Bu kitapları kim yazar, kim basar, kim okur?
Tarih: 18 Ekim 2009 - 19:47
Musa Bey kitap tutkunu bir edebiyat öğretmenidir. Yeni basılan, değerli bir kitabın adını duyar, hemen kitapçının yolunu tutar. Her kitapsever gibi o da böylesi kıymetli bir esere sahip olmak istemiştir.
Kitapçıda rafları kolaçan eder ama nafile, kitap raflarda değil depoda bulunmaktadır. Neyse, görevli 50 santimetrekarelik, 15 kiloluk dev kitabı önüne getirir Musa Bey'in. Şaşkın halde bir kitaba bir de kitapçıya bakan öğretmenimiz kitabın indirimli(!) 750 TL'lik fiyatını sorma gafletinde de bulunur ve tabii ki alamaya-rak evinin yolunu tutar. Bu olayı biz farklı bir sona götürelim. Bu kitap alınabilseydi ve eve götürülseydi muhtemelen arabanın bagajında seyahat edecekti. Ardından uflaya puflaya eve taşınacak, evin kitaplığına sığmayacak ve herhangi bir köşede kendine yer bulamayacaktı. Evin hanımından yenecek zılgıt da cabası. Hatta, kim bilir, Musa Bey'in hanımıyla arası bu yüzden açılacaktı da. Hadi bu iş boşanmak kadar vahim bir olayla sonuçlanmadı diyelim; ama bir bel fıtığı vakasının gerçekleşmeyeceğini kim garanti edebilir ki!
Zengin bir kütüphaneye sahip olmanın zevkli olduğu kadar külfet gerektirdiğini ancak kitapseverler bilir. Bir kitap kurduysanız ve böylesi büyük kitapları ve önemli eserleri kütüphanenize taşımak sizin için önemli ise başınıza gelecek olanlar bunlar.
Peki, nereden çıktı şimdi durup dururken bu 'büyük kitap' hikayesi? Son yıllarda nadiren bazı yayınevleri, belediyeler, valilikler ve benzer kurumlar yüksek maliyetle kitaplar basmaya başladı. 'Prestij kitaplar' diye anılan bu çalışmalar, birbirinden güzel ciltlerle, kuşe kağıtlara, büyük ebatlarda basılıyor. Basılıyor; ama bu kitaplar ebatları ile kitaplıkların boyutlarını aşınca sehpa üstlerine, gardıroplara ya da evin ardiyesine atılıyor. Kimi okurlar bu tür kitapları eşinin korkusundan evin kuytu köşelerinde zulalasa da kimi arabanın bagajında aylarca dolaştırmak zorunda kalabiliyor... Bunlar evde hatırı sayılır bir yekûn oluşturunca ev taşımanın ayrı bir işkence olacağını söylemeye bile gerek yok. Bunu evi taşıyan hamallar bilahare size hatırlatacaktır. Peki, bu kitapları biz ne yapacağız, nasıl saklayacağız?
Büyük kitabı saklama sanatı
Büyük kitaplardan yana dertli olan ama onları atmaya da kıyamayan okurların bu konuda geliştirmesi gereken sıra dışı çözümleri olması lazım. Etrafımızdaki büyük kitaplara sahip ve onları saklayacak yer bulma derdinden mustarip okurlara sorunca bu kitapların en çok yükünü çeken mekanların kanepe altları olduğunu görü-yoruz. Ama orası da bir yere kadar kaldırabilir bu yükü. Kitaplığa sığdırılamayan kitapları büyük kolilerde ardiyelere koymak bir başka çözüm yolu olabilir. Fakat fare ve türlü haşeratın güzelim kitabın canına okumaması için alınması gereken önlemler ayrı bir yazı konusu olabilecek kadar çok. Büyük kitaplık yaptırmak ise olabilecek en uçuk fikirlerden; ama nihayetinde bu da bir fikir... O halde marangoza derinliği, boyu birer metre olabilecek ölçüler vermeniz gerekecektir. Bu durumda marangoz kitaplığın tahta yerine demirden yapılması gerektiğini ve yandaki demirci ile bu işi konuşmanızı tavsiye edebilir.
Prestij kitaplara karşı olmadığımızı, aksine bu çalışmaların kıymetinin bilinmesi gerektiğini söyleyelim. İş bu haber de bu kitapların kim tarafından, niçin basıldığını araştırmak için yapılmıştır. Öyleyse prestij kitapların önemli bir kısmını çıkaran İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Müdürü Nevzat Bayhan'a ve diğer yayıncılara soralım bu durumu dedik. 'Kitapları ne yapalım?' kısmına gelince, yanınızda gezdiremeyeceğiniz tuğla misali mobilya tarzı kitaplar için özel bir yer ayarlama ve bu konuda fikirler üretme işi yine size düşüyor. Eee, ne de olsa minareyi çalan kılıfını hazırlar! [email protected]
***
Prestij kitaplar kütüphaneler için basılıyor
Nevzat Bayhan- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Müdürü
Bunlar sabır isteyen pahalı çalışmalar. Bizim bu kitapları büyük ebatlarda basmamızın nedeni ise dünyanın önemli kütüphanelerinde yer bulabilmesi. Kitaplar halka direk ulaşsın diye tematik İstanbul Kitapçısı'nı kurduk. Tabii bu eserler kalitesinden dolayı pahalı. Biz de herkesin alabilmesi için farklı kalitede de basmaya çalışıyoruz. Kitabın içeriği ile ilgilenen düşük kaliteli olanı alabilir. Büyük kitaplar daha çok kütüphaneler için. Sonuçta bunlar masa üstünde okunabilecek eserler.
***
Tuğla kitaplar, hatırlı kişilere hediye ediliyor
Kenan Kocatürk- Profil Yayıncılık
Maliyeti yüksek kitaplar bunlar. Yabancı ülkelerde kitap ticaretinin yüzde 30'luk kısmını prestij kitaplar oluşuyor. Yayıncılar bu işlere el atamıyor maalesef. Belediyeler, bakanlıklar ve vakıflar bunun için önemli kaynaklar ayırabiliyor. Sonra tuğla gibi kitaplar basılıyor, hatırı sayılır kişilere hediye ediliyor, daha sonra da yüksek fiyatlarla sahaflara düşüyor. Türkiye'de prestij kitaplar belediyelerin, bakanlıkların kitapları haline geliyor böylece. Bu kitapları yazanlara bakıyoruz. Photoshoplu fotoğraflar, boş bir metin...
***
Kağıt güzel, cilt güzel ama içi boş
Metin Celal- Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri
İyi niyetli yayıncının iyi niyetli bakışı, bu sektörün oluşmasına neden oldu. Bu kitaplar iyi bir incelemeden geçirilerek yapılsa faydalı. Ama belediyelere, bir ajans ya da matbaa gidip başvuruyor ve alıyor ihaleyi. Güzel malzemeye, içi boş kitaplar basılıyor. Matbaacı, yazan ve yapan para kazanıyor; fakat sonra bunlar dağıtılıyor, ürün ortada görünmüyor. İyiyse sahaflardan bulunuyor yoksa çöpe gidiyor. İzmir ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri'ni bunun dışında tutuyorum.
***
Bunlara 'okurunu bulamayan kitaplar' denmeli
Osman Okçu-Timaş Yayınları
Bunlar oldukça maliyetli renkli çalışmalar. Pahalı ve standart okurun alması mümkün değil. Bu yüzden az basılıyor. Bankalar, belediyeler, kamu kuruluşları, holdinglerin yayınları daha çok. Asıl problem bu kitapların halka ulaşmaması. Bu yüzden bunlara 'prestij kitaplar' yerine 'okurunu bulmayan kitaplar' desek daha doğru olur. Gerçekten görsel malzemesi çok iyi hazırlanmış ama 'mobilya kitaplar' da var. Kullanışsız.
ZAMAN
YUSUF GÜNDÜ
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/bu-kitaplari-kim-yazar-kim-basar-kim-okur/263158