Yazdır

Türkiye'yi oldukça olumlu değerlendiriyoruz

Tarih: 10 Haziran 2010 - 13:17

Citicorp Başkan Yardımcısı Hamid Biglari, 'Türkiye'yi oldukça olumlu değerlendiriyoruz' dedi

Citigroup, Citicorp Başkan Yardımcısı Hamid Biglari, stratejik bakış açısı olarak Türkiye'nin 21. yüzyılda dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmasını beklediklerini söyledi. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısına katılmak üzere Türkiye'ye gelen Biglari, yaptığı açıklamada, Citigroup'un bundan sonra izleyeceği büyüme politikasını anlattı. Biglari, ''Kıtaların buluştuğu eşsiz jeopolitik konumu ve global ekonomik kriz sırasında ekonomisi ve bankacılık sistemini iyi yöneten bir ülke olma özelliği ile Türkiye'yi oldukça olumlu değerlendiriyoruz. Yaklaşık 200 yıllık geçmişe sahip olan bir banka olarak uzun vadeli bir bakış açımız var. Türkiye'de 35 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz ve stratejik bakış açısı olarak Türkiye'nin 21. yüzyılda dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmasını bekliyoruz'' dedi. Türkiye'nin bankacılık sistemini, global ekonomik krizde olağanüstü bir şekilde yönettiğini vurgulayan Biglari, ''Türk bankaları, bazı gelişmiş ülke bankalarına göre birçok açıdan göreceli olarak daha güçlü bir konumda. Özelleştirme sayesinde güçlü bankalar, satın alma yolu ile fırsatlar sunan diğer bankacılık piyasalarında bulunma şansını yakalıyorlar'' dedi. Yatırım Danışma Konseyi Toplantısına katılmak üzere Türkiye'ye gelen Biglari, yaptığı açıklamada, küresel ekonomide ana eğilim olarak sürekli, ancak bölgeler arasında farklılık gösteren bir global iyileşme beklediklerini, piyasaların gelişmiş ülkelerin taşıdığı yüksek borç yüküne karşı gösterdiği tedirginliğe rağmen bir ''çift dip'' senaryosu öngörmediklerini bildirdi. Şu anda kamu maliyesi açısından daha kırılgan ülkelerin, mali politikalarını sıkılaştırma yönünde piyasa baskısı altında olduğunun altını çizen Biglari, bunlardan avro bölgesinde bulunanların ek olarak daha güçlü mali durumda ülkeler tarafından desteklenmek durumunda olduklarını, bugüne kadar Avrupa'da gerçekleştirilen mali sıkılaştırmanın, global GSYİH'ya oranla daha ılımlı bir seviyede olduğundan global iyileşmeyi tehlikeye düşürmediğini kaydetti. Aynı zamanda bankacılık sistemleri çevresinde yayılma riskinin de kontrol altına alındığını belirten Biglari, ''Ancak Amerika, Japonya ve Almanya başta olmak üzere büyük ve önemli güçlerde piyasa güveninin sarsılması veya yüksek bütçe açığı bulunan ülkelerdeki zorlukların bankacılık sistemlerini tehdit etmesi halinde, global büyüme eğilimi ile ilgili daha ciddi soru işaretleri oluşması beklenebilir'' dedi. Avrupa'da temerrüt ve yeniden yapılandırma gibi risklerin büyük oranda azaldığına işaret eden Biglari, diğer yandan Avrupa'da kamu otoritelerinin uzun vadeli borçluluk sorununun çözümü ile ilgili kaygıların sürdüğünü, kurtarma paketinin, zayıf rekabet gücü ve düşük büyüme oranları ile artan kamu borçları gibi daha derindeki problemleri çözmeyeceğini belirtti. -KONSOLİDASYON- Biglari, Avrupa'da yaşanması olası yüksek oranda mali konsolidasyonun, mali istikrarı geri getirmede başarılı mı olacağı, yoksa sadece büyümeyi baltalayacak, dolayısıyla bütçe açıklarının yüksek seviyelerde kalacağı ve sürdürülemeyecek borç trendlerinin hakim olacağı uzun bir ekonomik zayıflık dönemini mi tetikleyeceği konusunun belirsizliğini koruduğuna dikkati çekerek, ''Ancak, kurtarma paketleri, en azından piyasa endişeleri ve kamu mali krizi arasındaki fasit daireyi kırıyor. Bu da otoritelere zaman kazandırıyor ve borç yeniden yapılandırma paketleri kaçınılmaz olursa, en azından uzun yıllara yayılabilecek ve bankacılık sisteminin istikrarını bozmayacak bir nitelik kazanmasını sağlıyor'' yorumu yaptı. Dünyada finans alanında olası konsolidasyonlara ilişkin de Biglari, şu değerlendirmeyi yaptı: ''Finansal hizmetler alanında ölçek ekonomileri ve kapsam ekonomileri bulunmaktadır. Bu nedenle konsolidasyonlar uzun vadeli olarak değerlendirilmektedir. Gelişmiş piyasalarda yavaşlama oldukça, bu piyasalarda konsolidasyonlar gerçekleşecektir. Gelişmekte olan piyasalarda, önceki dönemlerde gelişmiş ülke bankalarının satın alma hedefinde bulunan bankalar, bu sefer uzun vadeli konsolidasyon dalgasında alıcı olarak da yer alacaktır. Gelişmiş ekonomilerdeki bankalar için satın almalar, hem komşu gelişmekte olan ülke piyasalarında hem de yetenek transferi ve müşterilerine uluslararası hizmet sunmak amacı ile gelişmiş ülke piyasalarında gerçekleşecek.'' Hamid Biglari, ''Bir bankanın batırılamayacak kadar büyütülmesine izin verilmemeli'' şeklindeki yaklaşıma ilişkin de ''Batırılamayacak kadar büyük söylemindeki güçlük, zorluk büyüklüğün kendisinde değil. Güçlük; risk konsantrasyonu, piyasaların donukluğu ve karmaşıklığın etkili yönetimi...'' dedi. -''2010'DA YAPISAL DEĞİŞİKLİKLERİN MEYVESİNİ VERMESİNİ BEKLİYORUZ''- Citigroup'un bundan sonra izleyeceği büyüme politikasına ilişkin de, 2008 yılında bankayı daha dayanıklı, giderler ve bilanço açısından da daha verimli bir hale getirmek üzere yeniden yapılandırmaya odaklandıklarını, 2009 yılında stratejilerini açıkça belirleyerek, bankanın geleceği için önemli ana iş kollarını diğer iş kollarından ayırdıklarını anımsatan Biglari, şunları kaydetti: ''Büyümeye odaklandığımız 2010 yılında ise bu yapısal değişikliklerin meyvesini vermesini bekliyoruz. Global olarak odaklandığımız yatırım bölgeleri gelişmekte olan piyasalar olup, bu piyasalar arasında bazı ülkeleri büyüme için öncelikli ülkeler olarak görüyoruz. Kıtaların buluştuğu eşsiz jeopolitik konumu ve global ekonomik kriz sırasında ekonomisi ve bankacılık sistemini iyi yöneten bir ülke olma özelliği ile Türkiye'yi oldukça olumlu değerlendiriyoruz. Yaklaşık 200 yıllık geçmişe sahip olan bir banka olarak uzun vadeli bir bakış açımız var. Türkiye'de 35 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz ve stratejik bakış açısı olarak Türkiye'nin 21. yüzyılda dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmasını bekliyoruz.'' -''CITIBANK VE AKBANK, BİRLİKTE ÇALIŞARAK GÜÇLENECEK''- Citigroup'un 100'den fazla ülkede fiziki olarak yer alan dünyanın global bankası olduğunu dile getiren Biglari, global işlem bankacılığı, yatırım bankacılığı ve kurumsal bankacılık ile bireysel bankacılık olmak üzere 3 ana iş kolunda faaliyet gösterdiklerini ifade ederek, ''Gelişmekte olan piyasalar içerisinde organik büyüme için son derece iyi konumlanmış durumdayız. Bizim ana stratejik yolumuz budur. Ancak fırsatlar ortaya çıktığında, yüksek GSYİH büyümesine sahip olan ülkelerdeki varlığımızı derinleştirmek için seçici olarak inorganik fırsatları da değerlendirmeyi düşünebiliriz'' dedi. Citi'nin Akbank'a yüzde 20 ortak olmasının, bankanın Akbank'a, Türkiye'ye ve kendi büyümesine yaptığı stratejik ve uzun vadeli bir yatırım olduğunu vurgulayan Biglari, ortaklığa ilişkin ''Citibank Türkiye ve Akbank, birbirlerinden bağımsız olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam ederken, bu stratejik işbirliği ile her iki bankanın da stratejik olarak üstün oldukları konularda birlikte çalışarak güçleneceklerine inanıyoruz. Citigroup olarak, Citibank Türkiye'de büyümeye devam ederken, aynı zamanda Akbank ile olan ilişkimizi güçlendirmeyi ve iki kurum arasındaki işbirliğini daha da derinleştirmeyi amaçlıyoruz'' değerlendirmesinde bulundu. Biglari, dünyanın önde gelen finansal hizmetler şirketlerinden biri olarak, hem global hem de yerel piyasalarda ortaya çıkan fırsatları sürekli olarak değerlendirdiklerini belirtti. Türkiye'nin bankacılık sistemini global ekonomik krizde olağanüstü bir şekilde yönettiğini vurgulayan Biglari, ''Türk bankaları, bazı gelişmiş ülke bankalarına göre birçok açıdan göreceli olarak daha güçlü bir konumda. Özelleştirme sayesinde güçlü bankalar, satın alma yolu ile fırsatlar sunan diğer bankacılık piyasalarında bulunma şansını yakalıyorlar'' dedi. -CITIBANK TÜRKİYE'NİN PLANLARI...- Citibank Türkiye'nin orta ve uzun vadede planlarına ilişkin Biglari, 1975 yılında faaliyete başladıkları Türkiye'de tüm bankacılık hizmetlerini sunduklarını hatırlatarak, şöyle devam etti: ''Kurumsal bankacılık ve yatırım bankacılığı alanında Citigroup'un amacı, Türkiye ekonomisinin büyümesine, çok uluslu şirketlerin Türkiye'deki faaliyetlerine destek olarak ve Türk şirketlerini uluslararası piyasalara taşıyarak katkıda bulunmaktır. Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde Citigroup, yaklaşık 30 milyar dolar değerinde 30'a varan birleşme ve satın alma işlemine danışmanlık vermiş olup, şu anda Türkiye'nin en önemli iki özelleştirmesi olan EÜAŞ ve İGDAŞ özelleştirmelerinde danışmanlık sağlayan konsorsiyumlarda yer almaktadır. Kurumsal bankacılık alanında, Türkiye'nin önde gelen holdingleri ve çokuluslu şirketlerine hizmet sunarak bu alanda piyasadaki güçlü konumumuzu korumayı hedefliyoruz. Bu yönde global işlem bankacılığı hizmetlerimiz dünyada eşsiz bir konumdadır. Ticari bankacılık tarafında, dış ticaret alanında aktif olan ve/veya müşterimiz olan çok uluslu şirketler ile büyük holdinglerin tedarik zincirinde yer alan küçük ve orta ölçekli Türk firmalarına hizmet sunmayı hedefliyoruz. Son olarak bireysel bankacılık alanında, özellikle enflasyon ve faiz oranlarının düştüğü bu dönemde, Türkiye'de bulunan müşterilerimize ürün ve hizmetlerimizi sunmayı hedefliyoruz.''
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/turkiyeyi-oldukca-olumlu-degerlendiriyoruz/278161