Yazdır

Sanayideki artış ihracatçının kur söylemini yıktı

Tarih: 09 Aralık 2009 - 07:14

Sanayi üretimi ekimde yüzde 6,5 artarak sürpriz yaptı. Son 15 ayın en yüksek artışında ihracattaki kabuk değişimi etkili oldu.

Düşük kura rağmen ihracatçı ara malı ithal etmek yerine Türkiye'de üretti ve yeni pazarlara yöneldi. ARA MALI ÜRETİMİ İhracatçının şikayet ettiği 'düşük kur, değerli TL' söylemi geçerliliğini yitirmek üzere. Zira Türkiye'nin sanayi üretiminin ekimde yüzde 6,5 artmasının arkasında önemli bir yapısal dönüşüm var. Bugüne kadar ihraç ürünleri üretiminde kullanılan ara malları yurtdışından karşılanıyordu. Ancak krizde ara mali ithalatı düşük kurla birlikte iç pazardan karşılanmaya başlandı. Ara mali üretimi yüzde 11 arttı. YENİ PAZARLAR Sanayideki büyümenin bir diğer nedeni de ihracatçının yeni pazarlara açılması. Kur baskısı ve geleneksel pazarlar ABD ve Avrupa'nın krizde ağır darbe almasıyla ihracatçı firmaların alternatif pazarlara yönelmesi, sanayi üretimini de tetikledi. Ekimde Afrika'ya ihracat % 46, Güney Amerika'ya % 61 artarken, kimya, gıda, tekstil, metal sanayii gibi ihracatçı sektörlerde dikkat çekici üretim artışları yaşandı. BAZ ETKİSİ DÜŞÜK Sanayi üretimindeki artışta baz etkisinin ve mevsimsel olarak gıda sektörünü hareketlendiren tarım ürünlerinin payı da var. Nitekim geçen yılın ekim ayı, krizin miladı olmuş ve sanayi üretimi yüzde 6,8 daralmıştı. Tarımda da özellikle meyve üretimi gıda sektörünü canlandırdı. Üretim verilerindeki iyileşmenin ilk işaretini kapasite kullanımı, ikinci işareti de elektrik tüketimi vermişti. Sanayi üretimi ekimde yüzde 6,5 artarak sürpriz yaptı. Son 14 ay aradan sonra en yüksek üretim değerinin yakalanmasında ihracattaki kabuk değişimi etkili oldu. Kur baskısı ve geleneksel pazarlar ABD ve Avrupa'nın krizde ağır darbe almasıyla ihracatçı firmaların alternatif pazarlara yönelmesi, sanayi üretimini de tetikledi. Ekimde Afrika'ya ihracat yüzde 46, Güney Amerika'ya ise yüzde 61 artarken, kimya, gıda, tekstil, metal sanayii gibi ihracatçı sektörlerde dikkat çekici üretim artışı yaşandı. İhracatın en önemli etkisi ise ara malı üretiminde görüldü. İthalatın maliyetli hale gelmesi nedeniyle ihracatçının hammadde ve mamül madde alımında iç pazara yönelmesi, ara malı üretimini yüzde 11'le rekor düzeyde artırdı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), dün ekim ayı sanayi üretimi verilerini açıkladı. Sonuç yüzde 2,1 yükseliş ve yüzde 3 düşüş arasında değişen piyasa beklentilerini alt üst etti. Daha önce sanayi üretimi verilerinde hata yapan TÜİK yönetimi, bu kez açıklamanın hemen ardından, "Tüm verileri kontrol ettik hata yok" demek zorunda kaldı. Açıklamaya göre, sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 6,5, aylık yüzde 13,7 arttı. İmalat sanayiinde de yine olumlu bir tablo ortaya çıktı. 15 ay sonra imalat sanayii üretimi yıllık yüzde 6,6 yükseldi. Diğer bir önemli sektör madencilikte yüzde 5,2, elektrik, gaz ve suda ise yüzde 6,4 artış yaşandı. Bu artışta baz etkisinin ve mevsimsel olarak gıda sektörünü hareketlendiren tarım ürünlerinin payı da var. Nitekim geçen yılın ekim ayı, krizin miladı olmuş ve üretim yüzde 6,8 daralmıştı. Tarımda da özellikle meyve üretimi gıda sektörünü canlandırdı. İhracat yeni pazarla arttı Ancak sanayi üretimindeki bu yükselişin ardındaki asıl dinamik baz etkisinden kaynaklanmıyor. Üretim verilerindeki iyileşmenin ilk işaretini kapasite vermişti. Kapasite kullanım oranı ekimde 1.7 puan yükseldi. Üretim için bir başka önemli bir gösterge sayılan elektrik tüketimi de aynı şekilde yüzde 6,2 artış göstermişti. Üretimi canlandıran asıl faktör ise ihracat oldu. İhracat ekimde yüzde 4,6 büyüdü. İhracatın son aylardaki bu canlanması yeni bir trende işaret ediyor. Nitekim bugüne kadar ihracat artışında temel belirleyen kurun düzeyi oluyordu. TİM) de, kurda yukarı yönlü bir düzeltme olmadığı müddetçe sanayide üretimin iyileşmeyeceğini savunuyordu. TİM'in dünkü açıklaması da bu yöndeydi. Sanayi üretimindeki artış kurdaki küçük çaplı düzeltmeye bağlandı. Oysa kur hazirandan bu yana sadece 1-2 kuruşluk bir oynama gösterdi. Üstelik son iki ayda hazirana kıyasla düşüş yaşandı. Dolayısıyla kurdaki oynama ihracatı etkilemeyecek düzeyde kaldı. İhracattaki olumlu tabloyu ortaya çıkartan asıl gelişme ise yeni pazar stratejileri oldu. Krizde geleneksel pazarlar ABD ve Avrupa'nın ağır darbe almasıyla Afrika, Ortadoğu, Güney Amerika gibi yeni pazarlara yönelen ihracatçılar büyük başarı elde ediyor. Öncü göstergelerin olumlu geldiği son bir ayda Güney Amerika'ya ihracat yüzde 61, Afrika'ya ihracat ise yüzde 46 arttı. Yaz aylarında başlayan ihracattaki bu kabuk değişiminin yurtiçi üretime yansımaları ekimde ortaya çıktı. Türkiye'nin ihracatçı sektörleri, üretimde dikkat çekici bir performans sergiledi. Sanayi üretimi endeksinde ağırlığı olan gıdada yüzde 10,8, madencilikte yüzde 6, tekstilde yüzde 6, giyimde yüzde 2,6, kimyasal maddede yüzde 15,2, plastikte yüzde 8,8, mobilyada yüzde 2,7 artış gerçekleşti. Ara malı içeriden karşılandı İhracattaki yeni yönelimin en büyük etkisi ise ara malı imalatında görüldü. Özellikle ekimde rekor artış gösteren ara malı üretimi ihracatçının bu alternatif pazar arayışından kaynaklandı. Bugüne kadar ihraç ürünleri üretiminde kullanılan ara malları yurtdışından karşılanıyordu. Kriz döneminde ise ara malı ithalatı büyük düşüş gösterdi. Yılın ilk 10 ayındaki düşüş yüzde 41 oldu. Buna karşın yurtiçindeki ara malı üretimi dikkat çekici bir performans gösteriyor. En son 2008'in temmuz ayında yüzde 3 artan üretim, 12 ay aradan sonra ilk defa ekimde yüzde 11 arttı ve rekor kırdı. Bu oran, son iki yılın en yüksek ara malı üretimi. Krizde dışarıdan ara malı ithal etmenin maliyetli hale gelmesi, hem dış pazara hem de iç pazara üretim yapan firmaları ara malı kullanımında iç pazara yöneltti. Böylece son dört yılda yüzde 125 artan ara malı ithalatı krizde yüzde 41 oranında azaldı. Yurtiçi ara malı üretimi ise sanayi üretiminin yükseldiği ekimde yüzde 11 ile büyük sıçrama kaydetti. TEKSTİL-GİYİM Ekimde geçen yıla göre yüzde 21,44 ihracat artışı ile şampiyonluğu elinde tutan giyimde yüzde 2,6 artış gözlendi. Tekstilde ise 21 ayın ardından ilk defa üretim yüzde 6 oranında arttı. Kış sezonu bu kez tekstil için olumlu geçiyor. Tekstil ve giyimde endeks halen 2005 seviyelerinin uzağında. GIDA/DAYANIKSIZ TÜKETİM Hasat sezonunun yanı sıra ihracatta da yaşanan iyileşme gıdada yüzde 10,8'lik artışı beraberinde getirdi. Gıda ve dayanıksız tüketim malı imalatında yaşanan iyileşme iç tüketimde de kıpırdanma olduğunu gösteriyor. Gıda ve dayanıksız tüketim endeksleri geçen yılın oldukça üstünde. DAYANIKLI TÜKETİM İç piyasada teşviklerin sona ermesi beyaz eşyada hazirandan beri gözlenen artışta yavaşlamaya neden oldu. Dayanıklı tüketimde eylüle göre yüzde 2 küçülme geçen yıla göre yüzde 7 büyüme var. Sektör ihracatla ayakta kalmaya çalışıyor. Dayanıklı tüketim malında endeks geçen yılın ortalamasını aştı. OTOMOTİV Avrupa Birliği'nin hurda teşvikinin etkisiyle ihracatta 1.5 milyar dolara yaklaşan otomotivde yüzde 0,2 ile yılın en düşük daralma oranı gözlendi. İç piyasada satış rekoru kırılan eylüle göre ise üretim artışı yüzde 3,6 oldu. Ancak endeks halen daha geçen yılın ortalamasının altında. METAL EŞYA-ELEKTRİKLİ MAKİNE Metal eşyada yüzde 14,5, elektrikli makine teçhizatta yüzde 18,7'lik üretim artışı stokların eritildiğini ve üretimin başladığını gösteriyor. İhracatın ekimde yüzde 8,58 arttığı sektörlerde endeks oranı 2008 ortalaması 114.2'nin oldukça üzerinde seyrediyor. KİMYASAL Kimyasal madde ürünlerinde bir süredir devam eden artış trendi ekimde hızlandı. Üretimi ekimde yüzde 15,2 artan sektör iç talepteki kıpırdanmanın da aynası niteliğinde. Geçen aya göre Bu sektördeki artış tüketim talebinde seyrini de ortaya koyuyor. TİM ARA MALI İÇİN KRİZ FIRSAT GÖRÜLMELİ Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye'nin en kötüyü geride bıraktığını ve bir iyileşme yaşandığını belirterek, önümüzdeki dönemde de ihracatın, sanayi üretiminin, istihdamın ve büyümenin artacağını öngördüklerini bildirdi. Büyükekşi, sanayi üretimi ile ihracat arasında doğrudan bir ilişkinin olduğunu vurgulayarak ilk defa ihracat artışı sağlanan ekimi "kriz sonrasında bir dönüm noktası" olarak değerlendirdiklerini dile getirdi. Ana sanayi grupları içerisinde en yüksek artışın yüzde 11 ile ara malı imalatında görülmesini çok önemsediğini belirten Büyükekşi, "TİM olarak, krizin başından beri cari açık sorununun çözülmesi için ara malı üretimini yurtiçinde geliştirmemiz gerektiğini, krizin bu konuda bir fırsat olduğunu ifade ettik. Bu bağlamda, kur düzeltmesiyle gelen bu krizin bir fırsat olarak görülmesi mümkündür. Zira kur düzeltmesi ile daha önceki dönemde dışarıya kaçan bir miktar üretimin içeriye dönebileceğini görmüş olduk" dedi. İSO ARTIŞ REHAVETE YOL AÇMAMALIDIR İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, "Sanayide artıya geçiş, son çeyrek büyümesini de olumlu etkileyecektir. Ancak moralleri düzelten bu gelişme, aşırı bir iyimserliğe ve rehavete yol açmamalıdır" dedi. Küçük, üretimde artıya geçişin beklenenden önce ve oldukça yüksek bir oranda gerçekleşmesinin, şaşırtıcı ancak Türkiye'nin sanayii ile ekonomisi adına olumlu ve ümit verici bir gelişme olduğunu kaydetti. Üretimde, 2008 Ağustosu'nda başlayan ve 14 ay aralıksız devam eden küçülme sürecinin nihayet sona erdiğini dile getiren Küçük, sanayide artıya geçişin, son çeyrek büyümesini de olumlu etkileyeceğini belirtti. Küçük, "Ancak moralleri düzelten bu gelişme, aşırı bir iyimserliğe ve rehavete yol açmamalıdır. Eylülde beklenenden yüksek bir küçülme, ekim ayında da beklentilerin ötesinde bir artış karşımıza çıkmıştır. Sanayi üretimi henüz istikrar kazanmamıştır" dedi. TÜRKİYE'DE ARA MALI ÜRETİMİ HAREKETLENDİ Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, sanayi üretimindeki artışın ihracatta sağlanan artışa paralel gerçekleştiğini belirtti. Geçen yıla göre en yüksek artışın yüzde 11 ile ara malı imalatında görüldüğünü hatırlatan Çağlayan, "Üstelik daha önce ara malı ithalatı ile ihracata yönelik üretim gerçekleştirilirken ekim sanayi üretim endeksinin detaylarında görüldüğü gibi ara malı üretiminin Türkiye'de gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır. Ekimde en yüksek artış yüzde 11 ile ara malı imalatında görülmüştür" dedi. Çağlayan, krizden önce 2009 Ekim sonu itibariyle 2008 Ocak verilerine göre sanayi üretimi ABD'de yüzde 12,2, Japonya'da yüzde 21,5 ve Euro Bölgesi'nde de yüzde 20 gerilemişken Türkiye'de yüzde 4,7 büyümenin çok önemli bir veri olduğunu vurguladı. Artış toparlanmayı teyit ediyor Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, sanayi üretimindeki artışın, ekonomideki toparlanmayı teyit eder nitelikte olduğunu belirterek "Sanayi üretim endeksindeki yükseliş, aynı zamanda son çeyrek büyüme rakamlarının da pozitife döneceğinin işaretini vermektedir" dedi. Beklentilerin de üzerinde yüksek bir artış gösteren sanayi üretiminde artış trendinin devam etmesini beklediklerine dikkati çeken Ergün, bu noktada Türkiye ekonomisindeki genel iyileşme trendinin gözden kaçırılmaması gerektiğini belirtti. Özellikle Ortadoğu, Afrika, Rusya ve Türk cumhuriyetlerinin yeni fırsatlar doğuracak pazarlar olacağını söyleyen Ergün, iyimser yaklaşımları korumanın yanı sıra dünyadaki gelişmelerin de yakından takip edilmesi gerektiğine işaret ederek kötümser yorum ve yaklaşımlarla beklentilerin olumsuz etkilenmesinin ekonomik aktörlerin yararına olmadığını ifade etti. EKONOMİSTLER NASIL YORUMLADI İŞSİZLİĞE ETKİ ETMEZ Ak Yatırım Başekonomisti Hakan Aklar Baz etkisiyle kasımda pozitif artış beklerken ekimde toparlanma yaşandı. İhracat ile sanayi üretimi birebir gidiyor. Baz etkisi de var ve çalışma günü iki gün daha fazla. Ancak böyle gider mi derseniz kasım ve aralıkta artış olur baz etkisi nedeniyle ama ciddi artışlar beklemiyorum. Beklenti anketlerinde de bu artış görünmüyor. Stoklarda toparlanma yok, siparişlerde canlanma yok. Dördüncü çeyrekte sanayi üretiminin pozitif olmasını ve ekonominin yüzde 2 büyümesini bekliyoruz. Ancak bu güçlü bir toparlanma değil ve işsizlikte azalma gibi etkiler beklememek lazım. ARALIKTA ÇİFT HANELİ BÜYÜME Garanti Yatırım Ekonomisti Gizem Öztok Ekimde elektrik tüketimi ve ihracat çok iyiydi. Kasımda ise ihracatın etkisiyle sanayi üretiminin yeniden eksi gelme ihtimali var. Ancak aralıkta baz etkisiyle çok ciddi yükseliş bekliyoruz. Hem ekonomide bir miktar toparlanma var hem de baz etkisi. Sadece birine yükleyemeyiz bu artışı. İç talep tüketim göstergeleri yükselişine devam ediyor. Takvim etkisinden arındırılmış seride hazirandan bu yana ilk defa yüzde 2 civarında artış var. Mevsimsellikten arındırıldığında ise yüzde 3'lük bir büyüme görüyoruz. Merkez Bankası durmayı tercih edebilir ancak yatırım tarafına bakıp 25 baz puan indirim yapabilir. BELİRSİZLİKLER HÂLÂ CANLI ING Bank Başekonomisti Şengül Dağdeviren Artışta baz etkisi bir miktar etkili ancak daha önemli olan dış talepteki kademeli iyileşmenin sürüyor olması ve stok eritme sürecinin artık sanayinin genelinde sonuna gelinmiş olması ve buna bağlı üretimde bir iyileşme yaşanması. İç talep açısından önemli bir sektör olarak izlenen kimyasal imalatında büyümenin belirgin düzeyde hızlanmasında ise kısmen baz etkisinin kısmen de iç talepteki kademeli iyileşmenin etkili olduğunu düşünüyoruz. Ancak tüketici güveninde son dönemde yaşanan bozulma ileriye yönelik belirsizliklerin canlı kalmasına neden oluyor. Kasım verisi ekimden kötü olabilir ama aralıkta güçlü artış olur. TOPARLANMA HIZI KORUNAMAZ Fortisbank Ekonomisti Nilüfer Sezgin İşgünü sayısının geçen yılın üzerinde olması ve zayıf baz etkisi pozitif gerçekleşme olmasında etkili oldu. Temel eğilimi görmek için, mevsimsellikten ve takvim etkilerinden arındırdığımızda yüzde 3 civarında bir değişim hesaplıyoruz. Önceki aylarda düşüş olduğu dikkate alındığında bu, önemli bir hızlanma gibi görünüyor. Ancak ekonomik aktivitedeki toparlanmanın önümüzdeki aylarda devam etmesini beklesek de aynı hızın korunmasına fazla ihtimal vermiyoruz. Sonuç olarak, ekim ayı verisi bizim yavaş toparlanma beklentimize şimdilik bir değişiklik getirmemektedir. SANAYİDE GÜÇLÜ CANLANMA Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nden (Betam) Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve Araştırma Görevlisi Onur Altındağ'ın hazırladığı araştırma notuna göre, sanayi üretimi mevsimsel ve takvim etkilerinden arındırıldığında yüzde 2,9 artış gösterdi. Endeks 104.9'dan 108 seviyesine yükselirken bu artış sanayide Nisan 2009'da başlayan canlanmadan bu yana görülen en yüksek aylık büyüme olarak dikkat çekti. Ekimde, sanayideki öncü göstergelerden biri olan kapasite kullanım oranında gözlemlenen aylık bazda 2.8 puanlık dikkate değer artış, sanayi üretiminde etkili bir canlanmanın habercisi olmuştu. Kasım ayı kapasite kullanım oranları sanayide, ekimde görülen güçlü canlanmanın devam edip etmeyeceğine dair ilk ipucunu verecek. TÜİK: VERİDE EKSİK YA DA HATA YOK Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yetkilileri beklentilerin oldukça üzerinde gelen verinin ardından artışta stokların tükenmesi, mevsimsel etkiler ile ihracattaki artışın etkili olduğunu açıkladı. TÜİK yetkilileri, ekim ile birlikte uzunca süredir üretim yapılmayan sektörlerde üretim artışı olduğunu belirterek "Kimisinde mevsimsel etki, kimisinde stokların tükenmesi, kimisinde ihracatın etkisi oldu. Buna bağlı olarak üretim ve yurtiçi tüketimde de artışlar oldu. Elektrik ve doğalgaz tüketimi ile ihracat verilerine de bakıldı. Sanayi üretimi rakamlarında herhangi bir eksik ya da hata söz konusu değil" diye konuştu. TÜİK'ten bir yetkili ise gıdada şeker ve çayda ciddi artışlar olduğunu kaydederek "Mevsimsel olarak şekerin işlendiği bir ay ekim ayı ve hasat dönemi. Gıdayla ilgili artışın temel kaynakları bunlar. Gıdada da uzun süredir artış yoktu, bazı stokların eritilmesiyle birlikte gıda sektöründe ciddi artış oldu" dedi. Yetkili, sektörlerdeki diğer artışların kontrollerinin ve gerekli incelemelerin yapıldığını söyledi. Bahadır Özgür/ Referans
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/sanayideki-artis-ihracatcinin-kur-soylemini/265546