FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Yanlış yerde kullandığınız kelimeler yüzünden kariyerinizi sabote ediyor olabilirsiniz. Viral Chatter’ın haberine göre işyerinde iletişim kurma şekliniz mesleki itibarınız üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.
Çalışanların %86'sı, işyeri başarısızlıklarının ana nedenleri olarak zayıf iş birliği ve etkisiz iletişimi gösteriyor. Haberde ofis ortamında sizi zayıf ve hatta beceriksiz gösterebilecek 16 yanlış cümleye dikkat çekiliyor.
1. “Bu benim işim değil”
Bir görevi iş tanımınızda olmadığı için bir göreve katılmayı veya başkasına yardım etmeyi reddetmek, katı görünmenize ve bir takım oyuncusu olarak isteksiz bir çalışan intibası bırakmanıza sebep olur. Gerçekten de yardımcı olabilecek yeteneğe sahip değilseniz dahi, yardım edebilecek başka birini bulma konusunda yardımcı olmayı teklif edebilirsiniz.
Bu tür bir görevi doğruda reddetmek yerine aşağıdaki gibi daha işbirlikçi bir yaklaşımı deneyebilirsiniz: “Yardım etmekten memnuniyet duyarım. Ancak gelecek haftaya kadar X projesine bağlıyım. Bu konuda seninle çalışmaya uygun olup olmadığını görmek için Sarah’ya danışıyorum.”
2. “Benim hatam değil”
Bir şeyler yanlış gittiğinde başkalarını suçlamak iş ilişkilerinizi zora sokmanın adeta kesin bir yoludur. Yaşanan sorundaki rolünüz küçük dahi olsa sorumluluk alın ve başkalarını hedef almak yerine çözüm bulmaya odaklanın.
Hatalarınızı zarifçe kabul edip şöyle bir ifade kullanabilirsiniz: "Haklısın, bu değişikliği müşteriye iletme konusunda eksik kaldım. Herhangi bir kafa karışıklığını gidermek için hemen şimdi onlara ulaşmama izin verin. Bundan sonraki süreçte herkesi bilgilendirdiğimden emin olacağım.”
3. “Hatalı olabilirim ama…”
Fikirlerinizi bu gibi isteksiz ifadelerin arkasına saklamak güvenilirliğinizi azaltır ve kendinizden emin görünmemenize neden olur. Yüzde yüz emin olmasanız dahi güvenle fikirlerinizi belirtin.
Görüşlerinizi doğrudan belirtin ve somut verilerle destekleyin: “A planı üzerinden ilerlemeyi öneriyorum. Verilere bakılırsa, bu bize başarı için en yüksek ihtimali verecektir. “
4. “Bu aptalca bir soru olabilir, ama…”
Henüz bir soru bile sormadan önce kendinizi aşağıda bir yere koymak özgüven eksikliğine işaret eder. Unutmamak gerekir ki aptalca bir soru diye bir şey yoktur, özellikle de alacağınız cevap işinizi daha iyi yapmanıza yardımcı olacaksa.
İhtiyacınız olan bilgileri bir özre ihtiyaç duymadan isteyin: “Lütfen bu iş için son tarihi açıklayabilir misiniz? En yüksek standartlarda işi tamamlayabilmek için yeterli zaman ayırdığımdan emin olmak istiyorum.”
5. “Şu anda buna ayıracak zamanım yok”
Yardıma ihtiyaç duyan bir çalışanın amiyane tabirle fırçalanması, kaba ve küçümseyici davranılması sıkça görülen bir durumdur. Ancak doğru olan gerçekten yoğun bir dönemdeyseniz alternatif bir zaman önermektir.
Bu sayede iş arkadaşınıza yardımcı olmaya istekli olduğunuzu gösterebilirsiniz: “Şu anda başka bir projeyi tamamlıyorum fakat bu konu hakkında daha sonra ayrıntılı olarak konuşabiliriz. Bu öğleden sonra 15 dakikalık bir görüşme ayarlayabilir miyiz?”
6. “Bu imkansız”
Çözümleri tam olarak keşfetmeden fikirleri veya talepleri "imkansız" olarak tanımlamak, esnek görünmemenize ve problem çözme konusunda isteksiz görünmenize neden olur. Bir şey ilk bakışta olanaksız görünse bile, ona yapabilirim tavrıyla yaklaşmak en doğrusudur.
Geçici çözümler bulmaya odaklanmak için yanıtınızı yeniden biçimlendirebilirsiniz: "Mevcut kaynaklarımız göz önüne alındığında bu son teslim tarihini karşılamak zor olacak, ancak bazı yaratıcı çözümler için beyin fırtınası yapalım. Bu işi başarmanın bir yolunu bulabileceğimize eminim."
7. “Bence…”
Bu ifadeyi aşırı kullanmak, kendi fikirlerinizden emin olmamanıza neden olabilir. Elbette, düşüncelerinizi formüle ederken belirsizliği ifade etmek olumsuz bir şey değildir. Ancak sağlam bir duruşunuz varsa, bunu iddialı bir şekilde belirtmek en doğrusudur.
"Bence" ifadesini daha kendinden emin bir ifadeyle değiştirin: "Pazar araştırması verilerine dayanarak bu kampanyanın hedef kitlemizde yankı uyandıracağına kesinlikle inanıyorum."
8. “Önemli bir şey değil”
Sorunları veya hataları küçümsemek, dikkatsiz veya sorumsuz görünmenize neden olabilir. Bir hata size küçük gelse bile, etkisini kabul edin ve düzeltmek için adımlar atın.
İşinizi ciddiye aldığınızı gösterin: "Müşteri e-postasındaki yazım hataları için özür dilerim. Temiz bir imaj sunmamızın ne kadar önemli olduğunu anlıyorum. Gelecekte hataları daha dikkatli bir şekilde düzelteceğimden emin olacağım."
9. “Yorgun görünüyorsun”
Bir iş arkadaşınızın görünüşü hakkında yorum yapmak, empati yaptığınızı düşünseniz bile uygunsuzdur ve karşınızdakinin kendini baskı altında hissetmesine neden olabilir. Sınırları aşmaktan kaçınmak için işle ilgili konulara bağlı kalın.
Bir iş arkadaşınızın sağlık durumu konusunda endişeleriniz varsa, ona bu konuyu saygılı bir şekilde iletebilirsiniz: "Son zamanlarda çok fazla gece geç saatlere kadar çalıştığınızı fark ettim. Yükünüzü hafifletmek için yapabileceğim bir şey var mı?"
10. “Ama biz bu işi hep böyle yapıyoruz”
Bu ifade, ofisteki yeniliklerin baş düşmanıdır. Statükoya tutunmak yaratıcılığı bastırır ve esnek olmadığınızın sinyalini verir. Yeni fikirlere ve süreçlere açık olmaksa en doğrusudur.
Zamanla gelişmeye istekli olduğunuzu gösterin: "Bu yeni sisteme geçiş biraz alışma süresi gerektirecek. Ancak güncellenen iş akışını öğrenmek ve verimliliğimizi nasıl artırdığını görmek beni heyecanlandırıyor."
11. “Bu hiç adil değil”
Adaletsizlikten şikayet etmek, olgunlaşmamış ve eleştirileri kabul etmeyen bir karakter gibi görünmenize neden olur. Size nasıl davranıldığına dair endişeleriniz varsa bunları doğrudan uygun kişilerle görüşün.
Kendinizi profesyonel yollarla savunun: “Performansımı ve tazminatımı tartışmak istiyorum. Bu çeyrekteki katkılarıma dayanarak bir zam hak ettiğime inanıyorum.”
12. “Bunun için yeterince maaş almıyorum”
Maaşınız hakkında, özellikle de iş arkadaşlarınızın önünde şikayet etmek profesyonelce değildir. Düşük ücret aldığınızı düşünüyorsanız bunu belirten sağlam bir argüman oluşturun ve uygun kanallardan zam talep edin.
Beklentilerinizi saygı çerçevesinde ifade edin: “Burada geçirdiğim süre boyunca ek sorumluluklar üstlendim. Maaşımı genişleyen rolümle uyumlu hale getirmek konusunda bir konuşma yapmak istiyorum.”
13. “Bu işten nefret ediyorum”
Mesleğinizi veya işvereninizi sürekli olarak kötülemek moralinizi bozar ve size kötü yansır. Gerçekten mutsuz hissediyorsanız yeni iş fırsatları aramanın zamanı gelmiş olabilir.
Hayal kırıklıklarınızı iş dışında güvendiğiniz bir arkadaşınıza iletin ve iş yerinde daha olumlu bir tutum benimseyin: "Burada sahip olduğum fırsatlar için minnettarım, ancak uzun vadeli kariyer hedeflerimle daha uyumlu yeni bir mücadeleye hazırım."
14. “Akşamdan kalmayım”
Çılgın bir gecenin ayrıntılarını bir iş arkadaşınızla paylaşmak asla doğru değildir. Özel hayatınızı profesyonel hayatınızdan uzak tutmak kredibilitenizi yüksek tutar.
İyi bir gününüzde değilseniz sebebini belirsiz tutun ve bundan güç almayı deneyin: “Bugün biraz kötü hissediyorum ama elimden gelenin en iyisini yapacağım. Toplantı gündemimize girmek için sabırsızlanıyorum.”
15. “Öyle duydum…”
Ofiste dedikodu yapmak karakterinize kötü bir etki yaratır ve toksik bir çalışma ortamı yaratabilir. Söylentilerden sıyrılın ve kendi işinize odaklanın
Kulaktan dolma bilgilerin konuşulduğu tartışmalardan basit bir şekilde uzak durun: "Bu konuda spekülasyon yapmak konusunda kendimi rahat hissetmiyorum. Elimizdeki göreve odaklanalım."
16. “Bu benim sorunum değil”
Ekibi etkileyen bir sorun hakkında ilgisiz davranmak, takımınızı sahiplenmediğinizi ve inisiyatif eksikliğinizi gösterir. Bir sorun doğrudan sizin yetki alanınıza girmese bile, müdahale etmeyi ve bir çözüm bulmaya yardımcı olmayı teklif edin.
Çözümün bir parçası olmaya istekli olduğunuzu gösterin: "Bu projede doğrudan yer almayabilirim, ancak uzman olduğum konularda bilgi paylaşmaktan memnuniyet duyarım. Kafa kafaya verelim ve işleri nasıl tekrar rayına oturtacağımızı bulalım."
Üst sınıfı farklı kılan 7 özellik
Daha fazla para biriktirmenin 10 yolu
Daha fazla sermaye bankaları iflastan kurtarır mı?