Tabii ki, TÜSİAD'da öncelikle teamüller işler. Başkan giderse vekillerden biri başa geçer. İş dünyasına yön veren aileler sırayla başkanlık koltuğuna oturur. Bu durumda, başkanlık için iki aday var. Biri Ferit Şahenk, diğeri Ümit Boyner. Ferit Bey'in ismi 3 yıl önce de gündemdeydi. O dönem istememişti. Şimdi yeniden konuşulmaya başlandı. Bu kez isteyip istemediğine ilişkin pek renk vermiyor. Ferit Bey'in engeli kalmadı! TÜSİAD çevresine yakın bir dostumuzdan öğrendik. 'Artık istiyor' dedi. Sonra TÜSİAD yönetiminden birisiyle sohbet ettik; ismi bizde kalsın. Ferit Bey'in başkanlığı isteyip istemediğini sorduk. İlginç bir cevap aldık: "Geçmişte Garanti Bankası'nın durumu belli değildi. GE ile ortaklık aşamasındaydı. Tansaş'tan çıkmayı düşünüyordu. Ferit Bey Holding'deki işlerini halletti. Artık başkanlık koltuğuna geçmesi için bir engel kalmadı. TÜSİAD'ın teamüllerini Ferit Bey bilir. Başkan Yardımcısı olmak demek bir sonraki aşamayı da düşünmek demektir". Bu sözler yabana atılmayacak cinsten! Sanki Ferit Bey'in kendi iradesi dışında bir ortam yaratılıyor. Yani başkanlığı istemese de 'mecburi' havası var. Ümit hanım isteksiz görünüyor Ümit hanım cephesinde neler oluyor, derseniz: Ümit hanım, zeki, çalışkan, cesaretli, düşüncelerini açıklamaktan çekinmeyen biri. Türban konusunda "Yasağı Avrupalı anlamaz", ifade özgürlüğü konusunda "Bir insanın, düşüncelerini açıkladığı için cezayla susturulmaya çalışılması yanlış" şeklindeki çıkışları hala hafızalarda. Geçenlerde kendisiyle görüştük. Söylediklerinden başkanlık için pek de istekli olmadığı izlenimini aldık. Bu işin öyle bir günde karar verilecek bir iş olmadığını söylüyor. "İnce eleyip, sık dokumak lazım" diyor. Hatta bugünlerde TÜSİAD'a başkan olmanın zor olduğunu belirtiyor. Bu ara kulislerde çokça dile getirilen bir başka konuyla bitirelim. Yalçındağ'ın istifa edeceği genel kurulda yönetim kurulunun da istifa edeceği yeni bir yönetimin oluşacağı söylentileri yayılıyor. Duyduğumuza göre, yönetim kurulu bir araya gelip, buna karar verirse, olur. Ama şu an için böyle bir durum söz konusu değilmiş. Arzuhan Hanım gibi 3 yılda görevi bırakan Ömer Sabancı ve Tuncay Özilhan'ın yönetiminin aynı kaldığını hatırlatmakta fayda var. Uzun lafın kısası, Genel kurula neredeyse 3 ay var. Düşünceler daha çok değişir. Kimse merak etmesin. Patronlar kulübü başkansız kalmaz… DİLEK GÜNGÖR-DÜNYA GAZETESİ