2008 yılının son çeyreğinden itibaren ABD ekonomisinde mortgage sisteminden kaynaklanan sorunların etkilerini artırması ve eylül ayı itibariyle ABD’nin güçlü şirketlerinden gelen iflas haberleri üzerine krizin dünyayı etkisi altına aldığını, söyleyen Anadolu Hayat Genel Müdürü Mete Uğurlu, “Dolayısıyla bankacılık ve sigorta sektörlerinin de dalgalanmalardan etkilenmesi kaçınılmaz olmuştur” dedi Uğurlu şöyle devam etti: “Türk sigorta sektörünün, bazı gelişmiş ülkelerin sektörleri ile karşılaştırıldığında daha genç bir yapıya sahip olması ve özellikle Türkiye’de sigorta sektörünün finansal riskleri henüz teminat altına almaya başlamamış olması krizin etkilerinin daha hafif hissedilmesini sağlamıştır. Rakamlara bakacak olursak, 2008 yılında sigorta sektöründe global krizin ilk etkilerinin hissedilmeye başlamasıyla birlikte, 2007 yılı ile karşılaştırıldığında sektörün prim hacminde yaklaşık yüzde 7,7’lik nominal büyüme kaydedildiğini ancak enflasyondan arındırıldığında reel büyümeden bahsetmenin mümkün olmadığını görüyoruz. Şirketimizin faaliyet gösterdiği hayat sigortası branşında ise söz konusu dönemlerin prim üretimleri karşılaştırıldığında yüzde 18,34 nominal büyümenin yakalandığı görülmektedir. Bireysel emeklilik branşında ise 2008 yılında katılımcı sayısında yüzde 19, katılımcıların toplam fon tutarında ise yüzde 38 artış izlenmiştir.” REEL BÜYÜME HAYAT SİGORTASI VE BES’TE DEVAM EDECEK 2009 yılında sigorta sektöründe global krizin etkilerine bağlı olarak reel büyümenin gerçekleşmeyeceği yorumunu yapan Anadolu Hayat Genel Müdürü Uğurlu, faaliyette bulundukları hayat sigortası ve bireysel emeklilik branşlarında azalarak da olsa reel büyümenin devam edeceğini ifade etti. Sigorta sektörünün bu durgunluğu aşmak için iş modellerini yeniden kurgulaması gerektiğini söyleyen Uğurlu, “Bu da, öncelikle şirketlerin değişen koşullara bağlı olarak tüm pazarlama faaliyetlerini gözden geçirmeleri anlamına geliyor. Bu bağlamda, pazar tanımının yeniden yapılması, ürün portföylerinin yeniden yapılandırılması, dağıtım kanallarının verimliliğinin artırılarak, kapsama alanının genişletilmesi şirketlerin üzerine odaklanmaları gereken alanlar olacak” dedi. Daralan iş hacmine bağlı olarak, pazarlama ve iletişim faaliyetleri için harcanan her kuruşun sağladığı katma değerin daha titizlikle sorgulanacağı bir döneme girildiğinin altını çizen Uğurlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönemde pazarlama faaliyetlerinde verimliliğin sağlanması çok büyük önem taşıyacak. Ayrıca, pazar büyümesinin yavaşlayacağı öngörüsü paralelinde, hem müşteri hem de dağıtım kanalı sadakatini sağlamaya yönelik tutundurma faaliyetlerinin kritik öneme sahip olacağını düşünüyoruz. Piyasaya yeni giren şirketlerle beraber artacak rekabete göğüs geremeyecek şirketleri zor bir dönem bekliyor diyebiliriz. Özetle, ekonomik durgunluk, getirdiği yeni oyun kurallarına uyum sağlayabilen şirketlerin bir adım öne çıkabilmesine olanak tanıyacak.” DÜZENLEMELER BES’İN ÖNÜNÜ AÇMAYA YÖNELİK Hayat sigortaları yönetmeliği ile yapılan değişiklikleri hayat sigortacılığının gelişmesi açısından oldukça olumlu bulduklarını belirten Uğurlu, Yapılan değişikliklerin yeni ürün tasarımlarında kolaylık getireceğini ve sektörün gelişmesine fayda sağlayacağını ifade etti. 2009’da daralmanın devam etmesinin beklendiğini belirten Uğurlu, şöyle devam etti: “Ancak, bu alandaki daralma sürecinin, bir taraftan birikimli hayat sigortaları, diğer taraftan da işsizlik sigortası gibi yeni alternatif ürünlerle bir miktar frenlenebileceğine inanıyoruz. 2009 yılında, sigorta sektöründe reel büyüme gerçekleşmesini öngörmüyorken, bireysel emeklilik sisteminde büyümenin devam edeceğini tahmin ediyoruz. Kriz zamanlarının bireylerin harcamalarına dikkat ederek birikim yapmayı tercih ettikleri zamanlar olması ve sistemin geleceğe yatırım yapması sebebiyle bireysel emeklilik sektörünün krizden en az etkilenecek sektörlerden biri olması ve sisteme yoğun olan ilginin zamanla daha da artması beklenmektedir. Ağustos 2008’de yürürlüğe giren yeni mevzuatla birlikte sisteme yeni açılımlar getirilmiş ve bu değişiklikler neticesinde katılımcıların sistemde daha esnek hareket edebilmelerine olanak tanınmıştır. Yeni düzenlemeye göre dernek, vakıf ve sandıklarda bulunan birikimlerin bireysel emeklilik sistemine devri ve hakediş koşullarına ilişkin düzenlemelerin, toplam portföyde düşük bir paya sahip olan kurumsal pazarın canlanmasına katkıda bulunması beklenmektedir. Dolayısıyla katılımcı sayısı ve fon büyüklüğünde bu gelişmelerle bağlantılı olarak artış bekliyoruz. Bu bağlamda 2009 yılı sonunda, katılımcı sayısının 2 milyon kişi, fon büyüklüğünün ise 9 milyar TL’ye ulaşacağını öngörüyoruz.” SİGORTACI GAZETESİ