VOLKAN KARSAN - FINANSGUNDEM.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER
Yapay zeka artık hayatımızın farklı alanlarında karşımıza çıkabiliyor. Diş hekimliği ile yapay zekanın buluştuğunu öğrenince, nasıl oluyor merak ettik. Bu konuya yıllarını veren diş hekimi Dr. Gürkan Güneç’e sorularımızı yönelttik.
“DİŞ HEKİMLİĞİNDE DÜNYA GENELİNDE YAKLAŞIK 6-7 YILDIR YAPAY ZEKA UYGULAMASI VAR”
- Sayın Güneç, genel olarak yapay zeka ve tıp ilişkisini nasıl özetlersiniz?
- Kısacası yapay zeka, klasik beynimizin fonksiyonlarının öğretilerek işleme ve problemi çözme hali. Tıpta ise genelde şöyle ilerliyor.
Tüm dünyada görüntü işleme üzerinden başlandı. Özellikle radyoloji verileri çok fazla görüntü ihtiva ettiği için buradan yapay zeka geliştirilerek tıptaki hem zaman kaybı, hem karmaşa, hem gözden kaçan bazı ufak problemlerin önüne geçmek için çalışmalar yapıldı. Son 10 yıldır özellikle sağlık ve tıp alanında yapay zeka kullanımı başladı.
Diş hekimliğinde de dünya genelinde yaklaşık 6-7 yıldır böyle bir uygulama var. Zaten tıp ve diş hekimliği genel olarak beraber ilerliyor. Burada seri şekilde problem çözmede algoritmaların uzman kişilerle yapılması çok değerli. Genel anlamıyla bu çalışmalar için tıp ve diş hekimliğinde radyolojiyle başlayan bir yapay zeka çağı diyebiliriz.
“KİMSE TEK BAŞINA BİR YAPAY ZEKA EĞİTİMİ YAPAMAZ, HERKES BİRBİRİYLE TAM ANLAMIYLA UYUM İÇİNDE ÇALIŞMALI”
- Bir diş hekimi olarak yapay zekayla nasıl tanıştınız? Kendi deneyimlerinizi anlatabilir misiniz?
- Bu bir ekip işi. Diş hekimliği de multidisipliner çalışmaya çok müsait bir alan. Mühendislerle beraber çalışarak biz yapay zekayı öğrendik ve onlara da tabiri caizse diş hekimliğini öğretmiş olduk. Pandemi öncesi 2018-2019 bu konuyla tanıştık. Türkiye'de 2019’da TÜBİTAK bir çağrı yaptı.
Bu girişim, Türkiye'de yapay zekayla ilgili öncü projeleri değerlendirme çağrısıydı. Biz akademisyen de olduğumuz için Türkiye'deki birçok üniversite öğretim üyeleriyle birlikte bu çağrıyı gördük. Böylece bir TÜBİTAK projesi geliştirme fikriyle, yapay zeka hayatımıza girdi. Sonra ben şahsen çeşitli kitaplar okudum, arkadaşlarımla çeşitli makaleler yazdık. Bilimsel olarak nerelerde, ne yapılabildiğini görmek için kongrelere, sempozyumlara katıldık. Yapay zeka vesilesiyle oldukça fazla bilgiler edindik.
Hangi alanda -mühendislik dışında- neler yapılabiliyor, bize ne katkısı olabilir diye baktık ve daha sonra eğitim alanına geçtik. Eğitimde de multidisipliner çalışmak ve ekip olmak lazım.
Kimse tek başına bir yapay zeka eğitimi yapamaz. Herkes birbiriyle tam anlamıyla uyum içinde çalışmalı. Tıp camiasında çok fazla kullanılır, enzim/koenzim ya da anahtar kilit gibi düşünebilirsiniz. Bu şekilde yapay zekanın alt birimleriyle tanışıyorsunuz. Daha sonra devamında, bu işin nereye gideceğini, dünyanın nerede olduğunu görüyorsunuz.
Biz de bunları görürken çok heyecanlandık. Belli bir ölçüde konfor alanınızdan çıkmanız gerekiyor. Zorlu olan kısım bu hepimiz için.
Ama bir sonuç almaya başladığınızda çok güzel işler çıkacağını görüyorsunuz. Biz de ekip olarak onun heyecanıyla beş yıldır yapay zekayla çalışmalar yapıyoruz.
“BAŞLANGIÇ AŞAMASI İÇİN 12-13 KİŞİ ÇOK DEĞERLİYDİ, KARŞILIKLI ÖĞRENEREK DİŞ HEKİMLİĞİNDEKİ BİRÇOK PROBLEMİ ÇÖZEREK İLERLEDİK”
- Ekibiniz bir üniversite şemsiyesi altında mı oluştu?
- Ben İstanbul Üniversitesi mezunuyum, doktoramı da aynı üniversitede yaptım. Burada tanıştığım ve daha sonra da akademik süreçte birlikte olduğum kişilerle beraber, Medipol Üniversitesi, şu an benim görev yaptığım Sağlık Bilimleri Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi kökenli akademisyenlerle bu işe giriştik.
Marmara Üniversitesi’nden de pırıl pırıl iki çok genç algoritmacı arkadaşla tanıştık. Onlar da mühendislik alanında yapay zeka üzerine yoğunlaşmışlar. Bir de Medipol Üniversitesi'den bir profesör hocamızdan da destek aldık.
Böylelikle bir ekip kuruldu. Yaklaşık 12-13 kişiyle başladık şimdi 20 kişilik bir ekip olduk.
Başlangıç aşaması için 12-13 kişi çok değerliydi, karşılıklı öğrenerek diş hekimliğindeki birçok problemi çözerek ilerledik.
“YAPAY ZEKA, ÖZELLİKLE MESLEĞİNİN BAŞINDA OLAN ARKADAŞLARIMIZA DAHA HIZLI TECRÜBELENDİRME GİBİ BİR KAZANIM SAĞLADI”
- Genelde yapay zeka diş hekimliğinde hangi alanlarda sizin hayatınızı kolaylaştırıyor?
- Daha önce söylediğim gibi dünya genelinde de radyoloji verileriyle ilerlediği için ilk zamanlar biz de bu alanda geliştik. Ön tanım ve teşhis amaçlı bir yapay zeka programına geçtik.
TÜBİTAK'tan da 1507 KOBİ ARGE başlangıç programına kabul aldık. Buradaki önemli konu sahadaki problemi hızlıca çözmekti. Türkiye'nin her yerinde -dünyada da olduğu gibi- diş hekimliği çok iyi yapılmaya çalışılıyor. Ama bir standardizasyon problemimiz var.
Herkes farklı bir ekolle yetişiyor. Bunun için önce temelinde standardizasyon oturtmaya çalıştık. Eğitimde ve ilerisinde klinik bilimlerde ne olabilir diye çok sayıda toplantı yaptık.
Hızlı olarak doğru tanıya gitmeye çalıştık. Bundan da kaynaklı olarak yapay zeka, özellikle mesleğinin başında olan arkadaşlarımıza daha hızlı tecrübelendirme gibi bir kazanım sağladı. En önemlisi de hasta üzerinde çalışıyoruz ve doğru teşhisin önemi de karşılığını verdi. Devamlı karar araçları ve dantebot dediğimiz chatbot geliştirmeye başladık.
Bunların karşılığında da hem bilimsel çalışmalarda hem de hastalarda çıktılar çok güzeldi. Bazı ödüller de aldık. Çünkü hepimiz bu şekilde hata payını en aza indirmeye çalışıyoruz. Tabii ki yapay zekanın da kendi içinde hata payları var.
Ama günün sonunda bizim amacımız buradan çıkacak sonuçla hastalığa erken tanı koymak ve koruyucu hekimlik. Buna sürdürülebilir bir diş hekimliği denebilir. Bu amaçla çalışıyoruz.
“YAPAY ZEKA İÇİN DE TEK BAŞINA BİR ÜRÜN, TEK BAŞINA BİR MAKİNE ÖĞRENMESİ DİYEMEYİZ, EKOSİSTEME GİRDİĞİ ZAMAN DEĞERLİ OLUYOR”
- Somut örneklerle diş problemi olan kişiler yapay zekalı bir kliniği tercih etmelerinde ne avantajlar elde ediyorlar?
- Özellikle İstanbul'da yaşıyorsanız zaman çok değerli. Yapay zeka aslında hastaya ön bir tanı koyarak bu zamanı kazandırıyor. Gün içinde hepimizin enerjisinin düştüğü durumlar olabiliyor. Hekime de o yoğun temposu içinde gözden kaçırabileceği konularda karar destek programlarını sağlamış oluyor. Biz sadece kliniklere bunu vermekle kalmadık, üniversitelerde kullandı ve sonuçta bir mobil App çıkarttık.
Amacımız zaten TÜBİTAK'la da çalışırken buydu. Mobil App'te de amaç, oturduğunuz yerden kendinize bir dental check-up yapabilmeniz. Bu size ne avantaj sağlıyor? Hepimiz Türkiye şartlarında dişimizde bir sıkıntı olduğunda kliniğe gidiyoruz.
Bizim yaptığımız bu program sayesinde, kendiniz durumunuzu -aynı Sağlık Bakanlığımızın e-nabız programında olduğu gibi- sürekli takip edebiliyorsunuz. Kendi diş problemlerinizin en azından ne durumda olduğunun, verdiğiniz soru cevaplarla, yükleyeceğiniz fotoğraflarla karşılığını alabiliyorsunuz. Bu çıkan radyolojik bulguları yapay zeka ile hekiminizle de paylaşabiliyorsunuz.
Aslında bu bir ekosistem. Yapay zeka için de tek başına bir ürün, tek başına bir makine öğrenmesi diyemeyiz. Ekosisteme girdiği zaman değerli oluyor. Biz de bu ekosistemi yarattık diyebilirim.
“BELKİ DUYMUŞ OLABİLİRSİNİZ BAZI TIP SONUÇLARI 3 AY, 6 AYDA ÇIKARKEN YAPAY ZEKAYLA 10 SANİYEDE SONUCA VARILABİLİYOR”
- Orta veya yakın gelecekte yapay zekanın katkısıyla bizi ne tür gelişmelere bekliyor?
- Hem bilim insanları hem de endüstrideki kişiler çok yoğun biçimde bu işle uğraşıyor.
Bunun bir sonu yok ve en önemlisi süper zeka hedefi. Yapay zekanın en üst birimi diyebiliriz. Doğruluk oranı neredeyse yüzde 99,9'lara çıkan insansız zeka da denilen bu hedef de hem yeni bir iş alanı açacak hem de bazı iş alanlarını maalesef kapatacak. Ama hem yapay zekada hem de ilgili bilim alanlarında yetişmiş personele çok ihtiyaç var.
Daha önce belirttiğim gibi bu bir multidisipliner çalışma. Son karar merciği her zaman diş hekimleri ya da hekimler veya ilgili bilim dalındaki kişiler olacak. En sonunda yapay zeka bu hedeflere ulaşırsa aslında insan odaklı oluşabilecek bazı hataların önüne geçmiş olacak.
En önemli hedef bu ve gereksiz yere bazı yapılan işlemlerin de artık son bulmasını sağlayacak. En önemlisi hızlı sonuçlar da vereceği için zaman kaybı önlenecek. Belki duymuş olabilirsiniz bazı tıp sonuçları 3 ay, 6 ayda çıkarken yapay zekayla 10 saniyede sonuca varılabiliyor.
Zaten şu an 2027-2028 hedeflerinden bahsediliyor. Belki orta vade diyebiliriz ama teknoloji için çok yakın bir gelecek diye düşünüyorum.
“DENTISTODAY UYGULAMASI HEM APPLE STORE'DA HEM DE GOOGLE PLAY'DE MEVCUT, BU ALANDA ÇALIŞAN TÜRKİYE'DEKİ İLK MOBİL UYGULAMA, DÜNYADA İKİNCİ SIRADAYIZ”
- Konuyla yakından ilgilenen kişilere başka ne tavsiyeleriniz olabilir?
- Doğal olarak konfor alanından çıkmak herkes için çok kolay değil. Hem meslektaşlarımız adına hem hastalar adına teknoloji bazen çok korkutucu olabiliyor.
Ama birçok yerde olduğu gibi artık yapay zeka çağındayız. Başlangıçta 25 yıl önce belki cep telefonları da çok farklıydı insanlar için. Ama şimdi akıllı telefonlarla görüntülü konuşabiliyoruz.
Aslında yapay zekaya inanmanın ve yapay zekayla çalışmanın önemini, farkındalığını yaratmak istiyoruz. Bu yüzden çıkarttığımız “Dentistoday” uygulaması hem Apple Store'da hem de Google Play'de mevcut. Bu alanda çalışan Türkiye'deki ilk mobil uygulama dünyada ikinci sıradayız.
Bu çalışmalarda dünya çok hızlı gidiyor. Endüstri 6.0'lar konuşulurken herkesin bu konularda hem bilgi sahibi hem de tecrübe sahibi olmasını tavsiye ediyorum. Gerçekten yapay zekaya inanılmasını, güvenilmesini ve onlarla yaşamayı da öğrenilmesini tavsiye ediyorum.
“YEREL SUNUCU YA DA YEREL BULUT SİSTEM KULLANIMININ VATANDAŞLARIN SAĞLIK VERİLERİNİN KORUNMASI İÇİN OLDUKÇA ÖNEMLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
- Bu tavsiyelerin yanında yapay zekanın kötü amaçlı kullanımı ya da hata yapılmasıyla ilgili endişeleriniz var mı?
- Biz bu ürünü geliştirirken çok kıymetli hukuk müşavirleriyle çalıştık. Etik ihlaller şu an yapay zekadaki en büyük sorun çünkü kişisel veri işleniyor, kişisel veri kullanılıyor. Burada yapay zeka alanında çalışmak için birden çok kurumdan izinler alarak mevcuttaki ham datayı yapay zeka eğitiminde ve gelişiminde kullandık. Eğitim amaçlı kullanılan bu datalar hala
Türkiye sınırları içindeki sunucumuzda anonimleştirilerek saklanmaktadır. Yerel sunucu ya da yerel bulut sistem kullanımının vatandaşların sağlık verilerinin korunması için oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. TÜBİTAK da zaten bu yüzden bizi bir buçuk yıl boyunca destekledi ve başarılı buldu.
Etik ihlaller tüm dünyanın sorunu ve hukukçular konularla ilgili çalışmaya devam etmektedir. Maalesef kötü emellerle de kullanılabiliyor. Birçok bilim insanının bununla ilgili ülke başkanlarına mektuplar yazdığını biliyoruz.
Umarım kötü boyutlara gelinmez ama buradaki en önemli sorun eğer o boyutlara gelinirse, bundan yaklaşık 30-35 yıl önce yapay zekanın bir karanlık çağı yaşanmıştı ve korkulardan dolayı tekrar o çağa gerilerse çok üzülürüz.
Aslında korkutucu taraf farklı alanlarda da yapay zekanın ilerliyor olmasıdır. Mesela savaş sanayi gibi daha büyük endüstrilerde ticari durumlara gelirse o zaman amacını aşmış olacak. Umarım bu durumları görmeyiz. Şu an ufukta gözükmüyor ama tabii ki teknoloji farklı yere getirilebilir. En büyük korkumuz etik ihlaller ve maalesef sadece ticari amaçlarla bunların yapılıyor olması yapay zekayı ileri götüreceğine çok geri yerlere de çekebilir. Biz bu teknolojinin insanlığa faydalı olacak şekilde kullanılmasını gerektiğini düşünüyor ve bunu uyguluyoruz. Yapay zekanın kullanım çerçevesinin hukuki metinlerle çizilmesi gerektiğini ve bu konuda uluslararası anlaşmalar yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
“BİLİM İÇİNDE KALINDIKÇA VE BÜYÜK TİCARİ AMAÇLARLA OLUMSUZ İŞ YAPILMAZSA ETİK VE VERİ İHLALİNİN OLMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
- Özetle bilimle iç içe olmadığı sürece yapay zekanın kullanımı olumsuz olabilir. Ama bilimle iç içe olduğu takdirde insanlık açısından da çok yararlı olabilir diyebiliyor muyuz?
- Evet diyebiliyoruz. Zaten yapılan tüm yayınlar son beş yılda pik yapmış durumda. Yani insanların bu alana ilgisi çok büyük. Bilim insanlarının dediğiniz gibi bilim içinde kalındıkça ve büyük ticari amaçlarla olumsuz iş yapılmazsa etik ve veri ihlalinin olmayacağını düşünüyorum.
Bu konuda da biz her zaman genç bilim insanlarıyla ve yeni mesleğe atılan arkadaşlarla zaten hep çalışıyoruz ve hep destek verdik. Hem bilimsel anlamda hem akademik anlamda her zaman bize ulaşabilirler. Her zaman ortak çalışma için iş birliği halinde olabiliriz.
Bu da Türkiye'nin de zaten 2025 yapay zeka hedefine çok hızlıca ulaşacağının da göstergesi olacaktır.
Dr. Gürkan Güneç kimdir?
1987 yılında İskenderun’da doğan Güneç, ilk, orta ve lise öğrenimimi orada tamamladıktan sonra 2005 yılında İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine girdi. 2011-2015 yılları arasında da aynı üniversitenin Endodonti BD’da doktora eğitimimi tamamladı. 2018 yılından bu yana akademisyen ve klinisyen olarak meslek hayatına devam eden Güneç, 2019 yılından bu yana Yapay Zeka alanında çalışıyor. Bu zaman diliminde TÜBİTAK başta olma üzere yurt içi ve yurt dışı dergilerde makaleler, sözlü bildiriler, kitap bölümleri gibi akademik işlere imza atan Dr. Gökhan Güneç, ülkemizde ilk ve tek, dünyada ikinci yapay zeka destekli bir uygulama olan Dentistoday’i geliştirdi.
Doç. Dr. Demir’e sorduk: Bu gidiş 3. Dünya Savaşı’na mı?
Elif Üngör, sokak hayvanları için ‘Sorumlu Restoran Hareketi’ni anlatıyor
Enis Karslıoğlu: Hep söylüyorum Türkiye'nin yeni petrolü e-ihracat’tır
Robotların dünyasında devlerle yarışan Türk: Ali Tan Şerbetçi
Cemal Akşan: Dönere asıl tehdit Tai Food ile geliyor
Hasan Zontur anlatıyor: İşte çelik tel üretimi işte BMS Tel'in hedefleri