Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy ile Habertürk Haber Merkezi Koordinatörü Zülfikar Ali Aydın'ın sorularını yanıtlayan deprem bilimci Prof. Dr Naci Görür'den önemli açıklamalar geldi. Günün birinde mutlaka büyük Marmara depreminin yaşanacağını kaydeden Prof. Görür, deprem bilinçli kentlerin zaman kaybedilmeden yapılmasına dikkat çekerek, "Devlet, hükümet, belediye, halkıyla omuz omuza verip bu makus talihimizi yenmektir. Depremde siyaset olmaz. Ayrılık gayrı olmaz" diye konuştu. Görür, ülke çapında deprem seferberliği ilan edilmesi gerektiğini söyledi
Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür Habertürk'te açıklamalarda bulundu. Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy ve Habertürk Haber Merkezi Koordinatörü Zülfikar Ali Aydın'ın sorularını yanıtlayan Prof. Görür, büyük Marmara depremine dikkat çekti ve bu konudaki önlemleri sıraladı.
"BÜYÜK DEPREM OLASILIĞI ÖNE GELDİ"
Görür'ün açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Marmara denizinde büyük Marmara depremi olacaktır. Günün birinde olacaktır. Buradaki gerilim periyodunu biraz daha öne çekti. Gerilimde değişiklik meydana getirdi. Görüşler ne zaman iki, üç, dört olur. 'Ben böyle düşünüyorum' demekle görüş çoğalmaz. Sokakta insanlara depremle ilgili soru sor, 15 görüş çıkar. Deprem biliminde görüş dediğinde, bir araştırma yaparsın, o araştırmanın künyesi vardır. Bilimin bir araştırma ünitesi vardır. Hangi yöntemlerle, nasıl yaptınız, hangi verileri topladınız? O verileri nasıl yorumladınız, sonuca vardınız? Bu sonuçları hangi uluslararası platformda tartıştınız ve hangi bilimsel dergilerde yayınladınız, bu konu ne kadar atıf aldı diye sorarlar. Bu olmadan 'Ben böyle düşünüyorum' demek görüş değildir. Benim nezdimde tek görüş vardır. Marmara'da büyük deprem olacaktır. Bu depremler büyük deprem olma olasılığını öne çekmiştir. Stres birikim alanını derinleştirmiş, çabuklaştırmıştır. Kumburgaz fayının kırılmamış 40 kilometresi hatta 50 kilometresi var. Kırılan 20 kilometrelik bir yer. Bu fayın birleştiği yerde Adalar yani 60 kilometre var. İki farklı yaklaşım yok. Milletin bilim dışı birtakım odaklanmalarını, söylemlerini bilimsel bir şey gibiymiş gibi söylemek anlamsız. Bilimsel araştırmalara bağlı olarak böyle görüş yok. Varsa denir ki, şu şu araştırmalara göre durum budur.
ADALAR, YEŞİLKÖY, KUMURGAZ VE SİLİVRİ ÖNEMLİ
1999 depreminden sonra Marmara denizi hiç bilinmeyen karanlık denizdi. Bilimsel araştırma yoktu. 8 tane uluslararası gemiyle binlerce kilometrelik jeofizik, jeolojik, sismik çalışmalar yaparak 2 tane insanlı 1 tane insansız denizaltı gemileriyle Marmara'nın tamamını haritalamak kaydıyla çalışmalar yaptık. Marmara'nın kuzey kolu, Kuzey Anadolu'nun kuzey kolu 160 kilometre. Biri Adalar'ın güneyinden geçen 65 kilometre Adalar fayı. Bu kırılırsa 6'lar mertebesinde deprem üretir. Kumburgaz kolu 75 kilometre. Yeşilköy ile Silivri açıklarına kadar uzanıyor. Bu kırılırsa en az 7.2 deprem üretir. Adalar kolu ile bu kol birleşirse o zaman 7,5 deprem beklenir. Tekirdağ fayı kırılmış dedik. Denizaltı resimledi, videolar çekti. Çok kırık taze duruyor. Daha yeni kırılmış alan gibi duruyor. 1776 yılında kırılmış olsaydı üzeri kapanır, belli ölçüde deforme olurdu. Bu 1912 Şarköy depreminde kırılmış dedik.
Kumburgaz ve Adalar fayı için tekerrür fayı dolmuş. En son 1766'da kırılmış. Üs üste eklersen bugünlere gelirsin. Marmara'dan korkmamız nedeni 6 şiddetinde değildi. 1999'da Marmaray'a dikkat diyen biziz. 1999 depremi olduğu zaman Marmara'nın altı yüklendi dedik. Marmara'da açığa çıkan enerji Marmara'yı yükledi. 1912'de Şarköy depremi Marmara'nın altını yükledi. Bir tarafta Şarköy bir tarafta Kocaeli. İkisinin ortasında Marmara var, deprem var. Mutlak boşluk muhakkak dolar. Bunu rahatlıkla diyebiliyoruz. Marmara kırılmak zorundadır. Kendimizi aldatmayalım. İnsanım ölmesin istiyorum. Bilimsel doğruları söylemek zorundayız. Bunun karşısında görüş varsa gelsin koysun önüme verileri. Uluslararası yüksek dergilerden geçmiş olmalı ki, şapka çıkartayım. Bilimsel bir konuda görüş serdetmek böyle olmaz. Uluslararası ölçütü var.
"NASIL DEPREME DİRENÇLİ OLURUZ, KONUŞMALIYIZ"
Rahmetli Aykut Barka'nın da içinde olduğu araştırma yapıldı. Osmanlı, Bizans kayıtlarını incelediler. Uydu sistemlerinden aldıkları verileri, kaymayı incelediler. Uzun bir çalışma sonucunda saygın dergide yayınladılar. 1999 depreminden itibaren her an olmak kaydıyla 7'den büyük depremin olma olasılığı bugün yüzde 47'dir. Küçümsemeyin. Elinizdeki parayı yazı mı tura mı diye atarsanız yüzde 50 ile atıyorsunuz. Tarihsel, bilimsel ve sismolojik olarak baktığınızda her depreme İstanbul dememek hangi fay olduğunu çalışıp, bulmak zorundasınız. Yıkım meselesi ille de depremin büyüklüğünü göstermeyebilir. Avcılar'da binaların yıkılması gibi. Deprem Gölcük'teydi. Biz hep fayları konuşuyoruz. Burada 'İstanbul'u nasıl deprem dirençli yapacağım' bunu konuşmalıyız.
"BÜYÜK DEPREMDE BUGÜNKÜ MANZARA OLMAZ"
23 Nisan depreminde küçük deprem oldu, herkes rahatladı. 'Hiçbir şey yıkılmadı' dendi. Bizim beklediğimiz deprem bu değil. 3 milyona yakın takipçim var. Havayı alıyorum. İstanbul bölgesinde, Marmara denizinde beklediğimiz büyük deprem olursa kesinlikle bugünkü manzarayı görmeyeceğiz. Bir yıkım göreceğimiz kesin. İstanbul'daki ekonominin, büyük ölçüde üretimin duracağı kesin. Ekonomi, üretim durursa İstanbul oturur yerine, bütün Türkiye diz üstü çöker. Ne ekonomik ne siyasi bağımsızlığımız kalır. Bir İstanbul depremi olduğu zaman insanım ölmesin istiyorum. Can güvenliğimi istiyorum. Peki nasıl yapacağım? Benim İstanbulumu ve bütün kentlerimi deprem dirençli yapın. Büyük deprem olduğu zaman minimum hasarla bu depremi atlatsın. Biri Türkiye'de 53 bin ölü biri Tayvan'da 13 ölü. O da tesadüfen ölü. Büyük deprem oluyor günlük yaşam değişmiyor. Nasıl deprem dirençli İstanbul'u yapabiliriz, bunu konuşmalıyız.
''HALK BİLİNÇLİ OLMALI VE TALEP ETMELİ''
Bizim vatandaşımız insanını, çocuğunu, akrabasını sever. Can güvenlikleri için yapmayacağı şey yoktur. Seçimde kendinden oy isteyen adamlara desin ki veya pankartlar kaldırsın ki, 'İstanbul'u deprem dirençli kent haline getirilmesini istiyorum. Bununla ilgili planınız varsa buyurun gelin oyumuz sizindir, aksi halde sizi sandığa gömerim" demeli. Halk dürüst, bilinçli olmalı ve bunu talep etmeli. Yavrusu için, geleceği için. Bugünkü hükümet ve belediyeler bu işi yapacaktır değil mi? Onlar da halktan talep gelirse harekete geçiyorlar.
''20 SENEDE DEPREME DİRENÇLİ BİR ÜLKE OLABİLİRİZ''
Bilimin doğruları değişmez. Bilim net olarak söyler. İstanbul veya herhangi kenti deprem dirençli yapmak istersen. Birincisi yönetimi deprem dirençli hale getireceksin, halkı, altyapıyı deprem dirençli hale getireceksin. Yapı stokunu, eko sistem ve çevreyi, ekonomiyi deprem dirençli yapacaksın. Yani 6 bileşeni deprem dirençli yapacaksın. Devlet bana yol, köprü, baraj, fabrika az yapsın. Zamanı gelince çoğaltırız. Önce can güvenliğimi sağlasın. Sayın Bahçeli de 'beka meselesi depremdir' dedi. Sayın Cumhurbaşkanı ve bakanımız da öyle dedi. Bir Afet Bakanlığı kurulsun, Türkiye'nin bütün kentlerini deprem dirençli hale getirmeye soyunsun. 10 senede yapsın, 25 senede yapsın. Sadece İstanbul'u değil bütün Türkiye'yi 20 senede deprem dirençli rahat rahat yaparız. Havaalanı, yol, köprü az yapalım. Filan bütçeye 3 lira verirken depreme 5 lira verelim. Çoluk çocuğumuzun neslini garanti altına alalım.
"DİĞER ÜLKELER BAŞARIRKEN BİZ NEDEN YAPAMAYALIM?"
Marmara'da Bizans'ta, Osmanlı'da olmuş, şimdi de olacak. Benim neslim depremde ölmemeli. Tayvan, Amerika, Japonya, Hindistan, Çin, İtalyan başarmış. Biz unutacak olsak hükümet, devlet, belediye mekanizmayı kurup yavaş yavaş yapacak bu işi. Gücümüzün yettiği kadar yapacak, yavaş yavaş yapacak ama non stop yapacak. Depreme İstanbul'u veya bir kenti hazırlamak masa başında olmaz. Sokağa inin ve 24 saat çalışılmalı. Başlangıçta paraya pula ihtiyaç yok. Sokağa inip çalışmak var.
"HALK VE DEVLETİM TÜM KURUMLARI EL BİRLİĞİYLE"
Bizim ülkemizde terk edecek bir karış toprağımız yok. Ülkemiz deprem ülkesidir. Kentlerimizin, köylerimizin çoğu faylardan etkilenmektedir. Her yerde deprem vardır. Yapılacak tek şey ülkeyi deprem dirençli hale dönüştürmektir. Dünya başarmıştır, Türkiye neden başarmasın? Devlet, hükümet, belediye, halkıyla omuz omuza verip bu makus talihimizi yenmektir. Depremde siyaset olmaz. Ayrılık gayrı olmaz. Japonya'da adamın başına tabanca dayasan, depremin aleyhine bir şey yaptıramazsın. Mümkün değil. Halkı eğitmek lazım.
İstanbul'da deprem korkusu sürüyor
İstanbul beşik gibi: Arka arkaya 4 deprem!
İşte Türkiye'nin deprem riski en az olan illeri