Allianz Bireysel Sigortalar Direktörü Ömür Şengün, yüksek maliyetler nedeniyle sağlık sigortalarındaki artışın durma noktasına geldiğini, sorunun çözümü için sağlık kuruluşlarıyla sigortacıların ortak çalışmasının ve risk paylaşımının kaçınılmaz hale geldiğini belirtti. Son dönemde, daha yüksek gelir elde etmek amacıyla sürekli yatırım yapan sağlık kurumlarının bunu maliyetlerine yansıttıklarını ifade eden Şengün, “Yüksek maliyetler nedeniyle sigorta şirketleri primlerini yükseltmek durumunda kaldı. Sigortalı adayları bu yüksek primleri karşılamakta zorlandılar ve sigortalı artış hızı neredeyse durdu” dedi. Özel sağlık sigortalı sayısının artabilmesi için; primlerin düşmesi ve daha fazla hastalığın sigorta kapsamına alınabilmesi gerektiğini dile getiren Şengün, özel sağlık kurumlarının maliyetlerini daha iyi yönetmesi ve karlılık hedeflerini gözden geçirmesini istedi. Özel sağlık sigortacılığı alanında farklı yöntemler de uygulanabileceğini belirten Ömür Şengün, “Sağlık kurumlarıyla riski paylaşabileceğimiz sözleşmelere geçilmesi ve farklı uygulamalarla yeni açılımlar elde edilebilir. Devlet bunu son birkaç yıldır uygulamaya başladı. Örneğin ayakta tedavilerde paket uygulaması mevcut” şeklinde konuştu. ‘ORTAK ÇALIŞMALIYIZ’ Türkiye’de özel sağlık sigortalarında yaşanan en önemli sorunun primlerin yüksek olması nedeniyle sektörün uzun zamandır sadece belirli bir segmente hitap edebiliyor olması ve beklenen büyümeyi yakalayamaması olduğunu belirten Şengün şunları söyledi: “Oysa Türkiye’deki özel sağlık kurumları hem sayı hem de kalite olarak birçok gelişmiş ülkeden daha iyi bir yerde. Maliyetleri optimum düzeye getirmek ve dolayısıyla özel sağlık sigortacılığını yaygınlaştırmak için özel sağlık kurumlarıyla ortak çalışmalar yapmamız gerekiyor. Akredite Hastaneler ve Özel Sağlık Sigortaları bu konuya yeni açılımlar getirebilmek için ortak bir çalışma yürütüyor.” KİŞİ BAŞINA 17 LİRA 2007 yılı verilerine göre Türkiye’de kişi başına düşen özel sağlık sigortası harcamasının yalnızca 17 TL olduğunu belirten Şengün, özel sağlık sigortalıların toplam nüfusun ancak %1,8’ini oluşturduğunu söyledi. “Yurtdışı örnekleri incelediğimizde nüfusun çok büyük oranda özel sigorta satın aldığını görüyoruz” diyen Şengün “Türkiye’de ise özel sağlık sigortacılığı 1990’lı yılların başında özellikle özel hastanelerin kurulmasına paralel olarak gelişti. Özel hastane sayısı ve kalitesinin artmasıyla insanlar daha hızlı ve kaliteli hizmet alabilmek için kamu hastanelerinden özel hastanelere kaydı. Yüksek maliyet, sağlık sigortalarını doğurdu. Özel sağlık sigortalıları arttıkça özel hastane yatırımları da arttı. Birbirini tetikleyen bu sistemle sağlık sigortaları giderek gelişti” değerlendirmesini yaptı. ‘EKONOMİK POLİÇE DE VAR’ Türkiye’de sağlık poliçelerinin pahalı olduğu yönünde bir algı olduğunu, oysa ekonomik poliçeler de bulunduğunu ifade eden Şengün, “Bugün şirketimizde sağlık ürün portföyü içinde 6 ana ürün altında 40’a yakın teminat planı ve buna bağlı prim çeşitliliği sunmaktayız. Kişinin ihtiyaç duyduğu birçok konuda teminat alabileceği, yatarak tedavi, ayakta tedavi içeren, ilave hizmetler sağlayan alternatiflerimiz mevcuttur. Seçilen ürün ve teminat içeriğine göre oldukça ekonomik primlerle poliçe almak da mümkündür” şeklinde konuştu. Allianz olarak aracı oldukları sağlık hizmeti sunumunun kalitesine büyük önem verdiklerini belirten Şengün şunları söyledi: “Sigortalılarımızın en iyi koşullarda en iyi tedavileri almasını hedefliyoruz. Toplamış olduğumuz primleri en doğru şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Sigortaya konu olmayan riskleri ödememeye büyük özen gösteriyoruz. Bu nedenle risk değerlendirmesine büyük önem veriyoruz. Çizgimiz doğru kişiye, doğru riski ödemek ve nitelikli hizmet anlayışı ile müşteri memnuniyetini artırmaktır.” ‘HEDEF SEKTÖR LİDERLİĞİ’ Allianz’ın sağlık branşında yaklaşık yüzde 20’lik pazar payıyla sektörün ikinci büyük şirketi olduğunu hatırlattığımızda, Ömür Şengün, “Şirketimiz tüm branşlarda olduğu gibi sağlık sigortalarında da müşterilerin tercih ettiği ilk şirket olma hedefindedir. Bu noktada bulunduğumuz yer iyi olmasına rağmen tabii ki hedefimiz ilk sıraya yükselmek ve bu konumu korumak olacaktır” dedi. Allianz’ın sağlık alanında daima ilklerin şirketi olmak gibi bir özelliği olduğunu dile getiren Şengün sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk limitsiz sağlık sigortası şirketimiz tarafından sunulmuştur. İlk hasarsızlık indirimi uygulaması, sigortalı ailenin bebeklerine Ömür Boyu Yenileme Güvencesi verilmesi gibi uygulamalarımız da ilkler arasında yer almıştır. Hedefimiz yine örnek olabilecek yenilikçi uygulamalar ile öncülük yapmaktır.” ACENTE VE VATANDAŞA MESAJ Allianz Bireysel Sigortalar Direktörü Şengün, sağlık sigortalarıyla ilgili olarak acentelere ve vatandaşlara şu mesajları verdi: “Ekonomik değişimlerden etkilense de ülkemizdeki sağlık sigortalarının büyüme potansiyeli vardır. Sektörde acente olarak görev alan meslektaşlarıma sağlık branşına daha çok odaklanmalarını ve portföylerindeki paylarını artırmalarını öneririm. Vatandaşlarımıza ise, ekonomik olumsuzlukların yaşandığı, içinde bulunduğumuz dönemde nitelikli sağlık hizmetine ulaşmanın en ekonomik yolunun özel sağlık poliçeleri satın almak olduğunu hatırlatmak isterim.” ‘SGK UYGULAMALARI HENÜZ NETLEŞMEDİ’ Ömür Şengün, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) devreye girmesinin özel sağlık sigortacılığına etkileri konusunda da şu değerlendirmeyi yaptı: “Fark ücretlerine kısıt getirilmediği dönemlerde birçok özel sağlık kurumu SGK ile sözleşme yaptığı için bizlere de olumlu yansımalar oldu. Poliçelerimiz bir nevi tamamlayıcı ürün gibi devreye girdi ve maliyetlerimize katkı sağladı ancak bir miktar prim kaybına da yol açtı. 2008 Temmuz ayında SGK’nın özel hastanelerden en fazla SUT tarifesinin % 30’u kadar fark ücreti alınabileceğini belirtmesi üzerine birçok hastane SGK sözleşmesini sonlandırdı veya kısıtlı olarak branş bazlı anlaşma yaptı. Bu değişimin bize de yansımaları oldu, uzun sayılabilecek bu süreçte SGK Özel Hastane uygulamalarındaki değişim sigorta şirketlerinin tamamlayıcı üründe yol haritalarını belirlemesini zorlaştırdı. SGK uygulamaları ile ülkemizdeki sağlık giderinde özel sağlık kurumlarının payını artırdı, vatandaşlarımız her yıl daha çok özel sağlık kurumu kullanmaya başladılar ve cepten ödeme miktarları yükseldi. Bu değişim, Tamamlayıcı Ürün oluşturulması olasılığını akla getiriyor, tabii bunun hayata geçmesi için gerekli yasal düzenlemenin tamamlanması gerekmektedir. Yasal düzenlemeler tamamlandıktan sonra uygulamalar ve sektör stabil hale geldiğinde hangi kurumların uzun soluklu sisteme dahil olacağı belirlenmiş olacaktır, sonrasında kısa sürede Tamamlayıcı Ürünü devreye sokmayı hedefliyoruz.” sigortacı gazetesi