Türkiye, ekonomi politikaları açısından daha rasyonel kararlar almaya başladığı Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası dönemden beri yabancı yatırımcı ve kurumların odak noktasında bulunuyor. Bu durumu Moody’s’in 2 kademeli not artışı, Fitch ve Dünya Bankası’nın ekonomi programına yönelik olumlu görüşleri ve Morgan Stanley gibi yatırım bankacılığı devlerinin Türkiye ekonomisine yönelik bildirdiği pozitif görüşlerden okumak mümkün. Özellikle bu konuya geniş bir bakış açısı getirmek istersek bu kurumlar tarafından yayımlanan raporlar ve beyan edilen beklentilerinin büyük çoğunluğunun TCMB’nin ve Orta Vadeli Program’ın (OVP) beklentileri ile paralellik gösterdiğini görebiliriz. Rasyonele dönüş, hem içeride hem dışarıda beklentilerde pozitif bir eğilimi de beraberinde getirdi.
Özellikle yurtdışı menşeli kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik beklentilerini incelediğimizde 2024 yıl sonu enflasyonu için beklentilerinin ortalama yüzde 41,69 seviyesinde, medyan olarak ise yüzde 42,45 seviyesinde konumlandığını görüyoruz. TCMB’nin yıl sonu için enflasyon beklentisi yüzde 38 seviyesinde bulunurken bu beklentinin üst bandı yüzde 42 seviyesinde.
Aynı şekilde bu kurumların dolar/TL paritesi için de tahminleri birbirlerinden çok fazla sapmayan bir tahmin eğilimiyle yıl sonu için ortalama 36 TL seviyesinde bulunuyor. İstisnasız bütün raporlar Türkiye’de gelecek dönemde güçlü bir dezenflasyon öngörürken, riskleri gözardı etmeden temkinli olmayı da sürdürüyorlar.
Bu temkinli duruşu en sıkı muhafaza edenlerden bir tanesi de Amerika merkezli Wells Fargo. Wells Fargo’nun Döviz Stratejisti ve Uluslararası Ekonomisti Brendan McKenna, Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik beklentilerini paylaştı.
“Enflasyonda yıl sonu beklentimiz yüzde 55-60 aralığında”
Son zamanlarda yayımlanan raporlarda yabancı kurumların Türkiye’de yıl sonu enflasyon beklentilerinin TCMB’nin beklentisinin üst bandı olan yüzde 42’ye yakınsama eğiliminde olduğunu görmek mümkün. CNBC-e'nin haberine göre, bütün bu kurumların aksine Wells Fargo’nun Döviz Stratejisti ve Uluslararası Ekonomisti McKenna, TCMB’nin yıl sonu enflasyon beklentisini ‘iddialı’ olarak değerlendirdi. Muhtemelen yıl sonunda enflasyonun, resmi beklentilerin oldukça üstünde yüzde 55 ila yüzde 60 civarında konumlanacağını söyleyen McKenna, büyük çapta bir dezenflasyon için yüzde 50’lik politika faizinin bile yeterli olmayabileceğini ifade etti.
“Dolar/TL’de yıl sonu için beklentimiz 32,5”
Yayımlanan raporlarda gözlemlenen bir diğer veri dolar/TL paritesinde yıl sonu için beklentilerin 36 seviyesinin çevresinde konumlanması. HSBC, Fitch, BNP, Morgan Stanley gibi kurumların hepsinin beklentisi dolar/TL’nin yıl sonunu 36 TL seviyesinden kapatacağı ve gelecek sene için TL’nin hafif değer kaybedeceği yönünde. Ancak Wells Fargo’nun beklentisi diğer kurumların bu görüşüne eşlik etmiyor.
McKenna dolar/TL paritesine ilişkin yıl sonu beklentilerini 32,5 TL olarak açıklarken paritedeki güncel seviyelerin zirve olduğunu ve TL’nin yıl sonuna kadar kademeli olarak toparlanabileceğini beklediklerini söyledi.
“Gelecek dönemde not artırımları gelebilir”
Moody’s Türkiye’nin ekonomi tarihinde az rastlanır bir şekilde geçtiğimiz haftalarda ülkenin kredi notunu 2 seviye birden artırarak B3 seviyesinden B1 seviyesine yükseltti ve aylar sonra kredi notunu S&P ve Fitch’in değerlendirmeleri ile aynı noktaya çekti. Türkiye’nin kredi notu hala yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe altında bulunuyor.
Wells Fargo’ya göre ise ilerleyen zamanlarda Türkiye’nin kredi notunda yeni artışlar görmek mümkün. Gelecek 12 – 24 aylık dönemde ülkenin ‘rasyonel’ ekonomi politikalarına daha sıkı bağlanması ve kurumların kredibilitesinin artması ile birlikte derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunda iyileştirme yapabileceklerini belirten Wells Fargo’dan McKenna “Türkiye'nin politika çerçevesi daha ortodoks bir yöne kaydıkça ve kurumlar kredibilitelerini yeniden kazandıkça, önümüzdeki 12-24 ay içinde ilave not artırımlarının gerçekleşmesini bekliyorum” dedi.
“Ortodoks politikalar sürdürülürse yabancı yatırımcı ilgisi artar”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TCMB Başkanı Fatih Karahan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevde Yılmaz, her fırsatta ekonomi programına olan güveni ve programın istikrarlı devamlılığını vurgulayan açıklamalar yapıyorlar. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gerçekleştirdiği yatırımcı buluşmaları ve toplantıları ile hem yurtiçi hem de yurtdışı piyasa aktörlerine ekonomi programını anlatan sunumlar gerçekleştiriyor. Bu çerçevede yabancı raporlardan da gördüğümüz üzere yabancı sermayenin girişi programın ‘istikrarına’ ve programa duyulan ‘güvene’ bağlı.
Bu çerçevede Wells Fargo, gelecek dönemde en büyük risk noktasının ‘ortodoks ekonomi politikalarının’ sürdürülmesi ve TCMB’nin para politikası konusunda bağımsızlığını sürdürmesi olarak görüyor. McKenna riskleri işaret ederken güncel politikaların südürülmesi durumunda yabancı yatırımcı girişi beklediklerini ifade etti.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'ndan Türkiye analizi
HSBC, Türkiye için büyüme ve enflasyon tahminlerini revize etti