FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
CEO'lar İsrail-İran çatışmasının ekonomik sonuçları konusunda ‘şimdilik’ endişelenmemeliler.
Finangundem.com’un derlediği bilgilere göre, dünya, İran'ın İsrail'e yönelik şaşırtıcı füze saldırıları ve İsrail'in karşılık verme yemini sonrasında bu hafta Orta Doğu'yu izlerken diken üstünde.
Ekonomik açıdan henüz kriz yok
Fortune’dan Lila MacLellan’ın haberine göre, 1 Ekim'de İran, Lübnan'daki İran destekli bir milis ve siyasi örgüt olan Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah'ın İsrail tarafından Eylül ayı sonlarında öldürülmesine misilleme olarak İsrail'e 180'den fazla balistik füze fırlattı. İsrailliler güvenlikleri için sığınaklarda kalmak zorunda kaldı ancak gelen füzelerin çoğu engellendi. Düşenler de önemli bir hasara yol açmadı.
İnsani açıdan, Gazze'de bir yıl süren yıkıcı can kaybının ve 7 Ekim saldırılarının ardından devam eden genişleyen çatışma şimdi Lübnan'ın yoğun nüfuslu bölgelerine de yansımış durumda. Bu durum elbette korkunç ve endişe verici. Ancak ekonomik açıdan bakıldığında, tırmanış henüz bir kriz anlamına gelmiyor.
Siyasi risk konusunda uzmanlaşmış bir danışmanlık şirketi olan Prism'in kurucu ortağı Johan Gott, İran'ın şaşırtıcı saldırısının Tahran'ın İsrail'in küresel ekonomiye bağlı olan altyapısı ve endüstrisinin, örneğin yarı iletken sektörünün parçalarına zarar verme kapasitesine sahip olmadığını gösterdiğini söylüyor. Gott, “Bu endişeyi büyük ölçüde ortadan kaldırdı; en azından şimdiye kadar” diyor.
Petrol fiyatlarında risk devam ediyor
Küresel ekonomik istikrar için gerçek tehdit ise, İran'ın çatışmaya daha da fazla çekilmesiyle Tahran'ın küresel petrol sevkiyatlarının yaklaşık yüzde 25'inin geçtiği Basra Körfezi'ndeki petrol altyapısını ve ticaret yollarını hedef alabileceği olasılığı olmaya devam ediyor. Gott, “Orada bir olay benzeri görülmemiş olur ve anında büyük etkileri olur” diyor.
Prism raporda ayrıca, “Orta Doğu'daki yüksek çatışma riskine rağmen, petrol fiyatları şimdiye kadar kontrol altında tutuldu. Bu biraz tarihsel bir anormallik ancak İsrail'in İran petrol üretimine yönelik saldırıları veya İran'ın Körfez ülkelerinin petrol ihracatını aksatması bunu hemen değiştirir. Petrol fiyatlarının iki veya üç katına çıktığını görebiliriz” diye yazıyor
Petrol fiyatları bu hafta mütevazı bir şekilde arttı. İran'ın saldırısından önce varil başına 71 dolardan işlem gören Brent ham petrolü, 2 Ekim'de 76 dolara ulaştı.
Arz ve talep çakışabilir
İşleri daha da karmaşık hale getirmek için, ABD'deki faiz indirimleri ve Çin'in zayıf ekonomisini canlandırmak için teşvik kullanma yönündeki yeni çabaları göz önüne alındığında, bir petrol arzı krizinin talepteki artışla çakışması mümkün. Prism'in kurucu ortağı George Coe, bu teşvik çabalarının meyvelerini vermeye başladığını ve Çin hisse senedi piyasalarının ‘yükseldiğini’ söylüyor.
Son yıllarda, Çin'in zayıflayan talebi emtia fiyatlarını düşük tuttu. Coe durumu “Olası bir petrol arz kesintisiyle ilgili birçok kesişen endişe arasında, aynı anda hem talep artışı hem de arz sorunu yaşayabilirsiniz” sözleriyle açıklıyor ve “Bu da daha yüksek fiyatlara ve kıtlıklara yol açabilir” diyor.
CEO'ların dikkat etmesi gerekenler
Yine de, ikili, böyle bir senaryo olmadığı sürece, ABD CEO'larına tavsiyelerinin, kendilerine daha yakın tehditleri göz önünde bulundurmaları olduğunu söylüyor. İkili, “ABD limanlarındaki liman işçileri grevi ve bunun tedarik zincirinde kaosa yol açma potansiyeli enflasyonu yeniden başlatabilir, bu CEO’lar için büyük önem taşıyor” diyor ve grevin potansiyel etkilerinin yeterince bildirilmediğini söylüyor.
Ancak ikilinin daha büyük endişesi ABD seçimleri ve eski Başkan Donald Trump tarafından ortaya atılan korumacı ticaret politikaları. Cumhuriyetçi aday, Kasım ayında kazanırsa evrensel ithalat tarifeleri ve halihazırda vergilendirilen Çin mallarına daha yüksek tarifeler uygulama sözü verdi.
Çoğu ana akım ekonomist, bu politikalarının Amerikan aileleri için olduğu kadar, en büyük ABD çokuluslu şirketlerinden bazıları da dahil olmak üzere küresel şirketler için de muazzam sonuçları olacağını söylüyor.
Coe, şirketlerin Trump'ın ilk döneminde Çin ile başlattığı ticaret savaşına hâlâ maliyet yapılarını ve tedarik zincirlerini yeniden yönlendirerek yanıt verdiğini ve Trump'ın son önerilerinin çok daha uç olduğunu söylüyor. İkili yeni raporlarında, “Bazı hesaplamalar, ABD ithalatı için yılda yarım trilyon değerinde artan maliyet olduğunu gösteriyor. Bu rakam, ABD'nin belirli ticaret ortaklarının misillemelerini hesaba katmak için iki katına çıkarılmalı. Bu, küresel tedarik zincirleri için Trump'ın ilk dönemindeki Çin ticaret savaşından çok daha büyük bir şok olur” diye yazıyor.
Gott, şirketlerin ilk döneminde Trump'ın tarife önerilerine proaktif bir şekilde yanıt vermediğini ve önerileri çok abartılı olduklarını düşündüklerini ekliyor. Gott, tüm bunlara rağmen Trump’ın ticaret politikalarında tutarlı olduğunu ve bunları ilk döneminde başarıyla uyguladığının da altını çiziyor. Gott, dört yıl sonra Trump yeniden kazanırsa, ticaret önerilerini tekrar göz ardı etmenin ‘büyük bir hata’ olacağını vurguluyor.
İran lideri Hamaney'den 'Füze saldırıları' açıklaması: Meşru müdafaa
İran'da İsrail'e yönelik füze saldırılarının afişleri asıldı!
İsrail basınından misilleme iddiası: İran'a güçlü bir karşılık verilecek
Trump, İsrail-İran gerilimini "okul bahçesinde kavga eden çocuklara" benzetti
İsrail: İran'a saldırısına cevabımız acı verici olacak
İran’ın füzeleri... İsrail’in tehdidi... Bundan sonra ne olacak?