KOBİ birleşmelerine vergi teşviği
Tarih: 06 Eylül 2009 - 00:10
Yeni düzenlemenin beklenen ilgi ve faydayı sağlaması kolay olmayacak.
2008 yılının son çeyreğinde kendini ciddi şekilde hissettiren ve etkisini halen sürdürmekte olan global ekonomik kriz değişik ülkelerde değişik ağırlıkta algılanmıştır. Birçok ülke krizin sebep olduğu zararın kısmen telafi edilmesi veya en azından etkisinin azaltılabilmesini sağlamak üzere çeşitli tedbirlere başvurmuş, zor duruma düşen şirketlere destek olmaya çalışmıştır. Bu çerçevede ülkemizde de krizle mücadele etmeye yönelik birtakım düzenlemeler gündeme gelmiştir.
Bu düzenlemelerden biri de 16 Haziran 2009 tarihinde TBMMde kabul edilen 5904 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanundur. Kanunun ikinci maddesi ile küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) birleşmeleri halinde bu birleşmeden doğan kazançların üzerinden alınacak kurumlar vergisi oranını yüzde 75e kadar indirilebilme konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.
Kanun metnine bakıldığında söz konusu düzenlemenin Türkiyedeki işletmelerin büyük bir kısmını oluşturan ve çoğunluğu da aile şirketi olan KOBİlerin verimli ölçek büyüklüklerine ulaşmaları, finansal yapılarını güçlendirerek rekabet edebilir bir kurumsal yapıya dönüşmelerini sağlama amacı taşıdığı anlaşılmaktadır. Kurumlar vergisi kanunu uyarınca genel vergi oranı yüzde 20 iken kanunun geçici beşinci maddesi ile söz konusu birleşme neticesinde birleşilen kurumun karına yüzde 5 oranına kadar vergi uygulanma imkanı getirilmektedir.
5904 sayılı kanun uyarınca 10 ila 250 işçi çalıştıran, 2008 hesap dönemi sonu itibariyle yıllık net satışları 25 milyon lirayı geçmeyen veya aktif toplamı yine 25 milyon liradan az olan kurumlar vergisi mükellefleri bu istisnadan yararlanabileceklerdir. Dolayısıyla ciro ve aktif büyüklüğü açısından bir sınırlama getirilmiştir.
Yıllık net satışları 25 milyon lirayı geçmeyen veya aktif toplamı yine 25 milyon liradan fazla olan şirketler her ne kadar KOBİ tanımına girse de, bu tür işletmelerin en alt katmanında kalmaktadır. Bu yapıdaki şirketlerin birleşme gibi belirli bir organizasyon gerektiren, belirli bir kültürel yaklaşım isteyen bu uygulamaya uyum gösterebilmesi oldukça zordur.
O halde 5904 sayılı kanun ile getirilen teşviğin bu derece sınırlı tutulmaması gerektiğine, hatta tüm kurumlar vergisi mükellefleri için uygulanmasının amaca daha fazla hizmet edeceğine inanmaktayız. Ayrıca kanuna göre söz konusu indirimli kurumlar vergisinden yararlanma süresi 31 Aralık 2009ta, yani bu yılın sonunda sona ermektedir. Bu durumda, şirketlerin birleşmeyi gündeme almaları, birleşilecek şirketlerin bulunması, bu şirketlerin sahip ve yöneticileri ile görüşülmesi, birleşme sonuçlarının taraflar ve yeni kurulacak şirket açısından her yönden değerlendirilmesi için toplam altı ay gibi bir süre bulunmaktadır.
Özellikle yukarıda açıklanan sınırlamalar da göz önüne alındığında ve bu firmaların profesyonel anlamda da oldukça zayıf kadrolara sahip bulunmalarını hesaba katarsak, bu durumda dışarıdan oldukça da maliyetli danışmanlar ile çalışmaları kuvvetle muhtemeldir. Bu yasanın uygulanabilirliğinde birleşecek olan şirketlerin birlikte çalışma, organizasyon konusundaki kültürel anlayışlarının da ayrıca dikkate alınması gerekir. Yine yasaya göre şirketlerin birleşmesi halinde, üç yıllık süre boyunca, yeni şirketin çalışan eleman sayısının şirketlerin 01 Nisan 2009 tarihinden önce verilen son aya ilişkin sigorta bildirgelerine göre istihdam edilenlerin toplamından az olmaması gerekmektedir. 5904 sayılı kanundaki bu düzenlemenin ekonomik gerçeklere tamamen aykırı olduğunu düşünmekteyiz. Birleşmenin temel amaçlarından biri de eleman tasarrufunda bulunmaktır. Çalışanların sayılarının artması ancak birleşme ile yaratılacak verimlilik, ölçek ekonomisi gibi parametrelerde beklenen değerlere ulaşılması ile mümkündür. Bu da belirli bir süreç gerektirecektir. Birleşmelerin ilk aşamalarında personel sayısında azalma genel olarak normal karşılanır. Birleşme zor bir işlemdir. Birçok çaba, fedakarlık, masraf, zaman gibi maliyetlere katlanmak gerekir ve sonuç her zaman olumlu olmayabilir. Görüşmelerin yarıda kesilmesi veya birleşme tamamlandıktan sonra beklenen sonucu vermemesi sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Yukarıda bahse konu edilen tüm bu özelliklerin ışığında, birleşmelerin teknik incelikleri de dikkate alındığında, KOBİ birleşmelerine yönelik vergi teşviğinin beklenen ilgi ve faydayı sağlamasının kolay olmayacağını ifade etmek isteriz.
Leon Aslan Coşkun
Fortune Türkiye Haziran
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/kobi-birlesmelerine-vergi-tesvigi/261758