Yeni yatırımların ve büyük projelerin ertelenmesinin, ihracattaki düşüş ve özellikle otomobil satışlarının gerilemesinin 2008 yılında sektörün reel anlamda küçülmesinin en önemli nedenleri olduğunu kaydeden Utkueri, “Sektörün büyüme oranı yüzde 6.24 olarak gerçekleşti. Ekonomik sıkıntı sonucu ortaya çıkan durgunluğun, ağırlıklı olarak kasko, nakliyat ve mühendislik branşlarında kendini gösterdiğini görüyoruz. Ayrıca kredi faizlerinde yaşanan artışlar ile birlikte ev alımlarındaki düşüşler yangın branşında büyüme rakamlarının beklenenin altında gerçekleşmesine neden oldu” dedi. ‘OTOMOBİL SATIŞLARI YÜZDE 50 AZALDI’ “Türk otomotiv sektörü, 2008 yılının son 3’üncü çeyreğinden itibaren global krizin etkilerini derinden hissetti” diyen Utkueri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Global krizle birlikte 2008 yılının özellikle son 3 ayında iç pazarda otomobil satışlarında yüzde 50 oranında düşüşler yaşandı. Otomotiv sektörü yılın ilk yarısındaki performansının etkisi ile seneyi iç pazarda yüzde 18 civarında bir küçülme ile kapadı. Otomotiv sektörünün yaşadığı bu kriz ve buna bağlı olarak otomobil satılamaması kasko prim üretiminin küçülmesinin en büyük nedenidir. Bunun yanında ekonomik kriz nedeniyle benzinden tasarruf etmek için, toplu taşıma araçlarıyla ya da şirket servisleriyle işe gidip-gelen kişilerin kasko sigortası yaptırmamaları da prim düşüşünde etken oldu. Bu noktada tüketicilere araçları hareket etmese bile hala bazı risklerle karşı karşıya olduklarını hatırlatmakta fayda olduğu düşüncesindeyim. Bu tarz bir düşünce içinde olan müşteriler için, normal bir kasko poliçesi ile aynı teminatlara sahip olan poliçe primini kullandıkları kilometreye göre ödeme imkanı veren KaskoMetre poliçesini önerebilirim.” Sektördeki fiyata dayalı rekabet anlayışının sigorta şirketlerinin mali yapısını zorlamakla beraber hizmet kalitesini de düşürebildiğini söyleyen Utkueri, “Ama bu rekabet anlayışı ortaya yeni çıkmadı. Bu sebepten düşüş oranını direkt olarak fiyat rekabetine bağlamanın çok doğru olmadığını düşünüyorum. Ancak tabii ki etkenlerden biridir” dedi. ‘KASKO VE TRAFİKTEKİ DÜŞÜŞ SÜRER’ Okan Utkueri 2009 beklentileriyle ilgili olarak ise şunları söyledi: “Tüm global piyasalarla birlikte, ülkemiz açısından da çok kritik bir sürecin içerisinden geçiyoruz. Birçok uzmanın tabiriyle bu yüzyılın tartışmasız en önemli küresel krizini yaşıyoruz. Krizin ilk yansımaları doğal olarak finansal piyasalarda oldu. Bu aşamada sorunun reel ekonomiye de yansıdığını ve önümüzdeki sürecin en önemli sorununun ekonomik yavaşlama olacağını biliyoruz. Bizim gibi kendi iç dinamikleri ve makroekonomik dengeleri nedeniyle hızlı büyümeye ihtiyacı olan ülkeler açısından, yavaşlayan bir ekonominin önemli negatif etkileri olacağı çok açık. Sektör üretiminde en fazla paya sahip kasko ve trafik sigortalarında düşüş bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. ODD’nin 2009 yılı Ocak ayı rakamları, binek otomobil satışlarına göre yüzde 29,1, hafif ticari araç satışlarına göre de yüzde 50,3 düşüşü gösteriyor. 2009 yılı Ocak ayı binek ve hafif ticari araç toplam satışları da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37,8 oranında azaldı. Ayrıca Ocak 2009 otomotiv pazarında bir önceki ay olan Aralık 2008'e göre binek otomobil satışlarında yüzde 49, hafif ticari araç satışlarında ise yüzde 60 oranında düşüş yaşandı. Toplam satışlar ise yüzde 53 oranında azaldı.” Yeni yatırımların ve büyük projelerin ertelenmesi, ihracattaki düşüş ve özellikle otomobil satışlarının gerilemesi trendi devam ederse, hayatımızın biraz daha zorlaşacağının altını çizen Utkueri, teknik karlılıkların sigorta şirketleri için çok daha önemli hale geldiğini, şirketlerin rekabette fiyatı öncelikli araç olarak kullanmaktan vazgeçip ürün ve hizmet kalitesini ön plana çıkarmaları gerektiğini söyledi. Utkueri sözlerini şöyle tamamladı: “Kısa vadeli ve geçici uygulamalar yerine, orta-uzun vadeli, detay iş planı ve stratejilere dayalı, sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak politikalar üretilmeli. Bu uzun süredir dile getirilen bir sorun ve temenni, ama maalesef hala yeterli gelişmeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum. Karlı ve sürdürülebilir büyüme ön plana çıkarken, bireysel işkolu ve daha karlı ürünlere ağırlık verileceğinin sinyallerini de almaya başlamamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde müşteri ihtiyaçlarını doğru analiz etmek farklı ve yaratıcı çözümler getirmek de daha önemli hale gelecektir.” SİGORTACI GAZETESİ