Bugünlerde birçok şirket global krizin etkisiyle yaşanan durgunluktan ötürü işleri azaldığı için zor günler geçiriyor. Bu durumdan çıkış yollarını arıyor. Ne kadarının başarılı olduğunu, önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama bu krizi aşmanın yolunu bulanlar da var. Söz konusu şirket, eski gazeteci, halen spor yazarlığı ve yorumculuğu yapan Adem Yılmaz’ın kurduğu, geçtiğimiz yıllarda da İtalyanlarla ortak olduğu Delta Ofis Mobilya… Delta Ofis Mobilya, aralarında Boeing, Bank Credit, HSBC gibi uluslarası şirketlerin yanı sıra Türkiye’den birçok şirketin ofislerini, fabrikalarını, tesislerini sıfırdan kuruyor. Örneğin Türkiye’deki bütün Finanbank şubeleri, Rusya, Ukrayna ve Romanya’daki bütün Bank Credit’lerin altında Delta’nın imzası var. Şirket Körfez Bölgesi’nden, Ukrayna, Romanya, Kazakistan’a kadar birçok yerde faaliyet gösteriyor. Ancak global krizin etkisiyle yaşanan finansman sorunları nedeniyle gerek yurt içinde gerekse yurt dışında Delta’nın iş yaptığı birçok şirket yatırımlarını durdurmuş. Delta Mobilya ise özelikle geçmişte iş yaptığı finans kuruluşlarıyla olan ilişkisini kullanarak yarım kalan bu işlerini tamamlamak isteyen şirketlere kredi konusunda aracılık ediyor. Böylece hem kendi işinin devamı sağlanıyor, hem de finans kuruluşu kredi verecek sağlam şirket buluyor. Kredi arayan şirket de finansman kaynağına kavuşuyor. Söz konusu kredilerin çoğunun yarım kalan projelerin tamamlanmasına yönelik ve miktarlarının da 1-2 milyon dolar civarında olduğunu söyleyen Yılmaz, şimdiye kadar dört projenin tamamlanması için 5 milyon dolar civarında kredi bulduklarını söylüyor. Yılmaz, halen gerek yurt içinde gerekse yurt dışında üzerinde çalıştıkları başka projeler olduğunu da belirtiyor. “Peki krediyi nereden buluyorsunuz?” şeklindeki soruma Yılmaz, “Özellikle Körfez Bölgesi ve ilginçtir bazı Afrika ülkelerinde para kaynakları var, bunları kısa vadede kullandırdıklarını gözledik. Biz kendilerine krediyi kullanacak müşteriyi buluyoruz, onlar da o müşteriye kredilerini veriyor, biz de mallarımızı satıyoruz” diyor. Yılmaz, daha önce Türkiye’de hiçbir kuruluşun bu yöntemi uygulamadığını da vurguluyor.