilerek destekleniyor. İşte bu toplantı öncesi bizim katıldığımız akşam daveti Endeavor'a para desteği sağlamak amacıyla yapılmıştı. Ali Koç'un heyecanı! Girişimciliği destekleyen işadamları masa satın almışlardı. O akşam Ali Koç ve Hüsnü Özyeğin ile aynı masayı paylaştım. Harvard Business School profesörlerinden Richard Hamermesh'i de unutmamalıyım. Geceden aklında ne kaldı diyecek olursanız iki şey söyleyebilirim. Birincisi Ali Koç'un bu oluşuma verdiği desteği büyük bir heyecanla göstermesiydi. Espriyle karışık masada, 'Kendinizi girişimci sayıyor musunuz' diye sorunca, 'Tabii ki hayır' dedi. Ali Koç, Endeavor'un yönetim kurulu üyesi. 'Ama' diye devam etti: 'Koç Holding'e bakarsanız bir çok sosyal sorumluluk projesinde yer alıyor iş hayatını doğrudan destekleyen bir projesi yoktu. Bu doğrudan girişimciliği, işi destekliyor. O yüzden burada varız.' Geceden unutamadığım diğer konu ise, bankacılığın önemli isimlerinden biri olan Hüsnü Özyeğin'in yaptığı müthiş samimi konuşma oldu. Endeavor Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu önce Özyeğin'in birbirinden ilginç özelliklerini sıralamaya başladı. Bankacılığa nasıl adım attığına, basamakları onar onar nasıl tırmandığına, banka sahibi oluşuna, genç yaşında başardıklarına, Forbes listesinin ilk sırasına yerleştiğine, karısı Ayşen Özyeğin ve çocuklarıyla birlikte binlerce çocuk, kadın ve gencin hayatını değiştiren sosyal sorumluluk projelerine, yaptırdığı okullara ve yurtlara kısacık değindi. Özyeğin alkışlarla kürsüye geldi ve Harvard yıllarından başlayarak o müthiş zekasını işe, girişimciliğe, daha farklı olmaya nasıl kullandığını bir hikaye tadında anlatmaya başladı. Yönetimin öneminden söz etti.