Pekin hükümeti, Cuma günü 2008 yılı büyüme oranını revize etti. Buna göre, ekonomik büyüme, daha önce açıklanan rakama kıyasla yüzde 0.6 artarak yüzde 9.6 olarak gerçekleşti. Yakalanan bu ekonomik büyüklük, Çin’in dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olma yolunda Japonya ile arasındaki farkı büyük ölçüde kapatmaya başladığına işaret ediyor. CNBC’de “China On Track to Beat Japan as World's No 2 Biggest Economy (Çin dünyanın ikinci en büyük ekonomisi olma yolunda Japonya’yı yakalıyor) başlığıyla yayımlanan haber analizde, ülkenin büyüme oranını revize etmesiyle, Çin’in 2010 yılında dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olabileceği belirtildi. Çin ekonomisi, 2009’un ilk üç çeyreğinde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 7.7’lik bir büyüme yaşamıştı. HİZMET SEKTÖRÜ ETKİLİ Analizde, Çin’in hizmet sektöründen gelen verilerin beklenenden çok daha yüksek olmasının büyüme rakamında revizyona gidilmesine neden olduğu ifade edildi. Ancak haber analizde, sektörün henüz istenilen düzeyde gelişmediğine de işaret edildi. CNBC, Çin’in hizmet sektörünün ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’na oranının (GSYİH) yüzde 41.8’ine denk geldiğini fakat gelişmiş ekonomilerde bu oranın yüzde 70 seviyelerine kadar çıkabildiğine dikkat çekti. Yazıda konuyla ilgili değerlendirmelerine yer verilen Çin Sosyal Bilimler Akademisi (CASS) araştırmacılarından Zhang Xiojing, Çin’in hizmet sektörüne yönelik net istatistikler elde etmekte her zaman zorlandığını belirtti ve ülke ekonomisinin büyümesinin tek nedeninin bu olmadığını vurguladı. Ülkedeki analistlere göre büyüme rakamlarındaki değişikliğin Çin’in küresel mali kriz sürecinde uyguladığı gevşek para politikalarına çok fazla etki yapmayacağı da, analizde altı çizilen diğer nokta oldu. Çin Merkez Bankası, bu hafta başlarında gevşek para politikalarını devam ettireceğini açıklamıştı. ENERJİ TÜKETİMİ DÜŞÜŞTE Haber analizde, büyüme oranının yükseltilmesinin aynı zamanda ülkedeki enerji yoğunluğunu azalttığına da işaret edildi. Bir ülkenin her bir dolarlık milli gelir üretimi için kullandığı birim enerji miktarını gösteren “enerji yoğunluğu”, Çin’de 2008 yılında yüzde 5.2’lik bir düşüş kaydetti. Bu durumun, karbon salınım miktarı nedeniyle ağır eleştirilere maruz kalan Çin’in elini güçlendirmesi bekleniyor. Geçtiğimiz hafta sona eren Kopenhag iklim zirvesinde sert eleştirilere maruz kalan Pekin hükümeti, ülkesinin gelişmiş ülkelerin sanayileşme sürecindeki kişi başına düşen sera gazı salınımlarından daha düşük bir orana sahip olduğunu tezini savunmuştu.