FINANSINGUNDEMI.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD’de yöneticilerin 4'te 1'i giriş seviyesi bir Z kuşağı mezununu işe almayı aklından bile geçirmiyor.
Finansingundemi.com’un derlediği bilgilere göre, hem patronların hem de çalışanların hemfikir olduğu bir şey var: “Giriş seviyesi çalışanlar bu iş için uygun değil.”
Sosyal beceri eksikliği
Fortune’dan Jane Thier’in haberine göre, teknoloji eğitimi sağlayıcısı General Assembly'nin yeni raporuna göre, çalışanların yüzde 48’le yarısından azı ve orta seviye yöneticilerin yalnızca yüzde 12'si, bugünün giriş seviyesi çalışanlarının iş gücüne yeterince hazır olduğunu düşünüyor.
Bu güven eksikliğini yönlendiren belirli etkenler bulunuyor. Ankete katılan yöneticiler, yeni iş gücüne katılanların iş yerinde başarılı olmak için gereken iletişim, iş birliği ve uyum sağlama gibi yumuşak becerilere sahip olmadığını düşünüyor.
General Assembly'nin baş işletme sorumlusu Jourdan Hathaway, “Giriş seviyesi çalışan havuzu bozuldu. Şirketler çalışanları nasıl kaynakladıklarını, eğittiklerini ve işe aldıklarını yeniden düşünmeli” diyor.
Hathaway, bu sorunu ele almaya kararlı patronlar için, iş gücü hazırlığını artırmaya yönelik kanıta dayalı yaklaşımların halihazırda mevcut olduğunu belirtiyor ve şöyle diyor: “Örneğin, teknoloji çıraklıkları ve beceri eğitim programları, çalışanlara gerçek bir çalışma ortamını pratik edebilecekleri deneyimler sunarak teknik becerilerin yanı sıra iletişim ve işbirliği becerileri de geliştirmelerine olanak tanıyor.”
Rapor için General Assembly, ABD ve İngiltere genelinde 1.180 çalışan ve 393 yönetici yardımcısı veya yönetici düzeyindeki müdürü araştırmasına dahil ediyor. Bu yöneticilerin dörtte birine yakını, bugünün giriş seviyesi çalışanlarını işe almayacaklarını söylüyor. Tüm seviyelerdeki tüm çalışanların yaklaşık yüzde 23'ü de aynı cevabı veriyor. Bu kişiler arasında aynı cevabı veren ‘baby boomer’ kuşağı üyelerinde ise oran yüzde 33 şeklinde gerçekleşiyor.
Gerçek değeri kaçırmak
Z kuşağı katılımcılarının yüzde 40’la beşte ikisi, çoğu söz konusu yeni işe alınanlar olmak üzere sosyal becerilerden yoksun olmanın kariyer ilerlemelerinde büyük bir eksiklik olduğunu söylüyor. Yöneticilere ve çalışanlara göre listenin başında teknik beceriler ve işe doğru tutumla gelmek de yer alıyor.
Yine de bu, tamamen genç çalışanların hatası değil. Birçoğu üniversite yıllarını pandemi karantinalarında, iptal edilen stajlar veya tamamen uzaktan roller nedeniyle engellenmiş bir şekilde geçirdi ve bu nedenle ağ kurma ve yüz yüze profesyonel rehberlik fırsatlarını kaçırdı.
Üç yöneticiden biri ve çalışanların da benzer bir oranı, şirketlerin yeni işe alınanlar için yeterli eğitim sağlamadığı ve bu durumun onları başarısızlığa veya en azından düşük performansa hazırladığı konusunda hemfikir.
Eğitim bursları veya fonları için gerçekten bir bütçe ayıran şirketler arasında neredeyse yarısı, çalışanların bunları ‘bazen, nadiren veya hiç’ kullanmadığını söylüyor. Bunun nedeni muhtemelen motivasyon veya zaman eksikliği ya da belki de sorunun kendileri olmadığı hissi olarak öne çıkıyor.
İlginçtir ki, ABD ve İngiltere'de çalışanlar bu konuda biraz farklı düşünüyor. İngiltere’de çalışanların hükümetin işe hazırlık konusunda bir miktar sorumluluk taşıdığına inanma olasılığı, Amerikalı çalışanlara göre iki kattan fazla. İngiltere’de patronların aynı şeyi söyleme olasılığı ise ABD’deki yöneticilere göre yedi kat daha fazla seyrediyor.
Yapay zekaya rağmen, sosyal beceriler hala en üst seviyede
General Assembly'nin raporu, gelecek giderek daha fazla dijitalleşirken bile insan dokunuşunun hayati önem taşıdığını ortaya koyuyor. Bu, diğer bazı yakın tarihli raporlarda da yankı buluyor.
Ocak ayında gerçekleştirilen bir Harris Anketi, yöneticilerin yüzde 82'sinin yeni Z kuşağı işe alımlarının sosyal becerilerinin daha fazla rehberlik, zaman ve eğitim gerektirdiğini söylediğini bulguluyor. Ayrıca, Z kuşağının genellikle hızlı terfi zaman çizelgeleri, esneklik için geniş alan veya tutarlı iş-yaşam dengesi gibi gerçekçi olmayan iş yeri beklentilerine sahip olduğu ve yumuşak becerilerde teknik becerilerden daha zor eğitildikleri düşünülüyor.
İşyeri eğitim platformu Pearson tarafından Eylül 2024'te yapılan bir araştırma, en çok talep gören sosyal beceri olan iletişimin 110 milyon iş ilanında yer aldığını, yapay zeka becerisi olan veri analizinin ise yalnızca 9 milyon iş ilanında yer aldığını gösteriyor.
Ayrıca, yakın zamanda yapılan bir Deloitte araştırmasında, çalışanlar ekip çalışmasını bir numaralı beceri olarak sınıflandırıyor ve bunu iletişim ve liderlik izliyor. Sadece dördüncü sırada daha teknik bir beceri olan kodlama yer alıyor ve ardından da veri analizi geliyor.
Şirketlere de görev düşüyor
Birçok Fortune 500 şirketi de bu çağrıya kulak veriyor. Örneğin Microsoft, çalışanlara hem veri analizi gibi zor hem de iletişim gibi sosyal becerilerde kurslar ve sertifikalar sunmak için sanal eğitim platformu Coursera ile ortaklık kurmuş durumda.
Deloitte'un baş öğrenme sorumlusu Anthony Stephan, “Farklı düşünme, duygusal çeviklik ve dayanıklılık gibi kalıcı insan yetenekleri pahasına teknik eğitime çok fazla önem veren şirketler, inovasyonu engelleyebilir ve çalışanları ekiplere liderlik etme, pazar fırsatlarına uyum sağlama ve teknolojinin potansiyelinden tam olarak yararlanma konusunda yetersiz bırakabilir” diye yazıyor.
General Assembly'de mezun katılımı ve işveren ortaklıkları direktörü olan Lupe Colangelo da, raporda, “Bu kadar çok insanı etkileyen bir eğilim gördüğümüzde, bir adım geri çekilmeli ve sistemin değişmesi gerektiğini düşünmeliyiz. İnsanların iş gücüne katılmak ve başarılı olmak için açıkça daha fazla desteğe ihtiyaçları var. Bireysel çalışanların bugünün beceri açıklarını kendi başlarına kapatmasını bekleyemeyiz” diyor.
Z kuşağı iş tekliflerini neden geri çeviriyor?
Z kuşağı başarılı olma baskısı altında eziliyor
Z kuşağının iş hayatı neden çok kısa sürüyor
Z kuşağı terfi almak istemiyor
Z kuşağı iş bulmakta zorlanıyor
Z kuşağının ‘rahat yaşam' anlayışı farklı