Yazdır

Banka vurgununda yeni tartışma

Tarih: 10 Kasım 2009 - 10:55

Bankacı Sakine Cihat'ın ifadesini değerlendiren bir uzman, olayı bütün personelin bildiğini iddia etti. Uzman, "19.5 milyon liranın bu bankadan kayıp olduğunu herkes biliyordu" dedi

İskenderun'daki banka yolsuzluğu ve Sakine Cihat'ın ifadelerini değerlend iren bir bankacılık uzmanı, "Neredeyse tüm İskenderun, 19.5 milyon liranın bu bankadan kayıp olduğunu biliyordur" dedi. Adının kullanılmasını istemeyen uzman, Sakine Cihat'ın ifadelerinden yola çıkarak usulsüzlüğü şöyle değerlendirdi: Sakine Cihat: Döviz fiyatlandırmasını ben yapıyordum. Uzman bankacı: Döviz fiyatlandırmasını genel müdürlük yapar. Hatırlı müşterilere farklı fiyat uygulaması yapılır. Bunu genel müdürlük belirler. Memure bu işle görevlendirilmiş kişidir. ARBİTRAJ YAPMIŞ S.C: Suriyeli iki müşterimin hesabında onlardan habersiz alım satım yaptım. Uzman bankacı: Arbitraj yapmış. Arbitraj şudur: Örneğin Hindistan'da doların alım satım değeri yükseldi. Doları alıp Hindistan piyasasında satıyorlar. Bu işleme arbitraj deniyor. Bu işlemlerde kullanılan paralar bankanın genel müdürlüğünün bilgisi dahilinde yapılıyor. Usulsüz değil resmi işlemdir. Kara Paranın Önlenmesine Dair Yasa gereği, bu işlemler Merkez Bankası'na da bildirilir. S.C: Bu belgeler, arbitraj işlemlerinde sistem tarafından üretilen dekontlar ve ileri tarihe svaplamış olduğum vadeli teyit formlarıdır. Uzman bankacı: Kayıt dışı belgeler bunlar. Arbitraj işlemi için müşteriden onay alınır. Hesabınızdaki parayla Euro alacağız, altın alacağız, bono alacağız gibi teyitler bunlar. İleri tarihe boş olarak teyit formaları imzalatılır. Boş olarak imzalattığınız zaman üstünü doldurabilirsiniz. Bir işlemin başka bir işlemle değiştirilmesine svaplama diyoruz. Burada yükümlülükleri birbiriyle değiştiriyor. Faiz oranları farklı 3 aylık vadeliyi aylık vadeli hesaba, aylığı 3 aylığa çeviriyor. Yani tarih ve vadeyle oynuyor, müşteriden teyit alınmış gibi işlem yapıyor. S.C: Bu işlemi şube müdürünün bilgisi dışında yaptım. Uzman bankacı: Bir memur bu tür işlemleri şube müdürünün ya da genel merkezin bilgisi dışında yapamaz. Ancak gayrı meşru bir işlem yapıyor olabilir. Şube müdürünü korumaya çalışıyor. Ya da şube müdürü şubenin performansı artırdığı için bu işlemleri görmezden geliyordu. HERKESİN HABERİ VAR S.C: Kullanılmayan hesaplar ve kendi adıma hesap cüzdanları açıp, hayali hesaplara krediler açtım. Uzman bankacı: Muhtemelen bu işlemleri yaparken açık oluştu. Suriyeli müşteriler fark etmesin diye bankadan kredi çekip, açıkları kapatmıştır. Bu işlemler kasadan yapılamaz. Virman yapmıştır, yani para aktarmıştır. Ahmet beyin hesabından Suriyeli birinin hesabına virman yapılırken şube müdürünün ya da diğer personelin bunları görmemesi mümkün değil. Bu şubenin izin çizelgesine bakmak lazım bir de. Hiç izin kullanmamış olabilir bu müdire. Çünkü bu işlemler hiç şubeden ayrılmamayı gerektirir. İzne ayrılsa bu iş 2005'ten bu yana mutlaka patlardı. Denetçilerin bu hususa dikkat etmesi lazım. Kredi servisleri ve şube müdürleri her kuruş krediden haberdardır. Müdürün işin dışında olması düşünülemez. S.C: Kredilerin teminatı olarak 'rehin blokaj' sözleşmesi düzenledim. Uzman bankacı: Kredilerin mutlaka bir teminatının olması lazım. Bu ya kefaletle olur, ya bankadaki hesap, altın ya da gayrımenkul ipotek olarak gösterilir. En kötü ihtimalle banka müşterilerinden birini, haberi olmadan, aldığı krediye kefil yapmıştır. Şubeler belli bir limitin üzerindeki kredileri genel merkeze bildirir. Genel müdürlük kredi komitesi evrakları inceler. Bu tür yüksek meblağlı kredilerde imza sirküsü alınır. Bu kadının kredi alırken attığı sahte imzanın hem şubede hem de genel müdürlükte dikkat çekmesi gerekirdi. Ben 19.5 milyon liralık açığı, şubedeki bütün personelin, temizlikçinin dahi bildiği konusunda iddiaya girerim. Genel müdürlük de bu işi bal gibi biliyor. S.C: Ödeme onaylarının onaylarını da operasyon yöneticisinin bilgisayarına girerek yapıyordum. Uzman bankacı: Bu işlem için operasyon yöneticisinin şifresini bilmesi lazım. Bu zorunluluk, bankaların art arda batışından sonra BDDK tarafından getirildi. O zaman operasyon yöneticisi de sorumludur. S.C: Bütün işlemleri mesai saatinde yaptım Uzman bankacı: Mesai bitince banka sistemleri kapatılır. Genel müdürlük belli bir saatten sonra mahsup işlemi (son işlemler) hariç her hesabı kapatır. "SUÇ İŞLENMİŞTİR" S.C: 2006 itibarıyla bankaya 14 milyon lira kar getirdim Uzman bankacı: Bu kadar paranın arbitrajdan gelmesi mümkün değil. Bu kambiyo karıdır. Diyelim bankaya 100 dolar geldi. Kur 1.4 lira. 2 gün sonra kur 1.6 lira oldu. Arada 2 liralık kar var. Banka bu işten kar eder. Yabancı paranın yükseldiği dönemlerde bankalar bu işten kar eder. Mesela 2009 yılında bankalar kambiyodan zararda. Ancak bu zararlarını uluslararası piyasalarda arbitraj yaparak kapatıyorlar. S.C: Bankayı 18 milyon lira kara geçirdim, suçsuzum Uzman bankacı: Başkasının parasını çalarak, bankanın parasını usulsüz kullanarak yapılan işlemlerden para kazanılması, işlenen suçları örtmez. Ceza kanunu sonuca göre değil fiile, yapılan işlemlere göre işler. Diyelim bankaya 100 bin lira yatırdınız. Bu para sizin haberiniz dışında başkaları tarafından kullanıldı, haksız kazanç elde edildi. Burada kamu vicdanını rahatsız eden bir durum vardır. Burada evrakta sahtecilik, resmi evrakı tahrif etmek, nitelikli zimmet suçları alenen işlenmiştir. 'O kadın yalnız değil organize suç işlendi' İstanbul Bilirkişiler Derneği üyesi ve Ziraat Bankası emekli başmüfettişi Mehmet Sabahi Yulukar, Sakine Cihat'ın, müşteri hesaplarından 19.5 milyon liralık yolsuzluk yaptığı olayla, geçtiğimiz yıllarda Ziraat Bankası Caddebostan Şubesi'nde yaşanan dolandırıcılık olayının benzerlikler taşıdığını söyledi. Ziraat Bankası Caddebostan Şubesi'nde, eski Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Muhittin Fisunoğlu, rahmetli aktör Kemal Sunal'ın eşi Gül Sunal ile Prof. Dr. Haluk Yücesoy'un da aralarında bulunduğu 126 müşteriye ait hesabı boşaltan 'yönetmen yardımcısı' Dilek Dizdaroğlu'yla ilgili olayı araştıran Yulukar, bu 'olayın içyüzünü çözen kişi' olarak tanınıyor. Emekli başmüfettiş Yulukar, 28 yıllık tecrübeleriyle İskenderun'da yaşanan banka dolandırıcılığının kodlarını çözdü. "HAYALİ KREDİLER AÇILIYOR" banka şubesinde yaşanan olay 'nitelikli zimmet'tir. Bu suçu sadece o bankacı kadın işlemiş olamaz. Organize bir suç işlenmiştir. Bütün şube organize olmuş. Genel müdürlükler, şubelerine, 'kredi verin, bu seneki limitiniz budur, performansınızı değerlendireceğiz' diyor. Şubeler adına hayali krediler açılıyor. Kişilerin haberi yok. Kişiler adına kredi açıp, limitleri yakalıyorlar. TCK'ya göre usulsüz kredi kullandırmak zimmet suçuna giriyor. Türkiye'de bankaların durumu bu. Müfettiş gibi çalışan kontrolcüler olmasına rağmen çalıştırılmıyorlar. İç denetim yok.." Bilirkişiler Derneği Başkanı ve mali müşavir Yaşar Aslan da vurgunu şöyle anlattı: "Arbitraj, uluslararası piyasalarda dövizin düşük olduğu piyasalardan alınıp, yüksek olduğu pisayasalarda satılarak kar edilmesi olayı. Eğer bu işlem şubenin yetkililerinin, genel müdürlüğün bilgisi dahilinde yapılmışsa, banka kar etmiş olur. İkinci şıkkı, personelin kendi suiistimalidir. Hesabınızdan sanki kendisi çekmiş gibi sahte dekont üretiliyor. İmza taklit ediliyor. Para sistemin dışına çıkarılıyor. 'Benim param nerede' derseniz bahane uyduruyorlar. Yarım saat sonra' diyorlar. Yarım saat içinde kendi hesaplarına ya da kayıt dışına çıkardıkları parayı yerine koyup, size ödeme yapıyorlar. Bir açıkla başka bir açığı kapatıyorlar. Yasal işlemler değil." SABAH
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/banka-vurgununda-yeni-tartisma/264175