Yazdır

İnşaatçıların kurtuluşu Libya ve Katar’da

Tarih: 05 Ocak 2010 - 01:35

Onlarca ülkede dev projelere imza atan Türk müteahhitler, global krizin etkisiyle zor bir dönem yaşıyor.

Özellikle Rusya ve Dubai’de, işvereni özel sektör olduğu için finansal krize giren Türk müteahhitler, işlerini yarım bırakmak veya durdurmak zorunda kalarak buralardan ayrılıyor. Bu ülkelerden ayrılan müteahhitlerin büyük kısmı için ise Libya, Katar ve Abu Dhabi gibi ülkeler bir umut kapısı. Kurtuluşu buralarda bulup bulamayacaklarını 2010’da görebileceğiz. Okhan Şentürk/ Ekonomist İnşaat sektörü, gelişmekte olan pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de ekonominin lokomotifi konumunda yer alıyor. Sektörün milli gelir içerisindeki payı, son yıllarda ortalama yüzde 4-5 düzeylerinde seyrediyor. Yaklaşık 38 alt sektörü de peşinden sürükleyen inşaat sektörünün, Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payı yüzde 30’ları buluyor. Vasıfsız işgücü için yüksek düzeyde istihdam yaratan ve tarım dışı istihdamdaki payı yüzde 11’e kadar ulaşabilen inşaat sektörü, bu nedenle sünger sektör olarak nitelendiriliyor. İnşaat sektörü, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri ile döviz ve istihdam yaratmakta etkin bir rol oynuyor. İnşaat sektörü, 2005 yılından itibaren konut sektöründeki patlamaya paralel olarak büyüme trendine girdi. Sektör, 2005 yılında yüzde 21.5 rekor bir büyüme rakamına imza attı. 2006 yılında yüzde 19.4 oranında büyüme kaydeden inşaat sektörü, 2007 yılında ise adeta fren yaptı. Sektörün bu dönemdeki büyüme oranı, yüzde 5.7’ye geriledi. 2008 yılında baş gösteren global kriz, inşaat sektörünü de vurdu. Sektör, kan kaybediyor Sektör, 2008’de yüzde 8.2 oranında küçülme yaşadı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre; inşaat sektörü 2009 yılının ilk 3 çeyreğinde sırasıyla yüzde 18.9, yüzde 21 ve yüzde18.1 oranlarında küçülme yaşadı. İlk dokuz aylık dönemde ise, sektörde yaşanan daralma yüzde19.5 oldu. Yine küresel krizin etkisiyle 2009 yılının ikinci yarısında inşaat sektöründe istihdam bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25.3 azalarak, Ağustos 2009 itibariyle 1 milyon 300 bin kişiye geriledi. Haberi hazırladığımız dönemde 2009 yılının 4’üncü dördüncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını henüz açıklanmamıştı. O nedenle biz de sektör yetkililerinin bu konudaki tahminlerine vermek zorunda kaldık. İnşaat sektörünün önde gelen isimleri, sektörün 2009 yılını 15 oranında bir küçülme rakamı ile kapatacağını öngörüyor. Ruhsat sayısı azaldı TÜİK tarafından, 2009 yılı Ocak-Haziran aylarını kapsayan ‘Yapı İzinleri Sonuçları’na göre 2009’un ilk altı ayında yapı ruhsatı verilen bina sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7.6 oranında azaldı. 2008 yılının Ocak-Haziran döneminde toplam263 bin 95 adet bina ruhsatı verilirken, bu oran 2009’un aynı döneminde 233 bin 842 adede geriledi. Yine haberi hazırladığımız dönemde TÜİK, 2009 yılının 3 ve 4’üncü çeyreğine ilişkin ‘Yapı İzin Sonuçları’nı henüz açıklanmamıştı. O nedenle 3 ve 4’ncü çeyreğe ilişkin tahminlerle birlikte 2009 yılı sonunda verilen ruhsat izni sayısının 2008 yılına göre 9.9 oranında bir düşüşle 453 bin 842 adet olması öngörülüyor. Müteahhitlerin tahmini Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) tahminine göre inşaat sektörü açısından 2010 yılı, 2009’dan pek de farklı olmayacak. TMB’nin 2010 yılına ilişkin öngörüleri ise şöyle: “İç ve dış faktörler birlikte değerlendirildiğinde ve geleceğe geçmişte yaşananlardan gerekli dersler çıkarılarak bakıldığında, kısa vadede inşaat sektörünü canlandıracak ve hızla artan işsizliğe çare üretecek tek seçeneğin kamu inşaat yatırımlarına ağırlık verilmesi olduğu görülmektedir. Aksi halde inşaat sektörü, 2010 yılını da küçülmeyle kapatacak ve ciddi toparlanma göstergeleri en iyimser tahminle 2011’e kalacaktır. Rusya ve BDT başta olmak üzere yurt dışındaki ana pazarlarda beklenen toparlanmanın ise en erken 2011-2012 yıllarını bulacağını söylemek gerçekçi olur. Petrol fiyatları yükselmeden, yani dünyada ekonomik durum ‘normal’e dönmeden bu ülkelerde büyük ihaleler için kaynak yaratılabilmesi zor görünmektedir. Aynı durumun Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika pazarları için de geçerli olması söz konusudur. İnşaat sektörünün toparlanması, Türkiye’de de kamu finansmana dayalı inşaat yatırımlarına gerekli kaynağın ayrılması ile mümkün olabilecektir.” Yurt dışında işler durdu Türk müteahhitlik sektörü, 2008 yılında yurt dışında 23.6 milyar dolar tutarında proje üstlendi. Bu projeleri sırasıyla yüzde 44.3 ile yapı, yüzde 25.9 ile ulaşım, yüzde 13.2 ile endüstri, yüzde 10.5 ile su işleri, yüzde 6 ile altyapı ve yüzde 0.1 ile de diğer sektörlerdeki işler oluşturuyor. Söz konusu projelerin bölgelere göre dağılımında, BDT ülkeleri 7 milyar 463 milyon 493 bin 509 dolarlık 192 projeyle ilk sırada yer alıyor. Bunu sırasıyla 5 milyar 791 milyon 228 bin 47 dolarlık 40 projeyle Afrika, 4 milyar 744 milyon 905 bin 468 dolarlık 54 projeyle Ortadoğu, 1 milyar 290 milyon 9 bin 338 dolarlık 47 projeyle Avrupa ülkeleri, 148 milyon 48 bin 356 dolarlık 19 projeyle Asya ülkeleri ile 57 milyon 790 bin 305 dolarlık iki projeyle KKTC izliyor. Türk müteahhitleri bu alanda 231 projeye imza attı. En büyük pazar ise Libya’da. Libya’da faaliyet gösteren müteahhitlik şirketlerinin sayısı 70 civarında. 2007 ve 2008'de üstlenilen projelerin ülkelere dağılımına bakıldığında toplam 7 milyar dolarlık iş hacmi ile Türk müteahhit şirketlerini ön sırada görüyoruz. Türkiye’yi sırasıyla Rusya, Katar, Türkmenistan ve Kazakistan izliyor. 1969’da yaptığı devrimin 40’ıncı yılını bu yıl kutlamaya hazırlanan Libya lideri, bu nedenle ülkenim her yerinde 200 yeni proje başlatmış durumda. Bu yıl değeri 50 milyar doları bulacak bir bu kadar proje daha başlayacak. Dolayısıyla ülkedeki yatırım hamlesi Türk şirketlerine önemli fırsatlar da sunmaya devam edecek. “2010’da piyasalar canlanacak” Süleyman Son / Tepe İnşaat Genel Müdürü “Tüm dünyayı etkileyen global ekonomik krizin 2009 yılı başlarında daha baskın hissettiğimiz olumsuz havası, ülkemizde inşaat sektörünü, özellikle de son yıllarda ivme kazanmış konut üretimini ciddi olarak etkilemiştir. Yeni başlamakta olan projeler dondurulurken, başlamış olan projelerin satışlarında da gözle görülür bir yavaşlama söz konusu olmuştur. Sektörün oyuncuları, bu darboğazı kampanyalar, uygun ödeme şartları ve promosyonlarla aşmaya çalışmışlarsa da, bu durum şu anda da güncelliğini, geçtiğimiz yıllardaki rakamlara bakıldığında, hala korumaktadır. Bu yüzden 2009 yılını, sektörde hissedilen olumsuzlukların aksine, yüzümüzü oldukça güldüren bir yıl olarak hatırlayacağız. 2010’da inşaat sektörü için malzeme ve işçilik rayiçlerinde ciddi bir artış olacağını düşünmemekle beraber, ancak maliyetlerde belirgin bir değişiklik olması durumunda konut satış fiyatlarının etkileneceğini söylememiz doğru olur. 2010’u piyasaların yavaş yavaş canlanacağı ama çok yüksek beklentiler taşımayan bir yıl olarak değerlendiriyoruz.”
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/insaatcilarin-kurtulusu-libya-ve-katarda/266789