Yazdır

Saruhan Özel Zaman'da

Tarih: 10 Mayıs 2010 - 10:24

Uzun yıllar Denizbank Baş Ekonomisti olarak görev yapan Saruhan Özel artık Zaman'da..

Akşam Gazetesi ile Para Dergisi'nde köşe yazarlğı yapan Denizbank Baş Ekonomisti Saruhan Özel, artk Zaman Gazetesi okurları için yazmaya başladı İşte Saruhan Özel'ın ilk yazısı Avrupa Birliği, kurtarmakla Yunanistan'a kötülük yapıyor Avrupa'nın hasta adamı Yunanistan, sonunda pes etti. Piyasalardan geri ödeyebileceği faizlerde borçlanamayınca IMF ile AB'den 110 milyar Euro'luk yüklü bir maddi desteği almak durumunda kaldı. Aksi takdirde Yunanistan, 269 milyar Euro'luk kamu borcunun vadesi gelen ödemelerini yapamayacak ve borcunu yeniden yapılandıracaktı. Sadece mayıs ayında 11,5 milyar Euro borç geri ödemesi olan Yunanistan, 2011 yılı sonuna kadar 52 milyar Euro'luk bir geri ödeme yapmak zorunda. Bu destek sayesinde Yunanistan, alacaklılara vadesi gelen borçlarını ödeyebilecek ve bir süre yeniden piyasalardan borçlanmak zorunda kalmayacak. Karşılığında ise 2014 yılı itibarı ile bütçe açığını ekonomisinin yüzde 3'üne indirebilecek kadar bir tasarruf yapmayı kabul etmiş durumda. Bu, kabaca kamu bütçesinden 4 yılda 25 milyar Euro'luk bir tasarruf yapmak anlamına geliyor. Ama bu kadar büyük destek paketine rağmen ikinci piyasada Yunanistan tahvillerinin getirileri gerileyemedi. 10 yıllık Yunanistan tahvilleri ikinci piyasada yüzde 9 civarında, Türkiye tahvillerinin yaklaşık 400 puan üzerinde bir getiri ile satılabiliyor (Grafik). Demek ki, piyasalar hala Yunanistan'ın söz verdiği tasarrufu yapabileceğine ve borcunu zamanında ödeyebileceğine pek inanmıyorlar ve haksız da değiller. Verdikleri sözü tutacak siyasi itibarları olmadığı gibi bunu mümkün hale getirebilecek bir ekonomik güçleri de yok. Yunanistan, bu duruma nasıl geldi? Komşumuzun yıllardır bütçe ve cari denge açıkları çok yüksek. Yani ağırlıklı kamu bütçesi üzerinden ekonomiye aktarılan ve yurtdışındaki tasarruf sahiplerinin finanse ettiği büyük bir döviz açığı var. Aslında kamu sektörü, bu kaynakları özel sektör gibi akılcı bir şekilde ekonomiye aktarabilse ve ülkenin yurtiçi tüketim ve ihracat imkanlarını artıracak, dünyanın talep edeceği katma değeri yüksek malları üretecek sektörleri meydana getirebilse bu borçlar rahatlıkla ödenebilir. Ama durum öyle değil. Yunanistan ekonomisi büyüyemiyor. Ne demografik yapısının desteklediği güçlü bir iç talebi var ne de önemli bir ihracat bazı. Geleneksel olarak ekonomisini sürükleyen turizm ve denizcilik gibi hizmet sektörleri kendisini yenileyemiyor ve eski ihracat potansiyelinden uzaklaşıyorlar. Artık Avrupa'da turizm denince akla Yunanistan ve İspanya değil, Türkiye ve Hırvatistan gibi ülkeler geliyor. Denizcilik tarafında da Uzakdoğu, ipleri eline almış durumda. Bu sektörler giderek çöküyor çünkü kendilerini rakiplerinin önüne çıkartacak yatırımları yapmalarına imkan tanıyacak karları sağlayamıyorlar. Sürekli değer kazanan Euro, Yunanistan ihracatının rekabet gücünü zayıflatıyor. Hatta Yunanistan tam tersine Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda gibi ülkelerin ihracat yaptıkları bir pazar konumunda. Özetle, güçlü Euro'nun boğduğu Yunanistan, bu sorunu aşabilecek bir üretim altyapısı oluşturamayıp mirasından yemeye çalışınca bir süre sonra ekonomik bir potansiyel vaat edemeyen ve bu nedenle de borçlarını geri ödeyemeyecek bir ekonomi haline geldi. Zaten böyle olduğu için Yunan bankaları, geleceği yurtdışında aramaya başladı. Bugün en büyük Yunan bankası NBG'nin bilançosunun üçte biri ve gelirlerinin yüzde 40'ı Yunanistan dışından geliyor. Dünyanın likiditeye boğulduğu 2002-2007 döneminde bu sorunları göz ardı ederek durumu idare edebilen piyasalar 2008 sonrasındaki kriz ortamında likidite imkanları zorlaşınca bu gidişle birkaç yıl içinde borç yükü ödenemez hale gelecek olan Yunanistan'a eskisi kadar ucuz ve bol borç verememeye başladılar (Tablo). Olay bu kadar basit. Kuyruk köpeği sallıyor, dikkat! Sorun basit ama çözüm o kadar basit değil. Yunanistan'ın önünde iki seçenek var: Mevcut gelirlerini, borcunu ödeyebilecek şekilde artırmak. Bunun için başta kamu sektörü olmak üzere büyük bir tasarruf yapmak ve ekonomik büyümeyi hızlandırmak. Borcunu kısmen azaltıp vadesini uzatarak mevcut gelirleriyle ödenebilir hale getirmek. Birinci çözüm zor çünkü Euro baskısı altında ezilmekte olan Yunanistan ekonomisinin ne kısa sürede artırabileceği ihracat geliri ne de 11 milyonluk küçük nüfusunun ve 237 milyar Euro'luk küçük ekonomisinin sürükleyebildiği bir iç talep motoru var. Birinci seçenek mümkün olsa bile Yunan ekonomisinde sonuçlarının alınması uzun yıllar sürecek olan bir yapısal dönüşüm gerektiriyor. İkinci seçenek olan borç yeniden yapılandırmaya da cesaret edilemiyor çünkü; Yunanistan tahvillerinin yüzde 70'i yurtdışında ve çoğunlukla AB ülkelerinde tutuluyor. Borcun yeniden yapılandırılmasından sırasıyla en fazla Fransız, İsviçre ve Alman bankaları zararlı çıkacak. AB içinde Portekiz, İrlanda, İspanya gibi Yunanistan benzeri sıkıntılar yaşayan başka ekonomiler de var ve Yunanistan'ın devrildiğini gören piyasaların sonraki hedefleri olabilirler. Euro bölgesi ekonomileri, bu sorunlarla ciddi bir resesyon yaşayabilirler ve global ekonominin yeniden ayağa kalktığı bugünlerde yarıştan koparlar. AB'nin ve Euro'nun itibarı yerle bir olur. Sonuçta bunları göze alamayan AB, verdiği destekle Yunanistan'ın vadesi gelen borçlarını ödemeyi taahhüt ederek günü kurtarmış oldu. Bunun Yunanistan'ın asıl sorunu olan zayıf rekabet gücü ve dar ekonomik büyüme potansiyelini değiştirmeyeceğini ve böyle bir ekonominin de zaten AB'ye ve IMF'ye de borcunu da ödeyemeyeceğini gayet iyi bildiği halde. Ne Yunanistan bugün destek karşılığında söz verdiği tasarrufu yapabilir ne de bunu yapmaya çalıştığında ekonomisi büyüyebilir. Yapılması gereken Sağlıklı bir çözüm için Yunanistan hem ödeme gücünü artırmalı hem de borcunu ödenebilir hale getirmeli. AB'nin maddi destekle mevcut çaresizliği devam ettirmektense mevzuatını değiştirerek Yunanistan'ı Euro bölgesinden çıkarması (ama AB içinde tutması) gerekiyor. Böylece yeniden Drahmi'ye dönecek Yunanistan borçlarını Drahmi'ye çevirdikten sonra Drahmi'yi Euro karşısında yüzde 35 civarında devalüe etmeli. Aynı zamanda vadesi gelen borçlarının vadesini uzatmalı. Böylece ihracatçı hizmet sektörlerine kısa vadede rekabet avantajı oluşturarak döviz gelirlerini artıracak ve borç geri ödeme kapasitesini güçlendirecek. Bu şekilde nefes alan Yunanistan, ekonomisini tasarruf önlemleri ile boğmadan dış taleple büyütebilecek ve kısa vadede elde ettiği rekabet gücünü yapısal değişikliklerle kalıcı hale getirmeye çalışacak. Eğer bunu başarırsa da piyasalar yeniden Yunanistan'a sermaye aktarmaya başlayacak, ülke reytingi yükselecek ve Drahmi yeniden Euro'ya eşitlenene kadar değerlenebilecek. O dönemde Euro bölgesi üyelik şartları (yani Maastricht kriterleri) yerine gelmiş ise yeniden Euro'ya geri dönecek. Bunu gören Euro üyeleri, Euro'dan çıkarılma utancını yaşamamak için bundan sonra bütçe politikalarını disipline edecekler. Euro, itibarını yeniden kazanacak. Bu da yapılmazsa köpek kuyruğunu değil, kuyruk köpeği sallamaya devam edecek.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/saruhan-ozel-zamanda/275311