Amerika Birleşik Devletleri’nde yüksek lisans öğrencisi olarak bulunan Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi Rumeysa Öztürk, İsrail yanlısı bir grup tarafından fişlendikten sonra "yahudi karşıtlığı" nedeniyle sivil kıyafetli Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) kolluk güçleri tarafından alıkonulmuştu.
Öztürk’ün gözaltına alınmasından günler önce ABD Dışişleri Bakanlığı, Öztürk’ün yahudi karşıtı faaliyette bulunduğuna ya da terör örgütü destekçisi olduğuna dair Trump yönetiminin herhangi bir kanıt sunmadığını belirten bir belge hazırladı.
The Washington Post'un ulaştığı belgeye göre, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Öztürk’ün vizesini iptal etmek için kullandığı ilk yetkinin gerekçesiz kaldığı ifade edildi.
Dışişleri Bakanlığı, Öztürk’ün İsrail karşıtı bir makale kaleme aldığını doğruladı ancak yazının sınırları içinde ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını ve terör destekçiliği ya da yahudi karşıtlığı suçlamalarını haklı kılacak bir kanıt olmadığını belirtti.
GEREKÇESİZ CEZA
Bakanlığın yazılı değerlendirmesine rağmen Öztürk’ün vizesi başka bir yetki temel alınarak iptal edildi. Bu yetki, vize iptali için gerekçe sunulmasını zorunlu kılmıyor.
Trump yönetimi, uluslararası öğrencilere yönelik daha geniş bir baskı uygulaması kapsamında, yüzlerce öğrencinin vizelerini benzer bir şekilde iptal etti.
Öztürk, geçen yıl Tufts öğrenciler gazetesinde yayımlanan bir yazıda üniversitenin İsrail bağlantılı yatırımlarını açıklamasını ve bu şirketlerden çekilmesini talep etmişti.
Bu yazı, Trump yönetimi tarafından “Hamas’ı desteklemek” olarak tanımlandı. Ancak devlet kurumları arasında dolaşan belgelerde ne ICE ne de İç Güvenlik Bakanlığı bu suçlamayı destekleyecek herhangi bir delil sunamadı. ABD hükümet veri tabanlarında Öztürk’le ilgili terör bağlantılı herhangi bir bilgiye de ulaşılamadığı kaydedildi.
'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLANDIRILMASI'
Rubio, Öztürk’ün gözaltına alınmasının yalnızca yazdığı makale nedeniyle olmadığını, bu kişilerin üniversite içinde “binaları işgal ettiğini ve öğrencileri taciz ettiğini” söyledi.
Ancak suçlamaların aksine, Tufts Üniversitesi’ndeki protestolar sırasında Öztürk’ün lider konumda olduğuna dair bir işaret bulunmuyor. Öztürk'ün avukatları bu suçlamaların gerçek dışı olduğunu belirtti.
Ancak Trump yönetimi, Öztürk’ün de aralarında bulunduğu öğrencilerin “eylemlerle kaos ortamı yarattığını” öne sürmeye devam ediyor.
Öztürk’ün durumu uluslararası kamuoyunda yankı uyandırdı. Tufts Üniversitesi kampüsünde hem İsrail yanlısı gruplar hem de Cumhuriyetçi öğrenciler Öztürk’ün gözaltına alınış biçimini ve ifade özgürlüğünün bastırılmasını eleştirdi.
Tufts'taki 'İsrail'in Dostları' grubu, "Bu yazının içeriğine kesinlikle katılmıyoruz ama ifade özgürlüğünün sınırlandırılması demokratik değildir" açıklamasında bulundu.
'BENİ ÖLDÜRECEKLERİNDEN EMİNDİM'
Gözaltı sırasında Öztürk'ün annesiyle telefonda konuştuğu ve kimliği belirsiz kişiler tarafından etrafının sarıldığı öğrenildi.
Öztürk, yeminli ifadesinde "Beni öldüreceklerinden emindim" dedi. Ardından elleri kelepçelenip belinden zincirlenerek ayaklarından kelepçelendiğini aktardı.
Pazartesi günü Vermont’ta görülecek duruşmada Öztürk’ün sınır dışı edilip edilmeyeceğine karar verilmesi bekleniyor.
ABD, doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk'ün vizesini iptal etti
ABD'de 600 uluslararası öğrenciye 'vize' şoku
Türk öğrenci için verilen skandal karar federal yargıçtan döndü
ABD göç idaresi, Türk doktora öğrencisini alıkoydu