FINANSINGUNDEMI.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD’de Z kuşağı gençleri başarmak için ezici bir baskı hissediyor. Ebeveynlerin ise yangına körükle gitmemesi gerektiği düşünülüyor.
Finansingundemi.com’un derlediği bilgilere göre, çocuklarının üzerindeki başarılı olma baskısını hafifletmek için ebeveynlerin 6 seçeneği bulunuyor.
Sorun ‘başarı’da değil, onu konuşma şeklimizde
Fortune’dan Ani Freedman’ın haberine göre, bugün gençler başarılı olma baskısı altında eziliyor. Sosyal medya karşılaştırmasının ek ağırlığı nedeniyle bu durum eskiye kıyasla daha da şiddetli hissediliyor ve bunun onların ruh sağlığı için ne kadar zararlı olabileceği çok iyi biliniyor.
Başarıya olan bu saplantı, 19, 17 ve 14 yaşlarında çocukların annesi olan gazeteci Jennifer Breheny Wallace'ın ilgisini çeken bir konu. En büyük oğlu sekizinci sınıftayken bu konuyu araştırmaya başlayan Wallace, elde ettiği bulguları geçen yıl yayınlanan ‘Never Enough: When Achievement Culture Becomes Toxic—And What We Can Do About It’ (Asla Yeterli Değil: Başarı Kültürü Toksikleştiğinde Ne Yapılabilir) adlı kitapta yayınladı. Wallace, “Sorun başarıda değil; başarı hakkında konuşma şeklimizde” diyor.
En uç durumlarda, gençler sürekli olarak başarma baskısı altında hissettiklerinde ve bunu başaramayacaklarına inandıklarında madde bağımlılığına, izolasyona, depresyona ve intihar düşüncelerine yöneliyor.
Ancak araştırmasının bir parçası olarak 6.000'den fazla ebeveyn ve 500 genç yetişkinle iki ulusal anket yaptıktan sonra Wallace, çocukların hem akademik hem de zihinsel olarak başarılı olmalarını ve iyi uyum sağlayan yetişkinler olma yolunda ilerlemelerini sağlamak için çok önemli olan kalıpları ortaya koyuyor. Wallace, ebeveynlerin, ergenlik dönemindeki toksik baskıların fırtınasından korunmak için neler yapabileceklerine dair tavsiyelerde bulunuyor.
Çocuklarınıza ebeveynleri olmaktan duyduğunuz sevinci gösterin
Wallace, ebeveynlerin yapabileceği ilk şeylerden birinin, evde okulda ve sosyal medyada sürekli olarak başarma baskısında kurtulmak için bir ‘sığınak’ haline gelmeleri olduğunu söylüyor.
Wallace, bunu yapmak için eleştiriyi en aza indirip sevgiye öncelik verilmesi gerektiğini belirtiyor ve “Eve geldiklerinde aile köpeğinin sizi selamladığı gibi onları selamlayın” ifadesini kullanıyor. Wallace, “Başka bir deyişle, onlara sadece ebeveyni olmaktan aldığınız saf sevinci gösterin. Kapıdan içeri girdikleri anda bir testte nasıl performans gösterdiklerini hemen sormak yerine, nasıl olduklarını sorun” diyor.
Wallace, bunun evi, çocuklarımızın bize sevecen olmak için belirli bir şekilde performans göstermek zorunda hissetmedikleri bir yer haline getirdiğini söylüyor.
Başarıdan bağımsız olarak önemli olduklarını onlara gösterin
Wallace'ın araştırmasında bulduğu en büyük çıkarımlardan biri de ‘önemli olmanın önemi'. Çocukların değerli olduklarını ve etraflarındaki dünyaya değer kattıklarını hissettikleri zaman bu olgunun öne çıktığını söyleyen Wallace, “Bu his, sınav puanlarının, üniversiteye gittikleri yerin, nasıl göründüklerinin ve aldıkları övgülerin ötesine geçmelidir” diyor.
Wallace, “Çocuklarımızı koşulsuz seviyoruz ancak onlar her zaman onları koşulsuz olarak gördüğümüzü hissetmiyor” diye ekliyor.
En çok zorluk çeken çocukların, amaçlarının performansa bağlı olduğunu hissettiklerini fark eden çocuklar olduğunu söyleyen Wallace, bunun da başarısızlık korkusuyla değerlerini kaybedecekleri için büyük riskler almaktan kaçınmalarına neden olduğunu ifade ediyor.
Peki çocuklarınızın kendilerini önemli hissetmelerine nasıl yardımcı olabilirsiniz? Wallace, “Onları tanıyarak” diyor ve ekliyor: “Onlara özlerinde kim oldukları için dünyaya değer kattıklarını gösterin. Onlarla ilgili ne kadar komik olabilecekleri veya sevdiğiniz küçük tuhaflıkları gibi küçük şeyleri fark ederek bile onlara sadece ölçülebilir başarılarını değil, bütün kişiliklerini önemsediğinizi gösterebilirsiniz.”
Wallace, çocukların kendilerini önemli hissettiklerinde bunun bir ‘koruyucu kalkan’ görevi gördüğünü ve genellikle daha başarılı olmalarını sağlama gibi ek bir faydası olduğunu söylüyor. Wallace, “Sonuçlarının dışında önemli olduklarını bilerek daha büyük hedefler için çabalamaya istekli oluyorlar. Bu sayede çocuklarımızı amaç bulmaya hazırlamış oluyoruz” diyor.
Wallace, “Çocuklara bunu başarabileceklerine inandığınızı gösterin. Ve eğer başaramazlarsa, sevginizin sarsılmadığından emin olun ve bunu onlara gösterin. Bir ebeveynin birincil görevi, çocuğunun benlik duygusunun gelişimini desteklemektir” şeklinde konuşuyor.
Onların en büyük destekçisi olun
“Ayrıca kendi hayal kırıklıklarınızın okul ödevleriyle ilgili etkileşimleri olumsuz etkilemesine izin vermemeniz de çok önemli” diyen Wallace, “Çocuğunuz zorlanıyorsa, onlara sinirlenmek yerine, bunun altında yatan nedenleri araştırmaya başlayın. Sosyal olarak zor zamanlar mı geçiriyorlar? Evdeki çalışma alanları çok mu dikkat dağıtıcı? Bunlara odaklanın” diye ekliyor.
Wallace, ebeveynlerin yalnızca çalışmalarının sonuçlarına odaklanmak yerine, onlarla birlikte bir plan oluşturarak çocukların evde işlerini yapmaya odaklanmalarına yardımcı olabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Ebeveynler sürece dahil olurken çocuklarının güçlü yönlerine yaslandıklarında bu genellikle daha kolaydır. Ebeveynler genellikle neyin yanlış gittiğine odaklanmak için programlanmıştır, zaten iyi yaptıkları şeylere değil.”
Çıktıları nasıl paylaştığınıza dikkat edin
Hayal kırıklıklarınızı çocuklarınıza nasıl ilettiğiniz de çok önemlidir. Wallace, çocuklarınıza kızdığınızda eylemle yapanı birbirinden ayırdığınızdan emin olmanız gerektiğini söylüyor. “Yaptıklarından hoşlanmayabilirsiniz, ancak onları hala sevdiğinizi bilmelerini sağlamalısınız” diyen Wallace, “Bu gerçekten bir ebeveyn için en zorlayıcı şeylerden biridir” diyor.
Wallace, “Özellikle yorgun, stresli ve tolerans seviyeniz yüksek olmadığında bir an için durup kendinizi nasıl hissettiğinizi ifade etmek için kendinizi doğru ruh haline getirin; böylece çocuklarınız davranışları kötü olsa bile onları kötü düşünmediğinizi bilsinler” diyor.
‘Statü kaygısı’na dikkat edin
2008 yılındaki ekonomik durgunluktan kaynaklanan finansal sıkıntı ve ekonomik belirsizliği hisseden ve artık kendileri de ebeveyn olan milenyum kuşağı için Wallace, çocuklarının prestijli üniversitelere gitmeleri için onlara baskı yaparak ekonomik geleceklerini ‘güvence altına almaya’ çalışmaya başladıklarını söylüyor. Wallace buna ‘statü kaygısı’ adını veriyor ve “Ebeveynler, yüksek başarı göstermezlerse ekonomik sıkıntılarla karşılaşacakları korkusuyla çocuklarına baskı uyguluyor” diyor.
Wallace, bunun sonucunda çocukların ek bir stresle karşı karşıya kaldığını söylüyor. Wallace, çocuklarınızla konuşurken bilinçaltında statü kaygısını dışsallaştırıyorsanız, ilk adımın düşünmek ve farkına varmak olduğunu söylüyor. Wallace’ın önerdiği bir sonraki adım ise değerleriniz konusunda net olmak.
Wallace, bununla mücadele etmenin en iyi yolunun, hem sizin hem de çocuklarınızın yüksek test puanlarında, yüksek gelirde ve görünüm odaklı davranışlarda değer bulmak gibi statü arayan dışsal değerleri harekete geçiren mesajlarla çevrili olmamasını sağlamak olduğunu söylüyor.
Öncelikle kendi takviminize dikkatlice bakmanızı öneren Wallace, “Aile yemekleri ve arkadaşlarınızla geçirdiğiniz zaman gibi size içsel tatmin getiren şeylere öncelik veriyor musunuz? Çocuklarınızın dışsal hedeflerin peşinde koşmayı önceliklendirmemesini sağlayacak davranışı modellemeniz gerekiyor; bu, değerler, anlamlı amaçtan ziyade statüyle ilgili hedeflerden gelirse, önemli olma ve öz değer eksikliğine yol açabilir” şeklinde konuşuyor.
Wallace, ayrıca, zamanlarını ne tür değerlere harcadıklarını görmek için çocukların takvimlerine de bir göz atılmasını öneriyor.
Kendinize iyi bakmayı unutmayın
Wallace, ebeveynlerin de çok fazla baskı altında olduğunu söylüyor. Ebeveynler için ruh sağlığı sorunlarına neden olan faktörlerden sadece birkaçı olarak mali sıkıntı, izolasyon ve yalnızlık ile kültürel baskılar geliyor.
Wallace'ın Harvard ile birlikte yürüttüğü 2020 başlarında 6.000'den fazla ebeveynin katıldığı ankette, ebeveynlerin yüzde 83'ü çocuklarının akademik başarısının ebeveynliklerinin bir yansıması olduğu konusunda kısmen veya kesinlikle hemfikir olduklarını belirtiyor.
Wallace, “Şimdi ebeveynler, çocuklarının geleceği konusunda endişelenmekle çocuklarının başarısını desteklemede çok baskıcı olmamak arasında denge kurmaya çalışırken panikliyor olabilirler” diyor ancak Wallace'ın kendi streslerini yönetmeye çalışan ebeveynler için bir çıkarımı da var: “Asla tek başınıza endişelenmeyin. Bunun yerine, değerleriniz konusunda netleşerek oluşturulabilecek güçlü bir destek ağına öncelik verin” diyor.
Wallace, anlamlı ilişkilere değer vermenin güçlü bir destek sistemi aracılığıyla ebeveyn izolasyonunu azaltmakla kalmayacağını, aynı zamanda çocuklarınız için içsel değerler ve sağlıklı davranışlara model olacağını söylüyor.
Z kuşağı çalışanlar öğle yemeklerini pas geçiyor
Z kuşağının iş hayatı neden çok kısa sürüyor
Z kuşağı Noel partilerinde alkol istemiyor
Z kuşağı terfi almak istemiyor
Z kuşağının miras beklentisi suya düşebilir