Yazdır

Pimco Başkan Yardımcısı: Borç krizi için endişelenmeyin

Tarih: 19 Temmuz 2024 - 16:20

Finans devi Pimco’nun Başkan Yardımcısı Peder Beck-Friis yatırımcılara devletlerin son dönemde artan kamu borçları konusunda telaş edecek bir tablo olmadığını söyledi.

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Pandemi krizinin geride bırakıldığı dönemde birçok kişi yüksek faiz oranlarının özel sektörü felç edeceğinden korkuyordu. Ancak Pimco’nun Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Ekonomisti Peder Beck-Friis’e göre bu endişelerin büyük oranda yanlış olduğu ortaya çıktı. Beck-Friis Financial Times’taki yazısında sıkı para politikası ortamının bir finansal istikrarsızlığı tetiklemediğini belirtiyor. Ekonomiste göre küresel bankacılık ve banka dışı finansal piyasalara yönelik sistemik riskler kontrol altına alındı. Üstelik hane halkları da daha az borçlu durumda.

Ekonomist pandemi sonrası mali sorunların yükünü özel sektörün değil kamu sektörünün taşıdığını belirtiyor. Kamu borcu stokları tüm dünyada rekor seviyelere ulaştı. Borçlanma oranları yüksek kalmaya devam ederken faizler de yükseldi. Tüm bunlar borçların maliyetlerini de daha yüksek hale getiriyor.

Mali tablo anlaşılır bir şekilde endişeleri artırıyor. Ancak Beck-Friis alarm verilmemesi gerektiğini belirtiyor. Zira gelişmiş ülkelerin çoğunda devlet borçlarının seviyeleri hala mali kredibiliteye acil tehdit oluşturmayacak kadar düşük. 

Fransa, İspanya, İtalya, İngiltere ve Japonya gibi daha yüksek borcu olan ülkelerdeki tablo görece daha istikrarsız. Söz konusu ülkeler ekonomiste göre gelecekteki ekonomik gerilemelerle baş edebilmek için sınırlı bir mali kapasiteye sahip olacaklar. Yine de bu ülkelerin mali dinamikleri planlanan mali sıkılaştırmaya bağlı olarak hala geniş ölçüde sürdürülebilir görünüyor. Borç seviyeleri önümüzdeki yıllarda düşmeyebilir. Ancak önemli ölçüde artması da pek olası değil.

Burada sürüden ayrı giden tek ülke ise kamu borçlarının keskin bir şekilde artma eğiliminde olduğu Amerika Birleşik Devletleri. Dünyanın en büyük ekonomisinin bütçe açığı diğer birçok ülkeninkine göre daha geniş. Daha da kötüsü diğer gelişmiş ülke piyasalarının aksine mali politikaları sıkılaştırmak için çok daha az istek var gibi görünüyor.

Yine de Beck-Friis daha derinlere inildiğinde ABD’nin ekonomik tablosunun da iyi huylu olduğunu düşünüyor. ABD’nin gayrisafi yurtiçi hasılasına (GYSİH) göre borcu son on yılda artarken gayrisafi milli hasıla ise kamu borçlanmasını geride bıraktı. Üstelik ABD diğer ülkelere göre daha az bağlayıcı mali kısıtlamalarla karşı karşıya. Küresel rezerv para birimi statüsüne sahip olan ABD Doları’nın ve piyasaların güvenli varlık olarak kabul ettiği ABD Hazinesi tahvillerinin tedarikçisi olan ülke rakiplerine göre daha fazla talep görüyor.

ABD’nin vergi yükü diğer ülkelere ve kendi tarihiyle karşılaştırıldığında da daha düşük. Vergi yükünün çok daha yüksek olduğu ve gerektiğinde vergileri ayarlayabilecek çok daha sınır bulunan birçok Avrupa ülkesiyle karşılaştırıldığında ekonomist ABD’nin daha avantajlı bir konumda olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla Beck-Friis’e göre yatırımcıların ABD’ye mali açıdan daha fazla güven vermesi de muhtemel.

Peki bu tablo ABD’nin gelecek yıllardaki borcu için ne anlama geliyor? Ekonomiste göre temel görünüm statükonun korunması anlamını taşıyor: Bütçe açıkları yüksek kalacak ve borçlar yükselmeye devam edecek. Doların küresel rezerv para birimi statüsü sayesinde ABD Hazine tahvillerine olan talep de sağlam kalacak.

Ancak ekonomist borçların sonsuza kadar artamayacağını ve bir noktaya gelindiğinde politikanın veya fiyatların daha sürdürülebilir hale getirilecek biçimde düzenlenmesi gerekeceğini kabul ediyor. En iyimser olasılıksa enflasyona göre düzeltilmiş daha yüksek ekonomik büyüme sayesinde ABD’nin borç tablosunun iyileşmesi. Para politikası yöneticileri borç stoklarının nominal değerini aşındırmak için yüksek enflasyona ve faiz oranlarının yapay olarak düşük tutulması gibi yöntemlere başvurabilir.

Kâbus senaryosu ise ABD Hazinesi tahvillerine olan talebin düşmesi ve yatırımcıların uzun vadeli tahvilleri elinde tutmak için ekstra getiriler talep etmesi. Bunun sonucunda ABD’nin mali güvenliğinde ani ve düzensiz bir kayıp görülebilir.

Pimco Başkan Yardımcısı bu iki senaryonun da olası görünmediğini belirtiyor. Zira ekonomik büyüme zaman içinde toparlanabilir ve kamu borçlarının toparlanması için GSYİH büyümesinin mevcut seviyelerden iki katından fazla artması gerekecek. ABD Merkez Bankası’nın (FED) bağımsızlığına ilişkin kurumsal güven oldukça güçlü görünüyor. Üstelik uzun vadeli enflasyona dair veriler de FED’in hedefleriyle uyuşuyor. Doların küresel rezerv para birimi konumu, ABD ekonomisinin genel dinamizmi ve daha az bağlayıcı mali kısıtlamalar Beck-Friis’e göre bir mali krizi olanaksız kılıyor.

Ekonomist en olası uzun vadeli çözüm olarak harcama reformlarını veya daha yüksek vergiler yoluyla borçların konsolidasyonunu gösterdi. Ancak şu anda bu da pek olası gözükmüyor. Yine de enflasyon ve faiz oranları yüksek seviyelerde kalmaya devam ederse siyasilerin tutumu da zaman içerisinde değişebilir.

Beck-Friis önümüzdeki dönemde yatırımcıların daha fazla volatiliteye hazırlıklı olması gerektiğini belirtiyor. Finansal piyasalar mali ve siyasi şoklara karşı çok daha hassas hale geldi. Mali politikalar için çok daha sınırlı alan kalması da krizlere karşı önlem alınması ihtimalini kısıtlayabilir. Bununla birlikte ülkeler arasında değişen mali dinamikler fırsatlar da yaratıyor. Ekonomist tahvil portföyü olan yatırımcılara ABD’nin ötesindeki seçeneklerle çeşitlendirme uygulamayı tavsiye ediyor.

Kısa vadeli dış borç stoku 182.5 milyar dolarKısa vadeli dış borç stoku 182.5 milyar dolar

 

ABD borçlarını nasıl eritebilir?ABD borçlarını nasıl eritebilir?

 

Şimşek: Borçlanma faiz oranlarımız düşüyorŞimşek: Borçlanma faiz oranlarımız düşüyor

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/pimco-baskan-yardimcisi-borc-krizi-icin-endiselenmeyin/1808321