TRAFİKTEKİ ZARAR SEKTÖRÜN TOPLAM KÃRINI GEÇTİ
Tarih: 11 Mayıs 2009 - 23:35
Sigorta sektörü, 2008 yılında trafik branşından 467 milyon lira zarar etti. Zarar her geçen yıl artarken, Sağlık Bakanlığının rücu etmek istediği faturalar ve kaza tespit tutanağı uygulamasının doğurduğu hileli hasarlar, gelecek yıllar için de bu branşta kara geçilme ihtimalini...
Sigortacı Gazetesi olarak birkaç sayıda bir zorunlu trafik sigortasıyla ilgili kapak konusu hazırlamak zorunda kalıyoruz. Çünkü bu branşla ilgili sektör öyle büyük zarara uğramış durumda ki, herkes bu branşın geleceğinin ne olacağını konuşuyor. Ocak ayında işlediğimiz kapak konusunda Trafik sektöre yük oldu başlığını atmış ve 9uncu ay teknik sonuçlarına göre hazırladığımız haberde zararın 366 milyon liraya çıktığını ve 12 ay sonunda yarım milyara doğru gittiğini yazmıştık. TSRŞBnin geçtiğimiz ay açıkladığı 12inci ay sonuçları ise ocak sayımızı doğrular nitelikte; teknik zarar 467 milyon YTLye çıkmış durumda.
2008 yılının bize gösterdiği manzara, şimdilik serbest tarifeye geçme konusunda tereddüdü olanların haklı olduğunu gösterdi. Çünkü bu branşın hasar prim oranı yüzde 111 gibi kabul edilemeyecek boyuta ulaştı. Teknik kar oranı ise yüzde -25.75 olarak gerçekleşti. Sektörün hayatdışı branşlardan ettiği karın 427 milyon lira olduğu göz önüne alındığında, bu branş 467 milyon liralık zararla, diğer branşların kar rakamından daha büyük zarar neden oldu. Trafik branşı yılı başa başta kapatsaydı, sektörün toplam teknik karı 467 milyon lira + 427 milyon lira = 894 milyon lira olacaktı.
Öte yandan, son üç yıldır zarar eden branşla ilgili sektörün başını ağrıtan iki sorun daha ortaya çıktı. Bunlardan ilki kaza tespit tutanağı, diğeri ise Sağlık Bakanlığının geçmiş yıllara dair rücu edeceği alacakları. Tutanağın hayata geçirilmesinin en önemli nedeni, kazalardan dolayı trafikte yaşanan tıkanıklığı önlemekti. Bu çözüme kolay uyum sağlanırken, polis çağırmadan aralarında anlaşma yoluna gittiler ama bu arada yüzde 30lara varan sahte hasar şüphesi ortaya çıktı. Şimdi sektör bu suistimali nasıl ortadan kaldıracağını tartışıyor.
Diğer önemli sorun ise Sağlık Bakanlığı tarafından rücu edilen geçmişe dönük 600 milyon liralık fatura. Sigorta şirketlerinin temsilcileri, böyle bir ödeme için normal olarak karşılık ayırmadıklarını ve bu rakam gerçekleşirse çok zor durumda kalacaklarını söylüyorlar.
SEKTÖR 2008DE 427 MİLYON TL KÃR ETTİ, TRAFİĞİN ZARARI 467 MİLYON TL
TEKNİK
BRÜT PRİM TEKNİK KÃR KÃR ORANI
TRAFİK 1.815 -467 -%25.75
KASKO 2.850 75 %2.64
HAYATDIŞI TOPLAM 9.819 427 %4.35
Kaynak: TSRŞB web sitesi: www.tsrsb.org.tr
veriler milyon TLdir.
__________________________________________________________
Dubai Group Sigorta Genel Müdürü Çetin Alanya:
Kaza Tespit Tutanağı bedava kasko gibi
Kaza Tespit Tutanağı uygulamasının bugünkü haliyle bedava kasko gibi hizmet verdiğini söyleyen Dubai Group Sigorta Genel Müdürü Çetin Alanya, bir sigorta branşında zararın primlerin hasarları karşılamaya yetmemesi olgusundan kaynaklandığını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: Teknik kar ve zararı Bileşik Oran ile ölçeriz. Bileşik Oran ise Hasar Oranı ile o branştaki primleri üretmek için katlanılan Gider Oranı toplamıdır. Katlanılan Gider Oranına ödenen komisyonlar ile o branşla ilgili personel ve diğer Genel Giderler dahil edilir. Bu Bileşik Oran 100ün altında ise teknik kar, 100ün üstünde ise teknik zarar ediliyor demektir. Uygulanan prim oranları açıkçası Hasar ve Genel Gider oranları toplamını karşılayamıyor. Bu nedenle teknik zarar ediliyor. Mantıklı bir sektörün bu sonuç karşısında primleri hasarları karşılamaya yetecek seviyelere çekmesi ve Genel Gider oranlarını düşürme yönünde çaba göstermesi beklenir. Bu da yapılmadığı, yapılamadığı için teknik zarar ediliyor. Bu zarara 2008 yılının son sekiz ayında Kaza Tespit Tutanakları uygulamasından doğan negatif etkileri de eklemek gerekir.
YÜKSEK ÖZKAYNAKLI ŞİRKETLER PİYASAYI BOZUYOR
Alanya, Trafik Branşında serbest tarife rejiminin geçerli, ancak Hazine Müsteşarlığının onayına tabi olduğunu hatırlatarak, Müsteşarlık bazı zararlı sonuçları olan iller için asgari prim tutarları belirliyor. Bu asgari tutarların dahi yetersizliği açık dedi. Öte yandan sektöre Trafik Branşında çok değerli istatistiki bilgiler sunabilen, faaliyete geçtiği ilk yılda 250ye yakın Avrupa Birliği e-Devlet Projeleri arasından finale kalma başarısını gösteren TRAMERe değinen Alanya, Buradan elde edilen istatistiki bilgilerle hazırlanan Birlik Rehber Tarifesinden taviz vermemek, bu tarifeyi göz önüne almak gerek. Yanlış yapan nasıl olsa ek sermaye koyacaktır diyerek yanlışa izin vermemek gerekir. Zira yüksek öz kaynaklı şirketler hem piyasayı bozuyorlar, hem de hiç ek sermayeye ihtiyaç duymadıklarından bu negatif sonuca neden oluyorlar diye konuştu.
OLİGOPOL PİYASASINA DOĞRUâ¦
Trafik Sigortalısının 5 TLlik farkı dahi sorguladığına dikkat çeken Alanya, Bir şirketin diğer bir şirkete göre 5 TL daha fazla prim hesaplaması, inanın o poliçenin kaybına neden oluyor. Bu ise acentenin zamanla düşük fiyatla poliçe düzenleyen şirkete kayması sonucunu doğuruyor. İstenen eğer 5-6 şirketten oluşan bir sektörse, tamam buna ses çıkarmayalım ama bir oligopol piyasasına doğru yol aldığımızı da görelim lütfen şeklinde uyarılarda bulundu.
Yapılacak şeyin, şirketlerin münferit hasar oranlarına göre hazırladıkları tarifeyi bu oranlarla karşılaştırıp zarar edici tarife kullanılmasına izin vermemek olduğunun altını çizen Alanya, Trafik Sigortası diğer branşlardan ayrıdır. Burada kusursuz 3üncü kişilerin maddi ve bedeni zararlarının giderilmesini sağlamak gibi açıkça kamu yararını ilgilendiren bir faktör var. Bu nedenle bu kamu yararının kamu otoritelerince gözetlenmesinde, denetlenmesinde hem bir zorunluluk hem de bir yarar var. Yanlış yapan ek sermaye koysun düşüncesi burada pek geçerli değil. Sermayedar koymadığı durumda ne olacak? diye konuştu.
GÖZ GÖRE GÖRE HİLELİ HASAR
Kaza Tespit Tutanağı uygulamasının da zararı artırıcı etmenlerden olduğunun altını çizen Alanya, Park halinde araçların hasarlanması, geri geri giderken çarpan araçların hasara neden olduğu hasarın bu denli yüksek olduğu bir branşta sektörün önemli bir sahte hasarla karşılaştığı açıktır. Aksini ispat sigorta şirketlerince pek mümkün olamadığından, bu hasarlar maalesef göz göre göre ödenmektedir. Bu tür hasarlarda kusurlu tarafın hasarın çok önemli bir bölümüne katılmasını Genel Şart olarak kabul etmek, inanın bu hasarları bıçak gibi kesmeyecek ama çok önemli oranda azaltacaktır dedi.
Sağlık Bakanlığından gelmesi muhtemel geçmişe dönük faturalar konusuna da değinen Çetin Alanya, Bunlar geçmiş yıllara ait, hiç hesapta olmayan zararlar. Bari bunların negatif etkilerini IBNR oranlarına dahil etmeyelim de, nasıl olsa yıl içinde ödenip temizleneceklerinden, ileriki yıllara branşın zararını daha da artıracak suni IBNR yaratmayalım derim şeklinde görüş bildirdi.
SİGORTA SEKTÖRÜ BATAN GEMİ DEĞİL
Trafik sigortasındaki zarardaki artışın sigortalılara fiyat artışı olarak mantıken yansıması gerektiğini de söyleyen Alanya, Maliyetinden düşük fiyata satış yapılır mı? Batan geminin malları bunlar diye satış yapılır, ya da tasfiye nedeni ile maliyetin altında satış yapılır elbet ama sigorta sektörü ne batan gemi ne de tasfiyede diye konuştu.
Son olarak, primlerin teminat artışı oranında artması halinde zararın değişmeyeceğini belirten Alanya, sözlerini şöyle bitirdi: Primler teminat artışından yüksek oranda artarsa, zarar azalıp belki de kara geçilebilecektir. Teminat artışı prim artışının üzerinde gerçekleşirse zarar büyüyecektir. Bir de unutmayalım, Kaza Tespit Tutanaklarının negatif etkisi henüz sekiz aylık dönemi kapsamakta. Tam yıla dört ay daha var. Uygulamanın bugünkü hali, prim almadan tüm trafik sigortalı araçları bedava Kasko sigortası yapmışız gibi. Değişiklik şart.
__________________________________________________________
AXA Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Ali Erlat:
Kısa vadede fiyat artışı olmaz
Trafik branşında yazılan teknik zarardaki artışın başlıca nedeninin primlerdeki artışın hasarlardaki artışın altında kalması olduğunu belirten AXA Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Ali Erlat, Teknik zararın tetikleyicisi faktörler belli, ya primler yeterince artmıyordur, ya hasar frekansında veya ortalama hasar maliyetlerinde artış eğilimi vardır. Bir de buna gider kalemi içerisindeki ve özellikle de komisyon oranlarındaki artışı koymak lazım. Komisyon oranları dışındaki gerekçelerin hepsi şu anda Trafik için geçerli ne yazık ki dedi.
ZORUNLU SİGORTADA ARTIŞ NORMAL
Primlerin yeterince artmadığını söyleyen Erlat, bunun arkasında hem sektörün rekabet etme konusunda istekli olmasının hem de Hazinenin primlerin rekabet aralığını geniş tutmaktan çekinmesinin yattığını söyledi. Erlat, Ama serbest rekabete yeni geçmiş bir branşta kriz yılının kendine has özellikleri de üzerine binince, kısa zamanda fiyat artışı beklemek mümkün görünmüyor. Yazılacak işlerin giderek azaldığı bir ortamda zorunlu sigorta türleri üzerinde iş yazma iştahının artması normal şeklinde konuştu.
Hasar frekansında da özellikle son bir yıl içerisinde olumsuza doğru bir gelişme gözlendiğini kaydeden Erlat bu konuda şunları söyledi: Hep konuşulan, maddi hasarlı trafik kaza zabıtlarında getirilen yeni düzenlemenin bunun en temel nedeni olduğu yönünde. Şirketler arasındaki rücu mekanizmasının eskiye oranla daha hızlı çalışmasının geçmiş hasar birikimlerini diğerlerinin önüne seri bir şekilde yığması, bedeni hasar taleplerinde takip aracılarının da ortaya çıkmasıyla meydana gelen artışlar ve Sağlık Bakanlığı taleplerindeki ivme de bunda etkili diğer nedenler.
Erlat, teknik zararın 2006 yılına göre yüksek görünmesinde hasarda ayrılması gereken muallakların teknik karşılıklara ilişkin mevzuatın getirdiği zorlamayla her yıl bir öncekine göre çok daha fazla artmasının da etkisi olduğunu söyledi.
KAYNAKLARIMIZIN SINIRSIZ OLMADIĞI ANLATILMALI
Sağlık Bakanlığının uygulamasına ise sektörün geç tepki verdiğinin altını çizen Erlat şöyle devam etti: Acil sağlık hizmetlerinin finansmanında sigorta şirketlerinin hazır bir fon kaynağı olduğu yönündeki anlayış seneler önce yasal zemine kavuşmuştu. Ama ne zaman ki idarenin aklına bunun değerlendirilmesi geldi, o zaman biz durumun farkına vardık. Şimdi önümüzdeki yükün cesametini tam olarak ölçemiyoruz. Bakanlık geçmiş dönemde bu yasal imkandan yararlanmamış olmanın acısını hızlı bir şekilde sektörden çıkartmaya istekli görünüyor. Sigorta şirketleri olarak elbetteki sektörü boğacak bir uygulamanın karşısında durmalıyız. Ama hükümete ve yasamaya bu konuda sigorta şirketlerinin sınırsız kaynaklar olmadığını ve bunun eninde sonunda sigortalılara fatura edileceğini anlatabilmeliyiz. Biz bu tür bir sosyal hizmetin tıpkı Trafik Hizmetlerini Geliştirme Fonunda olduğu gibi, sigorta üzerinden değil de sigorta vasıtasıyla elde edilen bir fondan karşılanmasının en doğru çözüm olduğunu düşünüyoruz.
Anlaşmalı zabıt uygulamasıyla su yüzüne çıkan suiistimalle mücadele konusunda, TRAMER gibi ortak sektörel veritabanının kullanımının yaygınlaştırılması ve bunun veri kalitesinin düzeltilmesinin öneminin büyük olduğunu söyleyen Erlat sözlerini şöyle tamamladı: Bunun yanı sıra trafik hasarlarının değerlendirilmesinde önemli bir değişime daha gerek var diye düşünmekteyiz. Bu, belli hasarlarda her sigortacının kendi sigortalısının hasarının kendisi tarafından ödenip daha sonra bir takas odası benzeri yapıda borç ve alacakların tasfiyesi yoluna gidilmesidir. Böyle bir uygulamanın getireceği en önemli fayda sigortacının kendi sigortalısının hasarını ve onarımını daha iyi takip edebileceğinden hareketle suiistimallerin daha aza indirilebilmesi olacaktır. Ama bu kolay bir sistem değil, bunun Avrupada 1960lı yıllardan beri uygulanan farklı türleri iyi incelenip bize en uygun olanı üzerinden bir sistem geliştirilmelidir.
__________________________________________________________
HDI Sigorta Genel Müdürü Enis Talaşman:
Sektör sağduyulu davranmalı
HDI Sigorta Genel Müdürü Enis Talaşman, kasko ve trafik sigortalarında pazarın getirdiği birtakım zorluklar olduğunu söyledi. Trafik sigortalarında sektörün ciddi bir teknik zararla karşı karşıya olduğunu ve bu zararın daha da artacağının çok net bir şekilde göründüğünü belirten Talaşman şunları söyledi: Geçmiş dönemde Anadoluda trafik sigortasından kar ediliyordu. Bu da acentelere yönelik ciddi ölçüde ek komisyonlar verilmesini beraberinde getirdi. Bu o zaman için doğru bir hareketti ama artık doğru değil. Çünkü trafik sigortasında yapılan tarife değişikliğiyle birlikte Anadoluda primler ciddi şekilde aşağı indi. Dolayısıyla eskiden karlı olan işler artık karlı olmamaya başladı. Anadoluda da karlılık ciddi bir problem haline geldi. Sektör bu noktada gerçekten yapması gerekeni yapacak. Bir süre daha rekabet edilecek ama fiyatlar olması gereken yere muhakkak gelecek. Bütün şirketler teknik fiyatlara yakın fiyatlar uygulamaya başlayacak.
DOĞRU FİYATLANDIRMA YAPILACAK
Sektörün teknik zararının ortada olduğunu söyleyen Talaşman, Bunun yanı sıra, Sağlık Bakanlığı yaralanmalı kazalardan kaynaklanan masrafları sigorta şirketlerine rücu yapmadığını ama bundan sonra yapacağını söylüyor. Yılda 180 bin yaralanmalı trafik kazası olacağını düşünürseniz sektör adına ciddi bir yükün ortaya çıkacağını görüyoruz. Zaten zarar ettiğimiz bir branşta bir de bu yük olursa sektörün bundan sonraki noktada doğru fiyatlandırma yapacağını düşünüyorum. Yapmayan da zararının sonucuna katlanır. Niçin zarar ediyorsun demeyeceğimize göre o onun sorumluluğundadır. Ama sektör bu konuda kesinlikle sağduyulu davranmak durumunda kalacak dedi.
Sağlık Bakanlığı tarafından 695 milyon TL civarında birikmiş rakamın sigorta şirketlerine rücu edileceğinin söylendiğini ifade eden Talaşman, Bunun yüzde 90-95lik bölümünün son iki yılda oluşan hasarlardan kaynaklandığının söylendiğini belirtti. Bu konuda Sağlık Bakanlığının baskısı var. Birlik nezdinde bakanlıkla konuyla ilgili görüşmeler sürüyor. Bu mevcut yük sigorta şirketlerine geldiği takdirde, yıllık 180 bin yaralanmalı trafik kazasının ortalama 1800 TL tedavi masrafı olacağını düşünürsek her yıl için 350 milyon TL civarında bir yük gözüküyor. Bu da fiyatların neden yükselmesi gerektiğinin bir diğer açıklaması dedi.
BU ZARAR KARŞILANAMAZ
Sektörün bu seneyi 467 milyon TL zararla kapattığına dikkat çeken Talaşman, sözlerini şöyle sürdürdü: 467 milyon TLlik zararın yanında bir de geçmişten gelen 600 milyon TLlik yükün bir an için gerçek olduğunu düşünürsek, sektörün zararı 1 milyar TLye çıkıyor. Bu karşılanabilir bir zarar değil. Yaklaşık 2 trilyon prim üretimi yazılan bu branşta bu tutarda zarar edilmesi Türk Sigortacılığının önünde bekleyen en önemli sorunlardan bir tanesi. Burası düzelecek, düzelmeme gibi bir olasılık yok.
Geçmişte yapılan yanlışların temel sebeplerinden birisi de hasar prim hesaplanırken, IBNR ve aktüeryal zincir gibi yöntemlerin kullanılmamış olmasıydı. Bu durum trafikteki zararların bilançoya yansımasını engelliyordu. Yapılan engellemelerden sonra trafikteki zararların bilançoya yansımaması mümkün değil. Zararların bilançoya yansıyor olması ister istemez sermayedarları da daha ihtiyatlı olmaya itecektir diyen Talaşman, bütün bu olgular değerlendirildiğinde bugün sorun olan trafik sigortasının gelecek dönemde sektörün ana lokomotiflerinden biri olmaya doğru bir dönüşüm sürecinin içine gireceğini kaydetti.
GEREKLİ DÜZENLEMELER YAPILMALI
Trafiği rahatlatmak ve hayatı kolaylaştırmak için başlatılan Kaza Tespit Tutanağı uygulamasının ciddi suiistimalleri de beraberinde getirdiğini ifade eden Talaşman, Uygulama bugün Türkiyede en kolay gerçekleştirilen suistimal alanını oluşturdu. Bu alanda profesyonel çeteler oluşmaya başladı. Yapılan suistimallerin bedelini bugün sigorta şirketleri ödüyor. Ancak bunun faturası fiyatların yükselmesiyle iyi niyetli ve dürüst sigortalılara çıkacak. Evet, tüm bu olumsuzluklara rağmen uygulama devam etmeli ancak ilgili tüm kesimler bu konuda acil ve etkin bir düzenleme için işbirliğine girerek sistemin güvenliği için gerekli düzenlemeleri hayata geçirmeli dedi.
___________________________________________________________
Demir Sigorta Genel Müdürü
Ali Ersoy:
Bilinç arttıkça zarar da arttı
Demir Sigorta Genel Müdürü Ali Ersoy, trafik sigortasında giderek artan zararı başlıca üç faktöre bağladı. Toplumda Trafik sigorta kullanma bilincinin her geçen yıl arttığını belirten Ersoy, artık özellikle trafik poliçelerinin teminatları konusunda daha bilinçli bir toplum olduğumuzun altını çizdi. Ersoy, ikinci olarak trafik tarife serbestliği sonucu poliçe fiyatlarının ucuzlamasını ve üçüncü olarak yeni kaza tespit tutanakları sonucu trafik kazası beyan sayısındaki artışı gösterdi. Sektörün trafik branşındaki zarardan kurtulması için öncelikli hedefin efektif poliçe fiyatını belirleyip haksız rekabetten kaçınmak olması gerektiğini vurgulayan Ersoy, Sağlık Bakanlığı tarafından gündeme getirilen geçmişe dönük faturaların trafik sigortasını ve sektörü olumsuz etkileyeceğini sözlerine ekledi. Ersoy, Hiç haberimiz olmayan hasar talepleri ve cezalarının hem 2009 hem de ileriki yıllardaki IBNR hesaplarının dengesini bozacak şeklinde görüş bildirdi.
HİLELİ HASARA KARŞI YASAL İŞLEM ÖNLEMİ
Hileli hasarlar konusunda özellikle TRAMERe büyük bir görev düştüğünü söyleyen Ersoy, En gerçekçi raporların analiziyle bu tip hasarları kısmen ortaya çıkarabiliriz. Diğer bir görev de sigorta şirketlerine düşmekte; bu tip kişiler genellikle birçok şirketi zarara uğratıyor. Bizler bu kişileri tespit ettiğimizde yasal işlem başlatırsak kısmen diğer hileli hasarların önüne geçebiliriz. Tabii ki Emniyet Müdürlüğü de bu hasarları mercek altına almalıdır dedi.
Trafik sigortasındaki zarardaki artışın sigortalılara fiyat artışı olarak yansıması gerektiğini düşünen Ersoy, ancak rekabet ve pazar kaybı korkusunun bunu nispeten engellediğini de sözlerine ekledi. Ersoy teminat limitlerinin daha da artması durumunda trafik branşının hasar prim dengesinin ise daha da bozulacağını söyledi.
___________________________________________________________
Mapfre Genel Sigorta Grup Müdürü İlker Sırtıkırmızı:
Branşla ilgili kaygılarımız artıyor
Mapfre Genel Sigorta Kaza Oto Teknik/Hasar ve Acente Pazarlama Grup Müdürü İlker Sırtıkırmızı, sigorta şirketlerinin zorunlu tutulan bir poliçeden bu kadar zarara uğruyor ve sıkıntı yaşıyor olmasının herkes için endişe verici olduğunu söyledi. Trafikte 31/12/2008 itibari ile 467 milyon TL zarar açıklandığını hatırlatan Sırtıkırmızı, Bunun en büyük sebebi fiyatların gerekenden en az % 25 daha aşağıda olmasıdır. Burada gereken derken kastettiğim ise bir sigorta şirketinin bu branştan zarar etmeden poliçe satması için gereken başa baş fiyattır. Ancak koşullar artık o kadar aleyhimize işliyor ki, primler bu seviyeye gelse bile yeni zabıt düzeni -ya da düzensizliği demek daha doğru olacaktır- fiyat artışının dahi bu branştaki sıkıntıyı sona erdirmeye yetmeyeceğinin göstergesi. Bunun yanında yedek parça fiyatlarının Euronun beklenmedik yükselişine bağlı artışı, kamu kuruluşlarındaki acil tedavi giderlerinin sigorta sektöründen tahsil edilir olacağı ve Sosyal Güvenlik Yasasındaki vefat tazminatlarına ilişkin değişiklikler bu branşla ilgili kaygılarımızı artırıyor dedi.
KALICI İYİLEŞTİRMELER YAPILMALI
İşin sigortacılık açısından en endişe verici tarafının ise bu kadar olumsuzluğa rağmen, hala komisyon, vade gibi unsurların pazarlık konusu yapılması olduğunu söyleyen Sırtıkırmızı, sözlerini şöyle tamamladı: Özellikle portföyün büyük bir kısmını oluşturan bir branşta sigorta şirketinin yaşadığı zorluklar bu kadar ortadayken, sektördeki herkesin günü ve sadece kendisini kurtarmak için değil, kalıcı iyileştirmeler için çaba harcaması gerektiğine inanıyoruz, yoksa ortaya çıkan zarar bugün ya da yarın bu meslekte olan herkesi mutlaka etkileyecektir.
___________________________________________________________
Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak:
Hazine minimum
fiyatlara müdahale etmeli
Genel Müdür Recep Koçak, Işık Sigortanın serbest tarifeye geçerken yaptığı öngörülerle bugün ortaya çıkan tablonun ortaya konduğunu söyledi. Giderek artan trafik limitlerine karşılık alınan primin aynı oranda artmaması ve yine yedek parça ve işçilik gibi maliyetlere karşılık primin aynı ölçüde artırılamamasının zaten bu sonu doğuracağını belirten Koçak sözlerine şöyle devam etti: Bununla birlikte yeni mevzuatla beraber ortaya çıkan rezerv zorunluluğunun artması, serbest tarifeyle birlikte, şirketlerin nispeten karlı olan bölgelerden daha fazla pay almak için fiyat kırması ve acentelere yüksek komisyon vererek bu bölgelerdeki karı da eritme noktasına getirdiği gerçektir. Bu nedenle bu zararın giderilmesi için yapılacak ilk şey, artan limitler ve maliyetlere karşılık herkesin çok iyi bildiği halde iş kaybetme korkusuyla yapamadığı fiyat realizasyonu olmalıdır. Kısa vadede serbest tarifeye geçerken, haksız rekabete neden olacak uygulamaların önüne geçilmesi için Hazine Müsteşarlığının il, araç türü ve kullanım tarzı bazında uygulanacak minimum fiyatlara daha fazla müdahale etmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
RAKAM DOĞRUYSA MALİ YAPILAR BÜYÜK YARA ALIR
Son günlerde gündeme gelen Sağlık Bakanlığından istenmesi muhtemel geçmişe dönük tazminatların ortaya çıkmasının gerek geçmişte devlet tarafından belirlenen, gerekse günümüzde şirketlerin belirlediği tarifelerde fiyatlanmadığından dolayı şirketlere ekstra bir yük daha getireceği ve mevcut zararları daha da artıracağını vurgulayan Koçak, Hatta bahsedilen rakamların doğru olması halinde şirketlerin mali yapılarında önemli yaralar açması muhtemeldir dedi.
TUTANAKTAKİ İMZALARIN DOĞRULUĞU BİLE ŞÜPHELİ
Kaza Tespit Tutanağı uygulamasının suiistimalleri artıracağını daha önce de söylediklerini ifade eden Recep Koçak, sözlerini şöyle noktaladı: Nitekim geçen zaman içerisinde suiistimaller artmış ve özellikle trafik branşında zararların şirketlerin aleyhine haksız olarak şişmesine yol açmıştır. Özellikle kasko poliçesi olmayan ve hasar yapan şahısların hasarı trafik poliçesinden almak için tanıdıkları ile anlaşarak uydurma bir kaza tespit tutanağı düzenlemeleri sık rastlanılan bir durumdur. Bunun yanında tutanaktaki imzaların dahi ne derece doğru olduğu hususunda şirketlerin aciz kalmaları da bu durumun vahametini ortaya koymaktadır. Bütün bunların ışığında trafik poliçesi primlerinin artması kaçınılmaz bir durumdur. Ancak bu artışların kısa vadede zararı aşağıya çekmesi veya geçmişte yapılan zararları sübvanse etmesinin mümkün olacağını düşünmüyorum.
___________________________________________________________
Ankara Sigorta Genel Müdürü Şaban Çağıran:
Trafikte fiyatlandırma daha rasyonel yapılmalı
Trafik sigortalarında yaşanan teknik zararın pek çok nedeninin olduğunu söyleyen Ankara Sigorta Genel Müdürü Şaban Çağıran Bunların başında 1 Temmuz 2008 tarihinde serbest tarifeye geçilmesi sonrasında, trafik sigorta teminatlarının artarak primlerin teminatlara göre daha düşük seviyede kalması ve rekabetin boyutunun beklenenden fazla olmasına bağlıyoruz dedi.
Sektörün trafik branşında zarardan kurtulmasının çözümlerinden biri olarak teminat prim dengesinin prim lehine geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Çağıran, bunun için sektörde faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin özellikle hasar maliyetlerini ve operasyonel maliyetlerini dikkate alarak fiyatlandırmayı bu kriterlere göre yapmaları, sırf üretim ve rekabet adına fiyattan aşırı taviz vermekten kaçınmalarının ve fiyatlandırmanın daha rasyonel yapılması gerektiğini belirtti. Çağıran, şirketlerin pazar paylarını korumak veya artırmak için fiyat ile oynayarak gereğinden fazla fiyatlarları aşağı çekmemeleri gerektiğini de ekledi.
Trafik sigortasındaki maliyet artışının sonraki dönemlerde fiyatlara yansıyacağını belirten Şaban Çağıran, bu durumun zaman içinde fiyatların optimizasyonunu sağlayacağını ifade etti ve şöyle devam etti: Teminat limitlerinin artması trafikte fiyatların yukarı yönde çekilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu konuda sektörün daha önceden ifade ettiğimiz gibi fiyatlamada, pazar payının yanında maliyetlerin ve teminat artışlarının dikkate alınarak yapılmasını gerektirmektedir.
HİLELİ HASARLAR UYGULAMAYI DEĞİŞTİRMEZ
Kaza tespit tutanağı uygulamasında vatandaşa güvenilmesinin doğal, beklenen ve olması gereken bir durum olduğunu dile getiren Çağıran, konu hakkında şöyle konuştu: Ancak hileli hasarların olması bu uygulamadan vazgeçilmesini gerektirmemelidir. Bu konuda şirketlerin tespit tutanaklarının kontrolüne daha fazla önem vermesi ve daha fazla hassas davranması gerekmektedir. Uygulamanın sektöre karlılık anlamında negatif etkisi olmasına rağmen sistemin kontrol altında yaşatarak geliştirilmesi gerektiği de açıktır.
SAĞLIK BAKANLIĞININ KESECEĞİ FATURA TRAFİĞE YÜK GETİRECEK
2008 yılında trafik branşında zarar eden sigorta şirketlerinin Sağlık Bakanlığının geçmişte ödenen faturaları gündeme getirerek faiz ve para cezası talebinin trafik branşına ileriki dönemlerde daha çok yük getireceğini belirten Çağıran, bununla beraber sigorta şirketlerinin trafik branşındaki zararının daha çok artmasına yol açacağını söyledi. Çağıran Bu durum şirketlerin maliyet odaklı davranılması zorunluluğunu artıracaktır dedi.
__________________________________________________________
Ray Sigorta Bireysel Riskler Direktörü Levent Şişmanoğlu:
Hasarın artmasında tutanak etkili
Geçmiş dönemlerde trafik sigortası primlerinin il trafik yoğunluk indirimi olarak %20lik bir bant içinde, özel tüzel ayrımı yapılmaksızın sadece araç grubuna göre belirlendiğini hatırlatan Ray Sigorta Bireysel Riskler Direktörü Levent Şişmanoğlu, Ancak 2008 yılı zararının önceki yılı ikiye katlamasının sebebini 2007 ve 2006 tarifesinde aramamız daha doğru olur dedi.
Trafik sigortası kullanımının gelişen bilinçle artmasının önemli bir belirleyici etken olduğunu söyleyen Şişmanoğlu, Sigorta şirketleri, kısa sürede değiştiremeyeceklerini bildikleri bu zarar ortamında, acente komisyonlarında indirime gitmek ve primleri doğru hesaplayıp, indirim artırım kriterlerini doğru uygulayarak, bu ürünün zararını azaltmayı seçmek durumundadırlar. Bu uygulama ise yeni prim üretimini azaltacağından, zararı önce artırarak mevcut durumu daha da kötüleştirebilecektir. Bunların 2009 yılı sonunda uygulanmaya başlanacağına inanıyorum dedi.
YÜKSEK PRİM OLARAK YANSIYACAK
Şişmanoğlu, yıl sonuna doğru daha da yükselen hasar prim oranlarının 2009 teknik zararını 2008 yılının üzerine çıkaracağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: Daha önceleri hesaplamalara dahil edilmemiş bulunan Maddi Hasarlı Kaza Tespit Tutanağı ve Sağlık Bakanlığı Acil Müdahale Masrafları da şimdi primleri ayrıca artırıcı bir etki olarak karşımıza çıkmaktadır. Hasar profillerini incelediğimizde tutanak etkisini görebilmekteyiz. Önceki dönemlerde küçük maddi hasarlarda pek çok sigortalı uzlaşarak, zabıt tutulması için zaman kaybetmektense, sorunu çözmeyi tercih etmekteydi. Şimdi o küçük maddi hasarlar biraz daha büyük, ama araştırmaya konu olmayacak sınırlarda karşımıza çıkmaktalar. Ayrıca hasar oluş tarihi ile ihbar tarihlerini incelediğimizde, son dönemlerde hasarların, hasar tarihinden itibaren daha kısa süre sonra ihbar edildiğini söyleyebiliriz. Tüm bu sebepler tabii ki sigortalılara yüksek prim olarak yansıyacaktır. Aksi pek sürdürülebilir görünmemektedir.
___________________________________________________________
Birlik Sigorta Genel Müdürü Niyazi Koçak:
Teminat yükselirken prim düşük kalıyor
Birlik Sigorta Genel Müdürü Niyazi Koçak, trafik sigortasında giderek artan zararı bir dizi faktöre bağlıyor. Koçak, maddi hasarlı kazalarda anlaşmalı tutanak döneminin başlaması, maddi ve bedeni teminatların yükselmesi, buna karşın primlerin aynı oranda yükselmemesini zararın artmasında başlıca sebepler olarak gösterdi. Ayrıca bedeni tazminat taleplerinin yıllar itibariyle artışı, kötü niyetli taleplerdeki artış ve piyasada mevcut araç marka ve modellerinin değişmesi, dosya maliyetlerinin yükselmesini de önemli faktörler olarak sıraladı.
TUTANAK EK MALİYET GETİRDİ
Kaza Tespit Tutanağı uygulamasının sigorta sektörüne getirdiklerini düşündüğünde durumu çok da olumlu görmediğini söyleyen Koçak, bu husustaki düşüncelerini ise şöyle dile getirdi; TRAMER verilerine baktığımızda anlaşmalı tutanak dönemi başladığından bu yana kazalar adetsel olarak artış trendinde seyretmiştir. Bu artış trendi hasar maliyetlerini de doğal olarak artırmıştır. Maddi hasarlı kazalar, Anlaşmalı Tutanakta karşılıklı iki kişinin beyanı esas alındığı için, kötü niyetli kişiler tarafından yeni bir kazanç kapısı olmuştur. Örneğin, park hali hasarları bariz bir şekilde artmıştır. Park halindeki hasarların bir kısmını, kaza anındaki stres ve zaman kaybı gibi nedenlerinden dolayı daha sonra bir şekilde tanzim edilen tutanaklar, diğer bir kısmını ise haksız ve kötü niyetle tanzim edilen tutanaklar oluşturmaktadır. Her şeye rağmen, bazı olumsuzluklar olsa da bu çağdaş uygulama sıkı kontroller ve tedbirlerle daha iyi sonuçlar verecek şekilde uygulanabilecektir.
SEKTÖR BERABER HAREKET ETMELİ
Yaşanan bazı istismarlara karşı, sektörün birtakım çözüm yolları üretebileceğine inanan Koçak, Şunu da unutmamak gerekir ki, sigorta suiistimalleri her dönem vardır, bundan sonra da olacaktır. Sigortacı olarak bizlere düşen, gerekli önlemleri almak, kötü niyetli insanları tespit ederek, onlara hizmet etmemek, iyi niyetli sigortalılarımızın haklarını koruyarak onlara ek bir maliyet çıkarmamak, sektör olarak bu tedbirler ve uygulamalarda , birlikte hareket etmenin ve istihbarat altyapısı oluşturmanın yollarını aramaktır. Bunun dışında, bu tip olayları engellemek için cezalar daha ağır ve caydırıcı hale getirilebilir şeklinde görüşlerini belirtti.
**
Başak Groupama Sigorta Bireysel Teknik ve Hasar Genel Müdür Yardımcısı Tolga Dağlıer:
Sektörün yaşadığı en büyük tahribat:
Kaza Tespit Tutanağı uygulaması
Sektördeki büyük hasarlardan örnek veren Tolga Dağlıer konu hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: Bugüne kadar sigorta sektörünün yaşadığı en büyük hasar hangisidir diye sorulduğunda sektördeki büyüklerimiz muhtemelen 1975 tarihli Gürün Han yangınını, bizler ise 1999da yaşadığımız Marmara Depremini söyleriz. Marmara Depreminin sigorta sektörüne maliyeti hafızam beni yanıltmıyorsa 750 milyon Amerikan Doları civarında oldu. Şirketlerin reasürans devirlerinden sonra üzerlerinde kalan miktar benim tahminime göre 50 milyon Amerikan Dolarını geçmemiş olmalı. Ancak hemen bu büyük hasarın arkasından çok önemli bir sosyal sorumluluk projesi hayata geçirildi ve Zorunlu Deprem Sigortası sigortacılık yaşamımıza girdi. 2008 sonu teknik sonuçları Türkiye Sigorta ve Resürans Şirketleri Birliği web sitesinde yayınlandığından bu yana bu sorunun cevabı da değişmiştir. Bu aslında malumun ilanı olmuştur. Bundan böyle benim kanaatim Türk sigorta sektörünün yaşadığı en büyük hasar ve tahribat 1 Nisan 2008 tarihinde yürürlüğe giren Maddi Hasarlı Kaza Tespit Tutanağı uygulamasıdır. 2007 yılının Aralık ayında bildirilen yeni uygulama için sigorta şirketlerimiz hemen hazırlığa başlamış ve uygulamanın sorunsuz yürümesi için tüm tedbirleri almıştır. Ancak doğaldır ki aldığımız tüm tedbirler bu yeni uygulamadan dolayı operasyonda aksaklıkların yaşanmaması ve sigortalıların mağdur olmamasına yönelik olmuş ve uygulamanın başlamasından bu yana bir yıllık dönem sonunda operasyon ile ilgili önemli hiçbir sorun yaşanmadığı ve sigortalılar tarafında da geçişin çok kolay olduğu tüm taraflarca tespit edilmiştir. Bu tespit doğrultusunda sigorta sektörü; sigortalı memnuniyeti ve hizmet anlayışı çerçevesinde kendine düşen sorumluluğu yerine getirmiştir.
Sigortacılığın en temel prensiplerinden biri iyi niyettir. Sektör bu temel prensibe tam olarak uymuş ve iyi niyetle sadece iyi hizmeti hedefleyerek yeni Kaza Tespit Tutanağı uygulama organizasyonunu tamamlamıştır. Ancak hazırlıkları sırasında kötü niyetli yaklaşımları hiç hesaba katmamış; katsa bile bu konuda fazlaca bir açıklamada bulunmamış ve bu uygulamaya başlarken ne yazık ki olası istismarlara karşı yeterli hiçbir önlem düşünmemiştir.
Sektörün ekonomik olaylara tepkisinin ağır olduğunu söyleyen Dağlıer, bunun sektörün doğal yapısından kaynaklandığını ifade etti. Bu nedenlerle de sektörün genel olarak tepki vermekte ve proaktif olmakta biraz gecikmeli davrandığını belirten Dağlıer Kaza Tespit Tutanağı uygulaması 1. yılını doldurmuş olmakla beraber henüz sektör net bir tepki göstermemiştir. Sadece sektör yetkilileri kendi aralarında veya gazete sayfalarında bu konuya biraz daha fazla zaman ayırmaya başlamışlardır. Aşağıda birkaç basit hesap ile sektörümüzün bu uygulamada ödediği ve ödeyeceği bedeli sizlerle paylaşmak istiyorum dedi.
2008 TRAFİK HASARI 1 MİLYAR TLYİ BULUR
Görüşünde yıllara göre rakamsal değerlere yer veren Başak Groupama Sigorta Bireysel Teknik ve Hasar Genel Müdür Yardımcısı Tolga Dağlıer bu verileri ve yorumlarını şöyle aktardı: 2007 yılında Türkiyede satılan Trafik poliçesi adedi 10.494,161 olup, karşılığında 1.486.031,180 Lira prim tahakkuk etmiştir. Açılan hasar dosyası adedi 725.811 olup, 2007 yılında bu poliçelere ait 392,5 milyon TL hasar oluşmuştur. 2008 yılında ise poliçe adedi 10.940,490a ulaşmış olup, tahakkuk eden prim 1.704.204,156. TLdir. 2008 yılında tanzim edilen poliçelere 2008 yılında 595,7 milyon TL hasar isabet etmiş ve 872.237 dosya açılmıştır. Her iki iş yılının (2007â2008) ilk muhasebe yılı içinde oluşturduğu hasar miktarı arasında 203 milyon TL fark vardır. Bu fark 2006â2007 iş yılları için bakıldığında 104 milyon TLdir. Açılan dosya adedinde ise %20 artış olmuştur. Bu artışın önemli bir bölümü Kaza Tespit Tutanağı uygulamasından kaynaklanmış olup, benim hesaplarıma göre uygulamanın sigorta sektörüne 2008de maliyeti en az 150 milyon TLdir. Bu rakam; 1999 yılı Marmara Depreminde sigorta şirketlerinin saklama payında kalan meblağın çok üzerindedir. Kaza Tespit Tutanağı uygulamalarının katkılarını da dikkate alarak Trafik Sigortaları ile ilgili ileriye dönük bir tahmin yapmak gerekirse; 2007 iş yılında poliçe başına alınan ortalama 141,60 TL prime karşılık poliçe başına ödenecek hasarın 160 TL seviyesinde olacağı beklenmektedir. Acente komisyonu ve genel giderler toplamda %25 olarak düşünüldüğünde çok basit bir hesapla 2007 yılı poliçe başına yaklaşık 54 TL zarar edecek olup, sektörün toplam zararı 567 milyon TL olacaktır. 2008 yılı için ise poliçe başına düşen prim 155,70 TLden acente komisyonu ve genel giderler düşüldüğünde 117 TLye ulaşılmaktadır. 2008 iş yılı poliçe başına ödenecek tahmini hasar 240 TL civarında oluşacağı beklenmelidir, bu durumda da sektör 2008 iş yılı için 1.345 milyon TL zararı ön görmelidir. Netice olarak sektörün zararı önlem alınmaz ise ve primlerde yeterli artışlar sağlanmaz ise bir önceki yıla göre 2,5 kata varan artışlarla devam edecektir. 2008 yılı zararı trafik sigortaları için her halükarda 1 milyar TL olarak beklenmelidir.
**
Güneş Sigorta Teknik Branşlardan
Sorumlu Grup Müdürü Tayfun Altıntaş:
Nedenler ortada ama çözüm önerisi yok
Trafikte zararın çok yüksek seviyelere çıkmasına neden olan etkenlerin başında 2006 yılından 2008 yılının sonuna kadar geçen dönemde teminat limitlerinin % 117 artması olduğunu söyleyen Güneş Sigorta Teknik Branşlardan Sorumlu Grup Müdürü Tayfun Altıntaş, buna karşın ortalama primlerin sadece % 23 arttığını vurguladı. Altıntaş sözlerini şöyle sürdürdü: İkinci olarak bu dönem içerisinde uygulamaya konulan Kaza Tespit Tutanağının başladıktan kısa bir süre sonra hasar frekansının artmasına yaptığı etkiyi sayabiliriz. Üçüncü bir etken olarak ayrılan karşılıklarda yapılan mevzuat değişikliğinin katkısını belirtmek gerekiyor. Dördüncü ve belkide 2008 yılı zararına en çok katkıyı sağlayan faktör olarak da bu dönemde uygulamaya geçilen serbest tarife sürecinin oluşturduğu sorunları sayabiliriz. Bu sürecin sonucu olarak, fiyat ve komisyon rekabetinin zarar üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Trafik sigortalarında zararın en önemli nedeni olarak zorunlu tarife sistemini gören ve bir an önce serbest tarifeye geçilmesini talep eden sektörün, serbest tarifeye geçildikten sonra ortaya koyduğu performansa serbest tarife uygulamasında yaşanan yapısal sorunlar da eklenince maalesef bu kaçınılmaz ve önceki söylemlere göre şaşırtıcı sonuçla karşılaşmak durumunda kalındı. Tüm bunlara bedeni zararlardaki limit artışının beraberinde getirdiği tazminatlardaki artış ve şüpheli hasarlardaki yükseliş de eklenince tehlike sınırının üstünde bir zararla karşılaşıldı.
Sektörün trafik branşındaki zarardan kurtulması için öncelikle bu zararın ortaya çıkmasına neden olan faktörlerin büyük bir bölümünde tüm tarafların görüş birliğinde olduğunu belirten Altıntaş, sektörün sorunların tespitinde gösterdiği bu başarıyı çözümünde gösteremediğini söyledi.
Altıntaş Sektörün bu zarardan kurtulması için serbest tarife sisteminin ortaya çıkardığı sorunların çözüme kavuşması, oyunun kurallarının net bir şekilde tanımlanarak etkin bir denetimle bu kuralların uygulanabilirliğinin sağlanması gerektiği kanısındayım. Bu aşamadan sonra da sektörün ve özellikle sermayedarların kendi şirketlerinin geleceğini ipotek altına alacak kısa dönemli yaklaşımları terk ederek daha uzun dönemli stratejileri hayata geçirmeleri gerektiği görüşündeyim dedi.
HİLELİ HASARLAR FİYATLARI ARTIRACAK
Hileli hasarların oranı ya da miktarı konusunda net bir tahminde bulunmanın güç olduğunu ifade eden Tayfun Altıntaş, bu hasarların toplam hasara etkisinin oldukça yüksek olduğunu söyledi. Özellikle Kaza Tespit Tutanağı uygulamasından sonra bu tür hasarların artış eğiliminde olduğunu tüm sektörün gözlemlediğini belirten Altıntaş Bu konuda şirketlerin bireysel olarak alacağı önlemlerin sorunu çözmede yetersiz kalacağı görüşündeyim. Sorun tüm sektör, Hazine Müsteşarlığı ve Emniyetin birlikte hareket etmesi ile çözümlenebilir dedi. Altıntaş sözlerini şöyle sürdürdü: Zarardaki artışın çok kısa vadede ve bir anda fiyatları yükseltmeyeceği, ancak aşamalı olarak ve önümüzdeki birkaç yıla yayılarak trafik sigortası fiyatlarının artacağını düşünüyorum. Zarara rağmen agresif rekabetin çok uzun sürmeyeceği, bunun belli bir kırılma noktası olduğunu ve bu noktadan sonra fiyat artışının gerçekleşeceği kanısındayım. Şu andaki fiyatlarla ne yaparsanız yapın, isterseniz en mükemmel segmentasyonu yapın, isterseniz en iyi hasar yönetimini gerçekleştirerek maliyetleri minimize edin, teknik kar etme olasılığınız matematiksel olarak mümkün değil. Ancak aradaki farkı sermayeden yiyerek kapatabilirsiniz, bunun da çok uzun süreli olmayacağı gerçeğinden hareketle yakın bir gelecekte fiyatların yükselme trendine gireceği görüşündeyim. Teminat limitlerindeki artışın trafik sigortalarında zarara etkisi mutlak olmakla birlikte şu aşamada sadece bu etkinin varlığı tek başına zararı açıklamada yeterli bir parametre değildir. Bu konu tüm parametreleri ile bir bütün olarak çözüme ulaştırılmak zorundadır.
SAĞLIK BAKANLIĞI FATURALARI EK MALİYET GETİRECEK
Sağlık Bakanlığından gelecek geçmişe dönük faturalar konusunda sonuçların ne olacağının henüz kesinlik kazanmadığını ve bu durumun sektöre ek maliyet getireceğini söyleyen Altıntaş Bu maliyetin şu aşamada ne kadar olacağı henüz netleşmiş değil. Ancak trafik sigortalarındaki maliyetlere önemli bir katkı yapacağı ve bunun da beraberinde kaçınılmaz fiyat artışını getireceğini düşünüyorum dedi.
**
Türk Nippon Sigorta Genel Müdür
Yardımcısı Baturalp Pamukçu:
Üst limit yükseltilsin
Türk Nippon Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Baturalp Pamukçu, trafik sigortalarında kısmi serbest tarifeye geçildikten sonra şirketler tarafından yapılan yoğun fiyat rekabeti ve satış kanallarına verilen yüksek komisyonlarla, bu branşta yaşanan yüksek hasar frekansı teknik zararın giderek artan bir eğilim izlemesindeki en önemli unsurlar olarak gösterdi.
Trafik branşında sigorta şirketlerinin, yüksek hasar / prim oranına sahip il ve araç modellerinde daha uygun fiyatlandırma yapmaları ve verdikleri komisyon oranlarında birleşik oranlarını dikkate almaları gerektiğini belirten Pamukçu sözlerini şöyle sürdürdü: Bunun yanında Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü, uygulanmakta olan kısmi fiyatlandırma yapısında belirlenmiş olan indirim ve artırım limit aralıklarında oynamalar yaparak üst limit oranlarını daha yüksek oranlara çekebilir. Uygulanabilecek bu çözümlerin yanında, sene başında Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından yayınlanan rehber tarifenin her üç ayda bir yayınlanarak şirketlerin fiyat ayarlamalarını bu çerçevede oluşturması ve şirketlerin bu tarifeyi baz alarak hazırlamış oldukları kendi tarifelerindeki kritik değer oranının %75den daha yukarı çekilmesi de ek bir çözüm olarak uygulanabilinir.
Sağlık Bakanlığının talep ettiği hasarlarla ilgili şirketlerin geçmişe dönük maliyetler için kar / zarar hesaplarında herhangi bir karşılık ayırmadıklarını söyleyen Pamukçu, Bununla birlikte, Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulmuş olan Karayolu Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk Sigortaları tarife yapısına da bilinmediği için dahil edilmeyen bu maliyetler, aynı zamanda TSRŞB tarafından yayınlanan rehber tarifelere de yansıtılmamıştır. Fiyat yapılarını oluştururken hiç bir şirket tarafından maliyetlere yansıtılmayan bu faturalar, trafik sigortalarında kötü olan teknik sonuçları daha da olumsuzlaştıracaktır. Sektör konsolide sonuçları için de olumsuz bir etki oluşturacak geçmişe dönük bu faturalar, şirketlerin fiyat oluşturma mekanizmalarını tekrar gözden geçirmelerine yol açacaktır dedi.
HİLELİ HASAR YÜZDE YİRMİBEŞ
Baturalp Pamukçu Kaza Tespit Tutanağı uygulamasıyla ilgili olarak ise şunları söyledi: Kaza Tespit Tutanaklarının beyan esaslı olması şirketlerin maddi hasarlar konusunda daha detaylı araştırmalar yapmasına yol açmasına rağmen yayınlanan son istatistikler çerçevesinde beyana dayalı hasarlarda hileli hasar oranlarının % 25ler civarında olduğu anlaşılmaktadır. Trafik sigortalarındaki hileli hasarlar, sektörün zaten zarar veren bu branştaki teknik sonuçlarının daha da olumsuz olmasına yol açmaktadır. Şirketler bu tür hileli hasarların önüne geçmek için kendi yapılarında muhtelif tedbirler almaktadırlar. Bu çerçevede alınan tedbirlerin yanısıra TRAMER yapısı altında alınacak olan sistemsel çapraz kontrol mekanizmaları, hileli hasar oranlarını minimum düzeye indirme yolunda daha etkin olacaktır.
İl ve araç modellerine göre yüksek hasar frekansına sahip risk gruplarında fiyatların yükselmesi gerektiğini söyleyen Pamukçu sözlerini şöyle tamamladı: Sigorta sektörünün trafik branşındaki konsolide zararının özkaynaklar ile karşılanamayacağı göz önüne alınırsa, fiyatlandırma politikalarının artan bir yapıda oluşturulması kaçınılmaz olarak görülmektedir. Teminat limitlerine paralel fiyatlarda bir artış gerçekleşmezse bu branştaki teknik zarar daha da artarak devam edecektir. Trafik branşında, özellikle bedeni zararlar ile ilgili hasarların operasyon süreçlerinin daha uzun süreler aldığı düşünülürse şirketlerin ayıracakları karşılıkların çok daha yüksek olacağı kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkacaktır.
**
Ergoİsviçre Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Murat Dişçi:
2009da teknik sonuçların düzelme ihtimali yok
Ergoİsviçre Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Murat Dişçi, trafik sigortasında teknik zararın, yedek parça/işçilik maliyetlerine bağlı olarak artan ortalama hasar yükü, trafik yoğunlukları giderek artan şehirler ve bu maliyetleri karşılamayan eksik primlendirmelerden kaynaklandığını söyledi. Dişçi şöyle devam etti:
BU YIL İYİYE GİTME OLASILIĞI YOK
Önceden aktüeryal zincir merdiven metodunu iç prosedür olarak uygulayan yabancı ortaklı birkaç şirkette gözlemlenen, hatta bir miktar da şüphe ile bakılan yüksek zararlar, şu anda tüm şirketlerde benzer şiddetlerde gözlemleniyor. Bu da sigorta sektörünün trafik sigortalarında nasıl bir açmaz içinde olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle bedeni zarar dosyalarında artan limitler ve uzun döneme yayılan davalık hasar süreçleri, IBNRlar içinde önemli bir yer tutuyor. Bu alanda son dönemde yükselen teminat limitleri ve bilinçlenen sigortalıların yanı sıra, bu işi para kazanılacak bir hukuk alanı olarak keşfetmiş avukatların, maliyetlerin artışında önemli etkiler yaptığını düşünüyorum. Geçtiğimiz yıl başlayan karşılıklı zabıt uygulaması da hasar sıklığını artırıcı etki yapıyor. Tüm bu olumsuzlukların üzerine, 2009 yılı başında netleşen, geçmişe dönük birikmiş Sağlık Bakanlığı ödemelerinin potansiyel etkileri de düşünülürse, 2009 yılının teknik sonuçlar açısından iyiye gitme olasılığı olmadığını söylemek gerçekçi olacaktır.
Dişçi, maliyeti artıran bu kadar önemli unsurun bir araya geldiği bir branşta, halen maliyetinin çok altında fiyatlandırma yapılıyor olmasının da zararı artıran bir diğer etken olarak karşımıza çıktığını sözlerine ekledi.
GERÇEKÇİ FİYATLARA ÇIKILMALI
Sorunların hasar ayağında üretilecek önemli projeler ve atılacak ortak adımların olabileceğini dile getiren Ergoİsviçre Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Murat Dişçi, Ancak kısa vadede hızla artan maliyetlere yanıt verecek rasyonel fiyat seviyesinin görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Trafik sigortalarının şu anki derdi segmentasyon ile düşük risk grubu işlerin seçilemiyor olması değil, seviye olarak irrasyonel fiyatlama yapılıyor olması. Gözlerimizin pek alışık olmadığı gerçekçi fiyatlara cesurca çıkmamız gerekiyor. Oralarda segmentasyon yaparak ya da genel gider seviyelerine dayanılarak rekabet yapılabilir, ancak şu anki fiyat seviyeleri tüm bunları yapabilmek için oldukça düşük ve bir süre daha bu şekilde seyredecek gibi gözüküyor dedi.
Sigorta sektörünün bir öğrenme süreci içinde olduğu ve belli amatörlükleri yaşadığının açıkça görüldüğünü vurgulayan Dişçi, Sektörün bu öğrenme sürecini olabildiğince kısa bir zaman dilimi içinde tamamlayacağını düşünüyorum. Burada pazarın bizim de dahil olduğumuz büyük oyuncularına görevler düşüyor. Eminim ki, bu görev yerine getirilecek ve fiyatlar kısa bir süre içinde olması gerektiği düzeye yükselecektir diye konuştu.
FİYATLAR İL KRİTERİ OLMADAN TAMAMEN SERBEST OLSUN
Pazar yapıcı şirketlerin genel olarak düştüğü yanlışlardan birinin, ağırlıklı olarak fiyat değişimleriyle portföylerini yönetebildiklerini düşünmeleri olduğunu öne süren Murat Dişçi, Ancak, pazardaki gücü, ilgili ürüne bağlı dağıtım kanalı yapısı ve yayılımı da belirliyor. Metropollerde yoğunlaşmış bir şirket olarak fiyatı düşürüyorsunuz, doğal olarak portföyünüzü de oralarda büyütüyorsunuz. Sonra da ben bu poliçelerle ne yapacağım diye kara kara düşünüyorsunuz. Bazı şirketlerin dağıtım kanalı yapısı, yayılım anlamında, portföyü ağırlıklı olarak fiyatla yönetmeye daha yatkın iken, bazılarının ise dağıtım kanalı alanında alması gereken mesafeler var. Trafik, bu çerçevede özel bir poliçe ve olabildiğince yaygın bir dağıtım ağı ile satılması gerekiyor, aksi takdirde serbestinin ana kriteri olan il bazında fiyat belirleme esasının bazı şirketler için ters çalıştığını düşünüyorum. Büyümek için, potansiyeli olan yerde fiyat düşüren şirketin yanlış yerde portföy büyütüp sonra da bu yanlıştan nasıl döneceğini düşündüğü bir ortamı yaşıyoruz. Kanımca fiyatların il ön kriteri olmaksızın tamamen serbest olması lazım şeklinde konuşarak sözlerini noktaladı.
**
AIG Sigorta Bireysel Sigortalar Müdürü Melek Çelebi:
Otomotiv sektörüyle ortak çözüm üretilebilir
AIG Sigorta Bireysel Sigortalar Müdürü Melek Çelebi, TRAMERin devreye girmesiyle birlikte trafik sigortası branşında prim kaybının büyük ölçüde önlendiğini ve sigortalıların da bu konuda daha bilinçli olmasının sağlandığını söyledi. Ancak yine bu dönem içerisinde sigortalı sayısının artmasıyla birlikte hasar frekansı ve hasar maliyetleri de paralel olarak artış göstermiştir diyen Çelebi, Mevcut şirket istatistiklerimize bakıldığında poliçe başına ortalama trafik branşı prim tutarı 140 TL seviyelerinde iken trafik branşında hasar frekansının ortalama %9-%10 seviyelerinde seyretmesi ve ortalama hasar büyüklüğünün de 1.700-1.800 TL seviyelerinde yer alması kanımca teknik zararın başlıca nedenlerini açıklamaktadır şeklinde konuştu.
KTT uygulamasındaki beyana dayalı sistemin şüpheli hasarların artmasına sebep olduğunu ileri süren Çelebi, Hasarların artmasına neden olabilecek bir diğer neden ise alt yapı (yol) eksikliğini ve yetersiz sürücü eğitimini ve ceza uygulamasını gösterebiliriz. Bütün bunların birleşmesi sektörde zarara neden olmaktadır dedi.
ŞÜPHELİ HASARA KARŞI BİLGİ HAVUZU
Şüpheli hasarları engelleyecek bir sistemin hayata geçirilmesi gerekliliği üzerinde duran Çelebi, özellikle İstanbulda bu tür hasarların ciddi oranda artış gösterdiğinin bilindiğini ifade etti. AİG Sigorta Bireysel Sigortalar Müdürü Çelebi şöyle devam etti: Bunun için sigorta şirketlerinin özellikle şüpheli hasarlar konusunda ortak olarak kullanabilecekleri bir bilgi havuzunun oluşturulmasını önerebiliriz. Ayrıca ortalama hasar maliyetleri de önemli ölçüde artış göstermektedir. Kurlarda meydana gelen artış yedek parça fiyatlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu da hasar maliyetlerini artırmaktadır. Sigorta sektörü olarak otomotiv üreticileri ile bu konuda maliyetlerin düşürülmesi ile ilgili bir çözüm yoluna gidilebilir. Fiyat tarifeleri belirlenirken riskler çok iyi analiz edilmeli, aktüeryal hesaplar yapılarak prim belirlenmelidir.
RASYOLAR ALT ÜST OLUR
Melek Çelebi, Sağlık Bakanlığının talebiyle ilgili olarak ise şunları söyledi: Geriye dönük olarak Sağlık Bakanlığı nezdinde doğmuş olan ve ancak sigorta şirketlerine hiçbir bildirimde bulunulmamış olan alacaklar için, ceza ve faiz alınmasını her ne kadar adil ve doğru bulmuyor olsak da, bu konuda birlik genel kararını beklemek ve bu doğrultuda hareket etmek daha uygun olacaktır. Faizlerde ve zaman aşımında hangi tarihlerin esas alınacağı, ceza hükümlerinin hukuki mesnedinin ne olacağı, geriye dönük borçların sektör tarafından kabul edilip edilmeyeceği, ortak sektör kararı olarak çok yakında birlik tarafından açıklanacaktır. Elbette bu kadar yüklü meblağın bir anda sektör kayıtlarına girmesi, trafik sigorta rasyolarını altüst edecektir. Hiçbirimiz bilançolarımızda, haklı gerekçelerle, karşılık ayırmadık. Ancak neticesi konusunda beklemede olduğumuzdan karamsar bir tablonun şu aşamada çizilmesinin doğru olmayacağını düşünmekteyim.
HİLELİ HASARIN TAMAMEN ÖNLENMESİ ZOR
Kaza Tespit Tutanağındaki hileli hasar şüphesinin trafik branşında hasar prim oranının artmasına yol açacağını belirten Çelebi, Tamamen engellenmesi, mevcut sistemle zor gözüküyor. Ancak olumsuz etkilerin azaltılması için sigorta şirketleri daha etkin ve uygun maliyetli bir ekspertiz ağı kurmalıdır şeklinde konuştu.
HASAR PRİM ORANI KÖTÜLEŞECEK
Yaşanan bu zarar neticesinde zorunlu trafik sigortası primlerinde artışa gidilmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünen Melek Çelebi, Limitlerde artış oranının, prim artışı oranından fazla olması, meydana gelebilecek hasarlarda özellikle bedeni hasar miktarlarında artışlara, hasar primin kötüleşmesine sebep olacaktır dedi.
**
Hür Sigorta Genel Müdürü Kemal Gül:
Uygulama beklenenin üzerinde hasara yol açtı
Trafik sigortalarındaki son yıllarda artarak devam eden teknik zararın öncelikle teminat prim oranındaki teknik dengesizliğe bağlı olarak başladığını düşünen Hür Sigorta Genel Müdürü Kemal Gül, 2008 yılında başlayan serbest tarife uygulamasından önce Müsteşarlıkça belirlenen tarifelerin teknik hesaplara göre yetersiz bulunmasının sektörde yoğun eleştirilere yol açtığını söyledi. Gül sözlerine şöyle devam etti: Bu yaklaşımın sonucu olarak kademeli bir şekilde tarife serbestliği getirildi ve 2008 yılının ikinci yarısından itibaren her şirket kendi tarifesiyle çalışma imkanına kavuştu. Ancak maalesef bu tarihten itibaren fiyatların branşın zarar etmesi, primlerin yetersizliği gerçeğine rağmen daha da düşürüldüğü bir döneme girildi. Şirketlerin piyasa payı alma çabası, sektördeki sermaye hareketleri gibi saikler bu dönemde teknik esasların dışında bir rekabet ortamı oluşturdu. Trafik sigortalarında teknik sonuçlarının bozulmasındaki ikinci bir etken de yine 2008 yılında başlayan Kaza Tespit Tutanağı uygulaması. Bu uygulama öngörülenin ve kabul edilebilir limitlerin çok üstünde bir hasar talebi artışı meydana getirerek zaten bozuk olan teknik sonuçları daha da olumsuz etkilemiştir. Bu iki etkenle birlikteki yine sektördeki rekabet. aracılara verilen komisyonları da artırarak dengeyi iyice bozmuştur.
TARİFE SİSTEMİNE KONTROL GETİRİLMELİ
Trafik sigortalarında zararın önlenmesi için yapılması gerekenin öncelikle ve ivedilikle kaza tespit tutanağı uygulamasındaki suiistimalleri ve haksız talepleri önlemeye yönelik tedbirler alınması olduğunu belirten Gül, çözüm önerilerini şöyle sıraladı: Bu konuda sektörel iş birliği artırılmalı, bilgi ve veri iletişimi etkinleştirilmelidir. İkincisi tarife sistemine bazı kontroller getirilmesi ve hiçbir şirketin sektörü haksız rekabet ortamına sürükleyecek fiyat politikaları uygulamasına izin verilmemelidir. Bütün iller için teknik esaslara uygun olarak asgari primler belirlenmeli ve şirketlerin hiçbir şekilde bu limitlerin altında fiyatlandırma yapmalarına izin verilmemelidir. Ayrıca tarife sistemindeki üst limit kaldırılmalı ve özellikle geçmiş hasar verilerine göre sürprimler uygulanabilmelidir. Sürprim uygulaması sigortalıları abartılı ve haksız kullanım ve talepler konusunda caydırıcı oranda olmalıdır.
Kemal Gül, Sağlık Bakanlığının geçmişe yönelik fatura talepleriyle ilgili olarak ise şunları söyledi: Umarım bu hukuki sürecin sonunda sektöre kaldıramayacağı bir yük gelmez. Aksi takdirde hesap dönemleri kapanmış ve hiçbir şekilde karşılıkları olmayan dönemlere ilişkin taleplerin şirket bilançolarına yansıması ve teknik izahı mümkün olmayacaktır.
Trafik sigortalarındaki zararın kaçınılmaz olarak fiyatlara da yansıyacağını düşünen Gül, sözlerini şöyle tamamladı: Kısa dönemde yeterli oranda yansımamış olması rekabetin ve piyasa payı kaygısının bir sonucudur. Ancak hiçbir şirketin yönetim kurulu böylesi bir tablonun uzun süre devamına göz yumamaz. Bu nedenle sigortalıların daha yüksek bir bedelle karşılaşmaması için alınması gereken tedbirler ivedilikle alınmalıdır.
__________________________________________________________
sigortacı gazetesi
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/trafikteki-zarar-sektorun-toplam-karini/258350