Yazdır

Çin, 2010'da lider ülke olma hedefine yaklaşacak

Tarih: 02 Ocak 2010 - 13:55

Dünya'da birçok ülke krizdeki ekonomisini yeniden rayına oturtmak için büyük çabalar harcarken geçen yılın ilk çeyreğinde yıllık yüzde 6,1, ikinci çeyrekte yüzde 7,9 üçüncü çeyrekte ise yüzde 8,9 büyüyen Çin bu yıl da yüzde 8 büyüme hedefliyor.

Pekin merkezli "Kalkınma Araştırmaları Devlet Konseyi" adlı düşünce kuruluşuna göre ise bu rakam yüzde 9,5'i bulabilir. Büyüme hızıyla dünyadaki diğer ülkeleri kıskandıran Çin, geçen ay içinde 2008'e ait büyüme verisini yüzde 9'dan yüzde 9,6'ya revize edince dünyanın ikinci büyük ekonomisi unvanını Japonya'nın elinden almaya çok yaklaştı. Japonya'nın 4.9 trilyon dolarlık gayri safi yurtiçi hasılasıyla (GSYİH), Çin'in 4.6 trilyon dolarlık (GSYİH)'i arasında 300 milyar dolarlık bir fark kaldı. Bu fark Çin açısından kapanması çok kolay bir rakam. 585 milyar dolarlık teşvik paketiyle krizin etkilerini üzerinden atan Çin 2010'da da dünya ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürecek. Her geçen gün artan ekonomik gücünü siyasi etkinliğini artırmak için kullanma konusunda maharetli olan Pekin yönetimi ise hem Güneydoğu Asya'daki 10 ülkeyle oluşturduğu serbet ticaret bölgesiyle hem de Afrika ve Asya ve Latin Amerika'daki gelişmekte olan ülkelerle yaptığı yatırım anlaşmalarıyla en büyük rakibi olan ABD'nin karşısına daha güçlü bir şekilde çıkacak. Ekim sonunda 2 trilyon 270 milyar dolara ulaşan döviz rezervinin getirdiği dev imkanlarla bir yatırım canavarı haline dönüşen Çin, açlık çeken bir devin iştahı gibi kabaran ham madde ihtiyacını karşılamak için özellikle gelişmekte olan ülkelerde sessiz sedasız milyar dolarlık anlaşmalarla dev yatırımlara imza atıyor. Yurt dışında yatırım avına çıkan Çinli şirketler sessiz sedasız birbiri ardına dev anlaşmalara imza atıyor. Çinli şirketler yurt dışında geçen yılın ocak ve ekim ayları arasında toplam 58 milyar dolarlık proje tamamladılar. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33'lük bir artışı ifade ediyor. Tek kurşun atmadan Afganistan'ı kazandı Örneğin ABD'nin El Kaide ve Taliban'la savaşmak için milyarlarca dolar akıttığı Afganistan'da zengin bakır yataklarına sahip olan Aynak bölgesindeki bir madenin 25 yıllık işletme hakkı için 4.3 milyar dolar gözden çıkarıldı.Çin Metalürji şirketi (MCC)Afganistan'daki en büyük yabancı yatırım olarak kayıtlara geçen bu girişimiyle gelecek 25 yıl içinde 11 milyon ton bakır çıkarmayı planlıyor. Bu rakam Çin'de bilinen bakır yataklarının 3'te biri kadar. Pekin yönetimi böylece tek bir hareketle kendisi için hayati önem taşıyan bir kaynağı garanti altına aldı, Afganistan tarihindeki en büyük yatırımın mühendisliğini üstlendi, binlerce Afgan'a istihdam yaratma sözü verdi, Afganistan hükümetinin iş ortağı ve ülkenin en büyük vergi kaynağı oldu. MCC hem bakır madeninde kullanmak hem de elektrik kesintilerinden muzdarip başkent Kabil'i desteklemek için 400 megawatt'lık bir elektrik santrali kuracak. Bu jeneratörü beslemek için yeni bir kömür madeni açacak. Ayrıca bakırı ayrıştırmak için bir kalhane, kömürü santrale, bakırı da Çin'e taşımak için demiryolu inşa edecek. Bütün bunlara ek olarak Afganlar için okullar, yollar ve camiler inşa edecek. Çin bu anlaşmadan beklediği kazancı elde edemese bile tek bir kurşun atmadan Afganların gözünde cömert bir ortak ve hükümetin uzun yıllar ortaklık yapabileceği bir ülke konumuna yükseldi. ABD'liler ise ağır işleri kendilerinin yapmalarına karşın meyveleri Çin'in toplamasından şikayetçi Afganistan' El Kaide'nin 11 Eylül 2001'deki saldırıları sonrasında ABD ile Çin'in karşı karşıya geldiği tek yer değil. Çin, Irak petrollerine de ABD'li şirketlerden daha çok yatırım yapıyor. Nükleer programı nedeniyle Batı'nın yaptırım tehdidi altında olan İran'la da uzun vadeli doğalgaz satınalma anlaşmaları imzaladı. Aynı zamanda Pakistan ve Afrika'daki bazı ülkelerde de en baskın yatırımcı konumunda. Fakat Afganistan'daki girişimi ticari risklerin altına girme ve diplomatik kazançlar açısından en sıradışı olanı. Latin Amerika'da da ABD'ye rakip oluyor Washington, Latin Amerika ile Bush döneminde sınırlandırdığı ilişkilerini Obama döneminde yeniden canlandırmaya çalışırken, Çin bu bölgedeki etkinlik alanını hızla genişletiyor. Emtia fiyatlarının düşmesi ve kredi bulma zorluğu Latin Amerika ülkelerinin ekonomilerini zorlarken, Çin'in sağladığı kredi olanakları ilaç gibi geliyor. Geçen yıl Venezüella ile kalkınma fonunun iki kat artırılarak 12 milyar dolara çıkartılması konusunda müzakereler yürüten Pekin yönetimi, Ekvador'a hidroelektrik santral inşaatı için en az 1 milyar dolar borç verdi. Brezilya petrol şirketine 10 milyar dolar borç verildi. Çin'in en büyük demiryolu şirketi ‘China Railway Construction'ın, bakır işletmesi Tongling Metal ile ortaklık yaparak Güney Amerika ülkesi Ekvador'da bulunan bakır rezervlerine sahip Kanadalı Corriente'yi yüksek bir teklifle satın alacağı bildirildi. Vancauver merkezli madencilik şirketinin ortaklarının, hisse başına borsa değerinden yüzde 14 daha fazla nakit kazanç elde edecekleri belirtildi. Çin'in en büyük kimya kuruluşu Sinochem'in Avustralyalı tarımsal ilaç üreticisi Nufarm'ı satın alma girişimi ise başarısız oldu. Nufarm'ın yönetim kurulunun teklif edilen fiyatı yeterli bulmadığı belirtildi. Gittiği yerlerde Çin köyleri kuruluyor Çin yalnızca ucuz ürünleriyle değil diğer ülkelerde yaşayanlardan çok daha düşük maaşlarla çalışan ucuz işgücü ihracıyla da tepki topluyor. 2008 sonu rakamlarına göre Angola'dan Özbekistan'a İran'dan Endonezya'ya uzanan çok geniş bir coğrafyada çalışan Çinli sayısı 740 bine ulaştı. Çinliler Hollanda'da çiçek ekiminden, Singapur'da sekreterliğe, Moğolistan'da sığır çobanlığından Ortadoğu'da gazete dağıtıcılığına birçok alanda faaliyet gösteriyor. Öte yandan kendi ülkelerinde iş bulamayanlar, Çinlileri işlerini elinden alan kişiler olarak görüyor ve Çinlilere yönelik tepkiler zaman zaman çatışmaya kadar gidebiliyor. Vietnam'da Çin-Japon ortaklığında inşa edilen Haipong termik santrali başlangıçta bölgede yaşayan Vietnamlılar arasında iş bulma umudu yaratmıştı. Santralin inşaatı 4 yıllık bir sürenin ardından bitmeye yaklaştı ve bu süreçte Vietnamlı çalışanların sayısı bir kaç yüze düşerken, çoğunluğu Çinliler ele geçirdi. Vietnamlı muhalifler ve entelektüeller ülkede artan Çin işgücü sorununu iktidardaki Komünist Parti'ye meydan okumak için kullanıyorlarlar. Bir avukat başbakan Nguyen Tan Dung'a Çinlilerin işleteceği bir boksit madeni projesine onay verdiği için dava açtı. Ulusal meclis de Çinlilerle anlaşma imzalayan bazı yetkililer hakkında soruşturma başlattı. Vietnam Ticaret ve Sanayi Odası'nın eski başkan yardımcısı Pham Chi Lan, The New York Times gazetesinde yayımlanan açıklamasında, Çinliler'in aldıkları projelerin çevrelerinde inşaat aşamasından itibaren Çin köylerinin oluşmaya başladığını, böyle bir durumun başka ülkelerin gerçekleştirdikleri projelerde görülmediğini söyledi. Şiddet olayları artıyor Çin'de devlete ait şirketler yurt dışında ihale kazandıkları zaman binlerce işçiyi de beraberlerinde götürüyor. Elektrik santralleri, fabrikalar, demir yolları, otobanlar, metro ve stadyum inşaatlarında bu işçiler çalışıyor. Asya ve Afrika'da Çinli çalışanlara karşı protesto ve şiddet olayları artıyor. Vietnam ve Hindistan yabancı şirketler için yeni çalışma kuralları belirlemek ve ülkeye giren yabancı işçi sayısına sınırlama getirmek üzere harekete geçti. Ticarette hedef Almanya'yı geçmek Çin Ticaret Bakan Yardımcısı Zhong Shan geçen ay yaptığı açıklamada, Çin'in 2010 yılında küresel ticarette daha büyük bir pay almanın yolunu arayacağını bildirdi. Zhong yaptığı açıklamada, bu yıl Çin'in dünya ticaretinde Almanya'yı geçebileceğini belirterek, ülkesinin "büyük ticaret ülkesi"olduğunu, buna karşın henüz "güçlü ticaret ülkesi" olmadığını ifade etti. Zhong, "Çin'in ihracatı gelecek yıl büyüyecek. Bunda hiçbir şüpheye yer yok" dedi. Küresel finansal ve ekonomik kriz nedeniyle. Çin'in ihracatının 2009 yılının 11 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18,8 azalmasına rağmen, diğer ihracata dayalı ekonomilere göre gerilemenin daha az olması nedeniyle, ülkesinin ticaretinin arttığını belirten Zhong, ihracata dayalı büyümenin Çin için hayati öneme sahip olduğunu, iş olanakları yarattığını bildirdi. Zengin sayısı hızla arttı Çin'deki hızlı kalkınma yeni bir süper zengin sınıfının da ortaya çıkmasına neden oldu. Geçen yıl ekim ayında yayımlanan Hurun Raporu'na göre 2008'de 101 olan dolar milyardelerinin sayısı geçen yıl 130'a yükseldi. ABD'de 359, Rusya'da 32, Hindistan'da 24 dolar milyarderi olduğu göz önüne alındığında çin'in bu konuda da çok büyük bir sıçrama yaptığı ve zengin girişimcileriyle dünyayı etkileme potansiyeline sahip olduğu görülüyor. Listeyi hazırlayanlar ayrıca zenginliklerini saklayan 100 kadar kişinin daha olabileceğini belirtiyor. Zenginler listesinde başı otomobil aküsü alanında etkin işadamı Wang Chuangu çekiyor. Çin'de kağıt toplama ve yeniden dönüşüm şirketi Nine Dragons Paper'ın sahibi işkadını Zhang Yin ise ikinci sıraya yerleşti. Ancak raporda geri kalan milyarderlerin çoğunun emlak ve borsa zengini olduklarına dikkat çekiliyor. Öte yandan listeye Hong Kong ve Macau merkezli zenginler dahil edilmedi. Ülkede en çeşitli elektrikli alet satış zinciri Gome'nin sahibi ve bir önceki yılın en zengin adamı Huang Guangyu ise hakkında piyasaları manipüle ettiği suçlamaları nedeniyle 17'inci sıraya geriledi. Lüks ürünlerin dörtte biri Çin'e gidiyor Çin'de yapılan bir araştırma, ülkenin, dünyadaki lüks tüketim ürünlerinin dörtte birini tükettiğini ortaya çıkardı. Halkın Günlüğü gazetesinde yer alan haberde, Çin'in, geçen yıl dünyadaki lüks ürünlerin dörtte birini satın aldığı belirtildi. Gucci grubunun üst yöneticisi (CEO) Robert Polet, "Çin böyle devam ederse bu yıl lüks tüketimde ABD'nin yerini alarak ikinci sıraya yerleşecek" dedi. Yapılan tahminlere göre, Çinlilerin, lüks tüketim mallarına, gelecek 5 yıl içerisinde 14 milyar 600 milyon dolar harcayarak dünyanın en büyük lüks tüketim pazarına sahip olması bekleniyor. Çin'deki ekonomik patlama son 30 yılda süper zengin bir kuşak yarattı ancak zengin olmakta başarılı olan bu kişiler işleinin yoğunluğundan dolayı çoğu zaman kendilerine uygun bir eş bulmakta zorlanıyor. Ülkedeki 21 milyarder bekar Çinli erkek geçen ay içinde 22 bekar kadınla birlikte başkent Pekin'de düzenlenen bir çöpçatan partisine katıldı. Biletlerin 14 bin 650 dolara satıldığı bu parti devlet medyası tarafından Pekin'de yapılan en pahalı partilerden birisi olduğunu duyurdu. Partiyi düzenleyen çöpçatanlık şirketi "Milyarderlerin evlenecek kadın bulmaları çok zor çünkü yaşamlarının ilk önemlerinde kariyerlerine çok fazla yoğunlaşıyorlar" açıklamasını yaptı. Siyanürlü altınları değerlendiriyorlar Çin'liler altın arama konusunda sınır tanımıyor. Dünyanın en büyük altın rezervlerine sahip Güney Afrika'da da Çin'in etkisini görmek mümkün. Çinliler, Johannesburg yakınlarında altın madenlerinden çıkarılan toprakları satın alıyor. Siyanürle altın arama işlemi yapıldığı için üzerinde ot bile yetişmeyen bu toprakların satın alınma sebebi tabii ki altın. En eski tekniklerle altın aranan madenlerden çıkarılan bu atıl toprakların içinde hala bir parça altın bulmak mümkün. İş gücü maliyetinin düşük olduğu Çin'den, Afrika'ya gönderilen işçiler bu atıl toprakları eleyerek Çinli firmalar için altın arıyor. 2 milyon 300 bin askerle en kalabalık orduya sahip Çin 2 milyon 300 bin askeri ile dünyanın en kalabalık ordusuna sahip. En güçlü ordular sıralamasında ise 1.5 milyon askeri olan ABD'nin ardından ikinci sırada yer alıyor. Halkın Özgürlüğü Ordusu adı verilen bu devasa savaş makinesinin kökeni 1949 yılında Mao Zedung tarafından kurulan ve 5 milyon köylünün oluşturduğu ünlü Kızıl Ordu'ya dayanıyor. Son yıllarda savunma harcamalarını önemli ölçüde artıran Çin geçen yılki askeri bütçesinin 70 milyor 380 milyon dolar olarak açıkladı. Bu rakam bir yıl öncesine göre yüzde 14,9'luk bir artışı ifade ediyor. Uluslararası alanda her geçen gün daha güçlü hale gelen Çin yönetimi ordunun savaş kapasitesini daha da yükseltmek için en yeni teknolojilerin transferini ve geliştirilmesini destekliyor. Yapılan planlar arasında uçak gemisi inşası da var. Çin 2000 yılından bu yana askeri harcamları hakkında bilgi veriyor. Bununla birlikte Uzmanlara göre Çin yönetiminin orduya ayırdığı bütçe açıklanandan çok daha yüksek. Çin'in 2 trilyon doları aşan döviz rezervi orduyu güçlendirme konusunda Pekin'in elini rahatlatıyor. Öte yandan ABD dünya genelindeki toplam askeri harcamaların neredeyse yarısını tek başına gerçekleştiriyor. Bu ülkenin 2010 yılı savunma bütçesi 680 milyar dolar olarak açıklandı. Tamer Çetin Referans
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/cin-2010da-lider-ulke-olma-hedefine/266686