Ülkede Pazartesi günü açıklanan 2009'un dördüncü çeyrek verileri, bu dönemdeki büyümenin, geçen senenin aynı dönemine göre ihracattaki artışın etkisiyle yüzde 4.6 seviyesinde gerçekleştiğini gösterdi. Dördüncü çeyrek rakamları, üçüncü çeyrekteki büyüme oranına kıyasla da yüzde 1.1 daha artarak, ekonomistlerin yüzde 0.8 olan beklentisini aştı. Ekonomik olarak zor bir dönemden geçen Japon ekonomisinde gelen veriler ekonomistlerin çift dipli resesyon yaşanması korkusunu da hafifletti. Çift dipli resesyon tehlikesini öngören ekonomistler, ülkenin son küresel krizin olumsuz etkilerini tam olarak üzerinden atamadan, ikinci bir durgunluk dönemine gireceğini düşünüyordu. SÜREKLİ OLMAYACAK Ancak, The New York Times'ta büyüme verilerini değerlendiren bir haber analizde, son çeyrek verilerinin yansıttığı olumlu verilerin uzun dönemde sürekliliğini koruyamacağına işaret edildi. NYT, birçok ekonomistin fiyatlardaki düşüşle ortaya çıkan deflasyon tehlikesinin, ülkenin uzun dönemli toparlanmasını engelleyeceğini düşündüğünü hatırlattı. Ekonomistler talepteki düşüşün, büyümenin yavaşlamasında en büyük etkiye sahip olduğunu savunurken, bunun arkasındaki nedenleri ise azalan nüfus, gerileyen maaş ödemeleri ve ülkedeki karamsar hava olarak sıraladı. Büyümenin bu nedenle son çeyrekteki hızını sürdüremeyeceğini tahmin eden ekonomistler, Asya'nın diğer büyük ekonomisi Çin'in, bu sene Japonya'yı geride bırakarak 2'nciliğe yerleşmesine yönelik beklentilerini koruyor. 1990 yılında yaşanan ekonomik krizden sonra yavaş bir büyüme gösteren Japon ekonomisi, 2000'li yılların ortalarında Çin'e yapılan ihracat ve ABD'den gelen yüksek tüketici talebiyle artmıştı. Bu dönemde Japonya'nın yeniden hızlı büyümeye başlayacağı beklentisi artmıştı. Ancak 2008 yılında tüm dünyayı etkileyen küresel finansal kriz nedeniyle ülke, 2. Dünya Savaşı'ndan beri yaşadığı en derin resesyona girmişti. Asya'nın en büyük ekonomisi, artan ihracat ve sermaye yatırımlarıyla 2009 ortasından itibaren yeniden büyümeye başladı.