Yazdır

İhracatçı sigorta yaptırmadığı için kaybediyor

Tarih: 26 Mart 2010 - 01:35

Para Dergisi ile her ay okurlara ulaşan sigortalı yaşam ve emeklilik dergisi Şemsiye, “Tıkır Tıkır” reklam kampanyasıyla dikkatleri üzerine çeken Adnan Dalgakıran'a özel sigortaları sordu:

GÜLSELİ ÖZDEMİR Geçtiğimiz yıl ekonomik krizin yoğun yaşandığı dönemde “Tıkır Tıkır” kampanyasıyla ülkemizdeki makine ve aksamları ihracatı konusunda dikkatleri üzerine çeken Dalgakıran Kompresör ve Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, “Sigorta şirketleri, Afrika, Ortadoğu, Arap ülkeleri ve Rusya gibi ülkelerde bankacılık ve sigortacılık sisteminin uluslararası düzeyde oturmamış olması ve bankaların bu ülkelere ait akreditif çalışmaları kabul etmemesi nedeniyle, bu ülkelere ihracat yaptığımız zaman sigorta ürünleri kullanamıyoruz” dedi. İhracatın yüzde 50’ye yakının bu ülkelere yapıldığına dikkat çeken Dalgakıran, ihracat alanında sigorta ürünlerinin ülkemizde gelişmediğini de söyledi. Dalgakıran ŞEMSİYE’nin sorularını yanıtladı. İthalat ve ihracatta hangi sigorta enstrümanlarını kullanıyorsunuz? İthalatı peşin yaptığımız için sigortayı bu alanda çok ciddi kullanamıyoruz. İthal ürünlerde nakliye sırasında sigortacılık ürünlerinden faydalanıyoruz. İhracat konusunda iş dünyasına yönelik yapılan sigortalar, ülkemizde neredeyse hiç gelişmedi. Sigorta şirketleri, Afrika, Ortadoğu, Arap ülkeleri ve Rusya gibi ülkelerde bankacılık ve sigortacılık sisteminin uluslararası düzeyde oturmamış olmasında ve bankaların bu ülkelere ait akreditif çalışmaları kabul etmemesi nedeniyle, bizler bu ülkelere ihracat yaptığımız zaman sigorta ürünlerini kullanamıyoruz. İhracatımızın yüzde 50’ye yakınını bu ülkelere yapıyoruz ve burada sigorta sisteminin oluşmasının önünde ciddi bir engel var. Pek çok ihracatçının bu bölgelerle iş yaparken çok ciddi kayıplar vermesine neden oluyor. Hükümetin daha aktif olması gerekiyor. Hazine Müsteşarlığı’nın bu bölgelerdeki ülkelerin hazineleriyle ciddi anlaşmalar yapması ve bir garanti sistemi oluşturması gerekiyor. Bu gibi sigortacılık çalışmaları yapılmadığı için bizler için riskli bir ticaret alanı oluşuyor. Yurtdışındaki ihracatımı sigortalatmak istediğim zaman, sigorta şirketi benim en sağlam şirketlerime sigorta yapıyor. Bunun da benim için bir anlamı yok. Bir Alman firması Ortadoğu’ya ihracat yaparken ürünlerini çok ciddi anlamda sigortalayabiliyor. Eximbank’ın bu konuda çok ciddi görevler üstlenmesi gerekiyor. Sigortacılık sistemi iç pazardaki çalışmalar içerisinde geçerli olması gerekirken, uygulama pratiklerinde ciddi sıkıntılar var. Sigortacıların çok daha fazla çalışması gerekiyor. Sadece garantisi olan şeyleri sigortalamanın bir anlamı yok. Avrupa’daki 100 yıllık firmayla yaptığım çalışmalarda benim ürünlerimi sigortalıyorlar ama Mısır’daki firmaya böyle bir uygulama yapmıyorlar. Hangi sigortacılık ürünlerini kullanıyorsunuz? Bir sürü aracımız var. Bu araçların sigortaları için yıllık ödeyeceğimiz sigorta rakamlarına bakıyorum ve olası bir hasarda ödeyeceğimiz rakamlara bakıyorum. İki rakam arasında büyük farklar var. Ancak makine parkımızdan kaynaklanan olaylar için bakıldığında bu durum sigortanın gerekliliğine işaret ediyor. Sağlık piyango gibi, her an herkesin başına her şey gelebilir. Sağlık sigortası, daha çok çalışanlara ve orta sınıfa hitap etmesi gereken bir ürün. Ama bu sağlık sigortası ürünlerine bakıldığı zaman çalışanlara ve orta sınıfa hitap edecek rakamlar olmadığını görüyorum. İnsanlar bankalar ve sigorta şirketleriyle, “bu kapsama girmiyor” şeklinde cevaplarla karşılaşıyor. Bazı sigorta şirketleri çok güvenli ama bazıları ise olası hasarlarda “ne kaçırsam kardır” mantığıyla hareket ediyor. Müşterilerin sigorta teminatlarıyla ilgili bilgi sahibi olmasına imkan yok, bilgi sahibi olmak zorunda da değiller. Bu nedenle sigorta şirketlerinin kendi güvenilirliklerini artırması gerekiyor. Sigorta sektörüne bakış açınız nedir? Sigorta sistemi ülkemizde daha gelişmedi. Özellikle BES konusunda bir güvensizlik olduğunu düşünüyorum. Enflasyonist ortamda 20 yıl sonra nasıl bir gelire sahip olunacağını bilmek çok zor olduğu için sigorta şirketlerinin biraz daha güvenilir bir tablo çizmesi gerekiyor. Türkiye uzun vadede önünü çok görebilen bir ekonomiye sahip değil, ekonominin istikrarını ne kadar korunacağına dair de endişeler var. Türkiye’de birçok sektörde işİhracatta lerin yoluna girdiğini görüyoruz fakat yine de insanlar ekonomik çalkantılardan ürküyor. Sağlık sigortaları dünyada en yaygın olan sigortacılık ürünü ancak ülkemizde bu alanda giderilmesi gereken belirsizlikler var. Kendi sağlık sigortamdaki teminatlara bakıyorum ve ortaya çıkan fiyat çok yüksek, bu sigortayı çalışan insanlar satın alamaz. Sağlık sigortası gibi sigortacılık ürünlerinin orta sınıfa ve çalışanlara hitap etmeli. Sağlık sigortasının daha ucuz olması için kapsamları daraltıldığında da ne kadar verimli olacağını bilemeyiz. Özel sigortalar Türkiye’de yaygınlaşmasını çok istediğimiz önemli bir sektör. Ancak sigorta bilincinin yaygınlaşmamasının sebebi, sigorta şirketlerinin arasındaki keskin rekabetten kaynaklanan yanlış uygulamalardan doğuyor. Bir çok sektörde olduğu gibi bu rekabetin faturası tüketicilere kesiliyor. Bu nedenle şirketlerin kendi aralarında anlaşmalar yapması ve müşteriye çok daha basit anlaşılır bilgiler sunması gerekiyor. Ülkemizde her alanda sigorta faaliyetlerinin yaygınlaşması gerekiyor ama bununla birlikte maliyetler de düşürülmeli. Sigorta uygulamaları risk gruplarına göre çeşitlendirilmeli. Sigorta şirketlerinin ortak bir ürün listeleri olmalı ve insanlar bu listelere bakarak ve inceleyerek poliçe satın almalılar. Tüketicilere güven verici çözümler üretmeleri gerekir çünkü sigorta güven esasına dayalı bir iş. BES’te müşteriyle 15-20 yıllık bir çalışma yapılıyorsa bunun çok sarsılmaz bir güvene dayandırılması gerekir. Yabancı sermayenin sigorta sektörüne girmesi, sektörü nasıl etkileyecek? Kriz zamanında yabancı bankalar ve sigorta şirketleri ciddi zarar görmüş olmalarına rağmen, Türkiye’deki bankalar daha sağlam bir duruş sergiledi. Türkiye’de eğer ekonomi gelişecekse finansal anlamda çok daha büyük kaynaklara ihtiyaç var. Dolayısıyla yabancı sigorta şirketlerinin ülkemize yatırım yapması faydalı. Yerli sermaye de bu rekabet içerisinde kendini daha iyi geliştirebilir. Ancak yabancı yatırımcıyı dengede tutmak gerekir çünkü sektörün tamamının yabancıların eline geçmesi gelecekte sıkıntılara yol açar. Türkiye’nin mevduat anlamında yatırıma ihtiyacı var. Ancak geçtiğimiz yıl yaşanan krizde bana göre yabancı bankalar sınavlarının iyi veremediler. Bu da iş dünyası üzerinde bir güvensizlik oluşturdu. Türkiye ihracatta büyümeye çalışan ve agresif davranan bir ülke. Bu agresif tavırdan dolayı çok ciddi risler alıyor. Pek çok ülkede, birçok iş adamının parası battı çünkü bunlar zaten sigortalanmıyor. Çalışanlarınızın Ferdi Kaza Sigortası bulunuyor mu? Bu zaman kadar Dalgakıran’da çok ciddi bir kaza yaşamadık. Bizler Dalgakıran’da birinci planda insan sağlığı ve güvenliğine önem vererek çalışıyoruz. Hiçbir şey bir insanın bir parmağı kadar değerli değildir. Çalışanlarımızın sağlığını riske atan bir iş ortamından tamamen uzak duruyoruz. Bu konuda zaten iş güvenliği ile ilgili bir müdürlüğümüz de mevcut. İş güvenliği konusunda personelin eğitilmesi çok önemli. Bir talimat çıkarıp çalışma alanında iş güvenliği sağlansın diye o talimatları bir yerlere yazmakla iş güvenliği oluşturulmaz, bu nedenle takip etmek gerekir. Tam anlamıyla güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak gerekir. Güvenlik sağlandıktan sonra sıra sigortaya geliyor. Bütün çalışanlarımızın Ferdi Kaza Sigortası var. Şirket olarak özel sigortalara yıllık ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? 250 bin TL kadar bir rakam ayırıyoruz ama “bu kadar hasar görüyor musunuz” diye sorsalar, cevap “görmüyoruz” olur. Sigorta şirketleri ortalama bir risk analizi üzerinde yürüyor. Ancak risk analizlerini daha detaylı yapmaları gerekiyor. Risk yüzdesi düşük olanların sırtına, risk yüzdesi fazla olanların yükü biniyor. Sigorta poliçeleri bulmaca gibi. Sigorta çok önemli bir kavram fakat uygulamalarda eksikler var. Sigorta şirketlerinin çok ciddi çalışmalar yapmalı, doğru risk analizleri, müşterileri çok iyi bilgilendiren bir yapı ve aralarında bir takım kuralları oluşturmaları gerekiyor. Dalgakıran’da sigorta satın almalarını kendimiz yapıyorduk. Daha sonra bu işlerimizi kurduğumuz Ortak Satın Alma Organizasyonu’na devrettik. OSO’nun yaptığı çalışmalar sonucu şirketimiz için yaptığımız sigortaların çok daha kapsamlısını yüzde 25 daha ucuza yaptırdık. Bu durum sigorta şirketlerine karşı çok ciddi güven sarsıyor. Satılan ürün bir mal değil, karşınıza ağzı iyi laf yapan birisi oturuyor sadece. Bu nedenle de bizde deneme yanılma yöntemiyle neyin en olduğunu öğreniyoruz ve sigortacıların ve sigorta arcılarının güvenilir olanlarını seçmeye başlıyoruz. Güvenilir olanda verdiği fiyatların yüksek olduğu için müşteri kaybettiğini söylüyor. Bu konuda sigorta şirketlerinin belirli standartlar oluşturması gerekiyor. Sigorta şirketleri kamuoyunu daha fazla bilgilendirmeli ve belkide fiyat tarifesi gibi standartlar oluşturmalı.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/ihracatci-sigorta-yaptirmadigi-icin/271761