Nielsen tarafından gerçekleştirilen “Sigorta Tutum ve Davranış Araştırması”nın sonuçlarını basın toplantısında Prof. Dr. Nilüfer Narlı ve Prof. Dr. Kerem Alkin de kendi alanlarında değerlendirdi. Araştırma, ülkemizde sigorta sektörünün ulaştığı nokta ve gelecekteki fırsatlar ile ilgili önemli bilgileri barındırıyor. Türkiye’deki sigortacılık mesleğinin geliştirilmesi, şirketler arasında dayanışma sağlanması ve haksız rekabetin önlenmesi amacıyla kurulan Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin (TSRŞB) yaptırdığı Sigorta Tutum ve Davranış Araştırması’nın sonuçları, 14 Nisan 2009, Salı günü Swissotel’de düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Basın toplantısında araştırma raporunu sosyolojik açıdan inceleyen Prof. Dr.Nilüfer Narlı ve aynı raporu ekonomik açıdan inceleyen Prof. Dr. Kerem Alkin de konuyla ilgili çıkarım ve değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaştı. Türkiye’de sigorta bilincinin belirlenmesi ve yapılacak çalışmalar ile bu bilincin gelişmesi ve insanların sigortaya olan güveninin tazelenmesi amacıyla geçtiğimiz yıl Nielsen tarafından yapılan araştırma, 17 farklı ilde yaklaşık 3 bin kişiyi kapsayacak şekilde gerçekleştirildi. TSRŞB, Sigorta Tutum ve Davranış Araştırması Basın Toplantısı ile ayrıca tanıtım kampanyasına başladığını da duyurdu ve bunun akabinde reklam ve iletişim çalışmalarının tanıtımına başlayacaklarını açıkladı. TSRŞB’nin çalışmaları, sigorta konusunda Türk insanını bilinçlendirmeyi de hedeflediğinden aynı zamanda bir sosyal sorumluluk niteliği de taşıyor. SİGORTA TUTUM VE DAVRANIŞ ARAŞTIRMASI’NIN SONUÇLARI Kişilerin sigortaya karşı tutum ve davranışlarını sorgulayan “Sigorta Tutum ve Davranış Araştırması” sigorta algısının bölgesel ve il bazında nasıl olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Araştırma sonuçlarının en önemli maddelerinden biri, Türk insanının özelliklerinden birinin kaderci olması olarak açıklandı. Krizle birlikte sigortaya bakış açısında bazı farklılıklar olacağını belirten TSRŞB yetkilileri ve yorumcular, gelecekle ilgili endişeleri de sırasıyla ekonomik durum, işsizlik, enflasyon, sağlık ve deprem riskleri olarak açıkladı. İlk vazgeçilen sigortalar arasında ise bireysel emeklilik ve hayat sigortası yer alıyor. Araştırmaya göre sigorta, “güvence ve garanti” ile özdeşleştirilen bir kavram olarak tanımlanıyor ve sigortalı olmanın “geleceği güvence altına alacağı” düşünülüyor. Tüketicilerin yaklaşık üçte birinin ilköğretim müfredatında sigorta bilincinin anlatılmasının önemini vurgulaması da sigortaya ve sigortacılığa gösterilen olumlu tavrın bir yansıması olarak yorumlanıyor. Araştırma, sigorta firmaları için yol gösterici olacak önemli sonuçlar da içeriyor. Katılımcılar, genel olarak sigorta şirketlerine güvenip güvenmedikleri sorulduğunda, daha çok nötr ve kararsız ifadelerini kullanıyor. Ancak sigortalılar sigorta hakkında genel olarak olumlu görüşe sahip. Küçük oranda olan olumsuz görüşlerin ağırlığı ise kasko ve trafik sigortasında odaklanıyor. Sigorta Tutum ve Davranış Araştırması, Türkiye’de sigortalı olan kesimin ekonomik ve sosyal sınıfı konusunda da önemli bilgiler barındırıyor. Sigorta sahiplerinin yüzde 71’i evli ve yüzde 75’i aile bireyleriyle birlikte oturuyor. Sigortalı profil üniversite mezunları, erkekler ve AB SES grup ağırlıklı. Kadınlar ile 16-24 yaş grubunda sigortalılık oranı daha düşük. Araştırmaya göre, yüksek eğitimli kişiler bile zorunlu sigortaları yaptırmakta ağırlıklı gözlenmiyor. “Sigorta Tutum ve Davranış Araştırması”nın sonuçlarını ekonomik anlamda değerlendiren Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye’de özellikle erkekler arasında ekonomiyle ilgili endişelerin, aile ve sağlıkla ilgili endişelerden daha büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kadınlar sağlık ve deprem gibi konularda daha duyarlı. Bu durum da, sözü geçen iki risk alanına yönelik sigortaları topluma mal ediyor. Sigortalılık bilincinini artırılması için öncelikle kadınlara yönelik çalışmalar yapılması büyük önem arz ediyor. Çünkü araştırmanın sonucuna göre, Türk toplumunda erkekler, kadınlara oranla daha kaderci ve risklere karşı daha duyarsız görünüyor.” Araştırmanın sosyolojik tanımlamasını yapan Prof. Dr Nilüfer Narlı ise, sigorta bilincinini geliştirilmesi için ‘bilgi’ ve ‘güven’in iki önemli anahtar kelime olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Sigorta şirketlerinin insanların gözünde güven kazanması son derece önemli bir olgu. Ayrıca geleceğimizin garantisi olan gençlerimiz sigortalı olmak konusunda önemli bir kitle olduğu için örgün öğretimde ders müfredatına sigoprta konusunun eklenmesi, gelecek adına yapılan çalışmalara daha büyük bir anlam kazandıracaktır.” İKİNCİ ARAŞTIRMA BİLİNÇLENMEYİ GÖSTERECEK TSRŞB Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Taşkıran, amaçlarının çeşitli konularda var olan endişeleri bertaraf etmek için sigortanın önemli bir araç olduğunun benimsenmesini sağlamak olduğunu belirterek şunları söyledi: “Sigorta algısının olumlu yönde değişmesi ve sigortaya olan güvenin artırılması konusunda çalışmalarımızı, yaptırdığımız araştırmanın verileri ışığı altında gerçekleştirmeye özen göstereceğiz. Çünkü sigortanın artık Türkiye’de nazar boncuğunun yerini alması gerekiyor.