Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısı'nda konuştu.
Konuşmasına, "Filistin’den Suriye’ye, Kafkasya’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Türkistan’a kadar gönül ve kültür coğrafyamızın dört bir yanında, hayata tutunma mücadelesi veren tüm kardeşlerimi de buradan Kemal-i hürmetle selamlıyorum. Filistin’den Suriye’ye, Kafkasya’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Türkistan’a kadar gönül ve kültür coğrafyamızın dört bir yanında, hayata tutunma mücadelesi veren tüm kardeşlerimi de buradan Kemal-i hürmetle selamlıyorum." diyerek başlayan Erdoğan, AK Parti TBMM grup toplantısının hayırlara vesile olmasını diledi.
Grup toplantısını Bolu Kartalkaya'da bir otelde çıkan yangında hayatını kaybeden 78 vatandaşın üzüntüsünün yaşandığı bir atmosferde gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, "Sözlerimin hemen başında, yangın faciasında yitirdiğimiz 78 kardeşimizin her birine bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Hayatını kaybedenlerin neredeyse yarısının çocuk olması, yürek yangınımızı daha da artırmıştır. Aralarında bizzat tanıdığımız, Bolu eski milletvekilimiz Mehmet Güner’in kızı, damadı ve torunlarının bulunduğu ailelerimiz, tüm fertleriyle vefat etti. Çarşamba günü Bolu’ya gittik. Cenazelerimizi dualarla, tekbirlerle, yasınlarla, Fatihalarla ve gözyaşlarıyla son yolculuklarına uğurladık. Onlardan bize belki bir ömür boyu ince ince kanayacak koca bir iç yarası, gönül kırgınlığı kaldı. Rabb’im hepsini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum. Yakınlarını kaybeden ailelerimizle dayanışmamızı göstermek, millet olarak acımızı beraberce yaşamak amacıyla bir günlük milli yas ilan ettik." ifadesini kullandı.
"Muhalefetin iftira boyutlarına varan çirkinlerine kulaklarımızı tıkadık"
Daha önceki facialarda ve afetlerde olduğu gibi Bolu'da yaşanan hadiseden de milletin birbirine kenetlendiğini, acıyı yüreğinde hissettiğini vurgulayan Erdoğan, "Edepten, adaptan, ahlaktan, bu milletin değerlerinden nasibini almayan kimi kendini bilmezler dışında 85 milyon, tasada bir olduğunu, beraber olduğunu her daim kardeş olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu süreçte ailelerimizin yaşadıkları derin ızdıraba, saygımızın icabı olarak meseleyi günlük siyasi tartışmalara konu etmemeyi ilk günden itibaren büyük özen gösterdik. Bir haftadır, ana muhalefetin sataşmanın da ötesine geçerek artık itham ve iftira boyutlarına varan çığılık ve çirkinlerine ısrarla kulaklarımızı tıkadık. Mecbur kalmadıkça, ailelerimizin acısına acı kattığını gördüğümüz bu süfli münakaşalardan özellikle imtina ettik." diye konuştu.
"Ailelerin matemini umursamadılar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti;
"Ancak, biz sükut ettikçe, ana muhalefet partisi ile kiralık kalemleri ve tetikçi ekran yüzleri seviyeyi her gün biraz daha aşağı çekti. Kayıplarının acısıyla yürekleri Kerbela çölüne dönmüş ailelerimizin matemini umursamadan tam bir haftadır, vicdansızlığın her çeşidini sergilediler. Sosyal medya mecralarından kendilerini aklama yarışına girdiler. Çıkıp bir nezaret cümlesi kurmak, acılı ailelerimizi teskin etmek, yargının ve devletin ilgili kurumlarının görevini yapmasını beklemek yerine, telaşla sağa sola bühtan etmeyi sürdürdüler. Ülkemiz muhalefeti adına büyük bir taaccüb, teessür ve teessüfle takip ettiğimiz bu pespayeliklerine rağmen duruşumuzu yine bozmadık."
"Yangına süratle müdahale edildi"
Gece saat 03.27'de başlayan yangının haberinin ulaşır ulaşmaz vakit kaybetmeden devletin tüm imkanlarının seferber edildiğini belirten Erdoğan, "AFAD, jandarma, 112 acil sağlık ve UMKE ekiplerimiz süratle ilk müdahaleleri yaptılar. Bolu’nun yanı sıra çevre illerden itfaiye araçları ve ekipleri de bölgeye sevk edildi. Çalışmalara 171 araç ve yaklaşık 550 personel iştirak etti. İlgili bakanlarımızı da çalışmalara sevk ve koordine etmek üzere Kartalkaya’ya gönderdik. Yaralanan 51 kardeşimizin Bolu ve diğer illerimizdeki sağlık kuruluşlarımıza intikali süratle gerçekleştirildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, yakınları vefat eden ve yangından olumsuz etkilenen vatandaşlarımıza psikososyal destek verdi. Evlatlarını, yakınlarını, sevdiklerini zamansız bir şekilde kaybeden, yangından kurtulsalar bile büyük bir şok yaşayan vatandaşlarımıza bu zor günlerinde yalnız olmadıklarını hissettirmek için gereken her şeyi yaptık, yapıyoruz ve yapacağız." ifadelerini kullandı.
"Belediye yetkililerinin de olduğu 19 kişi tutuklandı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yangın faciasının tüm yönleriyle araştırılması, ihmali, hatası veya kusuru olanların yargıya hesap vermesi noktasında gerekil adli ve idari soruşturmaların süratle başlatıldığını kaydetti.
Cumhuriyet savcılarının ve farklı bakanlıklardan başmüfettişlerin yangın faciasıyla ilgili tahkikatları sürdürdüklerini dile getiren Erdoğan, "İlk etapta 9 kişi gözaltına alındı, ifadeler verildi. Soruşturma daha da derinleştirildi ve genişletildi. Buna göre gözaltı sayısı 28’e yükseldi. Bunlardan aralarında Grand Kartal Oteli'nin sahibinin, işletme müdürünün, otel çalışanlarının ve bazı üst düzey belediye yetkililerinin de olduğu 19 kişi tutuklandı. 7 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi." dedi.
Erdoğan, yapılan ilk incelemeler neticesinde otelin yangın algılama sisteminin çalışmadığının, iş yerinde olaya müdahale edebilecek acil durum ekiplerinin bulunmadığının, iş yeri yangın söndürme sistemlerinin yetersiz kaldığının, otelin acil çıkış yolları ve kapılarının ihtiyaca cevap verecek şekilde olmadığının, otelde olası bir yangına karşı risklerin yeterince değerlendirilerek gerekli tedbirlerin alınmadığının tespit edildiği bilgisini paylaştı.
"Karanlık noktalar aydınlatılacak"
Bunlarla birlikte tüm eksikliklerin soruşturmayı yürüten makamlarla paylaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uzman heyetimiz de çalışmalarını tekmil ettirince hazırlıkları raporları yargıya arz edecektir. Burada dikkati çeken husus şudur: Müfettişlerin tespitleriyle, otelin aralık ayında belediye yetkilileri tarafından muvazalı bir şekilde geri çektirilmek suretiyle sümen altı edilen kusurlarına ilişkin rapor büyük ölçüde örtülmektedir. Bu durum acımızın daha da katmerlenmesine sebep olmuştur. Belediye başkanı koltuğunda oturan şahsın itfaiye müdürü korkmuştur diyerek meşrulaştırmaya çalıştığı ancak daha sonraki ifadelerde başka sebeplerin devreye girdiği anlaşılan skandalın üzerinde hassasiyetle durulmalıdır. İnanıyorum ki, soruşturma sürecinde bu başvuruyu geri çekme olayı da tüm boyutlarıyla araştırılacak, karanlık noktalar aydınlatılacak, soru işaretleri giderilecektir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti;
"Gereken neyse yapmaktan asla çekinmeyeceğiz"
"Acılı ailelerimiz başta olmak üzere milletimin her bir ferdinin şu gerçeği çok iyi bilmesini istiyorum. 78 canımızı bizden kopartan bu katliamın yaşanmasında kimin sorumluluğu, kusuru, eksiği ve ihmali varsa tekmili birden hesap sorulması için gereken neyse yapmaktan asla çekinmeyeceğiz. Uhdemizde olan bir şey varsa biz soracağız. Yargımızın görev alanına girerse adalete teslim edeceğiz. En küçük bir şüphe izi kalmadan en ince detayına kadar bu facianın araştırılmasını ve sorumlularının ortaya çıkarılmasını temin edeceğiz. Arkadaşlarımıza verdiğimiz talimat da bu yöndedir.
Cazirilikla, muğalatayla, laf cambazlıklarıyla kimse sorumluluktan kaçamaz, kaçamayacaktır. Ekran ekran dolaşıp şecat arz ederken sirkatin söyleyen vicdansızlar ne yaparsa yapsın millete hesap vermekten kurtulamayacak. Sorumluluğu olan kim varsa hesap vereceği yer sosyal medya mecraları değil, bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleridir. Adalet mutlaka tecelli edecektir. Vicdanlar ancak bu şekilde teskin olacak. Yaralar ancak bu şekilde kabuk bağlayacak. Ailelerimizin yüreklerindeki ateş belki bir nebze olsun ancak bu şekilde küllencektir. Her şeyin farkındayız. Güle oynaya tatile giden evlatlarının soğuk tabutlarına sarılan anaların, babaların, kardeşlerin beklentilerini gayet iyi biliyoruz."
"Araştırma Komisyonu alınması gereken önlemleri belirleyecek"
Yangın faciasına ilişkin adli ve idari süreçlere ek olarak AK Parti grubunun yangının tüm yönleriyle araştırılması için Meclise araştırma önergesi verdiğini anımsatan Erdoğan, "Önergemiz diğer parti gruplarının teklifleriyle birlikte değerlendirilerek dün gece genel kurulda kabul edilmiştir. Kurulacak Meclis araştırma komisyonu mevzuattan veya uygulamadan kaynaklı açıkları tespit ederek bir daha benzer acılarının tekrar etmemesini için alınması gereken önlemleri belirleyecektir. Meclisimizin de bu doğrultuda ihtiyaç duyulan adımları kararlılıkla atacağına inanıyorum. Tüm siyasi partilerimizden ve milletvekillerimizden sürece müspet ve anlamlı katkı vermelerini bekliyoruz." değerlendirmesini yaptı.
"Sağduyuyla davranmakta ısrarcı olduk"
"Aç gözlü müptezellerin daha fazla para kazanacağız diye vatandaşlarımızın canını hiç saymasına tahammülümüz yoktur ve olamaz." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Milletimizin acısına saygımızın bir gereği olarak 21 Ocak'tan beri tam 8 gündür sizin sataşmalarınızı duymazdan geldik. Sabırla, soğukkanlılıkla, sağduyuyla davranmakta ısrarcı olduk. Bugün de aynı yerdeyiz. Aynı vicdan çizgisindeyiz. Bugün de omuzlarımızda taşıdığımız ağır vebalin bilinciyle hareket ediyoruz. Bugün de empatiden, dergamlıktan ve insaftan yoksun kısır tartışmalara bulaşmak, millete ve memlekete hiçbir faydası olmayan bu anaforun içine sürüklenmek asla istemiyoruz. Ama burada acılı ailelerimizin derin hoşgörüsüne sığınarak bazı gerçekleri hatırlatmayı da görev biliyorum." dedi.
"Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kanunun arkasından dolanmaya çalışan, mevzuatı ve yönetmelikleri ihlal eden kurnazlık yaparak yükümlülüklerinden kaçmaya yeltenen kim olursa olsun devletimizin pençesi yakasında, nefesi ensesindedir. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Nerede bir eksiklik, sorun, açık varsa gidermek hususunda kararlılığımızı perçinleyerek sürdüreceğiz. Buradan 8 gündür sorumsuz beyanatlarıyla, laf kalabalığıyla ailelerimizin yaralarını deşen muhalefet aktörlerine de şunu söylüyorum: Hadi yüzünüz yok, anlıyorum. Peki vicdanınız da mı yok? Hiç mi aynaya bakmıyorsunuz? Ortaya saçılan onca felakete rağmen hiç mi utanmıyorsunuz? Ne zaman kendinizi bir kez olsun sorgulayacaksınız? Bu milletin derdine, acısına, kederine ne zaman ortak olacaksınız? Her meselede milleti kutuplaştırmaktan, her konuyu siyasallaştırmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Halkımıza artık gına getiren istismar siyasetinizi ne zaman terk edeceksiniz? Eş, dost, akraba çiftliğine çevirdiğiniz belediyelerdeki liyakatsizliklerinizle ne zaman cesaretle yüzleşecek, kadrolarınız arasında veba gibi yayılan yolsuzluk, hırsızlık, ahbap çavuş düzeniyle ne zaman hesaplaşacaksınız? Bakın tekrar ediyorum. Milletimizin acısına saygımızın bir gereği olarak 21 Ocak'tan beri tam 8 gündür sizin sataşmalarınızı duymazdan geldik."
"Utanmadan ahlaktan, etikten bahsediyorsunuz"
Acılı ailelerin hoşgörüsüne sığınarak bazı gerçekleri hatırlatmak istediğini dile getiren Erdoğan, "Ey muhalefet 8 gündür ekranlarda, gazete köşelerinde, sosyal medya mecralarında ona buna siyasi ahlak dersi vermeye kalkıyorsunuz. Daha bir sene önce Beşiktaş Gayrettepe'de 29 işçimiz can verdi. Zerre kadar umursamadınız. İzmir'in göbeğinde iki gencimiz ihmalkarlığınızdan dolayı elektrik akımına kapılarak çok feci bir şekilde hayatını kaybetti görmezden geldiniz. İstanbul'da bir parkta belediyenin açıp kapatmadığı su dolu çukura düşen 5 yaşındaki bir yavrumuz göz göre göre gitti. Yüzsüzce ailesini suçladınız. Antalya'daki teleferik ayıbının sorumlularını bırakın eleştirmeyi demokrasi kahramanı ilan etmediğiniz kaldı. Sizin iş bilmezliğinizden ötürü her gün büyük şehirlerin ortasında otobüsler yanıyor. Bir de utanmadan ahlaktan, etikten, liyakatten, sorumluluk almaktan bahsediyorsunuz. Daha burada saymaya kalksak saatler alacak bir sürü skandalın mücrimi olduğunuz halde bir de utanmadan ahlaktan, etikten, liyakatten, sorumluluk almaktan bahsediyorsunuz." diye konuştu.
"Acılar tazeyken bunları konuşmaktan son derece rahatsızız"
Fırsatçılığa, yüzsüzlüğe papuç bırakmayacaklarını, milletin acıları üzerinden arsızca tepinilmesine eyvallah etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti;
"Sorumluların hepsinin adalete hesap vermesi için gereken neyse yaparken hadsizliklere karşı da boyun eğmeyiz. Altını çizerek tekrar ifade ediyorum; henüz acılar tazeyken bunları konuşmaktan son derece rahatsızız. Böyle büyük bir trajediden sonra bunları konuşmak mecburiyetinde bırakıldığımız için gerçekten üzgünüz. Hep söylediğim gibi bu ülkenin ve demokrasinin en temel sorunu vizyonsuz, programsız, plansız, tembel, dedikoducu siyaset zanneden bir muhalefete mahkum olmasıdır. Bunun değerlendirilmesini aziz milletimizin irfanına havale ediyorum. Yakınlarını kaybeden acılı ailelerimize Allah'tan tekrar sabrı cemil diliyorum. Tedavileri devam eden dört kardeşimize acil şifalar temenni ediyorum. Bu süreçte sorumluluk duygusuyla hareket eden tüm siyasetçilere, medya mensuplarına ve aziz milletimin her bir ferdine en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Telefonla arayarak veya mesaj göndererek taziyelerini ileten dost ve kardeş ülkelerin liderlerine buradan tekrar teşekkür ediyorum. Bir kez daha Rabbim aziz milletimize bu acıları yaşatmasın diyorum."
"Olağan kongre maratonunda finale yaklaştık"
12 Ekim 2024'te başlayan AK Parti 8. Olağan Kongre maratonunda hızla finale yaklaşıldığını hatırlatan Erdoğan, ilçe kongrelerini başarıyla tamamladıklarını söyledi.
Hafta sonu itibarıyla 73 il kongresinin gerçekleştirildiğinin bilgisini paylaşan Erdoğan, "27 Ocak Pazartesi günü Gençlik Kollarımızın 7. Olağan Kongresi, "Gençliğinle Türkiye'ye yön ver" sloganıyla başkent Ankara'da muhteşem bir atmosferde icra ettik. Bayrak değişimi gittiğimiz kongremizde 4 yıldır bu görevi başarıyla yürüten İzmir Milletvekilimiz Eyüp Kadır İnan kardeşimiz nöbeti Yusuf İbiş kardeşimize devretti." dedi.
Gençlik kollarından mezun ettikleri tüm İl Gençlik Kolları Başkanlarına, Gençlik Kolları Merkez K ve Yönetim Kurulu üyelerine, tüm AK Gençlik ekibine emekleri ve gayretleri için teşekkür eder Erdoğan, "AK Parti Gençlik Kolları Başkanlığı görevini devreden Yusuf İbiş kardeşim ve ekibine de Mevlam'dan üstün başarılar temenni ediyorum. Hem ülkemizin hem de partimizin geleceğinin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimizin önlerini açmaya siyasette gençlere daha fazla sorumluluk ve görev vermeye inşallah devam edeceğiz. Sokaklarımızı karıştırmaya, gençlerimizi birbirine düşürmeye, Gezi olaylarıvari sokak terörünü yeniden körüklemeye dönük sinsi planların devreye alınmak istendiği bir dönemde başta AK gençlik olmak üzere tüm gençlerimizden üstat Necip Fazıl'ın şu hikmet ve özgüven dolu sözlerine kulak vermelerini özellikle rica ediyorum. Sizlerden zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuuruunda bir gençlik olmanızı, zifiri karanlıkta ak sütü içindeki aklı fark edecek kadar gözü keskin bir gençlik olmanızı, kim var diye seslenilince sağınıza solunuza bakılmadan fert fert ben varım cevabını veren dava ahlakına sahip gençler olmanızı bekliyor. Milletimize böyle bir gençlik nasip ettiği için rabbime hamd ediyorum." diye konuştu.
Kongre süreci kapsamında 7 il kongresinin daha bu hafta sonu tamamlanacağını dile getiren Erdoğan, "Pazar günü İstanbul kadın kollarımızın kongresini, 5 Şubat Çarşamba günü de kadın kolları 7. olağan kongremizi gerçekleştireceğiz. 8 Şubat'ta yapacağımız İstanbul il kongremizde bu safhayı tamamlayacağız. Ardından da 23 Şubat'taki büyük kongremize hazırlanacağız. Büyük kongremizde milletimizin huzuruna yine tarihe yön verecek bir ufuk, vizyon, kadro tasarımıyla çıkmayı arzuluyoruz. Kongre maratonumuzu alın teriyle neticelendirdikten sonra inşallah tüm enerjimizi, vaktimizi ve kapasitemizi millete meydanlarda verdiğimiz sözleri hayata geçirmeye teksif edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Turpların büyükleri heybede"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü;
"İşte sizler de bu tabloyu görüyorsunuz. İktidarın alternatifi olması gereken muhalefet ne program, ne kavrayış, ne hazırlık, ne zihniyet itibarıyla bizimle yarışacak, bizimle kantara çıkacak siklette değildir. Gündemlerinde ne millet var ne milletin derdi, sıkıntısı, sorunu var. Varsa yoksa kendi çıkarları, kendi ikballeri, kendi gelecekleri. Aralarındaki güç rekabeti öyle bir raddeye ulaştı ki cepleri, mideleri, çıkarları ve siyasi kariyerleri dışında hiçbir şeyi gözleri görmüyor, kulakları duymuyor. Sıkıştıkça pot kıran CHP Genel Başkanına ise en büyük, en insafsız, en şiddetli dayağı selefi atıyor. Sayın Özel kırmızı kartla oyalanırken, eski genel başkan ilk sarı kartı kendisine şimdiden gösterdi bile."
"Mızrak artık çuvala sığmıyor"
Bir başka gerçek şudur; Hemen her gün bir yenisi patlak veren kumpas, yolsuzluk, taciz vakaları buzdağının sadece görünen kısmını temsil etmektedir. Ama ne yapsalar boş. Mızrak artık çuvala sığmıyor. "Turpların büyükleri heybede" Bunu dediğimiz için rahatsız oldular, tehdide başladılar. Neden? Çünkü durumlarını gayet iyi biliyorlar. Panikle yargı mensuplarımızı, ailelerini ve çocukları üzerinde tehdit edecek kadar muvazeneyi yitirmelerinin nedeni de aynıdır.
Erdoğan, para kulelerinin, şişirilmiş konser faturalarının ve bunun gibi birçok yolsuzluğun neye hizmet ettiğinin herkes tarafından çok iyi bilindiğini belirterek, "Bu tablo elbette bizim mesuliyetimizi daha da artırmaktadır. Vatandaşlarımızın bunlara bakıp da umutsuzluğa kapılmasına, siyasetten ümitlerini kesmesine, farklı odaklara bel bağlamasına müsaade edemeyiz. Cumhur İttifakı olarak daha fazla çalışarak, daha fazla koşturarak, daha fazla ter dökerek muhalefetin eksiğini de bizim kapatmamız gerekiyor. Bu konuda siz milletvekillerimize güveniyor, her birinizden daha çok çaba bekliyorum." dedi.
"Değişmeyen tek gündem maddemiz deprem bölgesi"
Gündem konuları gün aşırı değişse de kendileri için değişmeyen tek gündem maddelerinin deprem bölgesinin ihşası ve inşası olduğunu kaydeden Erdoğan, "Depremzede kardeşlerimizi bir an önce güvenli, modern ve rahat yuvalarına kavuşturmak için canla başla çalışıyoruz. Asrın inşası adını verdiğimiz mücadelede yalnızca yıkılan şehirlerimizi değil, umutlarımızı ve geleceğimizi de yeniden ayağa kaldırıyoruz. Deprem bölgemizi adeta dünyanın en büyük şantiye sahasına dönüştürdük. 11 ilimizde 4 bin 333 köyde, 174 ayrı alanda kurulan bin 900 şantiyede, 182 bin mimar, mühendis ve işçi kardeşimiz milletimize yepyeni bir sayfa açmak, güvenli ve sağlam bir gelecek inşa etmek için çalışıyor." ifadelerini kullandı.
Kasım ayında Kahramanmaraş'ta 155 bininci evin anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü;
"24 Ocak'ta Malatya'da 46 bin 307 yuvayı da hak sahibi kardeşlerimize teslim etmenin gururunu yaşadık. Böylelikle toplamda 21 bin 431 bağımsız birimi afetzede vatandaşlarımıza kazandırmış olduk. Yeni yuvaların hak sahiplerine tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Depremden sonra hükümet bu enkazın altında kalır diyenlere en güzel cevabı depremin üzerinden 2 yıl geçmeden anahtarlarını takdim ettiğimiz 201 bininci yuvamızla inşa ettiğimiz projelerimizle veriyoruz. Aynı hızla yolumuza devam edeceğiz. Hedefimiz 2025 yılının sonuna kadar toplam 452 bin 983 bağımsız bölümü teslim etmektir.
"Deprem bölgemiz için 2,6 trilyon lirayı aşan yatırım yaptık"
Yıl bitmeden deprem bölgemizi yeniden imar edeceğiz. Deprem bölgemiz için şimdiye kadar 2,6 trilyon lirayı aşan yatırım yaptık. Yani 75 milyar dolar civarında bir kaynağı buraya tahsis ettik. 2025 bütçemizde ise felaketin izlerini tamamen silmek için toplam 584 milyar liralık kaynak ayırdık. Ekonomi'den sanayiye, ticaretten tarıma, altyapıdan sosyal projelere kadar her alanda bölgeyi canlandırıyoruz. 23 milyar lira kaynak aktardığımız yerinde dönüşüm programımızla şehirlerimizin hem fiziki dokusunu hem ruhunu yeniden ayağa kaldırıyoruz. Malatya'da Söğütlü Camii'ni, Hatay'da Habib-i Neccar Camii'ni, Kahramanmaraş'ta Kapalı Çarşı'yı tekrar eski görkemine kavuşturuyoruz. “Deprem turistleri”, bölgenin yolunu dahi hatırlamazken, biz altyapısı ve üstyapısıyla depremzede şehirlerimizi süratle mamur ediyoruz."
Erdoğan: Terörsüz Türkiye hedefimize adım adım yaklaşıyoruz
Erdoğan: Terörsüz Türkiye hedefimizi mutlaka gerçekleştireceğiz
Erdoğan'dan enflasyon mesajı: Vatandaşlarımızdan dirayet ve destek bekliyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Duruşmalar en fazla 2 ay ertelenecek