Dünya sigorta sektörü geçen hafta İstanbul’da buluştu. Aksigorta’nın evsahibi olduğu “İstanbul Uluslararası Sigortacılık Konferansı”na sektörün önde gelen isimleri katıldı. Bu isimlerden biri olan ve Groupama’nın Uluslararası Genel Müdürü Jean-François Lemoux, arkadaşımız Behiye Selin Taner’in global krizden ve Groupama’nın Türkiye’deki planlarına kadar birçok konudaki sorularını yanıtladı. Bilindiği gibi Başak Sigorta’yı satın alan Gorupama bu yıl içinde de Güven Siigorta’yı almıştı. Ayrıca halen satışta olan Güneş Sigorta için de Gorupama’nın adı geçiyor. Hatta en kuvvetli adaylardan biri olarak gösteriliyor. Bu nedenle Lemoux’un söylediklerinin oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Lemoux, Başak Sigorta ve Başak Emeklilik ile Güven’i de alarak Türkiye pazarına girmeyi kendileri açısından iyi bir fırsat olarak değerlendiriyor. Türkiye’yi, İspanya ve İtalya’nın ardından üçüncü pazar olarak tanımlıyor. Güneş Sigorta’da 18 yıldır hisseleri olduğunu hatırlatan Lemoux, “Vakıfbank hisselerini satacak, biz de bu hisseleri almak istiyoruz ama şirketin değerinden fazlasını vermek istemediğimiz için sonucun ne olacağını bilemiyorum” diyor. Hissedar oldukları için Güneş Sigorta’yı almalarının doğal olduğunu belirten Lemoux, “Başak Groupama ve Güven ile iyi bir pazar payımız var. Hayatta ikinci, emeklilikte beşinci sıradayız. Eğer Güneş Sigorta’yı alırsak başka bir şirket almaya ihtiyacımız yok” diyor. Lemoux, aynı gelişmişlik seviyesindeki ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’de sigorta sektöründe penetrasyonun hala çok düşük olduğunu söyleyerek, kriz olsa da Türkiye’de sigorta ihtiyacının hala önemli olduğunu ifade ediyor. Lemoux, global krize ilişkin ise şu değerlendirmeyi yapıyor: “Global krizin hisse ve tahvil gibi bazı varlıklarımızın değeri üzerinde büyük bir etkisi oldu. Kriz, bazı şirketlerin borç ödeme gücünü de etkileyebilir. Dolayısıyla bu da bazı şirketlerin sermayelerini artırmalarına neden olabilir. Yine de bunun Türkiye piyasaları için bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Fakat pazarları ve başka oyuncuları etkileyebilir. Batı piyasalarında gerçek bir ekonomik resesyonla karşı karşıyayız. Bu da sektörümüzün büyümesi için iyi değil. Şanslıyız ki Türkiye’nin ekonomik durumu daha iyi durumda. Büyüme iki üç yıl öncesi kadar yüksek olmasa bile beklentilerimiz hala olumlu. Asıl önemli olan ise bu krizin müşteriler üzerinde nasıl bir etkisi olacağı. Bankalar nedeniyle bir güven krizi oluştu. Bu nedenle bir güvenlik ihtiyacı artacak ki, bu sigortacılar için olumlu bir şey.”