Bugün biz, CD'lerle ortaya çıkan darbe planlarını ve kayıp CD'leri tartışırken, Avrupa da euro bölgesini sarsan bir CD skandalıyla hop oturup hop kalkıyor. Bir hacker çetesi, 'karaparanın güvenli limanı' olarak da bilinen İsviçreli UBS'in hesaplarını kırarak 1500 zengin Alman'ın gizli hesaplarını satışa çıkardı. Şimdi Alman hükümeti, çalıntı bilgilerden oluşan bu CD'yi 5 milyon euro karşılığında satın alıp almamayı tartışıyor. Açmaz şurada: Bir hükümetin çalıntı bilgiye para ödemesi hukuksuz. Ama alternatifi, CD'deki bilgiler sayesinde, kaçırıldığı hesaplanan 200 milyon euro vergi gelirini devlete kazandırmak. Alman hükümeti ikiye bölünmüş; 'komşu' İsviçre ayağa kalkmış durumda. Dahası, ABD'nin vatandaşlarının UBS'deki sır hesaplarına erişimi ve yeni vergi düzenlemelerinin, İsviçre ekonomisini riske attığı, UBS'in ABD'deki bankacılık lisansını kaybetme tehlikesi tartışılırken, bu CD 'ikinci bir kabus' olarak çöktü. Gelelim bu tartışmanın Türkiye'yi ilgilendiren tarafına. Tam iki yıl önce yine Almanya'da buna çok benzer bir olay yaşandı. Alman Gizli Servisi, dönemin hükümetinin isteğiyle, vergi ödememek için paralarını Liechtenstein'a kaçıran vatandaşlarının listesinin yer aldığı CD için bir muhbire 4.2 milyon euro ödemişti. Alman hükümeti, 'İsteyen ülkeye CD'nin kopyasını veririz' deyince de bizim Gelir İdaresi Başkanlığı, Alman Maliyesi'ne resmen başvurdu. 'Listede Türkler var mı?' diye sordu. Ancak önceki başkan Mehmet Akif Ulusoy dönemindeki bu başvurudan ciddi sonuç alınamadı. Bugün aynı filmi ikinci kez izliyoruz. '1500 Alman denilse de', kırılan UBS hesaplarında Türklerin olup olmadığı da merak konusu. Türklerin İsviçre bankalarındaki yüklü hesapları herkesçe bilinen bir sır. Bu merak, Türkiye'nin İsviçre ile 4 Kasım'da Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması paraf'ına dayandırılıyor. Fakat unutmayalım, 'paraf' henüz anlaşmaya dönüşmedi. Dolayısıyla, tersi söylense de Maliye'nin bu aşamada, İsviçre'deki hesaplara dönük takip yapma olanağı bulunmuyor. Çok güçlü yetkilerle donatılan TMSF'nin bile Uzanlar'ın UBS'deki 300 milyon dolarlık hesabını Türkiye'ye getirmeyi başaramadığını hatırlayalım. Diğer yandan, çok bilinmeyen bir gelişmeyi not edelim: Almanya, Türkiye ile 25 yıldır yürürlükte olan, Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması'nı 'tek taraflı olarak' feshetti. Sonuç olarak, CD haberleri bir kesimde heyecan yaratsa da mevcut tablo karşısında Türkiye'nin merakı, merak olmakla kalacak gibi görünüyor. ÇİĞDEM TOKER / AKSAM