Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde yayımlanan bir analizde, Türkiye ile IMF arasındaki görüşmelerin sona ermesinin Ankara için hayati bir önem taşımadığına ve ülkenin kendi kaynağını yaratacak kadar güçlü olduğuna dikkat çekildi. Türkiye, IMF’in de yardımıyla piyasalardaki oynaklığın had safhaya çıktığı bir dönemde kendi varlıklarını dengeleyebilecekti. Ancak iki taraf da Salı günü Mayıs ayında düzenli gözen geçirme görüşmelerini yapmaya karar verdi. Yani şu anda ne Türkiye ne de IMF’den bir anlaşma imzalanacağına yönelik işaret geliyor. TÜRKİYE KENDİNE YETECEK GÜÇTE Ocak ayındaki 30 yıl vadeli devlet tahvili satışına büyük talep gören Türkiye, kendi kendine kaynak yaratabileceğini ve IMF ile imzalanacak anlaşmanın büyük bir önem taşımadığını gösterdi. Yine de Türkiye’nin yüzleşmesi gereken bazı sorunlar var. Ülkede, Ocak ayında yüzde 10’un üzerine çıkan yıllık faiz oranı, Türkiye Merkez Bankası’nın güvenilirliğini test edecek. Şu anda eksi olan reel faiz oranları zaten bankanın güvenirliğine etki ediyor. Daha da önemlisi çekirdek enflasyonda yüzde 4.1 seviyesinde gerçekleşerek, yüzde 5 olan hedefin altında kontrollü tutulmaya devam ediliyor. Üstelik çekirdek enflasyonda kaydedilen artışın önemli bir kısmı da bütçe dengelerinin düzeltilmesi için konulan vergi artışlarından kaynaklandı. Zaten bu artışlar da bütçenin dengeye oturtulmasına yardımcı oldu. SİYASİ RİSKLER DEVAM EDİYOR WSJ bununla birlikte Türkiye’de siyasi risklerin devam ettiğine de dikkat çekti. Yakın zamanda ordudan bir grup generalin tutuklanması, Türkiye’de daha önce yıllardakine benzer bir siyasi istikrarsızlığın yeniden baş göstereceğine yönelik endişeleri ortaya çıkardı. Ancak gazete analizde, Türkiye’nin güçlü olduğu bazı alanlarda risklerler karşı karşıya olduğu uyarısı da yaptı. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, 2010’da kamu borcunun, gayrisafi yurtiçi hasılasıya (GSİYH) oranının yüzde 47.6 olmasını bekliyor. Fitch aynı zamanda, diğer gelişmekte olan ülkelerden farklı olarak, Türkiye’nin kamu borcunun 2011’de düşeceğini de belirtti. Ülkenin bankacılık sistemi ise güçlü ve kredi derecelendirme kuruluşları son zamanlarda ülkenin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyesine yaklaştırdılar. Türk hükümeti ve merkez bankası ise bugüne kadar yaptıklarıyla, karşı karşıya kaldıkları risklerin üstesinden gelebileceklerini gözler önüne seriyor. Bunu başarmaları durumda, Türkiye krizden çok daha güçlü bir ülke olarak çıkacaktır.