Aslında Türkiye pazarına girişten bu yana Fransızların en çok İK (insan kaynakları) politikaları eleştiriliyordu. İşten çıkarmalardan şirket birleştirmesinde uyguladıkları yöntemlere kadar bütün iş planlarının Türkiye koşullarına uygun olmadığı yönündeki eleştiriler oldukça fazlaydı. Nitekim Yıldız’ın ilk icraatlerinden biri de insan kaynaklarından sorumlu genel müdür yardımcısı Kemal Yücesan’la yolları ayırmak olmuş. Ancak geçen hafta bize gelen bilgilere göre şirket içindeki yeniden yapılanma hala sürüyor. Anlatılanlara bakılırsa, yönetimdeki bazı isimler değişse de Groupamalı yöneticiler insan kaynakları politikasına “Fransız” kalmaya devam ediyor. Groupama’nın yönetim anlayışında siyah ile beyaz dışında bir renk olduğunun kabul edilmediği; her şeye ya siyah ya da beyaz gözüyle bakıldığı söyleniyor. Örneğin, geçen yıl bir genel müdür yardımcısının 60 bin liranın üzerine çıkan temsil giderlerinin önüne geçebilmek için, personelin kargo gönderimleri bile genel müdür yardımcılarının onayına bağlamış. Bunun üzerine mart ayı sonunda yapılan zamlarla çalışanlar arasındaki ücret makası iyice açılınca doğal olarak homurdanmalar artmış... Bu arada kısa bir bilgi daha vereyim: Groupama’nın yeni yönetimi, çalışanların örgütlü olduğu BASİSEN sendikasıyla masaya oturmadı. Nedeni ise Groupama Sigorta’nın Güven Sigorta’yla birleşmesiyle birlikte sendikanın yetkisinin düşmesi. Çünkü Güven Sigorta çalışanlarının sendikalı olmasına izin verilmemiş. Bize gelen haberlere göre olaya bakanlık el koymuş. Acaba aynı durum Fransa’da olsa şirket yönetimi sendikaya bu kadar rahat bir şekilde ‘hayır’ diyebilir miydi? BARIŞ BEKAR / PARA DERGİSİ